244
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
language. Little by little Fuzuli rised his voice of objection, he did not want to be
reconciled with social inequality and social justness.
In our paper we‟ll try to find answer to such questions like the place and
role of society in the Fuzuli's works and how Fuzuli was reflected in his creative
works to problems of society, and influence of these problems and etc. to forming
of the Fuzuli‟s world outlook.
Key words
: Fuzuli, XVIth century, Baghdad, society, divan literature
Fuzuli XVI yüzyılda - savaĢların, talanların, feodal çekiĢmelerinin,
rüĢvetin ve bu nedenlerin bir kadar da artırdığı yoksulluğun, hastalıkların
arttığı bir dönemde yaĢamıĢtır. Bağdad'ın hakimiyet değiĢtirdiği, elden ele
geçtiği, uğruna savaĢlar yapıldığı bir dönemde yazıp yaratan Ģairin yaratıcılığını
belirttiğimiz bu olaylar etkilemeye ve belli Ģekilde eserlerine yansımaya
bilmezdi. Bu veya baĢka Ģekilde, yaĢadığı devirde geliĢen olaylara itirazı Fuzuli
sanatında zaman zaman görmek mümkündür. “Fuzuli çağının olaylarına kayıtsız
kalamazdı. Çağla uyum sağlamak, onları eserlerinde yansıtmak Fuzuli Ģiirinin baĢlıca
özelliklerindendir. Analitik düĢünme ve sağlıklı duygu hissi Ģairde çok güçlüydü, görüp
hissettiklerini mutlaka kaleme almalı idi. Fuzuli sanatında - onun bütün eserlerinde bu
nitelikleri görebiliriz. ġair hangi konuda yazarsa yazsın - aĢk, sosyal veya irfani
konularda, biz orada Ģairin vatandaĢlık konumunun çok kabarık olduğunu göreceğiz”.
1
Divan Ģiiri gerçekçi tasvir bakımından en elveriĢli ve verimli kaynak
sayılmasa da, divan edebiyatında toplum hayatı, ev sahneleri, insan, eĢya ve
olayların gerçek tasvirleri yeterince detaylı, geniĢ yansımıĢtır. “ġiirde, istediği
kadar idealizm olsun, Ģair istediği kadar idealist bulunsun, yaĢadığı toplumdan
ayrılamaz, insanlığından, insanlık duygularından ve insanlığın tutkularından
kurtulamaz”.
2
Sanat eserinin dönem, toplum, olaylar hakkında bir tarihi eserin
verebileceği bilgiler kadar zengin, gösteriĢli ve bir tarihçinin kayda alabildiği
kadar dürüst, tarafsız yaĢam olgularına sahip olduğunu görebiliriz. Divan
edebiyatının yaĢamdan kopukluğu onun en çok eleĢtiri yapılan taraflarından
biridir. Bu vesileyle son yıllarda bir takım çalıĢmalarda divan edebiyatının
hayatı gerçekçi tarif etmesi meselesine odaklanılmıĢtır. Divan edebiyatı
toplum, dönem, olay, eĢya ve insanları tasvir etmesi bakımından yeterince bol
1
Azadə R, Məhəmməd Füzuli, Bakı1994, ġərq-Qərb, s. 42.
2
Gölpınarlı A, Füzuli Divanı, Istanbul 1961), Ġnkilap kitabevi, s. VIII.
Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 245
bilgiye sahiptir. “Divan Ģiirinin en çok eleĢtiri yapılan taraflarından biri dıĢ âleme
itibar etmemesi, doğa ve olaylar karĢısında gerçeküstü bir tutum sergiliyor görünmesidir”.
3
Divan Ģiiri döneme ait kaynak olarak görülmemiĢtir. Bunun önemli
nedenlerinden biri olarak divan Ģiirinin gerçekliği, hayatı tasvir etmede
yetersiz kaldığı neden gösterilmiĢtir. “Sosyal hayatın ve gerçekliğin literatüre yansıyıĢ
tarzı her edebiyatın kendi estetik anlayıĢı içinde gerçekleĢir”.
4
Divan Ģiirinin birinci ve
temel konularından olan aĢktan söz edince bile Fuzuli toplumu, gerçekliği,
hayatı dikkatten kenar koymuyor, en vakur mükayeselerinde de Ģair
gerçeklerden kopmuyor, hayatı örnek alıyor.
Büküldü qəddim, ahim yetdi xurĢidə, saqın, ey məh,
Ki, möhnət oxunu peykanladım, qəm yayını qurdum.
Üzüntüden beli bükülen aĢık vücudunu yaya, çektiği ahları ise bu
yaydan çıkan oklara benzetiyor. Fuzuli bu benzetmesinde de gerçek zeminden
ayrılmamıĢtır.
Fuzuli'nin eserlerinde toplumla ilgili bir ayrıntı dikkat çekiyor - derler,
diyorlar gibi ifadeler toplumun herhangi bir harekete, davranıĢa, olaya
yaklaĢımını ifade etmek için bir uyarı olarak kullanılıyor.
Sənə derlər büti-Çin, zülfünə zünnar söylərlər,
Zəhi-imanı yoxlar, küfr söylərlər, xəta derlər.
Fuzuli olay ve eylemlerin halkın dilinde bazen yanlıĢ, hata yansıdığını
belirtiyor. Ama her yalanda bir gerçek olduğu gibi, halkın ağzına düĢen
söylentinin de dayanağı, gerçek olan tarafı olduğunu Ģair itiraf ediyor.
Bilməz idim, bilmək ağzın sirrini düĢvar imiĢ,
Ağzını derlərdi yox, dediklərincə var imiĢ.
Fuzuli elin dediğinde bir gerçek riĢesi görse de, tahkik ederken bir
baĢka, farklı gerçeğin ortaya çıkabileceğini var sayıyor.
Kəbə ehraminə zahid, dedilər, bel bağladı,
Eylədim təhqiq, onun bağlandığı zünnar imiĢ.
yahut,
3
Okuyucu C, Divan Edebiyatı Estetiği, Ġstanbul 2010, Kapı Yayınları, s. 73-74.
4
Okuyucu, a.g.e., s. 28.
246
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
Dedilər, qəm gedirər badə, çox içdim sənsiz
Qəmi-hicranə müfid olmadı ol qan olmuĢ.
Bu nedenle Ģair, her söylenene inanma, her kiĢinin tavsiyesine amel
etme, dolayısıyla, kendi yolunu git, seçimini kendin yap diye tavsiye ediyor.
Dəhənin dərdimə dərman dedilər cananın,
Bildilər dərdimi, yoxdur dedilər dərmanın.
yahut,
Təni-zarimdə dərdi-eĢq gün-gündən füzun olmaq
Yetən bidərd tədbirilə dərman etdigimdəndir.
Toplumun olaylar ve davranıĢlara münasebetindeki bu ikililik
Fuzuli'nin eserlerinde de kendini göstermiĢtir. ġair dediler, diyorlar sözleri ile
ifade ettiği fikirlere hem itibar ediyor, hem de belli anlarda onlara Ģüphe ile
yaklaĢır.
DemiĢ hər qönçəyə aĢiqligim razın səba derlər,
El ağzını tutmaq olmaz, qorxuram, ey gül, sana derlər.
Fuzuli elin diline düĢmeyin olumsuz sonuç vereceğini önceden
görüyor.
Ġnsana özgü olan olumlu ve olumsuz keyfiyetlerin, huyların tasvirine
Fuzuli'nin eserlerinde sık sık rastlıyoruz. Dünya malına hırs, içkiye aludelik,
zulum, adaletsizlik, Ģöhretperestlik, riĢvet vb. Ģairin tarif ettiği olumsuz
keyfiyetlerin az bir kısmıdır. Fuzuli insanların kusurlarına perde çekmeyi,
onları tartıĢma konusu yapmamayı bir kıtasında böyle tavsiye ediyor:
Pərdə çək eybinə zülmət kimi xalqın daim,
Gər dilərsən ki, nəsib ola sənə abi-həyat.
Fuzuli hayatını dünya malına, fani zevklere bağlayanları kınıyor,
yaĢadığı dönemde kendisine uygun bir muhatap bulamadığını yazıyor:
Yox dəhrdə bir müvafiqi-təb hərif
Kim, söhbəti dilgüĢa ola, təbi zərif.
Fəryad ki, nacins müsahiblər ilə,
Bifaidə zaye oldu övqati-Ģərif.
ġair kendi döneminde anlaĢılmadığından yakınıyor. Cahil toplum
fazilet ehli ile aĢina olmadığından, Ģair hemfikir, muhatap, hemdert