PARANORMAL FENOMEN
vardır, ancak bu fantastik öykülerin kurgulanmasının başlıca
sebebi, kitapları çok satanlar listesine girmesi, albümleri mily
onlarca satması gibi kaygılandır.
Dağcı Reinhold Messner Everest'e çıktığında, medya ona
çok özel bir ilgi göstermişti. Çünkü dağcı tek başına tırman
masına rağmen zirvede yalnız olmadığını açıklamıştı.
Binlerinin 8847,5 m yükseklikte onunla tanışmak ve konuş
mak için beklediğini anlatmıştı. Oysa 8000 metrede oksijen ve
hava basıncı deniz seviyesine oranla tam 3 kat azalır, uyuşuk
luk, umursamazlık, irade zayıflaması ve halüsinasyonlar baş
gösterir. Bu durumda Reinhold Messner'in kendi durumunu
da yanlış değerlendirerek, yanlış kararlara varması gayet nor
mal bir sonuç olur.
Bilindiği gibi, geçmiş hayatı hatırlamanın en yaygın meto
du, hipnotik durumdaki kişiden çocukluğuna, sonra da
doğum evveline gitmesini istemektir. Münih Üniversitesi
Parapsikoloji Enstitüsü'nden uzmanlar 100'den fazla deneğe
hipnoz uygulayarak, onlardan üç yaş civan çocukluk dönem
lerini anlatmalarını istediler. Daha sonra çocukluk hatıraları
ebeveynler, kardeşler, diğer büyüklerin anıları ile kıyaslandı
ve %35 kadar hiç yaşanmamış anı oranının olduğu anlaşıldı.
Yani hipnoz durumundaki insanlar %35 oranında hiç tecrübe
etmedikleri öyküler anlatabiliyorlardı. Bu durumda doğum
anı öncesine ait hatıralann gerçekliğine inanmak ne kadar
doğru olabilirdi? Geçmiş hayata ilişkin öykülerde genel olarak
gerçekleşmemiş arzuların, baskılanmış eğilimlerin, bilinçaltına
atılmış korkulann, suçluluk hissi, ailede dramatik geçmiş,
öğrenilmiş tarihsel bilgilerin, dini ve felsefi anlayışların izleri
vardır. Hiçbir şekilde reel bir geçmişten söz edilemez.
Regresyon ile kanştınlabilen yegane gerçek duyu ötesi algı,
istem dışı durugörü/kehanet halleridir, özetlemek gerekirse,
geçmiş hayatta yaşadığımızı sandığımız olaylar, bilinçaltımız-
daki duygusal durumumuz, istek ve arzularımız, inançlarımız
200
PARANORMAL FENOMENLER
sonucu şekillenmektedir. Bazıları için şu anki mutsuz ve tat
min etmeyen hayatlarından kaçış veya hatalar ile verilen yan
lış kararlar için mazeret olarak önceki yaşamlarımızı gösterme
eğilimi oluşur. Bir kısım sıradan insanın içersinde bulunduğu
"aşağılık kompleksi" önceki yaşamlarında önemli tarihsel bir
kişilik olarak ortaya çıkar.
Parapsikoloji enstitülerine bağlı uzmanlar, reenkamasyon
olgusunu destekleyen hiçbir kanıt elde edemediler. Ancak,
Edgar Cayce, Vanga gibi ünlü kahinler, ruhun defalarca beden
değiştirdiği konusunda ısrar ediyorlar. Cayce, tüm kehanet
lerini, otohipnotik trans durumunda dile getiriyor, uyanınca
ise söyledikleri konusunda hiçbir fikri bulunmuyordu.
"Uyuyan kahin" yine trans durumunda kendi reenkarnasyon-
ları ile ilgili bilgiler vermişti. Kehanetler doğru ise, gelecekte
1998 ve 2100 senesinde tekrar dünyaya geleceğini bildirmişti.
Bulgar kahin Vanga'nın ise, ölümünden kısa bir süre sonra bir
Fransız kız çocuğu olarak reenkame olacağı yönünde iddialar
bulunur.
Rusya'da Sergey Perov isimli sıradan bir emeklinin 60
yaşında kaza geçirmesi ile ortaya çıkan garip durum, uzman
lan herhangi bir mantıklı açıklama yapmaktan aciz bırak
mıştır. Rusça'dan başka bir dil bilmeyen Sergey araba kazasın
dan sonra hastaneye kaldırılır. Kendine geldiğinde eski
Fransızca dilinde konuşmaya başlayarak herkesi hayretler
içerisinde bırakır. Hastaneden taburcu edildikten sonra bir
birinden bağımsız iki uzman ekip tarafından incelemelere tabi
tutulur, hipnoz seanslan başlatılır. Seanslarda, kendisinin bile
meyeceği tarihsel bilgileri - savaş cepheleri, savaşan askerler
ve dış görünüşleri, askeri manevralan adeta orda bulunmuş
ve yaşamış biri gibi ayrıntılı olarak aktarmaktadır. Bu şekilde
aktardığı
bilgileri
tarihçiler
doğrularlar.
Üzerinde
incelemelerin halen büyük bir gizlilik içerisinde sürdürülen
Moskova'lı Sergey Perov fenomeni psikologlar için büyük bir
201
PARANORMAL FENOMEN
sır, tarihçiler için ise kaynak olmaya devam etmektedir.
Biz kitabımızda özellikle ölüm sonrası ve reenkamasyon
konularında herhangi bir fikri empoze etmek yerine, farklı
bakış açılarını okuyucunun önüne sermeyi tercih ediyoruz.
Herkesin kendi değerlendirmesini, kendi çıkarımlarını yap
masını tercih ediyoruz...
202
PARANORMAL FENOMENLER
G. PSİKOKİNEZİ, TELEKİNEZİ
“Duyabileceğimiz en güzel şey, hayatın esrarlı yanıdır. Sanatın ve
gerçek bilimin beşiğinde bu ana duygu vardır. Onu bilmeyen,
dünya karşısında şaşkınlık ve hayranlık duymayan kimse,
ne de olsa, ölü ve gözü kapalı gibidir.”
Einstein
Biri ölüyor ve aniden ışıklar yanıp sönmeye başlıyor,
saatler duruyor, resimler sallanıyor, vitrindeki cam eşyalar,
porselenler takırdıyor... Bu fenomen parapsikolojide
psikokinezi olarak adlandırılmıştır. Fiziki ve ruhsal boyutta
aşırı bir enerji birikimi olduğunda muhtemelen birtakım
güçler, büyük olasılıkla psişik enerjiler açığa çıkarak boşalım
esnasında fiziki dünyaya etki edebiliyorlar.
Psikokinezi olaylarının bu türünde etkiler anlık ve dra
matiktir. Büyük bir fiziksel gücün etkisi ile eşyalar bükülür,
kırılır, nesneler havada uçuşur, ışıklar yanıp söner. Bu sınıfla
maya giren çok sayıda gizemli olay kayıtlara geçmiştir.
Tarihi kayıtlara geçen ilk psikokinezi fenomenlerinden
biri, M.S. 355 yılında Ren nehri kıyısındaki Bingen şehrinde
meydana gelmiştir. Bingen sakinleri görünür bir neden
olmadan yataklarından yere düşerler, havada devasa taşlar
uçuşur, garip sesler halkın arasında korku ve panik yaratır. Bu
gizemli fenomenden yaklaşık 500 yıl sonra yine Bingen yakın
larındaki Kembden yerleşim alanında benzer olaylar vuku
bulur. Bu defa gizemli sesler insan sesi şeklini almıştır.
Gizemli ses, tüm bu yaşananlara yerel halkın sorumsuz
davranışlarını sebep göstererek onlan suçlamaktadır.1831
yılında Endonezya'nın Java adasında 12 yaşında bir kız
çocuğu, ada halkında şaşkınlık, korku ve panik yaratmıştır.
Evinde ve başka kapalı mekanlarda, sokaklarda nereden
geldiği belli olmayan taşlar üzerine düşüyorlardı. Kızın
203
Dostları ilə paylaş: |