VII. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ
42
Türk devletçiliyine yansıyan diger inanç kaplumbağa kültüdür. Kaplumbağa
Türk halklarının bildiğimiz en eski yazılı edebi yazılarından olan Göktürk
kitabelerinden Kül Tigin yazıtının temel taşını oluşturmaktadır
24
. Hem Kül Tigin`e,
hem de eşine iki kaplumbağa üzerinde anıt dikilmiştir. Görüldüğü gibi Göktürkler`in
hakimiyeti döneminde bu hayvana oldukça önem verilmiştir. Bu hayvana inancın
Tengricilikle bağlı olmasını hakkında A.A.Aslan`ın Uno Halmberg`ten aktardığı
aşağıdaki efsane ilginçtir ve bizce, Türk halklarında kaplumbağa inancının geniş
yer tutmasının kanıtı olabilir. Öyle ki, Türkistan Türkleri`ne ait bir efsaneye göre,
dünyanın başlangıcında her taraf su olmuş ve suda sadece kaplumbağa
yaşıyormuş. Gök Tanrı bu kaplumbağayı sırtı üste çevirmiş ve dünyayı onun karnı
üzerine koyarak, her kıtayı ise onun ayakları üzerine yerleştirmiştir
25
Kaplumbağa eski dönemlerde, hem de sembolik bir anlam taşımıştır. Onun
dört ayağının birbirini izleyişi dört sezonun ahenkli bir şekilde birbirini takip edişine
benzetiliyor
26
. Azerbaycan`da kaplumbağa ile ilgili çeşitli inançlar da mevcuttur.
Doğrusu, üzerlik ve göz boncuğu gezdirilmesi kadar önemli olmasa da, halk
arasında özellikle de, yaşlı neslin temsilcileri arasında kaplumbağanın göz
değmesini savma gibi bir özelliği olduğuna inanılmıştır. Kazak ilinin Kazakbeyli ve
Eskipara köylerinde uykuda ürken bebeğin giysisine dağdağandan (sert bir ağac
türü) yapıılmış nazar boncuğu ile kaplumbağa kemiğini gök, ya da siyah kumaşa
sarıp dikerdiler
27
. Aynı gelenek Türkiye'de de mevcuttur. Amasya bölgesinde
araştırmalar sırasında üzerliklerden yapılmış nazarlıklarda kaplumbağa kabuğu
(çanağı) tespit edilmiştir. Dr. A. A. Aslan Sürmeli Çukuru`nda (Doğu Anadolu`da -
N.S.) kaplumbağaya tosbağa denildiğini ve onu öldürmenin günah sayıldığını
belirtmiştir
28
. Genel olarak, Türkler arasında kaplumbağanın kabuğu muska gibi
kullanılmıştır. Fakat sol gözü Güneş`i, sağ gözü Ay`ı temsil eden tüm kabuklu
hayvanların reisi sayılan kaplumbağa kışın hareketsiz kaldığı ve ilkbaharda
kabuğunu değişerek kabuğundan dışarı çıktığı için uzun bir ömre sahip olmuş,
bundan dolayı uzun ömürlülüğün ve sabrın sembolü sayılmıştır
29
.
Türk devletçiliyinde önemli yere sahib olan kaplumbağaya Azerbeycanın
halıları üzerinde rastliyoruz. Önemlisi bu halılar esasen Karabağ bölgesinde
dokunmuş ve üzerinde İslami yasalara bakmayarak stilize olunmadan kaplumbağa
tasvirleri yaşamaya devam etmiştir.
Karabağ halıcılık mektebinin Cebrayıl
yarımqrupuna dahil olan “Behmenli” halısı üzerinde kaplumbağa tasvirini göre
biliriz. Tanınmış halıcı-ressam L.Kerimov 1932 yılında bu halının dokunduğu Büyük
Behmenli köyünde olarken oradakı yaşlı halı ustaları ilə sohbet zamanı bazılarının
bu tasvirleri “heykel”, “manqal”, bazılarının ise “tosbağa” olduğunu söylediklerini
belirtmişler
30
. Azerbaycan halılarında diğer hayvanalara oranla bu hayvanın
tasvirine az rastlıyoruz. L.Kərimov “Azerbaycan Halçası” isimli kitabında halılar
üzerinde tosbağa, kurbağa harçeng gibi hayvanların tasvirlerinin dokunduğunu
yazmıştır
31
. Lakin üretim yerdeyişmesi sonucundə bu tasvir Bakü halılarında da
24
Kalafat Y., İslamiyet ve Türk Halk İnançları. Berikan Yayınevi, Ankara 2009, 2. bs., s. 58.
25
Kalafat, a.g.e., Ankara 2009. s. 58.
26
Çoruhlu Yaşar, Türk Mitolojisinin Ana Hatları, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2000, s. 149.
27
Qeybullayev Qiyasəddin, Azerbaycanlılarda Aile ve Nikah, c. II, Elm, Bakı 1994, s. 394.
28
Kalafat, a.g.e., Ankara 2009. s. 58.
29
Çoruhlu, a.g.e., s.149.
30
Kerimov Latif Azerbaijanskiy kover, Baku 1983. S.227
31
Kərimov Lətif, Azərbaycan xəlçəsi, Bakı 1961. Tablo 17-4,5,6,7.
VII. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ
43
dokunmaya başlamıştır. Şöyle ki, yazar çanaklı bağa təsvirinin nadiren Bakı
halılarında da dokunduğunu yazıyor.
Eski türk dininden devletçiliyine ve halk sanatlarına yansıyan diğer inançsa
koç inançıtır. Koçun Türk halklarının dini dünya görüşünde özel bir konumu
olmuştur. Birçok atasözleri ve deyimlerde koçun hüneri ifade edilmiştir. Bunlara
örnek olarak, Tekede koç hüneri olmaz, Koç savaşına koç durur gibi atasözlerini
gösterebiliriz
32
. Azerbaycan`da yiğit, hünerli kişiler için kullanılan koçu deyimi de
işte koçun yiğitliği ile ilgili şekillenmiştir. Tesadüfi deyil ki, halk kendi kahramanına
koç Köroğlu adını vermiştir. Koç hem de totem olarak kullanılmıştır. Günümüzün
Şamanist inanca sahip toplumlardan biri olan Beltirler gök için düzenledikleri
törende beyaz koyun veya oğlak kurban ediyorlar. Beyaz renkte olmayan koyun ve
keçi ise Yer Tanrısı`nın hayvanı sayıldığından, özellikle, yas törenlerinde Yer
Tanrısı`na kurban edilirdi
33
. Burdan şu sonuca varabiliriz ki, beyaz renkli koyun ve
keçi göğü sembolize etmiştir. Ortaçağ döneminde oluşan devletlerde de
Tengricilikle ilgili ayinler devlet işlerinde gözlemlenmektedir. 1410-1468 yıllarında
Karakoyunlu ve 1468-1501 yıllarında mevcut olmuş Akkoyunlu devletlerinin sadece
isimlerinde değil, bayraklarında da beyaz ve siyah koç tasvirlerine rastlıyoruz.
Belirtmek gerekir ki, Azerbaycan`da henüz milattan önce yaygın olan koç heykelleri
bu devletlerin ortaya çıkışından sonra yeniden kullanılmışdır. Koç heykellerinin
kabir abidelerinde kullanılması konusunda farklı bilimsel görüşler mevcuttur.
Azerbaycan'da - Nahçıvan'da eski Kültepe, I Mahta, İsmailli`de Mollaisaklı, Mil`de
Karatepe meskenlerindeki kurganlarda bulunan küçük koç-koyun figürleri
Tengricilikle, koç-koyun kemikleri Kurban merasimi ile bağlıysa, kurganların üzerine
konmuş koç heykelleri ise ölenin ruhunun öteki dünyada Tanrı katına gitmesi inancı
ile ilgilidir
34
. 1834 yılında Azerbaycan'da olmuş Fransız gezgini Dyubua de
Monpere Karabağ'da birçok hayvan heykelleri gördüğünü ve yerel halkın onlara
özel saygı beslediğini kaydetmişti
35
. Rus bilim adamı V.M.Sısoyev 1926-1927
yılları arasında Azerbaycan'ın Ordubad, Naxçıvan, Gorus, Kara Kilise (Sisyan) ve
Laçın bölgelerinde yaptığı gözlemlere dayanarak yazıyordu ki, yerel aşiretler
(Türkler) burada rastlanan koç heykellerini kutsal sayarak onlara tapıyorlar
36
.
Genellikle, koç heykelleri çeşitli nedenlerle yapılmıştır. Doğu Anadolu bölgesindeki
mezarlıklarda koç-koyun heykellerinin yayıldığını kaydeden Y.Kalafat, bu tür balbal
heykellerin öbür dünyada ölünün ruhuna hizmet edeceğine olan inançla ilişkili
bulunduğunu bildiriyor
37
. R.Efendiyev, gençlik ve şecaat yansıtan mezar taşları
üzerinde kılıç, kalkan, at, koç ve kartal kuşu resimlerine rastladıklarını
kaydetmiştir
38
. On iki Hayvanlı Türk takviminin sembollerinden biri de koç sembolü
olmuştur.
Koç tasvirleri Türk halklarının sanatkarlığının tüm sahelerine yansımıştır.
Zamanla koç buynuzu tasvirleri stilize olunaraq çeşitli biçimlerde kullanılmaya
32
Abdulova Gülzadə, Atalar Sözleri ve Xalq Meselleri Etnoqrafik Duyum-Yozum
Kontekstinde, Bakü 2012, s. 99.
33
Çoruhlu, a.g.e., s. 150.
34
Ağasıoğlu F., Daşbaba, Bakı, 2013, s. 30.
35
Efendi Rasim, Efendi T., “Tarix, folklor ve mifologiya menbeyi”, Azerbaycan xalçaları, c. III /
sy. 6, (2013), ss. 125-129, s. 71.
36
İsmayılov Faiq, Laçın: Heqiqetler, mülahizeler, deyerler, Nurlar Neşriyatı, Bakı 2012, s. 95.
37
Kalafat Y., Doğu Anadoluda Eski Türk İnancının İzleri, s. 104-105.
38
Efendi R., Azerbaycan Dekorativ-Tetbiqi Senetleri (Orta Esrler), İşıq, Bakı 1976, s. 67.