PARANORMAL FENOMENLER
B. DUYU ÖTESİ ALGI
‘ Hiçbir zaman bir şeyleri tam olarak bilemeyiz, inanıyorum ki, insanın
benliğinin bir bölümü, uzay ve zaman yasalarına ta bi değildir.''
Cari G. JUNG
İnsan, duyulan sınırlı olan bir varlıktır. Kulağı belli aralık
taki sesleri duymaya, gözü belli dalga boyu arasındaki renk
leri görmeye ayarlanmıştır. Bu "sınırlı" ayarı, gördüğünün
dışında renklerin, duyduğunun dışında seslerin var
olmadığını tabii ki göstermez. Beş duyu organı dışında bir
hissiyat, yani duyu ötesi spontane bir algı durumu oluştuğun
da, hazırlıksız olan insan buna anlam vermekte zorlanır.
Pozitif bilimler çerçevesinde kendi sezgisel yeteneğini tama
men unutmuş görünen günümüz insanı, paranormal deneyi
mini göz ardı etmeyi ve üzerinde düşünmemeyi tercih eder.
Oysa her ne kadar biz sıra dışı doğaüstü, mistik, gizemli, para
normal gibi sıfatlar yakıştmyor olsak da, aslında gayet doğal
bir durumdur. Doğaya dönüp baktığımızda, hayvan ve bitkil
erde (bizim bakış açımızdan) duyu ötesi algı kabiliyetine dair
çok sayıda örneği inceleme fırsatı buluruz. Her ne kadar
kökenimizi unutmuş görünsek de, doğanın bir parçası olarak
biz insanlann bu "ekstra" kabiliyetlerden mahrum olmamız
gerekmez. Tabii bunun için şanslı isek
ömrümüzde birkaç kez
karşılaşabileceğimiz duyu ötesi algı parıltılarını yakalamamız,
paranormal sinyallere sırt çevirmememiz gerekir.
Geçmiş yüz yıllarda, sadece bazı "seçilmiş" kişilerin
kehanet, durugörü gibi paranormal yetenekler ile donatılmış
halde dünyaya geldiklerine inanılırdı. Parapsikolojiye konu
olan olgular ya doğuştan vardı ya da yoktu. Çok sonra, henüz
geçtiğimiz yüzyılda, duyu ötesi kabiliyetlerinin herkeste
potansiyel halde bulunduğu ve yeterli emek verildiği takdirde
151