PARANORMAL FENOMENLER
kırılmakta olduğu da yere düşen cam seslerinden
anlaşılıyordu.
Hemen, evvela yukarıdaki odaya çıkıp, kapıyı açtık.
Dışarıdan kepenkleri kapalı olan pencerenin içeriden
camlan kırılmıştı. Tedbirli hareketlerle ve adım larla
aşağıdaki depoya indik. İçerisi karma karışık bir haldey
di. Fakat dışarıdan duyulan gürültülerle orantılı tahribat
yoktu. Bir iki şişe kırılmış ve bazı mayiler dökülmüştü.
Bununla beraber fıçıların ve diğer eşyanın yerleri
değişmişti. O d a ya benimle M ... Efendi'den başka kimse
girmeye cesaret edemedi. Bahçede de kimse kalmadı.
Kız hala aynı halde bulunuyordu. Kızı hemen dışarı
çıkarmasını M ... Efendi'ye söyledim. M ... Efendi, kızı
kollarından tutarak kaldırdı. Dışarıda bir ahbabına,
evine götürmesi için teslim etti. Kızın bahçeden çıkması
ile hadiselerin durması bir oldu."
Psikokinezi alanında araştırmalarıyla tanınan Londra
Psişik Araştırm alar Derneği üyesi Joseph B. Rhine,
19 3 0 'lu yılların başlarında Duke Üniversitesi'nde bir d iz i
araştırma başlattı. Psikokinezi deneyini planlarken irade
gücünün istemli olarak maddeye etki edip edemeyeceği
ni anlam aya çalışıyordu. Bu doğrultuda rastlantısal
olarak atılan zarlarla ilgili deneyler gerçekleştirdi.
Deneyde, olası zar tutma gibi hileleri önlemek için zarlar
otomatik olarak makineden fırlatıldı. Araştırmaya katılan
denek, kendi isteğini kullanarak, daha önceden belirlen
miş b ir zar yüzeyinin üste gelmesi için etki etmeye
çalışıyordu. Böylece zarlarla rastlantısal olan ortala
manın dışında bir sonuç elde edilmeye çalışıldı. Rhine'ın
deneyleri düşünce ve iradenin maddeye etki edebile
ceğini kesin olarak ispatlamış oldu. Joseph Rhine
1 9 4 3 'te çalışm alarının sonucunda şöyle yazm ıştır:
"Demek ki ruh, maddeyi etkileyebilen bir güce sahiptir...
207
M addeye istatistikî yönden ölçebileceğimiz bir etki
yapabilmektedir. PK, fiziksel ortamda, fiziğin tanıdığı
hiçbir etkenle,
hiçbir enerjiyle açıklanam ayacak
sonuçlara yol açm aktadır."
Beynin cisimler üzerinde etkisi olabileceği konusunda
Itzhak Bentov şunlan söylen
"Bir an için düşüncelerin, eşya ve insanlar üzerindeki
etkilerine bakalım. Düşünce bir enerjidir ve beyindeki
sinir hücrelerinin belirli bir şekilde ateşlenmesine sebep
olur. Bu doğal olarak beyin kabuğunda küçük akım lar
üretir ve bunlar kafatasının yüzeyindeki elektrotlar
aracılığıyla, duyarlı araçlarla anlaşılabilirler. Başka bir
deyimle, b ir düşünce; küçük bir hareket olarak başla
masına rağmen, en sonunda tam olgunlaşmış b ir
düşünce şekline dönüşür ve beyin kabuğunda, en azın
dan 7 0 mili volt gücünde bir gerilim üretir. İlk sinir
hücresini ateşler ve bu sinir hücresi de sırayla diğer sinir
hücrelerinin belirli aralıklarla ateşlenmesine sebep olur.
Oysa, bu evren içinde hiçbir enerji yok olmaz. Düşünce
tarafından üretilen akımı kafamızın dışında yakalaya
bilirsek bunun anlamı şu olur: Düşünce enerjisi, elektro
manyetik dalgalar şeklindeki bir yayındır ve bulunduğu
muz çevre içinde ve nihai olarak kozmos içinde ışık hızı
na sahiptir.*
Zihinde üretilen düşüncelerin, beden üzerindeki etkisine
aşinayız. Bu, çok iyi bilinen bir konudur. Düşünce süreçlerinin
canlısal geri beslenme (biofeedback) ile nabız, tansiyon, vücut
ısısı, nefes sıklığı üzerinde etkisini hepimiz hissetmişizdir.
Ancak düşüncenin bedenden taşarak yabancı bir cisim
üzerinde baskın bir etki uygulaması bizlere oldukça garip
görünmektedir. Oysa ki evrenin dört temel kuvvetlerinden en
PARANORMAl FENOMEN
208
PARANORMAL FENOMENLER
aşinası olduğumuz kütle çekim kuvveti de cisimlerin birbirine
uzaktan bir çekimsel kuvvet uygulamasıdır. Nevvton'un çekim
yasası aslında çok uçuk ve tuhaf bir fikirdir. Herhangi iki
nesne birbirine çekici bir kuvvet uyguluyor ve bu kuvvet her
nasılsa, uçsuz bucaksız boş uzayı aşarak Güneş ve Ay'dan
Dünya'ya, yıldızdan yıldıza ve galaksiden galaksiye ulaşıyor.
Zamanın birçok ünlü bilim insanı bunu "büyücülük fiziği"
sayarak dikkate almamıştı. Bugün bir kısım bilim adamının
psikokinezi vakalarının tümünün şarlatanlık ve hilekarlık
olarak sayarak dikkate almadığı gibi... Psikokinezi'den şüphe
edebiliriz. Tıpkı bilimin ilk kez söylediklerinden daima şüphe
edildiği gibi. Ancak, fanatik şüphecilik de aşırı saflık kadar
mantıksızdır, zararlıdır. Bilimsel araştırmacılığın önünde bir
engeldir. Ama, artık parapsikoloji metafizik denilen "fizikten
öteki işler" başlığından çıkarılmalı ve yeniden bilim başlığı
altında incelenmelidir.
Psikokinezi ve telekinezi fenomenleri, henüz tam olarak
anlaşılamamış psişik potansiyellerdir. Temelde herkeste
bulunmakla beraber, egzersizler yoluyla kullanım ve geliştir
ilmeleri mümkündür. Ancak beklenmeyen zamanlarda yoğun
psikolojik stres durumlarında bilinçsiz ve irade dışı olarak
ortaya çıkabilmektedir. Taş yağmuru fenomeni Belçika,
Avustralya ve Endonezya'da kayıtlara geçmiştir. Olayların
çoğunda başkahraman 10-15 yaş arası çocuklar olduğu belir
lenmiştir. Muhtemelen ergenlik çağındaki çocukların psikolo
jisinin çok hassas olması, bu gizemli olayların şiddetli bir şek
ilde başlamasına ve çocukların büyümesi ile aniden sona
ermesine neden olmaktadır.
1968 yılında Rus Pravda gazetesi, Nina Mihaylova adında
bir kızın bardak, tabak gibi eşyaları dokunmadan hareket
ettirdiğine yer vermişti. Konuyla ilişkili Prof. Teletski, bu ener
jinin bilinmeyen bir form olduğunu ve fakat bilimsel olarak
incelenmesi ve sınıflandırılması gerektiğini yazmıştı. Sonraki
yıllarda yeteneği gelişen ve 500 kg'ye kadar eşyaları kıpırdat
209
Dostları ilə paylaş: |