Murat Görgülü1*, Serap Göncü1, Uğur Serbester2, Zekeriya Kıyma3



Yüklə 492 b.
tarix06.05.2018
ölçüsü492 b.
#42239


Murat Görgülü1*, Serap Göncü1, Uğur Serbester2, Zekeriya Kıyma3

  • Murat Görgülü1*, Serap Göncü1, Uğur Serbester2, Zekeriya Kıyma3

  • 1 Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Balcalı, Adana

  • 2 Niğde Üniversitesi Bor Meslek Yüksekokulu, Bor, Niğde

  • 3 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Eskişehir

  • *e-posta: gorgulu@cu.edu.tr


Giriş

  • Giriş

  • Üreme Performansını Etkileyen Çevresel ve Hayvan Kaynaklı Faktörler

    • Süt verimi
    • Hastalıklar
    • Sürü Yönetimi ve Kızgınlık Tesbiti
    • Sıcaklık Stresi
  • Süt Sığırlarında Beslemenin Üremeye Etkileri

    • İmmun Sistem-Besleme
    • Erken Dönem Beslenmenin Etkileri
      • Prenatal Dönem (Fötal Programlama)
      • Cinsi Olgunluk Öncesi ve Sonrası
      • Kuru Dönem ve Geçiş Dönemi (doğum öncesi ve sonrası 3 hafta)
    • Erken Laktasyon
      • Rasyon Enerji Düzeyi ve Kaynağı
        • Glükojenik (Yüksek Nişastalı veya İnsulin Üretimini Teşvik Eden) Rasyon Kullanımı
        • Rasyonda Yağ Düzeyinin Artırılması veya Farklı Yağ Kaynaklarının Kullanılması
        • Glükojenik ve Lipojenik Rasyonlarla Ardışık (Sıralı) Besleme
      • Rasyon Protein Düzeyi ve Kaynağı
      • Yem Katkı Maddeleri, Etkicil Maddeler ve Diğer Maddeler
  • Sonuç ve Öneriler

  • Kaynaklar



Son 40 yılda;

  • Son 40 yılda;

    • süt verimi %1.8-2.0/yıl ↑
    • dölllenme oranı %0.5/yıl ↓
  • İşletme sürü büyüklükleri ↑

    • Kızgınlık tesbit oranı ↓
    • Kızgınlık süresi ↓
  • Bunlara bağlı olarak,

    • Servis periyodu ve buzağ.aralığı
    • Gebelik başına tohumlama sayısı (1.62 den 2.92) ↑
    • Sürü yenileme oranı
    • Veteriner giderleri
    • Ömür boyu alınan buzağı ↓ Buzağılama Aralığı:12.8 ay -15.5 ay ve 500 baş sağmal sürü Ticari sürülerde verimli ömür: 3-3.5 yıl (Buzağı verimi: 1500-1250/3.25 yıl)
  • Sevis periyodunun 1 gün uzaması 2-4 $/gün/inek (Silvia, 1998)

  • Üreme performansı düşüşü 52$/yıl/inek (Bellows et al., 2002)















Yüksek süt verimi yönünde yapılan seleksiyonun yan etkileri (Leroy ve ark., 2008)

  • Yüksek süt verimi yönünde yapılan seleksiyonun yan etkileri (Leroy ve ark., 2008)

  • Besin madde kullanımın önceliği süt üretimine yönlendirilmesi,

    • Yetersiz Yem Tüketimi-Yüksek Verim-Negatif Enerji Dengesi
  • Metabolik ve hormonal stresler,

    • hipotalamus-hipofiz-yumurtalık eksenindeki dengeleri bozmakta ve sonuçta üreme ile ilgili olumsuzluklar ortaya çıkmaktadır (Garnsworthy ve ark., 2008).
      • insulin, IGF-1, Leptin, Progesteron, FSH, Östrojen, LH
      • Büyüme Hormonu, NEFA, BHBA
  • Modern süt sığırcılığında ;

    • sürü büyüklüğünün artması
    • kızgınlık tesbitinin zorlaşmış olmasıda döl verimi düşüşünde en önemli faktörlerdir.






Süt Verimi

  • Süt Verimi

  • Süt verimi Negatif Enerji Dengesi

  • Süt verimi İmmun sistem

  • Süt verimi Yüksek metabolik problem

          • ↑ ketozis, asidozis, sonun atılaması, karaciğer yağlanması
          • süt humması, metrit, mastitis, laminitis, şırdan kayması
  • Süt verimi Yüksek Yem Tüketimi

  • karaciğere kan akışı (progesteron, östrojen yıkımı)



Windig ve ark. (2005);

  • Windig ve ark. (2005);

    • yüksek süt verimli ineklerde çiftlik koşullarına dikkat edilmez ise genelde yüksek verimle düşük döl verimi özellikleri görülebildiğini,
    • ancak 53 sürüyü inceledikleri çalışmalarında;
      • sürülerin çevre koşullarına göre gruplandırdıklarında yüksek süt verimli ineklerin servis periyodunun sürü ortalamasından daha düşük olduğunu saptamışlardır.
  • Gröhn ve Rajala-Schultz (2000);

    • yüksek süt veriminin ineklerde gebeliğin gecikmesinde ana faktör olmadığını,
    • yüksek verimli ineklerin daha erken tohumlandıklarını
    • ve daha az ayıklandıklarını bildirmektedir.
  • Lopez-Gatius ve ark. (2006);

    • 2 ticari sürüde 2756 gebeliği incelediği çalışmalarında ;
      • gebelik oranı yüksek olan hayvanlarda doğum sonrası 50 gün süt veriminin 49.5 kg/gün,
      • düşük gebelik oranına sahip olan hayvanlarda ise 43.2 kg olduğunu belirlemişlerdir.


Melendez ve Pinedo (2007);

  • Melendez ve Pinedo (2007);

  • Şilide 1990 ve 2003 yılları arasında 187 sürüde 150457 laktasyonu inceledikleri çalışmada süt verimi ile gebelik oranı arasındaki ilişkiyi incelemişler ve verilerin;

    • sürü boyutu,
    • laktasyon sayısı,
    • sezon
    • yıla göre düzeltildiğinde
    • herhangi bir ilişki olmadığını tesbit etmişlerdir.


Kuru dönem ve erken laktasyonda beslemedeki yetersizlik ve dengesizlikler;

  • Kuru dönem ve erken laktasyonda beslemedeki yetersizlik ve dengesizlikler;

  • Metabolik problemler;

  • ↑ ketozis, asidozis,

  • ↑sonun atılaması, karaciğer yağlanması

  • süt humması, metrit, mastitis,

  • laminitis, şırdan kayması

  • Metabolik problemler erken laktasyonda NED şiddetini artırmaktadır.



Kayıtlar,

  • Kayıtlar,

    • kızgınlık tespiti,
    • tohumlama işleri,
  • Barınak tipi,

    • Toprak - beton
  • Sağlık koruma ve koruyucu hekimlik

  • Gruplama;

    • Rasyon hazırlama ve dengeli besleme
    • Aynı fizyolojik evre ve uygun kızgınlık takibi,
    • Aynı grupta kızgın inek sayısının fazla olması
  • Yemlik yönetimi,

    • Dengeli TMR,
    • Kaba yemin partikül boyutu- Kaba kesif yemin iyi karışımı-seçiciliğin önlenmesi
    • Yeterli yemlik alanı
    • Serbest yemleme
  • Kızgınlık tesbiti-yöntemleri ve gözlem sıklığı

    • Kızgınlık yüksek verimlilerde
    • (>45 kg) 5-7 saat
    • düşük verimlilerde 10-12 saat


Schwartz ve ark. (2009);

  • Schwartz ve ark. (2009);

    • yem tüketiminde %29 ↓ NED ↑
    • süt veriminde %33’ ↓
  • Rhoads ve ark., (2009)

    • Yem tüketimi ↓ verim düşüşündeki payı %34
  • Berman ve ark., (1985);

    • Süt sığırlarında 25-26°C ortam sıcaklığı ve
  • Thatcher ve ark., (2010)

    • 35°C nin üzerindeki deri sıcaklığı
    • serinletme ve önlem almayı gerektirecek bir sıcaklık eşiğidir.
  • Sıcaklık stresi altındaki ineklerde;

  • ACTH ve kortisol üretimi ↑, GnRH, LH ve östrojen Progesteron ↓ (Khodaei-Motlagh ve ark., 2011),

  • Folikül gelişimi (Wilson ve ark., 1998) ve Oosit kalitesi düşmekte (Hansen, 2009),

  • Fiziksel hareket azalmakta ve kızgınlık belirtileri zayıflamakta (Lucy, 2002),

  • Embriyo (<8-16 hücre döneminde heat shock protein üretimi yok; Hansen ve Arechiga, 1999) ve fötus gelişimi yavaşlamakta (Hansen, 2009),

  • Erken embriyo ve fötal kayıplar artmakta (Hansen, 2009),

  • Kan akışı hayati organlardan çevre dokulara kaydırılmakta ve dolayısıyla

    • uterus ve yumurtalığa ulaşan besin maddesi ve hormon düzeyleri düşmek suretiyle (Hansen ve Arechiga, 1999)
    • uterus ve yumurtalık fonksiyonları bozulmaktadır.
  • SICAKLIK STRESİ

  • Gebelik oranı normal %40-60 sıcak koşullarda %10-20 (Wolfenson ve ark., 2000).

  • Uterus sıcaklığının 38.3°C’ın üzerinde 0.5°C artması gebelik oranını %6.9 oranında düşürmektedir (Thatcher ve ark., 2010).



Öncelikle gölgelik, duş ve fan uygulamasıyla hayvanların serinletilmesi,

  • Öncelikle gölgelik, duş ve fan uygulamasıyla hayvanların serinletilmesi,

  • Rasyonlarda etkin lif düzeyini düzenlemek,

  • ve kaba yem oranını azlatmak,

  • Yüksek enerji içeriği ve düşük ısı üretimi nedeniyle rasyonda yağ kullanılması,

  • Rasyon protein düzeyini düşürmek,

  • Rasyonda RYP düzeyini düşürmek,

  • Terlemeyle kaybedilen K gibi minerallere dikkat edilmeli,

  • Metabolik ve oksidatif stresi azaltmak için ;

    • Antioksidan karakterli vitaminler ve yem katkı maddeleri
      • karoten,
      • vitamin E,
      • bitki uçucu yağları gibi
      • ve bazı minerallerin
      • (Fe, Cu, Zn, Cr gibi)


Yetersiz ve dengesiz besleme-Şiddetli NED ve/veya karaciğerde yüksek steroid yıkımı;

  • Yetersiz ve dengesiz besleme-Şiddetli NED ve/veya karaciğerde yüksek steroid yıkımı;

  • Vücut yağları mobilize edilmekte ↑,

  • Serbest yağ asitlerinin(NEFA) ↑,

  • Keton maddelerin ↑,

  • Büyüme hormonunun ↑

  • Glukoz ↓,

  • İnsulin ↓,

  • IGF-1 ↓,

  • Leptin ↓,

  • GnRH, LH ve FSH ↓ ,

  • Progesteron ↓ ,

  • Bu metabolik ve hormonal koşullar ;

    • Yumurtalıkların FSH ve LH’a
    • duyarlılıklarını ↓,
  • Düşük progesteron;

  • Doğum sonrası uterus yenilenmesinde,

  • Embriyonun implantasyonunda

  • Gebeliğin korunmasında sorun yaratabilir.



Doğumdan 3 hafta öncesi ve 3 hafta sonrası;

  • Doğumdan 3 hafta öncesi ve 3 hafta sonrası;

    • Süt inekleri ciddi fizyolojik değişimler geçirmekte
    • hem fizyolojik, hem de metabolik olarak baskılara maruz kalmaktadırlar.
    • Bu durum hayvanların bağışıklık sistemini de etkilemektedir.
      • Özellikle mastitis,
      • Metritis,
      • Yavru zarlarının atılamaması gibi bağışıklık sistemi ile ilişkili hastalıkların (van Knegsel ve ark., 2007) insidansındaki artış olabilmektedir.
  • Süt sığırlarında geçiş döneminde gerçekleşen metabolik ve hormonal değişimler;

    • Periferal dolaşımdaki nötrofil düzeyini düşürmektedir (Hammon ve ark., 2006),
    • Negatif enerji dengesi, uterus enfeksiyonlarından sonra bakteriyel temizlik görevi yapan nötrofillerin fagositoz aktivitesini azaltmaktadır (Gilbert ve ark., 2007).
    • Fagositik aktivitede azalma nötrofillerin hücre içi glikojen düzeylerindeki düşme ile ilişkilendirilmiştir (Galvão ve ark., 2010). (BESLEME)
  • Buzağılama sonrası uterusun kendini yenileme ihtiyacı söz konusudur.

    • Doğumdan sonra uterus iltihapları;
    • Doğumdan 2 hafta sonraki süt sığırlarının %40’ında metritis görülebildiği, bunların %15’inin de süreklilik arzettiği ve 3-6 hafta sürebildiği ifade edilmektedir (Sheldon ve ark., 2006).
  • Uterus iltihabı olan ineklerde PGF2α düzeyi düşük olmaktadır.

    • PGF2α doğum sonrası uterusun temizlenmesi ve yenilenmesini sağlar.
      • Utesus yenilenmesinin gecikmesi,
        • siklusun gecikmesine,
        • Servis periyodunun uzamasına
        • Buzağılama aralığının uzamasına neden olur.


Omega-3 (Thatcher, 2010);

  • Omega-3 (Thatcher, 2010);

    • EPA ve DHA ,
    • Anti-enflamator etkiye sahip Prostoglandinlerin üretimini
    • immun cevabın uyarılmasını sağlayabilmektedir.
  • NED şiddetinin azaltılması yanında;

    • Vitamin E,
    • Beta karoten gibi vitaminler
    • Se, Zn, Fe, Cu, Cr gibi,
    • doğum öncesi ve sonrası 3 haftalık periyotta dikkate edilmesi immun sistemin desteklenmesini sağlayabilir.


Fötal dönemde anneden farklı nedenlerle gelen uyarıların (hastalık, besleme yetersizliği, sıcaklık stresi gibi nedenlerle) yeni doğan bireylerin gelecek yaşamlarını etkilemesi konsepti fötal veya gelişimsel programlama olarak tanımlanmaktadır.

  • Fötal dönemde anneden farklı nedenlerle gelen uyarıların (hastalık, besleme yetersizliği, sıcaklık stresi gibi nedenlerle) yeni doğan bireylerin gelecek yaşamlarını etkilemesi konsepti fötal veya gelişimsel programlama olarak tanımlanmaktadır.

    • neroendokrin sistemler
    • davranışsal cevaplar
    • gen ekspresyonları
      • fötal beslemeden etkilenebilmektedir.
  • Rae ve ark. (2001) koyunlarda yaptıkları çalışmada;

    • fötal dönemde %50-70 kısıtlama;
  • Rees, (2002) Koyunlarda;

  • Fötal dönemde kısıtlamaya maruz kalmış genç dişilerde ovulasyonda %20 azalma meydana geldiği saptanmıştır.

  • Martin ve ark. (2007);

    • Geç gebelikte %42 ham protein içeren ek yemi 0.45 kg/gün düzeyinde verdikleri ve vermedikleri analardan doğan dişi buzağıların büyüme ve üreme performanslarını incelemişlerdir.
    • Her iki grubun buzağıları da benzer canlı ağırlıkta ve yaşta cinsi olgunluğa ulaşmalarına ve benzer kızgınlık aktiviteleri göstermelerine rağmen;
    • Ek yem alan analardan doğan düvelerin gebelik oranlarının almayanlardan daha yüksek olduğu görülmüştür.
  • Banos ve ark. (2007); ana yaşının düvelerin döl verimini etkileyebileceğini bildirmiştir.

    • İlkine ve ikinci doğumunu yapan inekler ergin inekler
      • Genç inekler- büyümeye (fötal gelişim aksayabilir)
      • NRC (1989) yaşama payını ilk laktasyonda %20, ikinci laktasyonda %10 ↑


Hayat boyu üreme performansı;

  • Hayat boyu üreme performansı;

    • Cinsi olgunluk;
    • İlkine çiftleşme ve buzağılama yaşından etkilenmektedir.
  • Besleme düzeyinin ↑

  • cinsi olgunluk yaşını, ilkine çiftleşme ve buzağılama ↓ (Schillo ve ark., 1992).

  • Martson ve ark. (1995) erken dönemede iyi beslenen düvelerin;

    • erken cinsi olgunluğa ulaştıkları,
    • daha aktif siklusa sahip oldukları
    • gebelik oranının iyileştiğini saptamışlardır.
    • Drackley, (2011); hızlandırılmış buzağı büyütme (Fazla süt);
      • ilkine doğurma yaşının 15-30 gün ↓
  • Ettema ve Santos (2004);

  • 3 ticari süt sığırı işletmesindeki düveleri ilk buzağılama yaşına göre ;

      • 1.) <700 gün, 2.) 701-750 gün 3.) >751 gün
    • buzağılama yaşı düşük olan grubun süt veriminin en düşük,
    • en yüksek ölü doğum oranının yine düşük yaşta buzağılayanlarda olduğunu,
    • hem düşük (<700 gün) hem de yüksek (>751 gün) yaşta doğuranların ilk tohumlamada gebelik oranlarınında orta yaşlılardan (701-750 gün) daha düşük olduğunu saptanmıştır.
    • Siyah Alacalarda 23-25.5 aylık yaşta buzağılamanın ekonomik olabileceği bildirilmektedir.


Kuru dönem ilk 5 haftalık dönemidir.

  • Kuru dönem ilk 5 haftalık dönemidir.

  • Geçiş dönemi doğum öncesi ve sonrası 3 haftalık dönemdir.

  • Kuru dönem (CA%1,7-2.0) ve geçiş dönminde (CA%1.3);

  • Doğum sonrası ilk 3 hafta NED en şidetli olduğu dönem,

    • Kuru dönemde düşük besleme ,
    • Geçiş döneminde yüksek besleme düzeyi önerilmektedir (Guo ve ark. (2007)) .
  • Bu dönemlerde uygun besleme,

    • 1) Sağlıklı fötal gelişim ve sağlıklı buzağı,
    • 2) yeterli kolostrum üretimi sağlıklı buzağı,
    • 3) sağlıklı inek ve doğum sonrası daha az metabolik problem
    • 4) İşkembe epitellerinin ve rumen florasının yüksek kesif yeme adaptasyonu


Ferguson (2005);

  • Ferguson (2005);

    • Erken laktasyonda 0.67 den daha fazla VKS kaybı
    • İneklerde döl verimini düşürebilmektedir.
  • Erken laktasyonda;

    • hızlı yağ mobilizasyonunun önlenmesi,
    • mobilize edilen yağın karaciğerde ve ilgili dokularda etkin kullanılması,
    • karaciğerde yağ birikiminin engellenmesi en önemli hedeftir.
    • propilen glikol (glükojenik madde, Grummer ve ark., 1994),
    • niasin (glukoz metabolizmasını değiştiren ve yağ mobillizasyonunu azaltan, Drackley, 1993),
    • korunmuş amino asitler (metionin, metil vericisi, fosfolipidlerin ve lipoproteinlerin yapı taşı, NRC, 2001)
    • korunmuş kolin (fosfolipid ve lipoprotein sentezine katılım, NRC, 2001) gibi bazı katkılar dikkat çekici sonuçlar sunabilmektedir.
    • Bu katkıların belli koşullarda etkin olabilecekleri değerlendirilebilir.
    • Ancak araştırma sonuçları her zaman uyumlu değildir.


Amaç: NED şiddetinin azaltılmak;

  • Amaç: NED şiddetinin azaltılmak;

    • Rasyonda kesif yem oranı ↑,
    • Kesif yem oranını ↑,
    • Rasyonda yağ düzeyini ↑,
    • Kaba yem kalitesi ↑,
    • Kaba-kesif yem ayrı
      • Kesif yem verilme sıklığını ↑,
    • TMR kullanmak
    • Kaba kesif yem dengesini düzenlemek,
    • Etkin lif düzeyini ayarlamak,
    • Rumen koşullarını optimize etmek,
        • Tampon maddeler,
        • Etkinliği saptanmış diğer yem katkıları,
    • Geciş dönemi metabolik problemlerini minimize etmek
    • RASYON DÜZENLEMELERİNDE EN ÖNEMLİ KONULAR
      • Glikojenik ve Lipojenik Rasyonlar




Rasyon Yağı;

  • Rasyon Yağı;

  • (korunmuş yağlar ve yağlı tohumlar) (Staples ve ark. 1998)

    • NED şiddetinin ↓,
      • Yüksek enerjili
      • Süt yağını düşürücü
    • Plazma kolesterolü ↑,
    • Steroid hormon-özellikle progesteron sentezini ↑,
      • Progesteron yıkımının (Yem Tüketimi) ↓,
    • PGF2α sentezini inhibe eder ↑, Plazma progesteron düzeyini artırandurumlar;
      • Korpus luteumun yıkılmasını önleme
      • Uterusun gebelik için hazırlanması,
      • İmplantasyon,
      • Gebeliğin korunması
      • Plazma glukoz ve insulin seviyesini artırarak ↑,
      • Büyüme Hormonu/Insulin oranı ↑,
    • Besin madde kullanım yönü süt üretimine yönlendirilir.
  • Rasyonda yağ kullanımı genelde üreme performansını olumlu etkiler.

  • Ancak negatif etkilerin olduğu çalışmalarda vardır (Sklan ve ark., 1994)



Linolenik (omega-3),

  • Linolenik (omega-3),

  • Eikosapentanoik asit (EPA, omega-3),

  • Dekasohekzanoik asit (DHA, omega-3)

    • PGF2α yapı taşı olan araşidonik asit (omega-6) mevcudiyetini düşümek suretiyle PGF2α üretimini inhibe etmektedirler (Mattos ve ark., 2000)
  • Sığır endometriumunun PGF2α üretim kapasitesini omega-6’nın omega-3’e göre daha fazla düşürdüğü saptanmıştır (Cheng ve ark. 2001).

  • Linoleik asit (C18:2n-6) ve trans oktadekonoik asit karışımı (%2) -hurma yağı alan ineklere göre ;

    • fertilizasyonun ve embriyo kalitesinin daha iyi (Cerri ve ark., 2009),
    • tohumlamadan 27 ve 41 gün sonraki gebelik oranlarınındaha yüksek
    • olduğu (Juchem ve ark., 2010)
    • Balık (EPA ve DHA zengin) ve zeytin yağı alan ineklerde ;
      • balık yağının süt yağını ve
      • Uterusun PGF2α sekresyonunu düşürdüğü (Mattos ve ark., 2004).
  • PGF2α konsantrasyonunun azalması ;

      • gebeliğin tanınacağı günlerde (17-19. gün) korpus luteumun yıkılmasını önleyerek;
      • embriyonun yaşama gücünü artırır,
      • erken embriyo kayıplarını azaltabilir.


Glikojenik rasyonlar;

  • Glikojenik rasyonlar;

    • kızgınlık siklusunun erken başlamasını sağlamakta,
    • yumurta ve embriyo kalitesini artırmaktadır.
  • Glikojenik rasyonlar-lipojenik rasyonlarla karşılaştırıldığında;

    • Plazma glükoz ↑,
    • İnsulin ↑
    • IGF-1 ↑,
    • NEFA ve betahidroksi butirat ↓,
    • hipotalamus-hipofiz-yumurtalık eksenindeki sistemleri pozitif olarak etkilemektedir (Van Knegsel ve ark. 2007).
  • Lipojenik rasyonları alan ineklerde;

    • plazma NEFA ve betahidroksibutirat ↑,
    • Glukoz ve insulin ↓,
  • Lipojenik diyetlerin avantajı;

    • Kolesterol ↑
    • Progesteron ↑,
    • Omega-3 ve Omega-6 yağ asitleri ↓ PGF2α
      • Gebeliğin oluşması ve devamının sağlanmasına katkı da bulunmaktır (Van Knegsel ve ark., 2007).




Yaşamın her aşamasında,

  • Yaşamın her aşamasında,

    • Prenatal, Post natal (erken dönem) Kuru dönem, Erken laktasyon
  • Vitamin ve minerallerin hayati fonksiyonları ;

    • Doku bütünlüklerinin korunması,
    • Oksidatif stresin engellenmesi,
    • Immun sistemin desteklenmesi,
    • Metabolizmada düzenleyici,.
  • Vitamin A (beta karoten) eksikliğinde;

    • cinsi olgunluğun gecikmesi,
    • düşük gebelik oranı,
    • yüksek embriyonik ölüm,
    • yetersiz fötal gelişim nedeniyle zayıf ve kör yavrular doğmasına
    • sonun atılamaması riskinin yükselmesine (Smith ve Akinbamjio, 2000) neden olabilmektedir.
  • Se ve E vitamini alan ineklerde;

    • Sonun atılmaması
    • Mastitis rizkinin düşebileceği (Bearden ve Fuquay, 1997)
    • Embriyonun yaşama gücünün arttırdığı (Robinson, 1990).
  • Fe, Cu, Zn, Co gibi diğer iz mineral yetersizlikleri üreme performansını ↓

    • Vitamin ve mineral besleme konusunda sigorta yaklaşımını benimsenmelidir.


    • Propilen glikol (glükojenik madde, Grummer ve ark., 1994),
    • Niasin (glukoz metabolizmasını değiştiren ve yağ mobillizasyonunu azaltan, Drackley, 1993),
    • Korunmuş amino asitler (metionin, metil vericisi, fosfolipidlerin ve lipoproteinlerin yapı taşı, NRC, 2001)
    • Korunmuş kolin (fosfolipid ve lipoprotein sentezine katılım, NRC, 2001)
    • Biotin (Ayak sağlığı için),
  • Erken Laktasyon NED ve metabolik ve fizyolojik zorlanımlar;

    • Rumen koşullarının optimizasyonunu,
    • Yem tüketiminin artırılması,
    • Besin madde kullanım etkinliğinin artırılması,
      • Tampon maddeler,
      • Probiyotikler,
      • Bitki uçucu yağları,
      • Uzun zincirli doymamış yağ asitleri,
      • CLA,
      • Dikarboksilik asitler (Malik asit gibi) gibi katkıların kullanılması


Mikotoksinler;

  • Mikotoksinler;

    • Hammade üretim,
    • Hammade ve karma yem depolama koşulları,
    • Kuru ot ve silaj üretimindeki problemler,
    • İklim koşulları
  • Mikroorganizmalar (Mikotoksin);

