Bilimsel Eksen-Sicientific Axis-Научный Меридиан/Yıl-Year-Год 2017/Sayı-Number-Число 20
49
7) Yeşil Ayna Takındın mı Beline: (Yöre: Yozgat, TRT Repertuvar No: 02360,
Kaynak Kişi: Fahri Akbilek, Derleyen ve Notaya Alan: Nida Tüfekçi)
8) Oğlanın Adı Ömer: (Yöre: Yozgat, TRT Repertuvar No: 03832, Kaynak :
Yöre Ekibi, Derleme: Banddan yazıldı, Notaya Alan: Soner Özbilen)
Bunlardan “Yeşil Ayna Takındın mı Beline” türküsü, Yozgat’ın Eski Pazar
Mahallesinde oturan çok fakir bir ailenin genci ile yine çok fakir bir ailenin kızı
arasında geçen bir öykünün türküsüdür.
“Birbirine komşu olan aileler çocuklarını küçük iken komşu şakalarıyla onları
evlendirirler. Akraba olurlar. Oğlanlarını okumak, kızlarını verip mürüvetlerini
görmek isterler.
Gel gör ki zaman geçer, çocuklar büyür yavaş yavaş, kaş göz ile gençler bir-
birlerine jest mimikler yaparlar, git gide ilgileri sevgiye dönüşür.
Genç durumu ailesine büyük bir mahcubiyetle açar, aile çok perişan. Oğluna
da üzülerek yapamayacaklarını izah ederler. Ancak, zaman gelir kızı istemeye gi-
derler. Kız tarafı tamamen değişir, isteyenlerin isimleri sayılır. Gencin ismi yok
tabiki…
Kız tarafı kızını başkasına verir, düğün hazırlıkları başlar. Damat tarafı kız ta-
rafına baklava tepsisi içinde üzeri ipek örtü kapalı hediye gönderirken fakir genç
çarşıya koşar. Yeşil bir cep aynası alır ve bir pusula yazar. Aynayı sarar, tepsinin
bir köşesine ne yapar yapar iliştirmeyi becerir.”
Bu güzel türkünün sözleri şöyledir:
Yeşil ayna dakındın mı beline,
Gelin gurban olam datlı diline anam diline.
Sen düşürdün beni âlem diline,
Kendi melül melül gözü yaşlı da yâr
Sen sefa geldin,
Benim ile mercimeği daşlı da yâr
Sen sefa geldin.
Çarşıdan aldırdım yeşil aynayı,
Boşa çiğnemişim yalan dünyayı yalan dünyayı
Ne İstanbul goydum ne de Konya’yı
Kendime münasip yâr bulamadım
Sen sefa geldin.
Kendime münasip yâr bulamadım
Sen sefa geldin.
“Aynalı Körük” olarak da bilinen “Oğlanın Adı Ömer” adlı Yozgat türküsü,
kadın ağzı bir gelin havasıdır. Bu türkünün; üzülür müsün, güler misin denecek bir
hikâyesi bulunuyor. Öncelikle bu türkünün literatürlere yansıyan öyküsünü yaza-
lım:
Bilimsel Eksen-Sicientific Axis-Научный Меридиан/Yıl-Year-Год 2017/Sayı-Number-Число 20
50
“Sultan ile Ömer’in nişanı yapılır. Fakat herkese hava atmayı seven Sultan,
düğün için öyle şartlar ortaya koyar ki; Ömer bunların altından kalkmak için türlü
planlar yapar. Sultan arkadaşı Felihan’a nispet yapmak için nişanlısı Ömer’den
olmayacak şeyler istemeye başlar. Ömer yoksul olduğundan Sultan’ın isteklerini
yerine getiremez. Ve durumu dedesine açar. Ömer ve dedesi Sultan’ın isteklerine
karşı yalan söylemeye karar verirler.
Sultan’a bütün isteklerinin olacağını söylerler ve düğün günü gelir çatar. Fa-
kat düğün günü Sultan isteklerinin yerine gelmediğini görünce kıyameti koparır ve
düğün alayı dağılır.”
