75
baklava götürmesi konuyla ilgili dikkat çekici örneklerdendir. Kent toplumu için son
derece normal olan psikologa gitme ile kırsal kesimde yakın zamana kadar doktora
giderken tavuk, yumurta, süt gibi bazı hediyeler götürme unsurlarının aynı bütünde
görünmesi gülmeye neden olmaktadır. Yine, Recep İvedik’in, mahalle halkının
desteğini alarak katıldığı yarışmada rakip takımın, kendi takımından daha iri, güçlü,
kuvvetli görünen oyuncularını “darıca hayvanat bahçesi”, kendi takımını ise
“Nuh’un gemisi” olarak nitelendirmesinden doğan aynı bütündeki uyumsuz görünüş
gülme sebebidir. James Beattie’nin de ifade ettiği üzere “aynı bütünde birleşmiş
uyumsuz şeylerin görünüşü” mizahi gülmeye neden olur (Türkmen 1999: 30-31).
Toplumun alt gelir grubundan olan Recep İvedik’in, çeşitli sebeplerle gerek
kendi sosyal çevresinden gerekse kendi sosyal sınıfının üzerinde yer alan kişilerle
bir araya gelerek, kendinin onlardan daha iyi, güçlü ve değerli olduğunu ispatlamaya
çalışması da gülme unsurudur. İnsanın kendisini başkalarıyla mukayese etme esasına
dayanan üstünlük teorisi ile açıklanabilecek bu durumda, gülen birisi, kendi duru-
munu diğerleriyle karşılaştırdığında kendini üstün görmektedir (Morreall 1997: 10-
11; Türkmen 1999: 24). Recep İvedik’in, kuru fasulye yiyebilmek için Kara Ambar
Kamyoncular Derneği üyesi olma mücadelesi, söz konusu duruma verilebilecek bir
örnektir. İvedik, epik destan geleneğinde kahramanın alplığa geçiş ve topluma kabul
törenlerine benzer şekilde gerçekleştirilen güreş, bıçak atma, lastik savurma ve şişe
devirme yarışmalarını aklı, zekâsı, gücü ve şansı ile kazanır. Girmek üzere olduğu
toplumsal grup ya da statünün bir temsilcisi olan “dernek başkanı” tarafından kendi-
sinin sınanması ve onun onayı ile yeni bir grup ya da statüye dâhil olması gülmeye
neden olur. Recep İvedik’in uçakta hostesle muhabbeti ise her ne kadar sizler benden
daha iyi eğitim, meslek ve ekonomik şartlara sahip olsanız da ben sizden daha iyiyim
anlayışına örnektir (Özdemir 2009: 422). Ninesinin, ilk uçan Türk kadınlarından
“Safiye Soyman” ile birlikte uçtuğunu söyleyince, önce anlamayan, sonra “Sabiha
Gökçen” olarak düzelten hostese “İsim de hata olabilir. Kelime hazinem çok kala-
balık da” diye cevap verir. Benzer şekilde, golf oynamanın mantığını çelik-çomak
oyununa benzeterek, kuzeninden daha iyi bir atış yaptığında üstün olma duygusuna
kapılır.
Recep İvedik’in, kimi zaman kendi söylediklerine ve hareketlerine kendisinin
de gülmesi insanlardaki gülme eylemini tetikler. Örneğin; Japon iş adamlarıyla ta-
nışırken, Japoncasının çok iyi olduğunu söyleyip, Japoncaya benzer cümleler kurma-
sının ardından, hem kendi kahkaha atar, hem Japon müşterileri hem de izleyiciyi
güldürür. Söz konusu durumlar için de açıklama yapan üstünlük teorisi, insanda
gülen benlikten başka ayrı bir benliğin olduğunu, insanın bu ikinci benliğe güldü-
ğünü belirtir (Türkmen 1999: 24).
Recep İvedik film serisi, toplumsal normların, sosyo-ekonomik krizlerin, cin-
sel yasakların, çatışmaların, özlemlerin, öfkelerin, arzuların bir diğer ifadeyle insan-
lardaki bastırılmış ve birikmiş enerjinin yansıtıldığı bir alan olduğu için gülme sebe-
bidir. İnsanlar bir filmi izlerken bazı bilinçdışı psikolojik dinamiklerle hareket eder-
ler (Tarhan 2009). Günlük hayatta bireyi kısıtlayan ve engelleyen, istemese de yap-
mak zorunda bırakan pek çok husus, insanda tepkiyi ifade eden bir enerji birikimine
76
neden olmaktadır (Morreall 1997: 34). Baskı altında tutulmuş enerjinin, statik du-
rumdan kurtarılması ve bilince götürülmesi
rahatlamaya ve gülme eylemine yol
açmaktadır (Şentürk 2010: 91). Recep İvedik, pek çok sahnede kendisiyle çatışan,
kendisini yargılayan ya da yadırgayan kişilerle karşı karşıya gelir. Genellikle zengin,
elit ve aydın kesimden olan muhataplarının karşısında İvedik, tek başınadır. Bu
durum, izleyici üzerinde baskı oluşturur, izleyicinin eğitim düzeyi, gelir durumu,
toplumsal değer algısı ya da tecrübeleri bu baskıyı daha da arttırır. Diğer bir ifadeyle,
“Bir halk kahramanı” sloganıyla sunulan Recep İvedik’in, anti entelektüel özellikleri
ile kendisinden olmayanı küçük gören kitleye haddini bildirme çabaları izleyenler
için gerginlik kaynağıdır, ancak bu gerginlik kısa süre sonra yerini rahatlamaya ve
gülmeye bırakır. Örneğin; beş yıldızlı otelde, uygunsuz kıyafetiyle havuza girmeye
gelen, havuzdan su içen Recep İvedik’in başına bir arı musallat olunca, İvedik,
değişik reflekslerle arıyı uzaklaştırmaya çalışır. Bu sırada Sibel’i havuza düşürünce,
Sibel’in annesi, “Maymundan beş dakika önce doğmuş yaratık. Senin havuzda ne
işin var? Sen doğru yalağa git, oradan sulan” diye bağırır. Bu durum, izleyiciler
üzerinde ister istemez gerginlik yaratır. İzleyici, İvedik’in olay karşısında ne yapaca-
ğını merak etmekle birlikte onun hazırcevap bir tip olduğunu da bildiği için sahnenin
devamını bekler. Filmin devamında İvedik, tatile uygun bir kıyafetle, Sibel ve anne-
sinin masasına gidip özür dileyerek, döner tabağı ikram eder. Et yemediğini söyleyen
Sibel’e, “Ben yine de bırakayım. Belki hanım teyze yer. Belli ki gırtlağına düşkün”
der. Sibel’in annesinin kilosuyla dalga geçen İvedik, gergin ortamı yumuşatır ve
izleyenlerin gülme duygularını harekete geçirir.
Sonuç
Recep İvedik, Türk kültürünün taşıyıcılarından Karagöz’ün bıraktığı mirasın
devamı olma özelliyle, günümüzde küresel bir tip haline gelmiştir. Bir diğer ifadeyle,
nasıl ki Karagöz’de kendi halinde, sıradan, “küçük adam”ların, toplumdaki çarpık
durumlar, ilişkiler, yozlaşmış sistem ve yaygınlaşan olumsuzluklar karşısındaki var
oluş mücadeleleri ironik bir anlatımla sunuluyor (Eliuz 2008: 294-305) ve insanları
güldürüyorsa, Karagöz tipini canlı tutan kültür ortamının ortadan kalkmasıyla bu
işlevi yeni tipler üstlenmeye başlamıştır. Başlangıçta bir televizyon kanalının kome-
di programındaki tiplerden biri iken, bir popüler kültür komiğine dönüşen Recep
İvedik, söz konusu tiplerden biridir. Ele alınan konulardaki benzerliğin yanı sıra
mizah tarzının ve şeklinin güncelliğini koruması, sözlü, yazılı ve sanal ortamlarda
paylaşılarak aktarılması, geleneğin devamının sağlanması açısından önemlidir.
Recep İvedik fenomeni / komiği ile bu fenomene / komiğe bağlı başlıca komik
unsurlara Türk toplumunun neden güldüğünü sorguladığımız bu çalışmada, söz,
hareket ve görüntü komiğine bağlı unsurların, gülme teorilerinden çoğunlukla
“uyumsuzluk” ve “üstünlük” teorileriyle açılanabilen bir yapıyla gülmeye neden ol-
dukları, izleyicide rahatlamaya yol açarak gülmeyi meydana getirdikleri görül-
müştür. Bu durumun, Türk halk tiyatrosundaki mizahi unsurlar için de geçerli olması
dikkat çekicidir (Türkmen, Fedakar 2009: 98-109). İvedik tipi, filmlerde kent toplu-
munun geneli tarafından benimsenmiş tüketim alışkanları, tatil ve eğlence anlayışı,
ideal beden kurgusu, spor ve sosyal aktiviteler, yeşil alanların beton yığınlarıyla