Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ İKTİsat anabiLİm dali



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə24/42
tarix14.05.2018
ölçüsü5,01 Kb.
#44066
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   42

66 
 
 
Ricardo, kuramında ücret artışının metanın değerini değiştirmediğini, bununla 
birlikte  kârların  düşmesine  sebep  olduğunu  söylemişti.  Fakat  farklı  sermaye 
bileşimine,  farklı  sermaye  dayanıklılığına  ve  farklı  sermaye  dolaşım  hızına  sahip 
mallar  söz  konusu  olduğunda  ücret  değişikliği,  metaların  değerinde  değişikliğe  yol 
açıyordu.  Ricardo’nun  başlangıçtaki  kavramsallaştırmasına  göre,  bu  durum, 
teorisinden sapma anlamına geliyordu. Ricardo, bu konuda sadece, okuyucuyu, “bu 
durumun  malın  değerinde  yarattığı  etkilerin  tamamen  belirleyici  olmadığını  akılda 
tutması” konusunda uyarmakla yetinebilirdi. Çünkü 
ücretlerde örnekteki gibi bir artışın  yaşanması, kârları yüzde 1 oranında azaltacaktır; söz 
ettiğim  koşullarda  üretilen  malların  göreli  değeri  yalnızca  yüzde  1  oranında  oynar; 
kârlarda  böyle  büyük  bir  düşüş  olurken,  göreli  değer  6.050£’tan  5.995£’a  iner.  Bu 
malların göreli değerlerinde ücretlerdeki bir artışın yaratacağı etki yüzde 6 ya da 7’lik bir 
oynamayı geçmez; çünkü kâr oranlarında bundan daha genel ve sürekli bir düşüş hiçbir 
koşulda kabul edilmeyecektir (Ricardo, 2008: 29). 
Daha önce bahsettiğimiz gibi, bu “tadilat”, Ricardo’nun emek değer kuramının 
eleştirilmesine,  tutarsızlıkla  suçlanmasına,  hatta  %93  emek  değer  teorisi  olarak 
isimlendirilmesine neden olmuştur. 
Ricardo,  artık  değeri  değer  yaratan  kısım  olarak  sermayenin  diğer 
bileşenlerinden ayırt edemediği için emek değer kuramını eksiksiz bir biçimde formüle 
edemedi. 
Sermaye  ilişkileri,  sermayenin  bütün  parçalarının,  aynı  ölçüde,  fazla  değerin  (kârın) 
kaynağı olarak görünmesi olgusu ile gizemli hâle gelir (Marx, 2009: 46). 
 Emek  değer  teorisinin  bu  eksikliklerini,  Marx,  artık  değeri  ve  fiyatların 
değerden farkını kavramsallaştırarak giderdi. Marx’ın emek değer teorisinden kısaca 
bahsedelim: 


67 
 
 
Kapitalist biçimde üretilen bir metanın değeri S = s + d + a formülü ile ifade 
edilebilir.  s,  değişmeyen  sermayedir.  Değeri,  üretim  sürecinde  metaya  tamamen 
katılan hammadde vb. üretim faktörlerini içeren döner sermaye; ve değerinin sadece 
bir kısmı üretim sürecinde metaya katılan dayanıklı makineler vb. üretim araçlarını 
içeren sabit sermaye bileşenlerinden oluşur. d, “kullanım değeri değer kaynağı olma 
özel niteliğine sahip bulunan ve dolayısıyla tüketimi bizzat emeğin maddileşmesi ve 
bunun sonucu olarak da değer yaratması demek olan bir meta”nın (Marx, 2011: 169-
170),  emek  gücünün  değeridir.  a  ise,  üretim  sürecinde  kullanılan  emek  gücünün, 
kapitalistler tarafından karşılığı ödenmemiş kısmının değeridir, yani artık değerdir. 
Değer  belirlenmesi  örneğini,  Marx’ın  kullandığı  rakamlarla  örnekleyelim 
(Marx, 2009: 32): 
Bir metanın üretimi 20£’lık üretim aleti aşınma ve yıpranması, 380£’lik üretim 
maddeleri ve 100£’lik emek gücünü gerektiriyorsa ve artı değer oranı %100 ise ürünün 
değeri 400s + 100d + 100a = 600£ olur. Fakat artık değer, emek gücünün kapitalist 
tarafından karşılığı ödenmemiş kısmı olduğu için, metanın kapitaliste maliyeti, yani 
maliyet  fiyatı  500£  olur.  Kapitalist  üretimde  metanın  değeri,  maliyet  fiyatından 
büyüktür. 
Emek gücünün fiyatının değişmesi, örneğin 100’den 150’ye yükselmesi S= 400s 
+ 150d + 50a artık değer miktarını azaltır, fakat metanın değerini değiştirmez. Emek 
gücünün fiyatının azalması da, aynı şekilde, metanın değerini değiştirmez; artık değeri 
artırır. 
Metaların kapitaliste maliyetleri (maliyet fiyatı) ve değerleri, kapitalist sistemin 
doğal unsuru olan rekabetin varlığında, fiyatlarla birebir uyuşmazlar.  
Sermayenin fiili hareketleri sırasında birbirlerinin karşısına öyle somut şekillerde çıkar 
ki,  (…)  sermayenin  çeşitli  biçimleri,  böylece,  farklı  sermayelerin  birbirleri  üzerindeki 


68 
 
 
etkileri  içerisinde,  rekabet  içerisinde,  ve  bizzat  üretim  öğelerinin  olağan  bilinçleri 
içerisinde, adım adım, toplum  yüzeyinde  bürünecekleri biçime  yaklaşırlar (ibid, s. 31-
32). 
Kapitalist üretim tarzında, üretilen toplam artık değer, toplam kâra eşittir. Fakat 
kapitalistler  arasında  bu  artık  değerin  nasıl  paylaştırılacağı,  bireysel  kapitalistlerin 
sermaye  bileşimlerine  bağlıdır.  Rekabet,  kapitalistleri  en  yüksek  kâr  oranına  sahip 
yatırıma  yönelmeye  teşvik  eder,  bu  yüzden  piyasada,  tekil  sermayelerin  organik 
bileşimlerine  bakılmaksızın  ortalama  bir  kâr  oranı  oluşur.  Kapitalistlerin  metalarını 
piyasaya sunacağı fiyat,  maliyet fiyatına bu ortalama kâr oranının eklenmesiyle elde 
edilir. Marx bu fiyatı üretim fiyatı olarak adlandırır.  
Metaların  üretim  fiyatları,  ortalamanın  üzerinde  bir  organik  bileşime  sahip 
üretim alanlarında metanın değerinin üzerinde, ortalamanın altında organik bileşime 
sahip üretim alanlarında ise metanın değerinin altında oluşur.  
Bu,  bazı  durumlarda  metaların  fiyatlarının  altında  satılması,  bazı  sanayi  kollarında 
anormal  derecede  düşük  meta  fiyatları,  vb.,  gibi  günlük  rekabet  olaylarını  fazlasıyla 
açıklamış  olur.  Kapitalist  rekabetin,  ekonomi  politiğin  şimdiye  değin  kavrayamadığı 
değer yasası, genel kâr oranı ile, bu oranın belirlediği sözde üretim fiyatlarını düzenleyen 
yasa, daha ilerde göreceğimiz gibi, metaların değerleri ile maliyet fiyatları arasındaki bu 
farka  ve  bunun  sonucu,  bir  metanın  değerinin  altında  bir  kârla  satılması  olasılığına 
dayanır (ibid, s. 40). 
 Marx,  Ricardo’dan  farklı  olarak,  “fiyatları  emek  saatlerle  dolaysız  bir  ilişki 
içinde  açıklamadı,  değer  ile  fiyat  arasındaki  kuramsal  farkı  ortaya  koydu” 
(Karahanoğulları, 2009: 55). 
Marx, son olarak piyasa değeri ve piyasa fiyatı değer kategorilerini tanımladı. 
Piyasa  değeri,  bir  metanın,  kendi  üretim  alanının  ortalama  koşullarında  üretildiği 
durumda  sahip  olduğu  değerdir.  Yani  piyasa  değeri,  metayı  üretmek  için  gerekli 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə