150
Türk azınlıkların bir çatı altında birleşmesi sağlanabilir ve bir bütünlük içinde
hareket ederek daha etkin bir konuma yükselmeleri sağlanabilir. Bu ise ancak
Türkiye’nin bu konularda yeterli bilinç ve birikime sahip olması neticesinde
gerçekleştirilebilir. Bu konuda maalesef Türkiye yeterli birikime ve tecrübeye sahip
değildir. Bu doğrultuda sivil toplum oluşumuna önem verilmeli ve bu konuda ki
engellerin ve olumsuzlukların giderilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
Ö.2. Azınlıklar sorunu her şeyden önce bir insan hakları sorunu olarak
görülmeli yaşanan sorunlara çözüm yolları bu çerçevede aranmalıdır. Bu yönde
yaşanan eksiklikler hem sorunları tam olarak bir çözüme kavuşturamayacak hem de
azınlıkların kendilerini birer politik malzeme olarak görmesine sebep olarak zamanla
Türkiye’den uzaklaştıracaktır. Oluşturulan insan hakları bilinci ile bu yönde yaşanan
sorunlar tüm uluslararası haklar kullanılarak uluslararası alanda çok sesli olarak dile
getirilmeli ve çözüm önerileri aranmalıdır. Türkiye insan hakları konusunda birçok
suçlamalara maruz kalmaktadır. Türkiye’ye yönelik birçoğu haksız ve siyasi amaçlı
olarak özellikle azınlık hakları ile ilgili yapılan suçlamaların, birçok ülkede Türk
azınlıkların daha kötü muamelelere maruz kalmasına rağmen ilgili ülkelere
yapılmadığı görülmektedir. Bu konuda Türkiye’nin eksikliği açıkça görülmektedir.
Bu konuda ki eksiklikler hem ilgili azınlıklarla iletişim eksikliğinden
kaynaklanmakta hem de bu konulara Türkiye’nin yeterince ilgili olmadığını
göstermektedir. Türkiye bu konularda daha çok savunmacı bir yaklaşım sergilemiştir.
Bu süreci tersine çevirebilmek için konu üzerine uzman kişilerin eğilmesi teşvik
edilmeli ve gerektiğinde özel çalışma kümeleri oluşturularak profesyonel bir
yaklaşım sergilenmelidir.
6.2.3. Ülke Sınırları Dışında Yaşayan Türklerin Sayısal Çokluğuna,
Eğitim Düzeyine ve Örgütlenme Becerilerine İlişkin Öneriler
Ülke sınırları dışında yaşayan Türklerin sayısal çokluğuna, eğitim düzeyine
ve örgütlenme becerilerine yönelik elde edilen bulgulara geliştirilen öneriler
şunlardır:
151
Ö.1. Konumu itibarıyla stratejik bir noktada bulunan, sürekli gelişen ve
kalkınan bir Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda lobi faaliyetlerinde bulunması
kanılmazdır. Özellikle Türkiye karşıtı çalışmaların etkinliği ve yoğunluğu göz önüne
alındılığında bu konuda atılacak adımlar bir an önce atılmalıdır. Diaspora
Ermenilerinin sürekli ve ısrarlı lobicilik çalışmaları ile tarihsel gerçeklerden uzak ve
birçok tutarsızlığı bünyesinde barındıran iddialarını 21 ülkeye kabul ettirmiş olmaları
(www.wikipedia.org) örneği Türkiye’de lobiciliğin önemi henüz anlaşılamadığını bu
konuda atılacak adımlar bir an önce atılması gerektiğini göstermektedir. Bu
doğrultuda üniversitelerde lobicilik konusunda öğrenciler bilinçlendirilmeli ve
lobicilikle uğraşmak isteyenler için eğitim imkanları sunulmalıdır. Bu amaçla
üniversitelerde “halkla ilişkiler” benzeri lobicilik bölümleri oluşturulabilir. İyi
eğitilmiş lobiciler lobi faaliyetinde bulunulmak istenilen ülkelere geniş yetkilerle
gönderilerek o ülkede ki Türk halkını bilinçlendirme ve örgütleme faaliyetleri
yürüterek uzman lobicilik çalışmaları yürütmelidir. Türkiye’de yalnızca lobicilik
hizmeti sunan lobi şirketlerinin kurulması, lobi faaliyetleri hakkında bilgi edinmede
önemli rol oynayacaktır. Ülke dışında özellikle ABD’ne yönelik olarak sürekli ve
düzenli lobi faaliyetleri yürütülmeli ve bu doğrultuda Türk diasporasının aktif desteği
istenmeli ve diaspora devlet tarafından Türk sivil toplum kuruluşları tarafından
sürekli desteklenmelidir. Profesyonel lobi kuruluşları incelenerek benzer
yapılanmalar içene girilmelidir.
Ö.2. Diaspora Türklerinin Türk vatandaşlığından çıkarak bulundukları ülke
vatandaşlığına geçmeyi kabul etmemelerinin en önemli sebepleri bulundukları
ülkelere göç etme sebeplerinin daha çok ekonomik olması ve belirli bir süre sonra
Türkiye’ye dönme düşüncelerinin olmasıdır. Bulundukları ülke vatandaşı olmamaları
başka siyasal katılım olmak üzere birçok haktan mahrum kalmalarına sebep
olmaktadır. Özellikle belirli ülkelerde çıkartılan çifte vatandaşlık haklarından
yararlanılarak bu mahrumiyet belirli ölçüde giderilmiş olsa da Türkiye bu konuda
yeni girişimler başlatmalı, vatandaşlarını çifte vatandaşlığa teşvik etmeli, bu hakkın
verilmediği ülkelerle diplomatik temaslarda bulunarak çifte vatandaşlık kanunu
çıkartılmasına yönelik girişimlerde bulunmalıdır.
152
Ö.3. Diaspora Türklerinin diğer toplumlar gibi asimile olmamasının en
önemli sebeplerinden birisi eğitim eksikliğidir. Mevcut eğitim eksikliği ile birey
olarak yeterli özgüvene sahip olamayan Türk diasporasında görülen tipik özellik
hemşeri ilişkilerini sağlam tutarak ayakta kalma mücadelesine devam etmeleridir.
Söz konusu durum yurtdışı olunca hemşerilik kavramı Türklük kavramıyla eşdeğer
tutulmaktadır. Ancak yeni nesilde bu özgüven eksikliği görülmemekte ve yeni nesil
insanların bulundukları toplum ile kaynaştıkları görülmektedir. Hatta içinde
bulundukları toplumun ebeveynlerden gelen kültürel eğitimine baskın olması sonucu
birçoklarında kültürel bilinç eksikliği görülmekte, bunun sonucunda kendi ana dilini
bilmeme, Türklük kavramına yabancılaşma gibi durumlar oluşmaktadır. İlk durumda
kendi içine kapalı olmaktan dolayı, ikinci durumda ise kendi özüne
yabancılaşmaktan dolayı içinde yaşadıkları ülke insanlarını etkilemeye yönelik
avantajları kullanamamaktadır. Burada görülen en önemli eksiklik eğitim
eksikliğidir. Sayıca fazlalığı ne kadar fazla olursa olsun niteliksel eksiklikler Türk
diasporasının etkinliğini sınırlamaktadır. Bu bakımdan Türkiye’nin önemle üzerinde
durması gereken konu yurtdışında yaşayan Türklerin eğitimiyle yakından ilgilenmek
olmalıdır. Bu konuda nasıl Türkiye’de Rum okulları, Ermeni okulları varsa Türkiye
de yurtdışında yaşayan vatandaşlarına yönelik olarak ilgili ülkelerle diplomatik
ilişkiler kurarak o ülkelerde vatandaşlarının eğitimine yönelik olarak gerekli
tedbirleri almalı ve uygulamaya koymalıdır.
Ö.4. Türkler bulundukları ülke içinde siyasal katılıma pek ilgi
göstermemektedirler. Bunun yanında Türk dernekleri arasındaki iletişim ve işbirliği
de yeterli değildir. Bu zaten az olan siyasi katılımı daha da zayıflatmaktadır. Bir
büyük engel de Türkiye’deki siyasi görüş farklılıklarının yurtdışındaki Türk
derneklerine de yansımış olmasıdır. Tüm bunlar örgütlenme kültüründeki
yetersizlikleri göstermektedir. Burada önem verilmesi gereken konu Türkler arasında
güçlü bir örgütlenmenin oluşturulmasıdır. Oluşturulan kuruluşlar, bünyesindeki
insanları hem bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yürütmeli hem de
teşkilatında yapısında bulundurduğu uzman personel ile bu insanların haklarının
savunuculuğunu yapmalıdır. Özellikle her ülkenin kendine göre farklı anayasal
yapıları olduğundan ilgili ülkelerin kanunları incelenerek o ülkelere uygun en etkin
Dostları ilə paylaş: |