Bu kitabın ilk baskısından beri geçen beş yılın verdiği deneyimi ve sigara içmek konusunda her gün
yeni bir şey öğrendiğimi düşündüğümde ilk baskıda yazdığım her şeyin hâlâ geçerli olduğuna hem
seviniyor hem şaşırıyorum. Yıllar geçtikçe edindiğim bilgiyi tiryakilere en iyi şekilde aktarmak
konusunda birçok deneyim kazandım. Her tiryakinin kolaylıkla bağımlılığından kurtulabileceğini ve
sigarasızlıktan zevk bile alabileceğini tiryakiye anlatmayı başaramazsam bildiklerimin hiçbir anlamı
kalmıyor ve çok üzülüyorum.
Sık sık “Kitabı bitirene kadar sigara içmeye devam edin diyorsunuz. Böylece tiryaki kitabı ya sonsuza
dek okuyor yada hiç bitirmiyor. Bu yüzden o noktayı değiştirmelisiniz.” Şikayetini duyuyorum. Evet,
mantıklı bir açıklama ama “Sigarayı hemen bırakın” dersem bazı tiryakiler kitabı
okumaya bile
başlamazlar.
İlk günlerimde bir tiryaki bana “Sizden yardım istediğim için sinirimden deli oluyorum. Güçlü bir
iradem olduğunu biliyorum. Yaşamımın diğer her alanında söz sahibi benim. Bütün diğer tiryakiler
irade yöntemiyle sigarayı bırakırken ben size gelmek zorunda kalıyorum” dedi ve devam etti: “Sigara
içebilirsem sanırım tek başıma başarabilirim.” Bu bir çelişki gibi geliyor ama adamın söylemek
istediğini çok iyi anlıyorum. Sigarayı bırakmanın çok güç bir şey olduğuna inanırız. Zor durumlarda
neye gereksinim duyarız?
Küçük arkadaşımıza. Bir de ondan vazgeçmek bize daha da güç gelir. Yalnızca yerine getirilmesi
zaten güç olan bir görevle karşı karşıya kalmaz aynı zamanda
bu durumlarda normal olarak
kullandığımız küçük desteğimizden de yoksun bırakılmış oluruz.
Bu adamla yaptığım görüşmeden çok sonra yöntemimin en iyi yanının işte bu sigara içmeye devam
edin talimatı olduğunu anladım. Sigarayı bırakma sürecinden geçerken sigara içmeyi
sürdürebilirsiniz. Kendinizi kuşkulardan ve korkulardan arındırdıktan sonra son sigaranızı söndürür,
artık sigara içmeyen bir insan olmaktan mutluluk duymaya başlarsınız.
Zamanlama konusundaki önerimi ciddi bir şekilde sorgulamama neden olan tek bölüm bu bölümdür.
İş yerinde bir stres halinde hemen sigaraya uzanıyorsanız sigarayı tatil zamanı bırakmanızı, rahat bir
ortamdayken sigara içmekten hoşlanıyorsanız bunun tam tersini öneriyorum. Aslında işin en kolay
yolu bu değil. En kolay yöntem bırakmak için en güç zamanı –sık sık toplum içinde bulunacağınız,
stresli, sıkıntılı yada konsantre olmanız gereken bir zamanı- seçmektir. Kendinize en kötü durumlarda
bile sigarasız kalarak yaşamdan zevk alabileceğinizi kanıtladığınız an diğer her durum çocuk
oyuncağı gibi gelecektir. Size böyle bir şey önerirsem sigarayı bırakmaya kalkışır mısınız acaba?
Bununla ilgili bir benzetme yapmak istiyorum. Karımla birlikte sık sık yüzmeye gideriz. Havuza
birlikte gittiğimiz halde çok nadir birlikte yüzeriz. O önce ayak parmaklarından birini suya sokar ve
ancak yarım saat kadar sonra yüzmeye başlar Ben bu uzun işkenceye katlanamam. Su ne kadar soğuk
olursa olsun sonunda içine gireceğimi bildiğim için işi kolaylaştırır, hemen dalarım.
Ona kendini
benim gibi hemen suya atmazsa belki hiç yüzemeyeceğini anlatmaya çalıştığımı varsayalım. Sonuç
olarak yüzmekten vazgeçer. Sorunun ne olduğunu herhalde anlamışsınızdır.
Birçok tiryakinin zamanlama konusundaki önerimi kabus gibi gördükleri günü ertelemek için
kullandıklarını biliyorum. Diğer bir düşüncem ise sigara içmenin avantajları bölümünde uyguladığım
yöntemi uygulayarak “Uygun zamanı bulmak çok önemlidir. Bir sonraki bölümde size sigarayı
bırakmanın en iyi zamanını açıklayacağım” demekti. Siz sayfayı çevirince yalnızca kocaman bir
“şimdi” okuyacaktınız. Bu gerçekten en iyi yol olurdu ama uygular mıydınız?
Sigaranın en kurnaz yanı budur. Stres içinde olduğumuzda o anın sigarayı bırakmak için uygun
olmadığına inanırsınız; stressiz bir zamanda ise sigarayı bırakmaya gerek duymazsınız.
Aşağıdaki soruları yanıtlayın.
İlk sigaranızı içtiğiniz zaman yaşamınızın geri kalan kısmını her gün, bütün gün, hiç durmaksızın
sigara içerek geçirmeye gerçekten karar verdiniz mi?
TABİİ Kİ HAYIR!
Yaşamınızı gerisini her gün sürekli sigara içerek mi geçireceksiniz?
TABİİ Kİ HAYIR!
Peki, ne zaman bırakacaksınız? Yarın? Önümüzdeki yıl? Ondan sonraki yıl?
Bağımlılık kazandığınızı fark ettiğinizden beri kendinize sorduğunuz soru bu değil midir?
Bir gün
uyanıp artık sigara içmek istemeyeceğinizi mi umuyorsunuz? Kendinizi aldatmayın. Ben otuz üç yıl
boyunca böyle bir anı bekledim. Durdum. Uyuşturucu bağımlılığı giderek azalmaz, artar. Yarın daha
kolay olacağını sanıyorsanız hâlâ kendinizi aldatıyorsunuz. Bugün başaramazsanız yarın neden daha
kolay olsun ki? Ölümcül bir hastalığa yakalanana kadar bekleyecek misiniz? Bunun hiçbir anlamı yok.
Gerçekten tuzak zamanın şimdi uygun olmadığı –yarın daha kolay olacağı inancıdır.
Hep büyük bir stres içinde olduğumuzu sanırız. Aslında bu doğru değildir. Yaşamımızın en büyük
stresinden kurtulduk. Evden dışarı çıkarken vahşi hayvanların saldırısına uğramaktan korkmamız
gerekmez. Çoğumuzun bir sonraki öğün ne yiyeceğimiz veya akşam nerede yatacağımız konusunda
endişesi yoktur. Vahşi bir hayvanın yaşamını düşünün. Sığınağından çıkan bir tavşan kendini kızgın
bir savaşın içinde bulur ve bu yaşamı boyunca böyle devam eder. Fakat tavşan bunun üstesinden
gelir. Adrenali ve diğer hormonları vardır –tıptı bizim gibi. Her canlı varlık için yaşamın en stresli
anları aslında çocukluk ve geçlik yıllarıdır. Yine de üç milyon yıl gelişme sonunda stresten kurtulmak
için en iyi şekilde donatılmışızdır. Savaş başladığında beş yaşındaydım. Sürekli bombalanıyorduk ve
ben iki yıl boyunca anne babamdan ayrı kaldım. Bana iyi davranmayan insanların yanında
kalıyordum. Yaşamımın kötü bir devresiydi ama geçti.
Bende yaşam boyu süren izler bıraktığına inanmıyorum, tam tersine
bu sayede karakterimin
güçlendiğini sanıyorum. Yaşamıma şöyle dönüp baktığımda bu lanet nesneye bağımlılık kazanmaktan
başka bir başarısızlığımın olmadığını görüyorum.
Bir kaç yıl önce dağlar kadar derdim olduğunu sanırdım. İntihar etmenin eşiğindeydim –bir çatıdan
atlayacak değildim ama sigaranın beni yakında öldüreceğine inanıyordum. Yaşam küçük arkadaşımla
bu kadar tatsızsa onsuz hiç çekilmez diye düşünüyordum. İnsan kendisini fiziksel ve ruhsal açıdan
zayıf hissettiğinde her şeyden daha çok etkilenir. Şimdi kendimi yine genç bir adam gibi
hissediyorum. Bu değişikliğe neden olan bir tek şey var. Artık sigara içmiyorum.
‘Sağlık olmadan hiçbir şey olmaz’ klişe bir sözdür ama doğrudur. Eskiden spor hastaları sinirimi
bozardır. Hayatta kendini zinde hissetmekten çok daha fazla şey olduğunu söyleyip dururdum –içki ve
sigara gibi. Ne kadar saçma. Kendinizi fiziksel ve ruhsal açıdan güçlü hissettiğinizde iyi anların
keyfini çıkarabilir kötü anlarla baş edebilirsiniz. Stresle sorumluluğu sık sık karıştırırız. Kendimizi
güçlü hissetmediğimiz zaman sorumluluk stres olur. Bu dünyanın Richard Burton7ları fiziksel ve
ruhsal açıdan güçlüdürler. Onlara zarar veren yaşamın stresi, iş dünyası, yaşları değil hayalden başka
bir şey olmayan küçük arkadaşlarıdır. Ne yazık ki, bu nesneler onun
ve diğer milyonlarca kişinin
durumunda olduğu gibi insanı ölüme sürükler.
Olaya bir de şöyle bakın. Yaşamınızın sonuna dek bu tuzağın esiri olmamaya karar verdiniz. Kolay da
olsa güç de olsa kendinizi bir zaman bu tuzaktan kurtarmanız gerekir.
Sigara içmek ne bir alışkanlık nede bir zevktir. Bir uyuşturucu bağımlılığı ve hastalıktır.
Yarın bırakmanın daha kolay değil daha güç olacağını saptadık. Zamanla kötüye giden bir hastalığı
HEMEN tedavi etmek gerekir –yada elinizden geldiği kadar çabuk. Yaşamımızın her haftasının ne
kadar çabuk gelip geçtiğini düşünseniz yeter, daha fazla bir şey söylemeye gerek yok. Üzerinizdeki
gölge olmadan yaşamanın ne kadar zevkli olacağını bir düşünün. Söylediklerimin hepsine uyarsanız
beş gün bile beklemenize gerek kalmaz. Son sigaranızı söndürdükten sonra yalnızca ne kadar kolay
olduğunu düşünmeyecek, ZEVK ALACAKSINIZ!