35
kurulan Ulusal Konferans’la birleştirdi. Konferans değişen koşullar altında katılım
yanlısı bir siyaseti kabul etti ve Şeyh Abdullah Kaşmir Vadisi’nde bundan ötürü
suçlandı.
Eylem Komitesi
1964 yılı Jammu ve Kaşmir’deki siyaset sahnesinde büyük değişikliklerin
gerçekleştiği yıldı. Srinagar’daki Hazratbal Tapınağı’nda saklanan Kutsal
Emanetler’in çalınması eyalette yoğun bir öfke dalgası doğurmuş ve halk arasnda
yaygın bir korku ve kin yaratmıştı. Bu durum Kaşmir siyaseti ve tarihinin en önemli
dönüm noktalarından birisi oldu. Bölücü ve ayrılıkçı duygular yeniden peyda oldular
ve Hindistan’a karşı olan düşmanlık su yüzüne çıktı (Singh, 1992, s. 92). Mirwaiz
Molvi Mohammad Farooq’un başkanlık ettiği Kutsal Emanetler Komitesi, Kutsal
Emanetler’in tekrar yerine koyulması amacı doğrultusunda Müslüman din adamları
ve bölünme yanlısı partiler tarafından birlikte kuruldu (Giyasu-ud-din, 1992, s. 35).
Kendisini yöneten belli bir liderlik ya da örgüt olmadan ajitasyon kendiliğinden
başladı. Habercilerin ajitasyona Eylem Komitesi’nin öncülük ettiğini yazmasını
isteyen aslında Mr. J. N. Sadhu’ydu (sonrasında Daily Indian Express’de muhabir
olarak çalışacaktı). Bu haberler Yeni Delhi’deki gazetelerde ortaya çıkınca
Kaşmir’deki halk ‘Eylem Komitesi’ ismini almış oldu (Bhatt, 1981, s. 87).
Böylelikle Kutsal Emanetler Komitesi Eylem Komitesi’ne dönüştü.
Eylem Komitesi (EK) Srinagar dışındaki Vadi’nin tüm bölgelerinde şubeler
açtı ve ‘muhalefet partilerinin koalisyonu’ haline geldi. Plebisit Cephesi’nden ve
Mirwaiz Molvi Farooq’un takipçileri olan insanları da içeriyordu. Dahası Ghualm
36
Mohi-ud-din Karra’nın önderlik ettiği Siyasi Konferans da Komite’ye desteğini
sundu (Giyasu-ud-din, 1992, s. 36). Huzursuzluktan yararlanan Eylem Komitesi
(EK) kitlelerin duygularını Hindistan karşıtlığına dönüştürdü. Bu yoldan kendi
kaderini tayin hakkı hususunda faaliyet içerisinde olmayan kitlesel duygular daha da
alevlendi. Mirwaiz Farooq liderliği altındaki Eylem Komitesi toplumsal bir zemin
kazandı ve Vadi’nin sokaklarında kitlelerin uyumlu hareket etmesini sağlayabildi.
Vadi’deki Hindistan hükümetinin de bildiği üzere gittikçe artan huzursuzluk Kaşmir
siyasetini gözden geçirmeleri konusunda kendilerini ikna etti (Lamb, 1994, s. 207).
Şeyh Abdullah serbest bırakıldı ve Mirza Afzal Beig ve Moulana Syed Masoodi ile
Pakistan’ı ziyaret etmesine izin verildi. Hindistan, Pakistan ve Kaşmir arasındaki bir
konfederasyon yönünde Mr. Nehru’nın bir önerisiyle Pakistan’a gittiler ama bunu
Hindistan Cumhurbaşkanı olan Mohammad Ayub Khan açıkça reddetti (Khan, 1967,
s. 128). Ancak, Ocak 1964’de Pakistan’dan dönmesinden kısa bir süre sonra Şeyh
Mohammad Abdullah ve arkadaşları siyasi bir sahnenin, partiyi (Plebisit Cephesi)
yeniden canlandırmanın önemini fark ettiler ve Kutsal Emanetler Hareketi sırasında
siyasi sahneyi ele geçirmiş olan Eylem Komitesi’nden insiyatifi geri aldılar (Patriot,
1964). Bu insanlar kendi kaderini tayin hakkı ve Kaşmir’de plebisit için örgütlenmiş
olan Eylem Komitesi’ni bağımsız bir siaysi platform olarak dahi tanımayı reddettiler.
Bu kimseler Mirwaiz’in etkinliğini azaltmayı zorunlu görüyorlardı ve kendisine
“eylemlerini dini işlerle sınırlandırması” söylendi, zira Mirwaiz sadece kitleler
arasında popülerlik kazanmakla kalmıyordu, ancak aynı zamanda kendi kaderini
tayin hakkını Pakistan’a katılım olarak da yorumluyordu (The Times of India, 1964).
Bu, Şeyh Mohammad Abdullah ve yandaşlarının hoşuna gitmiyordu ve sonuç olarak
Eylem Komitesi’nde bir ayrılık doğdu. Moulvi Farooq’un kendisi de Kaşmir halkının
37
kendi kaderini tayin hakkına vurgu yapan ‘Awami Eylem Komitesi’ (AEK) adlı ayrı
bir siyasi partiyi Haziran 1964’de kurduğunu açıkladı. Kutsal Emantetler Hareketi
Komitesi liderleri bundan şaşkına dönmüşlerdi ve Molvi Farooq’a kendi ayrı
örgütünü kurarak Müslümanlar arasında ayrılık yarattığı suçlamasını yönlendirdiler
(Bhatt,1981, s. 103).
Jamaat-i-Islami
Hindistan alt kıtasının bölünmesinden sonra, Jamaat-i-İslami’nin Kaşmir
seksiyonu (Syed Abu Ala Maudodi tarafından 1947’de kurulan ve alt kıtada
Müslümanlar üzerinde etkili olan bu hareket de bölünmeden payını aldı. Söz konusu
hareket Jammu ve Kaşmir’de benzer düşüncelere sahip Peer Saad-ud-din, Qari Saif-
ud-din, Dr. Ghulam Rasool ve Syed Muhammad Shafi ile birlikte Moulvi Ghulam
Ahmad Ahrar tarafından Shopian’da 1942’de kuruldu) ortaya çıkmıştı. Bölünmeden
sonra, tıpkı Jamaat-i-İslami Pakistan ve Jamaat-i-İslami Hindistan gibi ayrı liderleri
ve tüzükleri ile bir Jamaat-i-İslami Jammu ve Kaşmir ortaya çıktı (Malhotra, 1991,
ss. 176-177) ve bu örgüt Hindistan birimleriyle olduğu gibi Pakistan birimleriyle de
bağlarını kopardı. Bu durum Jammu ve Kaşmir eyaleti üzerine dönen tartışmaların
dayattığı bir kararın eseriydi.
Diğer siyasi partiler gibi Jamaat de iyi düşünülmüş bir toplumsal-ekonomik
ve siyasi program sunuyordu. Örgütün seçim manifestoları üzerine yapılan bir
çalışma Jamaat’ın eyaletteki siyasi belirziliği sonlandıracak, kendi kimliğini
koruyacak, tehlikeli ve anayasaya aykırı olan ve eyaletin çoğunluk karakterini
azınlığa indirgemek üzere düzenlenen Meclis içerisindeki ve dışındaki bütün
Dostları ilə paylaş: |