Mst güvenlik temel İlk Yardım İlk yardimin tanimi



Yüklə 319,76 Kb.
səhifə4/7
tarix29.05.2018
ölçüsü319,76 Kb.
#46712
1   2   3   4   5   6   7

Kardiyojenik Şok: Kalbin pompalama etkinliğini bozan herhangi bir nedenle doku perfüzyonu bozuldu ise bu tip şoklara denir.

Annaflaktik: Şok Şiddetli alerjik reaksiyon söz konusudur.

Nörojenik Şok: Sinir sisteminin dolaşım sistemi üzerindeki kontrolü kaybolmuştur. Sinir sistemi içerisinde doğrudan harap edici etki olması halinde, omurilik travmalarında, ayrıca aşırı barbütürat kullanımında olduğu gibi aşırı doz ilaç kullanımında meydana gelir.

4.2. ŞOKUN BELİRTİLERİ VE BULGULARI: Huzursuzluk ve endişe, Hızlı ve zayıf nabız, Soğuk ve nemli deri, Aşırı terleme, Solukluk ve siyanoz, Yüzeysel, hızlı, zor, düzensiz ve tutuk solunum, Mat ve anlamsız bakışlar, Susama hissi, Bulantı ve kusma, Hipotansiyon, Şuur kaybı.

4.3. ŞOKTA İLK YARDIM: Öncelikle ABC değerlendirilir ve devamlılığı sağlanır (bkz: temel yaşam desteği). Silo giysiler gevşetilir. Şok Pozisyonu verilir. Kanama durdurulur, kırıklar desteklenir yaraların pansumanı yapılır. Isı kaybına karşı hastanın üstü örtülür. Hastanın nabzı, solunumu düzenli aralıklarla kontrol edilir. Yiyecek ve içecek kesinlikle verilmez.

4.3.ŞOK POZİSYONU: Şok pozisyonu aşağıda ifade edildiği şekilde verilir.

> Hasta/yaralı sırt üstü düz yatırılır. > Hasta yaralının bacakları 30cm kadar yukarı kaldırılarak bacaklarının altına destek konulur. (Çarşaf, battaniye, yastık, kıvrılmış giysi vb) Üzeri örtülerek ısıtılır. Yardım gelene kadar hasta/yaralının yanında kalınır. Belli aralıklarla (2–3 dakikada bir) bir yaşam bulguları değerlendirilir.


BEŞINCİ BÖLÜM

YARALANMALARDA İLK YARDIM
1. YARANIN TANIMI: Deri ve derialtı dokularının hasarına YARA denilmektedir. Yaralanmada genellikle ağrı ve fonksiyon kaybı vardır,

2.YARA ÇEŞİTLERİ: Yarayı açık ve kapalı olmak üzere iki başlık altında inceleyebiliriz.

2.1. AÇIK YARALANMALAR: Her türlü açık yan enfeksiyon için açık bir kapı demektir. 0 nedenle yaraya hemen müdahale edilmelidir.

SIYRIK (Abrezyon): Derinin sert ve PÜRTÜKLÜ bir yüzeye sürtünmesi sonucu oluşan yüzeysel

Yaralanan kısımları kan sızabilir. Oldukça ağrılı olabilirler. Sıyrıklar, varsa antiseptikle silinebilir yoksa sabunlu su ile yıkanıp kuru ve temiz tutuldukları sürece daha çabuk iyileşirler. Ancak, kirli veya ıslak bir iş Yapılacaksa yara mutlaka kapatılmalıdır. –



KESİK (Laserasyon): Keskin ve düzgün yüzeyli nesne ile meydana gelir. Kesilmiş düzgün veya parçalı bir yara oluşur. Kesik şeklindeki yara deri altındaki dokuyaka4, sinire ve kan damarlarına kadar derinleşebilir. 1

Kesik yaranın kenarları antiseptikle silinir ve yara ağzı ucuca getirildikten sonra üzeri steril gazlı bezle kapatılarak yaralı hastaneye götürülür.



YIRTIK; KISMİ KOPUK (Avülsiyon): Derinin bir parçası ya tamamen kopmuştur ya da küçük bir kısmı ile bağlı kalmıştır. Genelde çok kanarlar. Bu tip yaralanmalarda kısmen ya da tamamen kopmuş olan deri (flap), yaranın üzerine, normal yerine yerleştirilmeli, daha sonra üzeri steril pansumanla kapatılmalıdır. Yaralı hemen hastaneye götürülmelidir,

DELİNME: Bıçak gibi kesici-delici aletler veya kurşun gibi nesnelerle meydana gelir. Yara girişi küçük olduğundan, dışa kanama genellikle önemli değildir. Ancak derindeki dokulara önemli zarar verebilirler. Eğer bu yaralanma göğüs veya karında ise öldürücü olabilir.

2.1.1. AÇIK YARALANMALARDA ILKYARDIM:

> Kanamayı durdur. Yaranın daha fazla kirlenmesini önle (yara bandı veya steril gazlı bezle kapatarak). Yaralı kısmın hareket etmesini önle, dinlendir. Yara çok kirli ise mutlaka pansumanla kapatılmadan önce bulunabilecek en temiz su ile yıkanmalıdır. Bulunabilecek en temiz su elimizin altında çaydanlıkta kalmış kaynamış ve soğumuş su, yoksa musluk suyu ya da şişe içinde satıları sular kastedilmektedir. Eğer açık yara kirli-paslı metal veya toprakla temas etmişse, mutlaka TETANOS SERUMU ve/veya AŞISI yaptırılmalıdır.



Yanda yabancı CİSİM varsa (Yabancı CİSİM batmışsa); Yabancı CİSİMLERİ çıkarmaya çalışmayın, Yabancı cismi sabitlemek üzere kalın pansuman malzemesi kullanın. Hastayı vakit kaybetmeden hastaneye götürün.

Organ kopması söz konusu ise: Mutlaka temiz, nemli ve soğukta muhafaza edilerek hastaneye götürülmelidir. (Asla ıslatılmaz ve doldurulmaz)

Bunun için;

> Kopan organ, nemli steril gazlı beze (yoksa en temiz su ile ıslatılarak iyice sıkılmış en temiz kumaş parçasına) sarılır,

> Delik olmayan bir naylon torbaya konularak ağzı sıkıca kapatıldıktan sonra, bu naylon torba:

> Buzlu su içine konarak, hastayla birlikte hastaneye götürülür. Bunda önemli olan nokta: organın dondurulmadan ve ıslatılmadan hastaneye ulaştırılmasıdır. 0 nedenle organ doğrudan su içine veya buz üzerine konmaz t

> Hasta ve kopan organ uygun koşullarda 6–12 saat içinde hastaneye yetiştirildiğinde; organın eski işlevlerini aynen yerine getirme olasılığı çok yüksektir.

2.2. KAPALI YARALANMALAR: Üstteki deri tabakasında herhangi bir hasar, yani doku kaybı olmamasına rağmen darbe nedeniyle deri altındaki dokularda meydana gelen kanamalarla karakterize yaralanmalardır. Ekimoz ve hematom olarak sınıflandırılabilirler.

Ekimoz: Deri altındaki sınırsız kanamalar sonucu oluşan morarma ve çürüklerdir.

Hematom: Deri altındaki sınırlı kanamalardır, diğer adıyla kan toplanmasıdır. Hematom sadece yumuşak doku yaralanmalarında görülmez; kırıklardan veya herhangi bir damar yaralanmasından sonra da görülebilir.

2.2.1. KAPALI YARALANMALARDA ILKYARDIM: Kapalı yaralanmalarda ilkyardım soğuk uygulama, dinlendirme ve yüksekte tutma şeklindedir. Bir havluya sarılmış buz torbası etkilenen alana yerleştirildiğinde kanamayı azaltacaktır. Aradan saatler geçtikten sona soğuk uygulamanın yararı olmayacağından, emilimi hızlandırmak ve ağrıyı azaltmak üzere sıcak uygulama önerilmektedir. Etkilenen kısım, günde bir kaç kez ılık-sıcak arası suya 10–15 dakika daldırılır veya sıcak su ile nemlendirilmiş havlu ile sarılır.

Yaralanmaları şöyle de sınıflandırabiliriz:



> Kesik yara: Bıçak, çeki, cam, gibi kesici aletlerle oluşan yaralanma

> Ezikli yara: Taş, yumruk ya da sopa gibi etkenlerin şiddetli olarak çarpması ile oluşan yaralardır.

> Delici yara: Uzun ve sivri aletlerle oluşan yara.

> Parçalı yara: Dokular üzerinde bir çekme etkisi ile meydana gelir.

> Enfekte yaralar: Mikrop kapma ihtimali olan yaralardır.

> Gecikmiş yaralar

> Dikişleri ayrılmış yaralar

> Kenarları muntazam olmayan yaralar

> Çok kirli ve derin yaralar

> Ateşli silah yaraları

> Isınma ve sokma ile oluşan yaralar

YARALARIN ORTAK BELİRTİLERİ: Ağrı, Kanama, Yara kenarının ayrılması.

4. YARALANMALARDA ILK YARDIM: Yaşam bulguları değerlendirilir. Yara yeri değerlendirilir. Oluş şekli, süresi, yabancı ekim varlığı, kanama vb. Kanama durdurulur; Üzeri kapatılır. Sağlık kuruluşuna gitmesi sağlanır. Tetanos konusunda uyanda bulunulur. Yaradaki yabancı CİSİMLERE dokunulmamalıdır.

5. CİDDİ YARALANMALAR: Kenarları birleşmeyen veya 2–3 cin olan yaralar, kanaması durdurulamayan yaralar, kas veya kemiğin görüldüğü yaralar delici aletlerle olan yaralar, yabancı CİSİM saplanmış olan yaralar, insan veya hayvan ısırıkları, görünürde iz bırakma ihtimali olan yaralar.

6. CİDDİ YARALANMALARDA İLK YARDIM: Yaraya saplanan yabancı CİSİM çıkarılmamalıdır, Yarada kanama varsa durdurulmalıdır, Yara içi kurcalanmamalıdır, Yara temiz bir bezle örtülmelidir. Yara üzerine bandaj uygulanmalıdır. Tıbbi yardım istenmelidir (112)

7 GÖĞÜS YARALANMALARINDA ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR: Tüm organ yaralanmalarında olduğu gibi göğüs yaralanmaları da vurma, çarpma, darbe sonucu oluşur ve ilkyardım uygulamaları açısından iki başlıkta ele alınabilir.

7.1. KAPALI GÖĞÜS YARALANMA LARI: Üstteki deri dokusu sağlamdır. Ancak vurma, çarpma, darbe sonucu deri altı dokusundaki hasar nedeniyle morarma, ağrı, kaburga kemiklerinde (kostalarda) kırıklar ve akciğerde yırtılma-yaralanma görülebilir. Ayrıca travma olmaksızın şiddetli kuru öksürük sonucunda da akciğerlerde yaralanma dolayısıyla da kapalı göğüs yaralanması ortaya çıkabilir.

Belirtileri: Şiddetli göğüs ağrısı, Solunum güçlüğü, Öksürme ile kanlı balam veya tükürük gelmesi.

7.2 AÇIK GÖĞÜS YARALANMALARI: Bıçak, şiş, kurşun gibi delici Cisimlerle veya kaburga kemiği kırıklarında, kırık uçların göğüs duvarını delmesiyle meydana gelir.

Belirti ve bulgular: Yaralanan bölgede solunumla birlikte görülen veya artan şiddetli ağrı, Öksürükle kan gelmesi (hemoptizi), Yetersiz oksijenlenme nedeniyle mukozalarda morarma (siyanoz), Kan basıncında düşme.

8. GÖĞÜS YARALANMALARINDA ILK YARDIM:

> Kapalı göğüs yaralanmalarında kişi mümkün olduğunca kısa sürede hastaneye nakledilmelidir. Yan oturur pozisyonda.

> Yelken göğüs söz konusuysa o taraftaki kol 45 derecelik açı ile göğüs üzerine kapatılır. Üçgen sargı bezi ile kol vücuda derin bir nefes aldırdıktan sonra bağlanır. Hasta yan oturur pozisyonda hastaneye götürülür

> Açık göğüs yaralanmalarında öncelikle açık yara kapatılarak içeriye hava emilimi engellenmelidir. Bunun için herhangi bir temiz, delik olmayan plastik/naylon-torba alüminyum folyo (sigara ya da çikolata arabalarında bulunan) veya nemli sık dokunmuş bir kumaş parçası kullanılabilir. —Eğer plastik/naylon kullanılacaksa: Yara üzerine kapatıldıktan sonra dört bir tarafı flasterle vücuda yapıştırılır. Ancak bir köşesi açık bırakılır. Ondan sonra yelken göğüste olduğu gibi sabitlenerek ve aynı pozisyon verilerek hastaneye götürülür.



9, KARIN YARALANMALARI: Kapalı karın yaralanmaları: Vurma, çarpma, darbe sonucu oluşabileceği gibi apandisit patlaması, barsak düğümlenmesi, karın içinde iltihaplanma ve kanamalar sonucunda da oluşabilir.

Belirtileri: Karın ağrısı, hareketle artan ağrı, Bulantı, kusma, Karında şişkinlik sertlik, hassasiyet (hasta karnına dokundurmaz), Hasta hareket etmekten kaçınır. Ateş, dudaklarda kuruma, susuzluk hissi.

9.1. DELİCİ KARIN YARALANMALARINDA GÖRÜLEN SORUNLAR: Kanama bölgesindeki organlar zarar görebilir.

> İç ve dış kanama ve buna bağlı sorunlar oluşur. Karın tahta gibi sert ve çok ağrılı ise durum çok ciddidir. Bağırsaklar dışarı çıkmış olabilir.



9.2. DELİCİ KARIN YARALANMALARINDA İLK YARDIM: Hemen hastaneye götürülür, Kusma olasılığına karşı uyanık olunur. (kusma olasılığına karşı hasta yan yatırılabilir), Şoku kaş hazırlıklı olunur, Ağrının yeri, şiddeti, tipi ve süresi kaydedilir. Hastaya bilinç kontrolü yapılır. Hastanın yaşam bulguları kontrol alır, Dışarıya çıkan organlar içeriye sokulmaya çalışılmaz, üzeri geniş, nemli ve temiz bir bezle örtülür. Tıbbi yardım istenir.

Delici karın yaralanmalarında yapılmaması gereken davranışlar: Ağrı kesici verilmez (teşhis koymayı engelleyeceği için), Yiyecek veya içecek kesinlikle verilmez (ameliyata alınmayı engelleyeceği için). Karın üzerine sıcak uygulama (sıcak su termoforu, ısıtılmış ütü vb) kesinlikle yapılmaz (soğuk uygulama yapmak daha akılcıdır).

9.3. AÇIK SATIH YA RALANMA LARI: Hasta sırtüstü yatırılır. Yara çevresi antiseptikle iyice silindikten sonra yara ağzı uç uca getirilerek üzeri steril gazlı bezle kapatılır ve hastaneye götürülür.

Dikkat edilecek hususlar:

> Eğer iç organlar dışarı çıkmışsa, içeri sokulmaya çalışılmaz. Yara üzerinde toplanır. Ilık ve nemli steril gazlı bezle örtülür ve aşağıda bahsedilen pozisyonlardan bul erdirilerek hastaneye götürülür.

> Yara vücut eksenine paralelse (yukarıdan aşağı doğru ise): hasta sırtüstü yatırılır ve bacaklar dümdüz uzatılır.

> Yara vücut eksenine dibe (sağdan-sola/enlemesine ise): hasta sırt üstü yatırılır ve bacaklar dizden bükülerek mümkün olduğunca karna doğru çekilir.



10. KAFATASI VE OMURGA YARALANMALARI: Darbenin şiddetine bağlı olarak kafatası boşluğunda yer alan merkezi sinir sistemi etkilenir. Bel kemiğinin yaralanmalarda omurgada ani sıkışma ya da ayrılma meydana gelebilir. Bunun sonucunda sinir sistemi etkilenerek bazı olumsuz sonuçlar oluşabilir. Trafik kazalarında ölümlerin %80’ni kafatası ve omurga yaralanmalarından meydana gelir. Omurga 33 omurdan oluşmuştur. Boyun(servikal 7), sırt (torakal 12), bel (lumbal 5), sakral (5) ve kuyruk sokumu (koksiks 3) olmak üzere beş bölüme ayrılır. Omurlar arasında bulunan kıkırdak yastıkçıklar (diskler) hem hareketi sağlarlar hem de kemiklerin aşınmasını önlerler. Omurlar kuvvetli bağlarla birbirlerine bağlanmışlardır, bu bağlar birbirine komşu omurlar arasında küçük eğimlere olanak sağlamanın yanı sıra, birbirlerinin üzerinde durmasını sağlarlar. Omurgayı oluşturan omurların arka kısmında bulunan boşluk ile oluşan kanal (spinal kanal), omurilik ve onu örten zarları içermektedir. Beyin omurilik sıvısı (BOS) bu zarlar arasında dolaşmaktadır. Tüm sinirler omurilik yoluyla beyne ulaşırlar. Omurga yaralanmalarında kırıklar ve/veya ezilmeler meydana geldiğinde omurilik etkilenirse felç hatta ölüm meydana gelebilir. Bir omurun diğeri üzerinde hafif kayması veya diskin kayması(bel fıtığı-herni), milimetrik dahi olsa sinirlerin baskı altında kalması için yeterlidir. Bu nedenle omurga yaralanmalarında hastanın KESİNLİKLE HAREKET ETTİRİLMEMESİ gerekir. Hasta sert bir zemin üzerine yatırılarak (ya da-baş-sırt-kalça aynı düzlemde olacak şekilde) taşınmalıdır. Kaza sonrası bilinci kapalı her hastada omurga yaralanması olasılığı varsayılmalıdır.

KAFATASI VE OMURGA YARALANMALARI NIN NEDENLERİ: Kara üstü düşme, denizde yere çakılma, trafik kazalarında ön cama çarpma, yüksek bir yerden düşme, baş ve gövde yaralanması, otomobil ya da motosiklet kazaları, spor ve iş kazaları, yıkıntı altında kalma.

10.1. KAFATASI YARALANMALARININ ÇEŞİTLERİ: Saçlı deride olan yaralanmalar, Kafatası, beyin yaralanmaları, Kafatası kırıkları, Yüz yaralanmaları, Omurga (bel kemiği) yaralanmaları.

Kafatası yaralanmalarına açık ve kapalı olmak üzere iki şekilde inceleyeceğiz.

AÇIK KAFA YARALANMALARI: Yaralanma gözle görülebildiğinde gerekli pansuman yapılır, mümkünse baş 30 derece yüksekte tutularak (yarı oturur pozisyonda) hastaneye nakledilir. Eğer kulaktan veya burundan açık kırmızı renkli kanama ya da kanla birlikte berrak sıvı geliyorsa. BOS (beyin-omurilik sıvısı) geliyor demektir. Bu şiddetli kafa yaralanmalarında (genellikle de kırıklarında) görülür. Bu gibi durumlarda kanayan burna ya da kulağa gevşek pansuman konarak dışarı akış sağlanır. Kesinlikle tampon yapılmaz! Eğer BOS kulaktan geliyorsa, pansuman konulduktan sonra yaralı o kulağın üzerine gelecek şekilde yan yatırılır ve hastaneye nakledilir.

KAPALI KAFA YARALANMALARI: Gözle görülür bir yaralanma olmadığından vurma, çarpma, düşme, darbe sonrası veya yüksek’ tansiyonu olan kişilerde aşağıdaki belirtiler görülürse bilinci kapalıysa an yatırılarak, bilinci yerindeyse baş yüksekte olacak şekilde yatırılarak, hastaneye götürülmelidir.

10.1 KAFATASI VE OMURGA YARALANMALARINDA BELİRTİLER: Fışkırır tarzda kusma. Aniden başlayan baş ağrısı, baş dönmesi veya kulak çınlaması, Kol (lar) veya bacak (lar) da karıncalanma, uyuşma, ilerleyen kuvvet kaybı, felç, Sebepsiz uyku hali, konuşmada pelteklik, anlamsız konuşmalar kendini kaybetme, bilinç kaybı, Solunumda yavaşlama, iç çekmeler, sesli solunum, hızlanan ve yavaşlayan solunum, Nabızda değişiklikler, vücut ısısında yükselme (kan basıncında yükselme), Kanama ilerledikçe gözbebekleri büyüklüğünde farklılık (ANİZOKORI), çift görme, görmede bulanıklık. Ağrı, hastanın bilinci yerindeyse ağrısını dile getirebilir. Bazen hasta ağrıdan yakınmayabilir’ bu gibi durumlarda hastanın hareket yeteneği gözlenir, Şayet hasta atellenmiş gibi yatıyorsa, hareket etmekten kaçınıyorsa ağrısı nedeniyle bu şekilde yatıyordur. Omurga yaralanması olasılığı çok yüksektir. Kollar ve/veya bacaklarda uyuşma, karıncalanma veya güçsüzlük. Şekil bozukluğu: Omurgada pek rastlanmaz. İstisna olarak boyun omurlarında görülebilir, baş bir tarafa bükülmüştür. Hassasiyet. Paralizi (güç kaybı) ve/veya duyu kaybı. Kot ve/veya bacağını hareket ettirmesi istenerek motor kaybı; dokunarak ta duyu kaybı saptanabilir.

10.3. KAFATASI VE OMURGA YARALANMALARINDA ILK YARDIM: Yukarıda bahsedilen nedenler sonucunda bu belirtilerden biri veya birkaçı görülürse, yukarıda anlatıldığı şekilde hemen hastaneye götürülmelidir.

> Tüm yaralanmalarda olduğu gibi öncelikle ABC kontrol edilir ve devamlılığı sağlanır.

> Kanamalar kontrol altına alınır, yaralar kapatılır.

> Hasta SERT VE DÜZ BİR ZEMİN üzerinde, SIRTÜSTÜ YATIRILARAK taşınır. Boyun kısmı (servka1 omurlar) battaniye, havlu ya da ayakkabılarla sağa-sola hareket etmemesi için desteklenir, Sert ve düz zemin için, kapı, iki uzun sopa arasına gerilmiş battaniye kullanılabilir. Elbette ki yana SEDYE en uygun taşıma aracıdır.



> Trafik kazasında, kazazede araçtan baş-sırt-kalça aynı hizada olacak şekilde çıkarılmalıdır, bunu sağlayabilmek için çevrede bulunabilecek (1m civarında) sopa ya da tahta parçasından yararlanılabilir. Tahta sırta dayanarak aynı düzlemde kalması sağlanabilir.
ALTINÇI BÖLÜM

YANIK, DONMA VE SICAK. ÇARPMASINDA İLK YARDIM
1.YANIĞIN TANIMI: Yanık; ısı, ışın, elektrik veya kimyasal maddelere maruz kalma sonucunda deri ve derialtı dokularda meydana gelen bir çeşit yaralanmadır.

2. YANIK ÇEŞITLERI:

Fiziksel yanıklar: Isı ile oluşan yanıklar, elektrik nedeni ile oluşan yanıklar, ışın ile oluşan yanıklar, sürtünme ile oluşan yanıklar, donma sonucu oluşan yanıklar

Kimyasal yanıklar: Asit alkali madde ile oluşan yanıklar

3. YANIK CİDDİYETINİI BELİRLEYEN FAKTÖRLER: Beş etken belirler. Bunlar. Derinlik, yaygınlık, bölge, enfeksiyon riski, yaş, solunum yoluyla görülen zarar, önceden var olan hastalık.

4. YANIKLARIN DERECELENDIRILMESI:

1. derece yanıklar: Demin sadece en üst tabakasının zedelendiği yanıklardır. Kızarıklık, gerginlik ve ağrı görülür. Örnek: güneş yanıkları.

2. derece yanıklar: Derinin üst ve değişen oranlarda alt kısmının etkilendiği yanıklardır. Kızarıklık, gerginlik, ağrı ve su toplanması (bul) ile karakterizedir.

3. Derece Yanıklar: Tüm deriyi kapsayan; derialtı dokularına, derin dokulara ve hatta kemiklere kadar ulaşan yanıklardır. Deri kum kayış gibi olabilir veya renk değişikliği görülebilir. (kömür gibi, beyaz veya kahverengi olabilir). Şiddetli yanıklarda, yüzeysel sinir uçları ve kan damarları zedeleneceğinden yanık alanda his kaybı olabilir, buna karşın çevredeki daha az yanmış olan doku aşırı ağrılı olabilir.

Yanığın şiddetini belirleyen faktörler:

Yüzey miktarı: Dokuzlar kuralı ile belirlenir.

Kritik alanların yanması: Eller ayaklar, yüz ve cinsel organlar.

Hastanın yaşı: Çok genç veya çok yaşlı olma.

Hastanın genel sağlık durumu: Diğer yaralanmalar veya hastalıklar (diabet kalp, kronik böbrek hastalığı vb gibi).

4.1. HAFİF YANIKLAR: Vücut yüzeyinin; ¼ 2 sinden az olan 3. derece yanıklardır. ¼ 15 inden az olan 2. derece yanıklardır.

4.2. ORTA ŞİDDETLİ YANİKLAR: Erişkinlerde vücut yüzeyinin, ¼ 2-10'u arasındaki 3. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç) ¼ l5-25’i arasındaki 2. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç) i arasındaki 1. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç) Çocuklarda vücut yüzeyinin, ¼ 10–20 si arasındaki 2. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç) Bebeklerde, tüm 1. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç)

4.3. ŞİDDETLİ YANIKLAR: Erişkinlerde vücut yüzeyinin; ¼ 10 undan fazla alan 3. derece yanıklar ve 3. derece el, ayak; yüz, cinsel organ yanıkları. % 25 inden fazla olan 2. derece yanıklar. Çocuklarda vücut yüzeyinin %20 sinden fazla olan 1. derece yanıklar Bebeklerde, tüm 3. derece yanıklar.

Isı Yanakları: Yaş ısı (buhar, her türlü kaynayan sıvı-su, yağ) ve kum ısı (sıcak metaller, ütü, alev, güneş) ile meydana gelirler.

İlkyardım: Yanma sürecini sona erdirerek daha fazla yaralanmaya önlemek gerekir alevi söndürmek, kızgın metali uzaklaştırmak, yaş ısıya maruz kalmış giysileri çıkarmak vb gibi. (DİKKAT: alev yanığında sentetik giysiler deriye yapışmışsa dokunulmaz; kaynar sıvı yanığında eğer olayın üzerinden zaman geçmişse giysiler soğuk suya tutulmadan önce çıkarılmaz aksi halde yapışan deride çıkar)

1. derece yanıklarda; ASLA yoğurt, salça, diş macunu, zeytinyağı vb. şeyler sürülmez, En az 10 dakika soğuk suya tutulur. Gerginliği azaltmak üzere yağlı krem veya ağrısını almak, gerginliği azaltmak üzere yanık merhemi sürülebilir.

> Geniş yanıklarda, kişi kendi içebilecek durumdaysa bol sıvı içitilir.



2. derece yanıklarda; tedavi 1. derece yanıklarla aynıdır. İlave olarak; büller ASLA PATLATILMAZ Gerekiyorsa hastaneye götürülerek steril koşullarda pansuman yaptırılır. Eğer bul geniş bir alanı kapsıyorsa. Üstteki deri ASLA SOYULMAZ! Eğer patlamışsa o zaman içindeki sıvı boşaldıktan sonra 0 kısım antiseptikle silinip üzeri steril gazlı bez ile kapatılıp sargı beziyle sarılır. Zira flaster yanıklı dokuyu zedeleyebilir.

3. derece yanıklarda; hastanın mutlaka bir yanık merkezine veya hastaneye götürülmesi gerekir. Hasta bilinçli (kendi içebilecek durumda) ise bol sıvı içirilir. ALKOLLÜ VE ASİTLİ İÇECEKLER İÇİRİLMEZ

Açık yanık yarası hava ile temas ettiği sürece ağrıya neden olacağından, yaranın hemen hava ile teması kesilmelidir, bunun için yara nemli steril gazlı bez ile kapatılır. Böylece enfeksiyondan da korunmuş olur.



5. KİMYASAL YANIKLAR: Kuvvetli asit veya bazlarla meydana gelir. Çoğunlukla endüstri, laboratuar veya fabrikalarda görülür. Sadece kimyasal maddeler değil onların oluşturduğu gazlar ve buharlar da kimyasal yanıklara (özellikle solunum yolunda) neden olurlar. Bu gibi iş yerlerinde normalde gerekli önlemlerin alınmış, kişilerin eğitilmiş olması gerekir. Bu kişilerin yönlendirmeleri ile yardımcı olunması, ilkyardımcının kendisini koruması açısından önemlidir.

İlkyardım: Kendinizi korumayı sakın ihmal etmeyin. Hastanın kimyasal madde ile teması kesilmelidir.

KİMYASAL MADDE KURU (TOZ) İSE: Toz kimyasal madde, önce bir fırça veya kuru bezle (en doğrusu elektrik süpürgesi ile) iyice vücuttan uzaklaştırılır, ondan sonra bol akan su ile yıkanır. Öncelikle fırçalamanın nedeni: toz halindeki kimyasal madde su ile karşılaştığında aktive olarak ciddi yanıklara yol açmaktadır.

KİMYASAL MADDE SIVI İSE: Hemen etkilenen bölgedeki giysiler çıkarılır ve etkilenen alan basınçlı su ile en az 10 dakika (ağrı dinene kadar) yıkanır.

Açık yanık yarası oluşmuşsa, hemen steril gazlı bezle kapatılıp hastaneye götürülür.



6. ELEKTRİK YANIKLARI: Elektrik yanıkları, düşük veya yeksek voltajlı akımla temas sonucu meydana gelir:

0,9–1 mA etkisizdir, 1–10 mA hafif etkilenme/ağrı, 10–30 mA kol ve/veya bacakta kuvvet azalması, 30–75 mA solunum durması, 78 mA -4 A kalp ritminde bozulma veya kalp durması, 4 A ve üstü, kalp durması ve ölüm nedeni olabilir. Ev aletleri yeterince ciddi yanıklara yol açabiliyorsa da genellikle, ciddi yanıklar yüksek voltajın bulunduğu fabrika ve yüksek gerilim hatlarında çalışanlarda görülmektedir.

Elektriğin yanığa neden olabilmesi için, bir noktadan vücuda girip başka bir noktadan çıkması gerekir. Elektrik yanıkları sonucunda 2 önemli tehlike vardır.

1- Doku hasarı, dıştan görülen kısmın küçüklüğünün tersine iç kısımda (derin dokularda) çok fazla olabilir. Giriş yarası küçük ama çıkış yarası tam tersine çok geniş ve derin olabilir. Yüksek voltajlı elektrik enerjisi kasları ve deriyi, organ amputasyonu gerektirecek ölçüde harap edebilir.

2- Yanığa ilaveten (birkaç saat sonrasında bile) kalp durabilir. O nedenle yüksek voltajlı akıma kapılmış kişi mutlaka hastaneye götürülmelidir. Akıma kapılmış kişiye DOKUNULMAZ. Öncelikle akım kesilir, bunun için şalter indirilir veya eski tip sigorta ise tamamen çıkartılır (gevşetilip bırakılmaz). Eğer sigorta ve şaltere ulaşma olanağı yoksa o zaman, yalıtkan bir madde ile (kum tahta, lastik, plastik gibi) kişi elektrik kaynağından, ya da elektrik kaynağı (kablo vb ) kişiden uzaklaştırılır. Aksi halde yardım etmek isteyen kişi devreyi tamamlayacağından kendisi de akıma kapılabilir. Elektrik yanıklarının, vücudun tümünün veya bir bölümünün elektrik kaynağı ile ‘toprak arasındaki devreyi tamamlaması sonucu oluştuğu hatırdan çıkarılmamalıdır.


Yüklə 319,76 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə