Bilimsel Eksen-Sicientific Axis-Научный Меридиан/Yıl-Year-Год 2017/Sayı-Number-Число 20
46
GELENEKSEL KÜLTÜRDE
AYNA VE KADIN
MIRROR AND WOMEN IN
TRADITIONAL CULTURE
ЗЕРКАЛО И ЖЕНЩИНА В
ТРАДИЦИОННОЙ КУЛЬТУРЕ
Hayrettin İVGİN
*
Öz
Ayna; ışığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilâlı ve sırlı camlara veri-
len addır. Tarihten bu yana çeşitli safhalar geçirerek XX. yüzyılın başına kadar
gelişmesini sürdürmüştür.
Yazıda aynanın türkülerdeki yerinden söz edilmekte; bu türkülen ve türkü için-
de geçen ayna kelimeleri kadın imajı ile ilişkilendirilmektedir. Yazıda ayrıca; şarkı,
atasözü, mani, deyim, bileşik kelime ve inançlardaki ayna unsurları anlatılmakta-
dır. Yine bunların da kadın imajını yansıtmaları anlatılmaktadır.
Yazıda “Kadınlar ve Aynalar” başlıklı bir yazı nakledilmektedir. Özellikle ina-
nışlarda ayna ve kadın ilişkisi vurgulanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: geleneksel kültür, ayna, kadın, türküler, inanışlar.
Abstract
Mirrors are polished and glazed windows that reflect the light and give the ap-
pearance of the beings. Passing various phases during the history, it continued to
develop until the beginning of the XX
th
century.
In the article, the importance of mirror in türkü (Turkish folk songs) is mentio-
ned; and the mirror words in this türkü (Turkish folk song) are associated with the
image of the woman. Also in the article; mirror element in songs, proverbs, mania,
idioms, compound words and in beliefs are mentioned. They also mention that the
mirrors to reflect the image of women.
*
Halk Bilim Araştırmacısı-Yazar. Ankara/TÜRKİYE
(hayrettinivgin@gmail.com)
Bilimsel Eksen-Sicientific Axis-Научный Меридиан/Yıl-Year-Год 2017/Sayı-Number-Число 20
47
In the article there is a writing that entitled as "Women and Mirrors". Especi-
ally in the beliefs, mirror and woman relation is emphasized.
Keywords: traditional culture, mirror, türkü (woman, folk songs), beliefs.
Ayna; Türkçe’ye Fasça “âyîne” sözcüğü ile girmiştir. Farsça’da aslı “âye-
ne”dir. Âyen (veya âhen) “demir” anlamına gelir. Aynaya Uygurlar “közgü” de-
mektedirler. Anadolu ağızlarında çok değişik adlar verilir. “Baka-
nak”,“bakar”,“bakbakı”, “düzenge”, “düzünge”, “düzüngü”, “gözgeç”, “göz-
gör”, “gözürge”, “gözüngü”, “gözünke”,“kılıklık”, “yüzgörgü”, “yüzgörgüsü”,
“yüzügör”, “yüzgü”, “yüzügü” vb.
Azerbaycan Türkleri “güzgü” derler. Balkan Türkleri de “gözün-
ge”,“yüzünge”, “güzünge” diye adlandırırlar. Sibirya Türklerinden Tuva (Tuba)lar
ise “küzünge” demektedirler.
Arapça’dan Türkçeye geçen “Mirât” kelimesi de Osmanlıca Türkçesinde kul-
lanılmıştır. Divan edebiyatında hem âyîne, hem de mirât kelimelerinin yer aldığını
görüyoruz.
Ayna; ışığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilâlı ve sırlı camlara veri-
len addır. Aynaların veya ayna gibi kullanılan nesnelerin ne zaman, nasıl kullanıl-
dığını bilmek çok zordur. Bilinen ilk ayna Cilâlı Taş devrine aittir. M.Ö.VII. bin
yılda Çatalhöyük’te (Çumra ilçesi yakınında) kullanıldığı sanılıyor. Bu ayna, çok
sert opsidyenden yapılmıştır. M.Ö. III.bin yılda Mısırlıların altın ve gümüş ayna
kullanıldığı bilinmektedir. M.Ö. I. bin yılda ise bronz ayna kullanılmıştır.
O çağlarda bu aynaların dinsel ayinlerde güneş sembolü olarak kullanıldığını
uzmanlar ifade ediyor. Hattâ bu ayinlerde bu aynaların kadınlar tarafından taşındığı
söyleniyor. Kadınlar aynaları tanrılara armağan olarak sunuyorlardı.
Diğer madeni aynaların, Ön Asya, Yunan ve Etrüst uygarlıklarında saplı ve
ayaklı olarak yapıldığı görülüyor.