Bu türkünün sözleri şöyledir:
Oğlanın adı Ömer
Belimi sıktı kemer
Yârin ince beline
Yakışır gümüş kemer
Aynalı körük olmazsa
Ben gelin gitmem
Ud kemane çalmazsa
Aynalı körüğe binmem
Gel dağları aşalım
Hilâlde buluşalım
Girelim biz kol kola
Çamlıkta dolaşalım
Aynalı körük olmazsa
Ben gelin gitmem
Ud kemane çalmazsa
Aynalı körüğe binmem
Gitme fazla ileri
Gel bu işten dön geri
İnattan hayır gelmez
Küpe yap bu sözleri
Aynalı körük olmazsa
Ben gelin gitmem
Ud kemane çalmazsa
Aynalı körüğe binmem
Bu türkünün nakaratlarında geçen “aynalı körük” tamlamasından biraz söz et-
mek istiyorum. Aynalı körük bir fayton çeşitidir. Türkiye’de özellikle 19. yüzyılın
sonu 20. yüzyılın başlarında kullanılan Batı tarzı bu yolcu taşıma arabaları henüz
motorlu taşıtların yaygın olmadığı zamanlarda şehirlerde işliyordu. Türkiye’ye
Batıdan 12 çeşit fayton girmiştir. Briska, kabriyole, kinto, landon, victoria, spider
gibi çeşitleri olan faytonlar Türkiye’de de üretilmiştir. Bugün gelin arabaları olarak
nasıl ki limuzinler kullanılıyorsa; geçmişte de faytonlar gelin arabası olarak işlev
Bilimsel Eksen-Sicientific Axis-Научный Меридиан/Yıl-Year-Год 2017/Sayı-Number-Число 20
51
görüyordu. Bu arabaların “Victoria Körüklü Gelin Faytonu”nu daha çok zenginler
gelin çıkarmada kullanırlardı. Sıradan faytonlar tek atla çekmeli olduğu halde bu
faytonlar, iki yada daha fazla at koşularak çekilirdi. Sürücü hariç 4 yolcu taşırdı,
körüklüdür. Yolcu koltukları bir geniş, bir dar ikişer kişilik olurdu, yani dört yolcu
alırdı. Körük yarım da, tam da açılabilirdi. Halkımız victorya tipi bu faytonlara
“körüklü” derlerdi. Bazı körüklü faytonlarda çok güzel ve oturanların kendilerini
seyredebileceği aynalar da bulunurdu. Halk arasında bu faytonların adı “aynalı
körük” idi. Gelin adaylarının ve genç kızların düğünlerinde “aynalı körük”e bin-
mek hayalleriydi. Visa a Vis, aynalı körükler de gelin almalarda kullanılırdı.
Hekimoğlu türküsü olarak bilinen ve Ümit Tokcan’ın meşhur ettiği Fatsa’ya ait
türkünün ilk bendi şöyledir.
Hekimoğlu derler benim aslıma
Aynalı martin yaptırdım da (Narinim) kendi neslime
Türküde geçen “aynalı martin” 1900’lerin başında çokca kullanılan bir tüfek-
tir. Aynalı tüfeği aslında İngilizler icad etmiş, Çanakkale kara savaşlarında kullan-
mışlar. Türk askerleri de tüfeklerine ayna takarak aynalı tüfek yapmışlardır. İngiliz-
lerden öğrenip tüfeğe ayna takan da Ali Demirel adlı bir askerdir.
Ayna şarkılara da konu olmuştur:
Sözleri Rıza Polat’a ait Kürdilihicazkâr makamında 1949 yılında Tanburi Sela-
hattin Pınar’ın bestelediği şarkı Türkaksağı tarzındadır. Sözleri şöyledir.
Yalancıdır hep aynalar
Gir kalbime gör kendini
Gerçek yüzün bir bende var
Gir kalbime gör kendini
Kâh güllerde gül nefesin
Kâh bülbülde şakrak sesin
Nere gitsem benimlesin
Gir kalbime gör kendini
Pınarlardan akış gibi
Halılarda nakış gibi
İlk sevgide bakış gibi
Gir kalbime gör kendini
Atasözlerinde de ayna kullanılmıştır. Örnek olarak birkaç atasözü sıralamak is-
tiyorum:
-Kişinin sermayesi iki paralık aynadır.
-İş insanın aynasıdır.
-İş işin aynasıdır.
-Adamın aynası arkadaşıdır.
-Sevginin aynası kördür.
Dostları ilə paylaş: |