50
İSMAİL ÖZÇELİK
İran hükümdarı Nadir Şah’ın ölümünden sonra, onun komutanlarından ve
Afşar Türklerinden olan Urmiyeli Feth Ali Han Afşar, devlet kurmak iddia-
sıyla İran’ın Urmiye şehrinde başkaldırarak Azerbaycan’ı fethetmek istemiş-
tir. Bu amacını tahakkuk ettirmek için Urmiyeli Feth Ali Han Afşar, güçlü
konumda olan Penah Ali Han’a elçiler ve değerli hediyeler göndererek, onu
kendisine itaate ve ittifak yapmaya davet etmiştir. Ancak Penah Ali Han,
böyle bir komutana itaat etmeyi, gururuna yedirememiş ve bu teklifi kendisi
için utanç verici kabul ederek, elçilerin getirdiği bu talebi ret edip onları geri
göndermiştir. Bu olay üzerine Feth Ali Han Azerbaycan, Urmiye ve diğer vi-
layetlerden büyük bir ordu toplayıp, Karabağ’ı ele geçirmek ve Penah Ali
Han’ı ortadan kaldırmak amacıyla Şuşa Kalesi’ni kuşatmıştır. Ancak bu giri-
şimi olumlu sonuçlanmamıştır. Bu nedenle Feth Ali Han, başarı elde edeme-
yince, ordusunun mağlup olması ve ayrıca kış mevsiminin yaklaşması üzerine
Penah Ali Han’a barış teklif etmek zorunda kalmıştır. Penah Ali Han’a elçi
göndererek şu teklifte bulunmuştur: “Eğer Penah Ali Han ordumdan aldığı
esirleri geri verirse, benimle ittifak ve dostluk kurarsa, kızımı onun büyük oğlu
İbrahim Halil Ağa’ya vereceğim. Böylelikle de biz, ebedî akraba ve dost ola-
cağız. Bir şartla ki, İbrahim Halil Ağa’yı benim yanıma göndersin. O, düğün
töreni yapıldıktan, şirin içilip, kurban kesildikten ve 2-3 gün burada kaldıktan
sonra geri dönsün.”
Penah Ali Han, Feth Ali Han’ın bu teklifine ve barış isteğine inanarak ve
kazandığı zaferin verdiği güven hissiyle oğlu İbrahim Halil’i bazı kethüdalarla
birlikte Feth Ali Han’ın karargâhına göndermiştir. Ancak İbrahim Halil, bu
hilekâr ve siyasî oyun sonucu Feth Ali Han tarafından esir edilmiştir.
Bu sırada, İran ve Irak topraklarında devlet kurmuş olan Kerim Han Zend,
müstakil hale gelmiş ve Feth Ali Han ile mücadeleye başlamıştır. Akrabala-
rından birini (muhtemelen kardeşi) serdar tayin ederek Feth Ali ile muhare-
beye görevlendirmiş ve ordusunu Azerbaycan’a göndermiştir. İsfahan tarafla-
rında yapılan savaşı Feth Ali Han kazanmış ve İran’da bir kısım yerleri alarak
geri dönmüştür.
Bu olaydan sonra Kerim Han Zend, intikam almak isteğiyle Karabağ Hanı
Penah Ali Han’a ittifak teklifinde bulunmuş; Penah Ali de hilekâr düşmanı
olan Feth Ali’yi ortadan kaldırmak için bu teklifi kabul etmiştir. İki müttefik
Urmiye vilayetine doğru sefere çıkmışlardır. Müttefikler ordusu başarılı bir
OSMANLI-İRAN VE RUS İLİŞKİLERİ BAĞLAMINDA PENAH ALİ
HAN VE İBRAHİM HALİL HAN DÖNEMİNDE KARABAĞ HANLIĞI
51
savaş sonucunda Feth Ali Han ve kuvvetlerini mağlup etmiştir. Kerim Han
Zend, Feth Ali’ye ait Urmiye Kalesi’ni ele geçirmiş ve orada daha önce hile
ile esir alınmış olan İbrahim Halil’i kurtararak ona at, kılıç, hilat vermiş ve
kendisine ayrıca Karabağ Hanlığı hâkimiyeti fermanını sunmuştur. Ardından
da onu törenle babasının yanına Karabağ’a yollamıştır.
İbrahim Halil’in Karabağ’a gelmesinden sonra, yöre ve civar vilayetlerin
halkı da ona itaat etmiştir. Bu gelişmeler üzerine Penah Ali Han hanlığı oğluna
bırakarak, Kerim Han Zend’in payitahtı Şiraz’a gitmiş ve kısa bir süre sonra
da ölmüştür.
25
Böylece Karabağ Hanlığı tahtına İbrahim Halil Han oturmuş-
tur.
III- Karabağ Hanı İbrahim Halil Han’ın Rus Yayılmacılığı ve İran
Baskılarına Karşı Osmanlı Devleti ile İlişkileri
İbrahim Halil Han, cesur ve ihtiyatlı bir hükümdardı. İlmi, sanatı ve ede-
biyatı seven ve himaye eden bir kişiliğe sahipti. Han olunca sarayına devrinin
âlim, şair ve sanatkârlarını toplamaya çalışmıştır. Azerbaycan edebiyatının
önde gelen isimlerinden biri olan şair Molla Penah Vakıf’ı vezirliğe getirmiş-
tir. Azerbaycan’ın Sünni Türklerle meskûn Kazak eyaletinden olan Molla Pe-
nah Vakıf, İran’a kültür ve siyaset alanlarında karşı koymuştur. Karabağ Han-
lığı’nın tek başına kendini müdafaa edemeyeceğini düşünen bu ileri görüşlü
vezir, komşu Türk hanlıklarıyla ittifaklar kurmayı başardığı gibi Osmanlı
Devleti’ne de bir elçi göndermiş ve ilişkilerini sağlamlaştırmak istemiştir. Bü-
tün bu tedbirler o yıllarda Karabağ Hanlığı’nın İran’a boyun eğmeyeceğinin
işareti sayılmalıdır.
26
1775 yılına gelindiğinde Dağıstan hanları ile Osmanlı Devleti’nin dikka-
tini çeken husus, Tiflis’teki Gürcistan Hanı Irakli Han’ın Rusya ile olan ya-
kınlaşmasıdır. Her iki taraf da bu yakınlaşmayı istememiş ve Gürcistan Hanı
Irakli Han’ı Rusya’dan bir şekilde uzak tutmaya çalışmışlardır.
27
Nitekim
1776 yılında Çıldır Beylerbeyi’ne yazılan bir arzuhalde, Sarı Mustafa Paşa
Kalesi’nin, Gürcistan Hanı Irakli Han’ın Ruslara tabiiyeti sonucunda Rus as-
kerlerinin kuşatması altında olduğu ve civar köylerin yakılıp yıkıldığından
25
Karabağlı, a.g.e., s. 10-12.
26
Bala, a.g.m., s. 215.
27
Cemal Gökçe, Kafkasya ve Osmanlı İmparatorluğunun Kafkasya Siyaseti, İstanbul,
1979, s. 108.
52
İSMAİL ÖZÇELİK
bahsedilmektedir. Yine aynı belgede, Muhammed Hasan Han’ın yardıma gel-
mesi üzerine Rusların geri çekildiği, yardım edilirse Rusların bir şey yapama-
yacağı ve Müslümanların el ele verip birbirlerine yardım etmeleri gerektiği
kayıtlıdır.
28
Karabağ Hanı İbrahim Halil Han’ın yıllarca Derbent Hanı Feth Ali Han
ve Şirvan ve Şeki Hanı Hüseyin Han ile aralarında şiddetli anlaşmazlık ve
husumet söz konusuydu. Hatta İbrahim Han bu sırada Şeki Hanı olan Hüseyin
Han’ın oğlunu bir şekilde ele geçirip hapis etmiş ve bununla da yetinmeyerek,
Karadağ
29
ve Bakü hanlarını da esir almıştır. Bu gelişmeler üzerine Feth Ali
Han, Hüseyin Han ile birlikte asker toplayarak Karabağ Hanı İbrahim Han’ın
üzerine gelmek üzere harekete geçmişlerdir. Ancak çıkan anlaşmazlık üzerine
Hüseyin Han amcası tarafından öldürülünce, İbrahim Halil Han bu tertipten
kurtulmuştur. Kendine güveni artan İbrahim Han hedeflerini büyüterek Teb-
riz’i dahi ele geçirebileceğini düşünmeye başlamıştır. İbrahim Halil Han bu
arzusunu gerçekleştirmek için Tebriz’e kayınbiraderi Nazar Ali Han’ı çok sa-
yıda askerle göndererek saldırmış, ahali kalede mahsur kalmıştır. Ancak Teb-
riz Hanı Necefkulu Han da bu saldırıdan kaçarak Hoy Hanı Ahmet Han’a sı-
ğınmak zorunda kalmıştır.
30
28
“Pes lâyık-ı İslâmiyân oldur ki el ele verüb dindarlıkda birbirine hamiyyet edüb yardım
kılalar ve bir dahi arzımız oldur ki, her gâh lüft edüb sâyir havânînlerden su’âl olunur ise dev-
letlü Şeki Hanı Şirvan ve Karabağ serkerdelerin ki Alicanlı Mehmed Sa’id Han ve İbrahim Han
ve ağası han ve andan gayrılarında tamamen sözlerin bir kılub ki eğer İslâmiyân tarafına şol
kâfirden asker gele ve hâdise yüz vere umûmen i’anet ederler...” Osmanlı Devleti ile Azerbay-
can Türk Hanlıkları Arasındaki Münasebetlere Dâir Arşiv Belgeleri, (Karabağ-Şuşa,
Nahçivan, Bakü, Gence, Sirvan, Seki, Revan, Kuba, Hoy), I, (1578-1914), Ankara – 1992,
(BOA, Hatt-ı Hümayûn, nr. 94-G), s. 61.
29
Karadağ Hanlığı, 1747 yılında bugün İran‘a bağlı Azerbaycan bölgesindeki Karadağ
(Karacadağ) topraklarında kurulmuş feodal bir devlettir. Karadağ kelimesi büyük dağ veya dağ-
lık yer anlamına gelmektedir. Hanlığın başkenti Ahar şehri olup bir ara Kürdeşt’e taşınmıştır.
Hanlığın batısında Hoy Hanlığı, doğusunda Lenkeran Hanlığı, kuzeyinde Karabağ Hanlığı, gü-
neyinde Tebriz Hanlığı ve Erdebil Hanlığı vardır.
30
“Bundan akdem Derbend Hanı Fethali Han ve Şirvan ve Şekki Hanı Hüseyin Han ile
Şuşa Hanı İbrahim Han Karabağı ile beyinlerinde birkaç seneden beri adevet-i şedide olub mer-
kum İbrahim Han mezkûr Hüseyin Han’ın oğlunu sefaret ile yanına celb itdikde ahz-u habs ve
birer takrîb ile Karadağ ve Bakü hanlarını dahi giriftar eylediği hasebiyle mumâileyh Fethali
Han ve Hüseyin Han asker ve efra ile İbrahim Han’ın üzerine gelmek üzere müteheyyi iken
Hüseyin Han’in emmisi Hacı Abdülkadir Beğ’i tahrik idüb gecenin bir vaktinde mûmâileyh
Hüseyin Han’ı katlettikleri mukaddemâ hâk-ı pây-ı veliyyü’l-mimalarına arz olunmuş idi mer-
kum Hüseyin Han bu veçhile vefat ettikden sonra İbrahim Han havalanub kendinün kayınbira-
deri olan Şehsunlu Nazar Ali Hanı asâkir-i kesîre ile Geylan? müzâfâtından deşt-i tarafına tayin
Dostları ilə paylaş: |