    • Yemin görünüşünü,
    • Kokusu ve tadını bozarak,
    • Rumen florasını değiştirerek,
    • Besin madde mevcudiyetini azaltarak ,
    • Yem tüketimini düşürerek,
    • Süt ineklerinin hayati dokularına,
    • Metabolizmalarına doğrudan zarar vererek (Pirestani ve Toghyani, 2010).
    • Östrojenik etkileri (zeralon) üreme performansını olumsuz etkileyebilmektedir (Kabar ve ark., 2006).
    • Fenolik Maddeler (kumarin, isoflavenler, steroidler);
    • Hayvan vücudundaki steroidler gibi davranabilmektedir.
    • Çok sayıda bitkinin fitoöstrojen ve fitoprogestin içerdiği bilinmektedir (Kistonava, 2003).
  • Bunlar;

      • Dişi hayvanların üreme sistemlerini,
      • Gebelik oranını,
      • Embriyonu yaşama gücünü olumsuz etkilemektedir (Adams, 1995).
  • Goosipol:

      • Hücre zar metabolizmasını bozmakta,
      • Glikolizi etkilemekte,
      • hücrelerin mitokondrial ve enerji metabolizmasında olumsuzluklara yol açmakta (Santos ve ark., 2003).
      • Embriyo kalitesi ve gelişimini olumsuz etkilemekte (Villasenor ve ark., 2008),
      • Erken embriyo ölümü ve yavru atmalara sebep olabilir.


Besleme üreme performasını etkileyen, en önemli çevresel faktörlerden biridir.

  • Besleme üreme performasını etkileyen, en önemli çevresel faktörlerden biridir.

  • Yüksek süt verimi yönünde yapılan seleksiyon;

      • Doğrudan (negatif enerji dengesi),
      • Dolaylı olarak (immune ve metabolik ve hormonal değişiklikler) üreme performansını etkilemektedir.
  • Yüksek süt verimli ineklerde doğum öncesi ve doğum sonrası dengeli besleme önem arzetmeketdir.

      • Karma yem ve kaba yem ile TMR kalitesi ve yem tüketimi artırılarak NED şiddeti düşürülmelidir.
      • Kuru dönemdeki yüksek, erken laktasyondaki düşük vücüt kondisyon skorları üremeyi negatif olarak etkilemektedir.
  • Üremenin farklı periyotlarında farklı rasyon uygulamaları;

      • Doğumdan tohumlamaya glikojenik,
      • Tohumlama sonrası lipojenik
      • PGF2α üretimi rasyonda yapılacak uygulamalarla (Omega-3 ve 6 yağ asitleri) değiştirilebilmektedir.
      • Rasyonda enerji düzeyi-kaynağı ve protein-düzeyi kaynağı,
        • Besin maddelerinin hem rumende hemde vücutta etkin kullanımı,
        • Dengesizliklerin ortaya çıkaracağı yüksek kan amonyak ve üre düzeyinin olumsuz etkileri
        • Süt sığırlarında hayatın her aşamasında vitamin ve minerller uygun dozda temin edilmelidir.
        • Yemlerde bulunan anti nutrisyonel faktörler (küf, östrojenik maddeler, gossipol gibi) kontrol edilmelidir.
  • Sürü yönetiminde yetkin personel kullanılmalı, kızgınlık takibinde bütün imkanlar değerlendirilmeli,

  • Üremeyle ilgili hastalıklar ve metabolik hastalıklar koruyucu hekimlik uygulamaları ile kontrol edilmeli,

  • Gerekirse üremenin kontrolünde kullanılan tekniklerden uygun olanlar tercih edilmeli

  • Bu süreçte sürdürülebilir karlı bir süt sığırcılığı için veteriner ve zooteknistlerin birlikte çalışmasını zorunlu kılmaktadır.



TEŞEKKÜRLER

  • TEŞEKKÜRLER



















Yüklə 492 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə