Paul karl feyerabend 13 Ocak 1924'te Viyana'da doğdu. Avusturya asıllı abd'li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini yadsımasıyla sağlanabileceğini ileri



Yüklə 8,94 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə26/135
tarix24.12.2017
ölçüsü8,94 Kb.
#17198
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   135

kesimde   verdiğim   argümanlar   (“ölçme”   koşullara   bağlıdır;   “kanılar”
oldukça   karmaşık   yollardan   edinilmiş   olabilirler)   gerekse   yukarda
sunduğum   değerlendirmeler  Protagoras’ın   sağduyunun   doğruluğu
kurmakta   başvurduğu   yolları   yeniden   gündeme   getirdiğini   ve   onları
öncellerinin   soyut   iddiaları   karşısında   savunduğunu   gösteriyor.   Ancak
hikâye bundan ibaret değil.
Protagoras  doğruluk   meselelerinde   sağduyuya   dönerken   yanlışlık
konusunda   oldukça   sağduyuya   aykırı   düşünceler   geliştirmiştir.
Euthydemus
  286c   ve  
Theaetetus
  167a7   ve   devamına   göre  Protagoras,
(doğru   olarak   konuşma   niyet   ve   çabası   içinde   olup   da   buna   rağmen)
yanlış   önermede   bulunmanın   imkansız   olduğunu   düşünüyordu.   Öyle
anlaşılıyor ki bu öğreti Parmenides’te bulunan (B2, 8; B8, 7) ve Gorgias
tarafından   kullanılmış   (Var  
Olmayan   Üstüne   ya   da   Doğa   Üstüne
)   bir
düşünceyle   bağlantılıydı.   Bu   düşünceye   göre   yanlış   cümleler   hiçlik
hakkında   oldukları   için   hiçbir   şey   söylemezler:   geleneksel   doğruluk
ölçüleri olan algı ve kanı yanılmaz ölçülerdir ve farklı birey, grup ya da
kavimlerin yansıttığı dünyalar onların algıladığı ve tanımladığı gibi olan
dünyalardır -hepsi de eşit ölçüde gerçektir. Ancak 
hepsi de eşit ölçüde iyi
ya da yararlı değildir
  (içinde yaşayanlar açısından). Hasta biri her şeyin
tatsız göründüğü ve o yüzden de tatsız olduğu bir dünyada yaşar (166e2
vd.),   fakat   orada   mutlu   değildir.   Irkçı   bir   toplumun   üyeleri   insanların
bazılarının   yaratıcı   ve   cömert,   ba-   zılarmınsa   parazit   ve   kötü   şeklinde
keskin bir şekilde ikiye ayrıldığı bir dünyada yaşar -fakat hayatları pek
huzurlu değildir. Her iki örnekte de bir değişiklik arzusu ortaya çıkabilir.
Peki değişiklik nasıl gerçekleşecektir?
formüle   etmek   amacıyia   tasarlanmamıştır,   daha   çok   Elealıların   [bu   filozoflara   göre
varlığın   parçası   yoktu   ve   değişmiyordu]   ya   da   Herakleitos’un   [ona   göre   yalnızca
değişim vardı] ya da  communis  opinio’dan (sağduyu) iyice uzaklaşmış daha başka
filozofların   tuhaf   felsefeleriyle   bir   sağduyu   felsefesini   yüzleştirmek   istiyordu;   tıpkı
bilimlerini   genel   felsefi   ve   bilimsel   ilkelerden   türeten   bir   tıp   okuluyla,   tamamıyla
deneysel bir tıbbı yüzleştirmiş ve tıbbi teorinin ancak meslekten olmayan insanlar
tarafından anlaşılır olması halinde bir anlamı olabileceğini açıkça belirtmiş  
Ancient
Medicine'nın
 yazarı gibi." Ayrıca krş. F.M. Comford (
Plato’s Theory of Knowledge,
 New
York   1957,   s.69):   "[Theaetetus”ta  okuduğumuz,  164c-165e]  tüm   itirazlar   aslında
‘algılama’ dediğimiz şeyin hafızadaki fikir ve imgelerin farkında olmayı da içerecek
şekilde geniş tutulması gerektiğini ortaya koymaktadır.”


Protagoras’a  göre değişiklikler  aklıselim kişiler  (wisemen)  ta-
rafından yaratılır  (166dl vd.). Aklıselim insanlar  yanlışı doğruya,
görünüşü gerçekliğe çevirmezler, ama  rahatsız edici, acılı ve yıl-
dırıcı bir gerçekliği daha iyi bir dünya haline getirirler. Tıpkı bir
hekimin   ilaçlar   yardımıyla   bir   insan   bireyinin   içinde   bulunduğu
gerçek ama acı verici bir durumu, aynı ölçüde gerçek ama iyi ve
kabul edilebilir bir duruma (aynı ya da değişmiş bireyin yaşadığı)
çevirmesi gibi, aklıselim kişi de sözcükler yardımıyla (bir birey ya
da tüm bir sitenin yaşadığı) kötü ve tahripkâr bir durumu yararlı bir
durum haline çevirir. Dikkat edilirse bu yaklaşıma göre, kullanılan
usûlün başarısını değerlendirecek olan aklıselim kişi değil birey ya
da   sitedir.   Yine   dikkat   edilirse   bu   değerlendirme,   tekrardan
aklıselim kişi üzerinde de etkili olarak onun uzmanlık durumunun
daha   da   ileri   bir   safhaya   varmasına   ve   boylece   daha   iyi   bir
danışman  haline gelmesine  yol açabilir. Son olarak, demokraside
“aklıselim   kişi”   genel   meclisle   temsil   edilen   yurttaşlar
topluluğudur: meclisin söylediği bir şey hem o toplum hakkındaki
bir doğrudur hem de o toplumu değiştirmenin bir aracı; ve meclisin
kararlarıyla yaratılan gerçeklik tersinden onun usûl ve düşüncelerini
değiştirmesinin   de   bir   aracıdır.   Bu,   Protagoras’ın   doğruluk   ve
gerçeklik   teorisinin   bir   doğrudan   demokrasinin   işleyişini
açıklamakta nasıl kullanılabileceğini gösteriyor.
Protagoras’ın görüşleriyle bizim daha yakın olduğumuz felsefi
ve bilimsel nesnelcilik türlerini karşılaştırmak ilginç sonuçlar verir.
Nesnelcilik   algı   ve   düşünceleri   ne   olursa   olsun   herkesin   aynı
dünyada   yaşadığını   iddia   eder.   Birtakım   özel   gruplar
(astronomiciler,   fizikçiler,   kimyacılar,   biyolojiciler)   bu   dünyayı
keşfeder,   diğer   birtakım   gruplarsa   (politikacılar,   sanayiciler,   dini
liderler) insanları bu dünyada yaşayabileceklerine inandırır. Önce
nesnel gerçeklik imalatçıları çeşitli hayalleriyle sahne alırlar, sonra
madde ve toplum mühendisleri onların vardığı sonuçlarla ahalinin
arzu   ve   ihtiyaçlarını,   yani   Protagoras’m   tanımladığı   anlamda
gerçekliği   birleştirirler.  Protagoras  bu   iki   işlemi   tek   bir   işleme
indirger:   “gerçeklik”   (nesnelcilerin   diliyle   konuşacak   olursak)
insani   arzuları   daha   dolaysız   bir   şekilde   doyurmaya   çalışarak
keşfedilir; düşünce ve duygular birlikte iş-


Yüklə 8,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   135




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə