T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ antropoloji (SOSYAL antropoloji) anabiLİm dali



Yüklə 1,25 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə73/80
tarix22.07.2018
ölçüsü1,25 Mb.
#58208
1   ...   69   70   71   72   73   74   75   76   ...   80

245 
 
Sevgi Taşıyoruz adlı eserleri bu duruma en güzel örnekleri teşkil etmektedir. Boratav 
ise eserlerinde daha çok Osmanlı tarihini  ve genel Türk tarihini konu edinmektedir. 
Bu durum  büyük olasılıkla  iki  halkbilimcinin seçtikleri konuların  bu  bilimlerle olan 
ilişkisiyle  bağlantılıdır.  Folklor  ve  edebiyat  arasındaki  ilişki  iki  halkbilimcinin 
eserlerinde  de  tartışılmaktadır.  Modern  edebiyat,  halk  edebiyatına  gerek  düzyazı, 
gerek şiir alanında bağlıdır. Modern edebiyatın konuları ve biçimi halk edebiyatı ile 
bazı  alanlarda  kesişmektedir.  Bu  durum  iki  halkbilimcinin  eserlerinde  detaylarıyla 
açıklanmaktadır. 
İki  halkbilimcinin  de  halk  edebiyatının  temel  taşları  olan  dört  yazın  türü 
(hikâye-masal-şiir-türkü)  hakkında  farklı  konular  ve  kişiler  hakkında  verdikleri 
eserler bu alanda ilerde araştırma yapacak olanlara, konunun meraklılarına ve sıradan 
okuyuculara ışık tutacak eserlerdir. Bu alanda iki bilim adamı da gerek sosyal bilimci 
olmanın gerek aydın olmanın sorumluluğunu fazlası ile yerine getirmişlerdir. 
 
3.    İKİ  HALKBİLİMCİNİN  HALKBİLİMİ  KONULARI  DIŞINDA 
VERDİKLERİ ESERLERİN İNCELENMESİ 
Bu başlık altında iki bilimcinin halkbilim konuları dışında verdikleri eserleri 
incelenecektir. İlk olarak eserler tanıtılacaktır. Bu bölümde diğer başlıklarda olduğu 
gibi  ayrı  bir  karşılaştırma  ya  da  değerlendirme  bölümü  bulunmayacaktır,  bu 
karşılaştırmalar  ve  değerlendirmeler  yorumlar  ve  değerlendirmeler  başlığında 
yapılacaktır. 
 


246 
 
a. Pertev Naili Boratav: Kültür Emperyalizmi Üstüne Konuşmalar  
Bu eser bir söyleşi kitabıdır. Kitabın önsözünde eseri yayıma hazırlayan Ferit 
Edgü eser hakkında şu temel bilgileri vermektedir: Adına ne dersek diyelim, ister 
eski ya da yeni milliyetçilik, ister ulusçuluk… Üçüncü dünya ülkeleri arasında 
gün geçtikçe yayılan, gelişen bir akım var. Bu akım kendisini, genel görünüşü 
içinde  Batı’ya  karşı  olmakla  tanımlamaktadır.  Yüzyıllar  boyu  Batı’nın  devam 
eden sömürücülüğüne karşı haklı bir tepki olan Batı düşmanlığı, son yıllarda 
kendisini kültür alanında da göstermektedir. 
Batı  kültürüne  karşı,  denge  sağlayacak  bir  kültür  ağırlığı  yaratma 
çabasından  çok  Batı  kültürünün  paralelinde,  ya  da  az  önce  de  belirtmiş 
olduğum  gibi  onun  kaynaklığını  yapmış  eski  bir  kültür  bugün  geçer  akçe 
yapılmak istenmektedir. 
Ferit  Edgü’nün  yukarıdaki  paragraftaki  düşüncesine  verdiği  örnek  ise; 
Afrikalı bir tarihçi olan Alioune Diop’un tüm Batı kültürünün aslında antik Mısırlılar 
ve  Yahudiler  aracılığıyla  öğrenildiği  savıdır.  Bu  tarihçiye  göre  matematik  ilk  kez 
Bantularca
*
 bulunmuş ve aracılar vasıtasıyla Batı’ya sıçramıştır. Benzer bir durumun 
İslam  dünyasında  da  olduğunu  belirten  Edgü,  aslında  tüm  kültürlerin  birbirleriyle 
ilişki içinde bulunduğunu belirtmekte ve bu durumu şu şekilde değerlendirmektedir: 
Açıkça  söylemek  isterim  ki,  Batı  emperyalizmine  karşı  yürütülen 
savaşta  emperyalizmin  kalıntıları  temizlenmek  istenirken,  bu  emperyalizmin 
buyruğunda  olmayan  eski  ve  yeni  Batı  kültürünün  değerleriyle  ilişkilerin 
kesilmesinden zararlı çıkacak ancak bizler oluruz. Özgürlük, eşitlik, toplumsal 
                                                             
*
 Bir Afrika kabilesi 


247 
 
adalet ilkelerinin en şaşmaz dayanaklarını Batı düşüncesinde bulduğumuz, o 
düşüncelerle  beslendiğimiz,  az  gelişmiş  ülkeler  entelijansiya’sının  bilmediği 
bir  şey  değildir.  Ulusal  bir  bilinç  yaratmak,  bu  bilinci  halk  yığınlarına 
benimsetmek  isteyen  entelijansiya’nın  bu  haklı  çabasını  böylesi  dar  sınırlar 
içinde yürütmesi yanlış ve zararlıdır. 
Kültür  emperyalizmi  diye  bir  şey  vardır.  Ama  buna  karşı  savaşmamız 
için,  emperyalizmin  nerede  başlayıp  nerede  bittiğini  kesinlikle  bilmemiz, 
politik 
ve 
kültürel 
bazı 
kavramları 
da 
birbirine 
karıştırmamamız 
gerekmektedir. 
Edgü,  bu  sözlerinden  sonra  Batı’nın  rasyonel  düşünce  tarzını  almayı 
önermekte  ve  kültür  alanında  seçiciliği  şu  şekilde  açıklamaktadır:  Gerçekte  bu 
ayrımları  yapmak  zorundayız;  tersi  durumda  varılacak  sonuçlar  apriori 
olacaktır.  Bilimsel  olmayan  sözüm  ona  doğrulardan  yola  çıkarak  da, 
emperyalizme karşı yürütmek istediğimiz savaşta başarıya ulaşamayız. 
İşte  Kültür  Emperyalizmi  Üstüne  Konuşmalar,  böylesi  kaygılardan 
doğmuş  bir  gereksinmenin;  sorunu  kendi  koşullarımız  içinde  cevabını 
aramakla  yardımcı  olacak  bir  katkıyı  küçük  çapta  sağlamak  isteğinin 
sonucunda  doğmuştur.  İçinde  bulunduğumuz  yılın
*
  mart  ayında,  Paris’te 
yapılan  bu  konuşmalardaki  yıllardır  yabancı  bilim  yurtlarında  çalışmak 
zorunda  bırakılan  Prof.  Pertev  N.  Boratav,  filolog  Güzin  Dino  ve  çok  yanlı 
sanatçımız Abidin Dino’nun katkılarının, daha uzun bir süre tartışma konusu 
                                                             
*
 1967 yılının 


248 
 
olacağı  anlaşılan  kültür  emperyalizmi  konusuna  olumlu  tartışma  elemanları 
getireceğini sanıyorum.
155
 
Kitabın bundan sonraki bölümü konuşmalardan oluşmaktadır. Bundan sonra, 
paragrafta adı geçen ve Fransa’da yaşayan Türk aydınlarıyla yapılan büyük tartışma 
kitabın  temelidir.  Burada  tezde  alakalı  olarak  daha  çok  Boratav’ın  konu  ile  ilgili 
görüş  ve  düşünceleri  üzerinde  durulacaktır.  Boratav,  kültür  emperyalizminin  ne 
olduğu  hakkında  genel  olarak  şunları  söylemektedir:  “Evet,  ben  emperyalizm-
sömürgecilik  kavramlarının  kültür  alanına  da  aktarılacağı  kanısındayım. 
Emperyalist  bir  kültürün  varlığından  söz  edilebilir,  çünkü  politik  bir 
emperyalizm –yeni kılıklara bürünmüş olarak- bugün de ayakta duruyor; onun 
buyruğu  altında  tuttuğu  ülkelerde  –ya  da  çevrelerde-  örgütleri  var;  bu 
örgütler, emperyalist düzeni yürütmek için, her alanı olduğu gibi kültür alanını 
da denetlemek isteyecektir: okullar, basın yayın organları, edebiyat ve sanat 
kolları… Kurulu düzenin bozulmasını önleyecek yolda, fikirlerin ve duyguların 
beslenmesini sağlamak için çaba gösterecektir.” 
Emperyalist  bir  dış  politikanın  uyruğu  olan  hükümetlerin  milli  eğitim 
politikasının  da  bu  genel  politikanın  etkisi  dışında  kalacağı  düşünülemez  ve 
bu  etkinin  direnme  güçlerinden  yoksun  olan,  her  öğretim  basamağında  –
üniversite ortamına kadar- kendini uydurması bir alın yazısıdır.
156
 
Söyleşide  devam  eden  sorularda  F.  Edgü,  Boratav’a  antiemperyalist 
milliyetçilik alanında bazı sorular yöneltmektedir. Boratav, romantik milletçiliğin bir 
yararı olmadığını vurgulamaktadır. Boratav’ın romantik milliyetçilik sözünden kastı 
                                                             
155
 Ferit Edgü Et. Al. , Kültür Emperyalizmi Üstüne Konuşmalar, İstanbul, 1967, s. 3–6 (önsöz) 
156
 A. g. e. s. 8–9 


Yüklə 1,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   69   70   71   72   73   74   75   76   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə