85
t a h r i r ’ d e r e f o r m s e s l e r i
kalması ihtimalinin Süleyman’ın yaptığı görüş-
melerde muhalefete sunulduğunu düşünmek
gerekir. Ancak bu konuda ısrarla geri atmayan
Baradey’in son toplantıya davet edilmemesi
de muhtemelen Mübarek’in gitmesi konusun-
daki açık ısrarı ile ilişkili. ABD’nin şu anda
Süleyman’ın en azından seçimlere kadar ki sü-
reçte başkan yardımcısı olarak kalmasını iste-
diğini söyleyebiliriz. Süleyman’ın kalması ABD
açısından sadece Pentagon ve CIA’i rahatlat-
ması açısından değil, İsrail’i de tatmin edecek,
dolayısıyla Obama’yı Kongre karşısında rahat-
latacak olması nedeniyle de önemli. Bu yüzden
güvenlikle ilgili her türlü konuda- terörle mü-
cadele, İsrail-Filistin görüşmeleri vs., kendisine
neredeyse sınırsız yardım eden Süleyman’ı har-
cayarak bu güvenlik kaygısını aşamayacağını
düşünüyor. Ayrıca ABD’nin bugünden başla-
yarak toparlanma sürecine giren neoconlar ve
muhalefet tarafından saldırıya uğrayacağını, bu
saldırılardan korunmak için de Süleyman’ı tut-
mak isteyeceğini söyleyebiliriz.
Mısır devlet elitleri
Şu aşamada Mübarek-Süleyman ikilisini tek bir
grup olarak düşünmemek gerekir. Buradaki asıl
aktör ordu. Zira ordunun desteğini alan Süley-
man kendisini ve devlet elitlerinin konumunu
garanti altına almak için Mübarek üzerinden
pazarlık yapıyor. Mübarek’i isteyen, kendi par-
tisinin geleneksel tabanı dışında neredeyse
kimse yok. Bu tabanın da Süleyman’ın iktidar-
da kaldığı denklemde Mübarek’in gitmesine ne
kadar itiraz edeceği ya da bu itirazın değerinin
ne olacağı tartışılır. Ancak bu tabanı kontrol
altına almak Süleyman’ın meşruiyeti açısından
son derece önemli. Aslında “onurlu kaçış pla-
nı” biraz da bu nedenle hazırlanıyor: Muhtemel
bir demokratik düzende Mübarek sempatizan-
larını devlet elitlerinden yabancılaştırmamak
için. Kısaca Mübarek aslında sadece üzerinde
pazarlık yapılan bir figüre dönüşmüş durumda
şu anda.
Ömer Süleyman
Süleyman bir yanıyla rejimin kara kutusu, diğer
yanıyla başta neoconlar olmak üzere ABD gü-
venlik bürokrasisinin harcayamayacağı kadar
değerli bir isim. Süleyman, Mübarek’in gitmesi
karşılığında Baradey’den kurtulma pazarlığı ya-
pacak gibi görünüyor. Baradey’in sert sözleri ve
geri adım atmaması, doğrudan Süleyman’ı he-
def alması uzlaşmanın önündeki en büyük en-
geli teşkil ediyor. Baradey’in harcanması ordu-
ya bir zafer hissi vereceğinden, bu Süleyman’ın
hem ordu nezdinde hem de parti tabanında
itibarını artırır. Bu süreçte Süleyman muhte-
melen ufak değişikliklerle eski rejimi devam et-
tirmeye çalışacaktır. Ancak ABD’nin buna razı
olması zor görünüyor. Süleyman’ın doğal sınırı
ise reform paketi. Buna karşılık Süleyman re-
form yapmamakta diretirse başka ve benzer bir
sürece daha girilebilir. ABD şu anda Süleyman’ı
Mısır’da istikrarsızlığa karşı isim olarak görü-
yor. Ancak reform paketi kabul edilmez de geri
adım atılırsa zaten istikrar olmayacağından,
Süleyman da harcanacaktır.
Müslüman Kardeşler
Müslüman Kardeşler (İhvan) Mısır’daki en
güçlü muhalefet hareketi. İhvan, gücünü yay-
gın taban örgütlenmesi, merkezi yapısı ve sos-
yal hizmetlerdeki başarısından alıyor. İhvan eli
daha güçlü olsa belki tek başına iktidar da iste-
yebilirdi. Ancak şu anda son derece gerçekçi bir
analiz yaparak, Batı’nın hassasiyetlerini de gö-
zeterek muhalefette kalmaya ya da iktidar koa-
lisyonun parçası olmaya hazır gibi. Uzun yıllar
illegal örgüt olarak algılanan İhvan’ın korunma
ve güvenlik refleksleri oldukça gelişkin. Bu ne-
denle de Tahrir Meydanı’ndaki eylemleri baş-
latan asıl güç olmadığı gibi, bu harekete de ilk
başta mesafeli yaklaştı. Meydan’daki kararlılığı
gördüğü anda düşük profilli bir katılım sağladı
ve giderek desteğini artırdı. Şu aşamada İhvan
bu hareketin coşkusunu yabancılaştırarak ikti-
darla ayrı bir ilişkiye geçmeyi meşruiyetini ze-
deleyecek bir tavır olarak görüyor. Bu nedenle
de muhtemelen sadece kendi tabanının değil,
aynı zamanda sokağın da taleplerini gündeme
getiriyor, sürekli sokağa referans vererek muha-
lefette yalnız olmadığını, sokağı bırakmayacağı
mesajını veriyor. Zira daha evvel rejimle tek
başına girdiği mücadelelerde başarı kazanama-
mış olan İhvan, başarının anahtarının Tahrir
Koalisyonu olduğunu görüyor. Ayrıca İhvan
arkasında örtük bir şartlı uluslararası destek
olduğunun da farkında. İhvan, reform sürecin-
de Süleyman’ın kalmasına destek verse de, bu
desteği şartlı verecektir. Mübarek’in gitmesini
isteyerek Tahrir Meydanı’nın desteğini garanti-
86
ş u b a t 1 1
lemek, Süleyman’ın ikinci Mübarek olarak as-
keri bir vesayet rejimi kurmasını da engellemek
isteyecektir. Bu nedenle İhvan’ın önümüzdeki
dönemde seçimlerdeki yolsuzluklardan sonra
kurulan Paralel Parlamento ya da Kurucu Mec-
lis gibi reform sürecini garantiye alacak çözüm-
leri desteklemesi beklenir. Bu noktada İhvan’ın
Baradey’e desteği de Washington’ın Baradey’e
desteğine paralel olarak şekillenecek diyebiliriz.
Baradey, İhvan için Batı’yı rahatsız etmeyecek
bir yüz olarak anlamlıydı. ABD’nin taşıyama-
dığı bir Baradey’i İhvan’ın taşımasını beklemek
gerçekçi olmaz.
Baradey
Pazar günü yapılan toplantıya davet edilme-
yen Baradey’in pazarlık çıtasını çok yüksek-
ten açıp taleplerini yüksek sesle dile getirmesi
Washington’ı da pek memnun etmedi. Bunun da
ötesinde Baradey’e karşı karalama kampanyası
doğrudan İsrail Lobisi’nden geldi. Baradey’in
Atom Enerjisi Kurumu’nda İran’ı ezdirmeyen
hakkaniyetli tutumundan son derece rahatsız
olan İsrail Lobisi ve Neoconlar, Baradey’i he-
men hedef tahtasına oturttular. Normal şartlar
altında, eğer süreç hızlı gelişse ve Baradey biraz
daha ciddi bir liderlik gösterebilseydi, kendi-
sine siyasette yer açılabilirdi. Ancak toplumsal
tabanı ya da örgütlenmesi olmayan Baradey’in
şu anda kaderi büyük oranda İhvan’ın, daha
doğrusu ABD’nin eline kalmış durumda. Bu
süreçte Süleyman-ABD pazarlığında Ordu’yu
tatmin etmek için harcanabilecek Baradey, fa-
vori olarak katıldığı eylemlerden şu ana kadar
en zararlı isim olarak çıktı diyebiliriz.
Diğer aktörler
Sürece dahil liberallerden komünistlere, mu-
hafazakarlardan milliyetçilere Veft ve Kifaye
gibi farklı kesimler de mevcut. Ancak bunların
şu an için örgütlü ve pazarlığa dahil olacak bir
güce sahip olması zor görünüyor. Bu gruplar-
dan bazıları Tahrir Meydanı’ndaki eylemleri
tek alternatif olarak görüyor. Eylemlerin bit-
memesi için eylemcilere maddi ve manevi yar-
dımda bulunmaktan kaçınmayan bu kesimle-
rin çıkarı da büyük oranda reform sürecinin
sağlıklı bir şekilde işlemesinden geçiyor. Ancak
bu kesimler Mübarek’in yanı sıra Süleyman’ın
da kellesini istiyor. Zira reform süreci yavaşlar
ya da kesintiye uğrarsa, o zaman Süleyman’ın
operasyonlara başlayacağını, kendilerini he-
def alacağını, her şeyin eski sisteme döneceği-
ni düşünüyorlar. Tahrir Meydanı’nın yarattığı
coşku aslında bu kesimin en büyük gücü. Her
ne kadar doğrudan pazarlık gücü olmasa da,
bu kesimleri talepleri yüksekte tutarak hem
Süleyman’ı tedirgin ederek adım atmasını sağ-
lıyor, hem de İhvan’ın elini güçlendiriyor. Buna
karşılık eylem sürecinde meşruiyet kaynağı ola-
rak çalışan Tahrir Meydanı İhvan’ın, muhalefeti
bir ana bırakıp, rejimle anlaşması ihtimaline
karşı garanti işlevi görüyor.
Dış aktörler
ABD’nin şu ana kadar dış aktörleri fazla zor-
lanmadan tecrit ettiği söylenebilir. ABD’nin
Mısır’la ilgili argümanını ilkesel bir zemine
oturtması dış aktörlerin müdahalesini zorlaş-
tırdı. Bu konuda Çin, Mübarek’e sadece dolaylı
destek verebildi. Buna bir yanıyla Çin’in başka
bir lider gelme ihtimaline karşı ülkedeki yatı-
rımlarını koruma kaygısı da eşlik etti. Tek doğ-
rudan destek ise Berlusconi ve Abbas’tan geldi.
Berlusconi desteğiyle AB içinde yalnızlaşırken,
Abbas ise Filistin Yönetimi’ndeki belki de en
kötü günlerini yaşadı. Örtük destek veren ül-
kelerden İsrail Mübarek’e verdiği destekten geri
adım atmak zorunda kaldı. İsrail Baradey’in
kellesini istemek, yanısıra da İhvan’ı yıpratarak
Obama’yı zayıflatıp Süleyman’ın elini güçlen-
dirmeye çalıştı. Bu süreçten zararlı çıkan ak-
törlerden biri de Suudi Arabistan oldu. İlk baş-
lardaki desteğinden sonra, gelişmelere müdahil
olmak için ülkede kendisine yakın selefi grup-
ları harekete geçirmek isteyen Suudiler, büyük
oranda etkisiz oldular.
Şu anda görünen ABD’nin sürece ve pazarlıkla-
ra kontrol edemese de kısmen el koyduğu şek-
linde. Tüm bu aktörlerin ortak buluşabileceği
zemin ise, muhtemelen ordu vesayetinde, Sü-
leyman liderliğinde, ABD desteğiyle örgütlene-
cek bir tür kurucu meclis çatısı altında yeni bir
anayasa yapılması. Bu Meclis’in ise Süleyman’ın
kontrolünde olması engellenerek, muhalefe-
te yer açılması ve yumuşak geçiş sağlanması
amaçlanıyor. Artık şurası açık ki, Mısır’ın ge-
leceği konusunda ABD’nin beklentileri yüksek
ancak bu beklentileri gerçekleştirmek için ge-
rekli yaptırma gücü oldukça sınırlı.