İlk cam aynalar ise M.S.II. yüzyılda Romalılar tarafından kullanılmıştır ama
bunlar siyah cam aynalardı. Bütün Ortaçağ boyunca madenî aynalar ile siyah cam
aynalar birlikte kullanılmıştır. Peki, ilk sırlı ayna ne zaman yapıldı? İlk sırlı ayna
XV. yüzyılda Flandra’da yapılarak Rönesans döneminde tüm Avrupa’ya yayılmış-
tır. Ama XIII. yüzyılda camın veya kuvarsın (kaya kristali) arkasına gümüş veya
kurşun levha konularak bir çeşit sırlı ayna ile ilgili ilk devrim kabul edilen icadı
Venedikliler gerçekleştirmiştir. Murano’daki cam üretim mekanlarında elde ettikle-
ri yeni bir alaşımı beyaz camın arkasına getirerek kusursuz görüntü elde etmeyi
başarmışlardır. Bu alaşım, gümüş karışımı olduğu için maliyeti yüksekti. Ama yeni
buluşlarla Venedikliler daha ucuz alaşım bularak maliyeti düşürmüşler ve kaliteyi
artırmışlardır. XVIII. yüzyıldan itibaren çeşitli ülkelere ayna ihraç etmeye başla-
mışlardır. Venedikliler aynayı sadece sırlı cam olarak ihraç etmemişler, XX. yüzyı-
lın başlarına kadar aynaları, çerçeveli olarak satmışlardır. Barok tarzının en çok
uygulandığı alan, ayna çerçevesi olmuştur. Zengin kabartmalar, oymalar ve yaldızlı
süslemeler ile dünyayı Venedik aynaları sarmıştır. Her boy ayna; “göz aynası”,
Bilimsel Eksen-Sicientific Axis-Научный Меридиан/Yıl-Year-Год 2017/Sayı-Number-Число 20
48
“yüz aynası”, “endam aynası”, “boy aynası”, “duvar aynası” olarak dünyayı
kaplamıştır.
“Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” adlı Batı kaynaklı masalda, kralın karısı kö-
tü kadın, her gün aynaya bakar ve şöyle der: “Ayna, ayna söyle bana! Benden güzel
var mı bu dünyada?” Masal bu ya! Ayna, kötü kadından daha güzel bir bayan ol-
duğunu gösterirse; o güzel ne yapılır, ne edilir ortadan kaldırılır. Aynanın kadınla
ilgisi bu masalla başlamaz.
Tarihten bu yana, ayna kadından farklı düşünülemeyen bir nesnedir. Oysaki
ayna; çirkini de, güzeli de olduğu gibi yansıtır. “Ayna; sadece çirkinin değil, güze-
lin bile kusurunu gören kör bir kadındır.” diye boşuna dememişler.
Aynanın sanatla da çok ilgisi bulunmaktadır. Kadının eline daha çok yakıştığı
söylenmektedir. Tarihten bu yana yapılan kadın resimlerine bakın; çoğunun elinde
ayna bulunur.”Siret, suretin aynasıdır.” derler. Hz. İsa resimlerinin çoğu ressamla-
rın aynanın karşısına geçerek yaptıkları kendi portreleridir. Nice ressamlar, kilise
duvarlarında bu yolla “İsa” oluvermişlerdir.
Baleciler, ayna karşısında provalarını yaparlar. Operacılar ayna karşısında ar-
yalarını söylerler. Toplum karşısında konuşacak olanlar önce aynanın karşısında
konuşmalarının provalarını gerçekleştirirler. Sanatçı, tiyatroda hazırlanacağı için
rol için aynanın karşısında defalarca kendinin rol alacağı tipi canlandırır.
Ressamlar, heykeltıraşlar atölyelerin dört bir yanını, hattâ tavanını bile ayna ile
kaplatırlar ki karşılarındaki değerin veya canlı modelin her tarafını rahatlıkla göre-
bilsinler.
Türkülerimizde ayna epeyce konu edinmektedir. Hem kadın, hem de erkek tür-
külerinde ayna objesi türkü sözlerinde yer almaktadır. Birkaç örnek vermek istiyo-
rum.
1) Ayna Çaktım Yüzüne: (Yöresi: Lâpseki-Çardak, TRT Repertuvar No: 03352,
Kaynak Kişi: İsmail Günay-Nazife Ergin, Derleyen: Yaşar Şen, Notaya Alan: Al-
tan Demirel)
2) Hekimoğlu Derler Benim Aslıma: (Yöresi: Ordu-Fatsa, Kaynak Kişi; Kadir
İnanır, Derleyen ve Notaya Alan: Ümit Tokcan)
3) Aynam Düştü Belimden: (Yöresi: Elazığ/Ağın, TRT Repertuvar No: 03353,
Kaynak Kişi: İsmail Nazım Demir, Derleyen: Kadir Sırrı Öztürk, Notaya Alan:
Altan Demirel)
4) Aynam Düştü Yerlere: (Yöre: Eskişehir, TRT Repertuvar No: 00939, Kay-
nak Kişi: Ayşe Yürekli, Derleyen ve Notaya Alan: Muzaffer Sarısözen)
5) Ayna Ayna Ellere: (Yöre: Trabzon: TRT Repertuvar No: 00400, Kaynak Ki-
şi: Fahrettin Dilâver, Derleyen ve Notaya Alan: Muzaffer Sarısözen)
6) Ayna Astım Meşeye: (Yöre: Eskişehir, TRT Repertuvar No: 00065, Kaynak
Kişi: Cemal Karaaslan, Derleyen ve Notaya Alan: Mustafa Hoşsu)
Dostları ilə paylaş: |