XəZƏr universiteti erciyes universiteti


BİREYLERİN KİMLERİNİN OLUŞUMUNDA AİLENİN ROLÜ VE DİN



Yüklə 3,79 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə170/179
tarix23.01.2018
ölçüsü3,79 Kb.
#22108
1   ...   166   167   168   169   170   171   172   173   ...   179

373 
 
BİREYLERİN KİMLERİNİN OLUŞUMUNDA AİLENİN ROLÜ VE DİN 
 
Ali BAYER 
 
Giriş 
İnsanoğlu  yaratılışı  gereği toplumsal  bir  varlıktır  ve  kendi  varlığını toplum 
içerisinde bulmaktadır. Sahip olunan kimlik öncelikle bireyin dışındaki diğer insan-
lar  tarafından  yüklenmekte,  ancak  kendi  çabalarıyla  yeni  kazanımlar  elde  edebil-
mektedir. 
Psikanalist  E.  Erikson,  insan  kimliğini  oluşturan  ekonomik,  politik,  sosyo-
kültürel  ve  manevi  olmak  üzere  dört  temel  faktörden  bahseder.  Bu  dört  hususun 
insan psikolojisinde çok önemli unsurlar olduğunu ve bunların insanın güdülenme-
sinde  önemli  roller  oynadıklarını  belirtir.  Erikson'a  göre  bir  ulusun,  sınıfın  veya 
kastın  mensubu  için  kimliğin  unsurlarından  birisinin  olmayışı,  büyük  bir  sorun 
demektir. Kimlik unsurlarından birisinin olmayışı, bireyi içinde yaşadığı toplumun 
üstün özellikli insancıl bir üyesi haline gelmesinin önünü tıkar. Her birey varlığını 
ve potansiyel güçlerini ortaya koyması için gelişimi sürecinde, kendine ait bir kim-
likle toplumu içerisinde yetişip büyümesi gerekmektedir (Kuşat, 2003:48). 
Bir  kimliğe  sahip  olma  duygusu  insanda  doğuştan  gelen  bir  ihtiyaçtır.  Bu 
ihtiyacı birey kendiliğinden kazanamadığı için birey, bedensel ve zihinsel açıdan çok 
yüksek potansiyele sahip olsa bile kendinin dışındaki diğer aile, arkadaşlık gibi şey-
lere de ihtiyaç duyar. Kişinin kendini gerçekleştirmesi çeşitli sosyo-kültürel faktör-
lere bağlıdır. Bu faktörler içerisinde aile ve dinin önemli bir yeri vardır. 
A. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisine göre insanın en önemli ihtiyaç-
larının başında, bilhassa ergenlik dönemine girmesiyle birlikte kimlik ve buna bağlı 
olarak statü ve bağlılık, aidiyet ve yüksek benlik ihtiyaçları gelir. Birey, toplum için-
de saygın, prestij sahibi ve bir statüsü olan bir kişi olarak yer almak ister. İçinde 
yaşadığı topluma uyum sağlaması büyük ölçüde bu isteklerinin karşılanmasına bağ-
lıdır. İnsanın yeme, içme, giyinme gibi fiziksel ve fizyolojik ihtiyaçlarını karşıla-
makla ihtiyaçları bitmez. İnsan da sosyal bir varlık olarak yeme içme giyinme ihtiya-
cının giderilmesinden sonra güvenlik ihtiyacı kendisini hissettirir. Birey gerek eko-
nomik gerekse de psikolojik olarak güvenlik içerisinde olmaya güdülenir. Güvenli 
bir  ortam  içerisinde  yaşamak  ister.  Üçüncü  basamakta  birey,  güvenlik  ihtiyacını 
giderdikten  sonra,  sosyal  ihtiyaçları  kendisini  hissettirir.  Sosyallik  psikologların 
genel görüşüne göre, doğuşta var olan önemli bir ihtiyaçtır. İnsan tek başına yaşayan 
bir varlık değildir. Kaldı ki hayvanlar da sürüler halinde yaşamaktadırlar. Bir gruba, 
bir topluluğa ait olmak ister. Doğuştan var olan aidiyet ve kimlik duyguları bilhassa 
ergenlik döneminde kendilerini daha iyi hissettirir (Kuşat, 2003:48). 
Kimlik Nedir? 
Kimlik kavramına ilişkin farklı bilim dallarınca yapılmış birçok tanım bulun-
makta,  her  tanım  kendi  penceresinden  baktığı  bilim  dalının  perspektifini  yansıt-
maktadır.  Kimlik  kavramı  sosyolojik,  psikolojik  veya  biyolojik  yaklaşımlarla  ele 
alınmaktadır.  Araştırmamız  kimlik  üzerine  kavramsal  analizi  hedef  almadığı  için 
kimlik üzerine yapılmış birkaç tanımlamayı sunmakla yetineceğiz. 


374 
 
Taylor tarafından yapılan tanıma göre kimlik, kim olduğumuz, nereden gel-
diğimiz  anlamına  gelir.  Böyle  olduğu  için  de  zevklerimize  ve  arzularımıza,  kanı-
larımıza ve umutlarımıza anlam kazandıran artı alanı sağlar (Taylor, 2005:48). Sos-
yal kimlik teorisine göre kimlik, bir gruba ait olmak, hem kendimize dair bakışımızı 
hem de başka grupların üyelerinin bize bakışlarını doğrudan etkiler. Aynı şekilde, ne 
tür  insanlar  olduğumuz,  yaptığımız  şeyler,  sahip  olduğumuz  değer  ve  tutumlar, 
etrafımızdaki insanları görme ve onlara tepki verme biçimlerimiz de üyesi olduğu-
muz grup ve başka grupların üyelerinin grubumuzla ilişkileri tarafından belirlenir. 
Dolayısıyla, bir gruba üye olmak, aynı zamanda bir kimliğe sahip olmak anlamına 
gelir. Üyesi olduğumuz gruplar, başkalarıyla etkileşimlerimizde kendimizi konum-
landırmayı mümkün kılarak bizi bir kimlikle donatırlar (Altunoğlu, 2009:11). 
Sosyal kimlik teorisinin kimlik oluşturmada öne sürdüğü temel süreçleri şu 
şekilde sıralayabiliriz: 
1- Bireyler kendilerini üyesi oldukları sosyal grubu dikkate alarak tanımlar ve 
değerlendirirler, kendilerini sınırlarlar ve buna göre kendilerini grupla özdeşleştirir-
ler.  Bu  özdeşleştirme  sonucu  sosyal  kimlikleri  oluşur.  2-  Sosyal  çevredeki  diğer 
gruplar  bireye  kendi  grubunun  konumunu  değerlendirmesi  için  temel  oluşturur. 
Üyesi olunan grubun konumu, benzeri diğer gruplarla yapılan sosyal karşılaştırma 
sonucu belirlenir. Bu kıyaslama belirli davranışlara ve niteliklere yüklenen değer-
lerle  (ten  rengi,  beceriler,  güçlülük  vb.)  ilişkilidir.  3-  İnsanlar,  olumlu  bir  sosyal 
kimlik edinmek ve benlik saygılarını yükseltmek için bu karşılaştırmayı gerçekleş-
tirirken, kendi gruplarını kayırarak algılama ve diğer grubu da küçümseme yönünde 
bir yanlılık gösterirler. 4-  Bireyin sosyal kimliğinin, olumlu olup olmaması üyesi 
olduğu  grubun  öznel  konumuna,  yapısına  bağlıdır.  Bu  süreçler  grubun  toplumsal 
konumu çok iyi olmasa da çoğunlukla sosyal kimliğin olumlu olmasını sağlar. Ancak 
kimi zaman grubun konumu, diğer gruplarla karşılaştırıldığında görmezden geline-
meyecek  kadar  düşüktür.  Bu  durum  sosyal  kimliğin  olumsuz  olmasına  yol  açar 
(Demirtaş,  2003:129-30). Kimlik  kavramını  bir inşa oluş  olarak  değerlendiren bu 
çalışma kimlik kavramını sosyolojik perspektiften ele aldığı için yukarıdaki süreçler 
dikkate alınarak değerlendirmelerde bulunulacaktır. 
Kimlik,  en  temelde  insanın  varlık  yapısı  ve  kendini  algı  biçimi  ile  ilgilidir. 
Bireyin kimliği denilen şey, en geniş anlamıyla onun tüm özelliklerini kapsar. Hem 
kişinin kendisini nasıl gördüğü, hem de toplum tarafından nasıl görüldüğü kimlik 
kavramıyla bağlantılı durumlardır. Kimlik, kişinin yaşamda kendine biçtiği-uygun 
gördüğü rol veya kendisini algılayış biçimi şeklinde tanımlanabilir. Bu nedenle insan 
yaşamında  gelişimin  temel  özelliklerinden  en  önemlisi  kimlik  arayışıdır.  Kimlik 
uzun çabalar sonucu ulaşılabilen öznel bir süreklilik, bütünlük ve tutarlılık duygu-
sudur.  Yine  ve  belki  sadece,  kişinin  'kim  olduğu'  ile  ilgili  kendi  kendine  sorduğu 
sorunun cevabıdır. Bu soruya verilen cevap; bedensel yapı özellikleri, yaşananlar, 
cinsiyet,  etnisite,  yaş,  statü,  toplumsal  konum,  meslek  gibi  insanın  hem  kendini 
algılayışı,  hem  de  başkaları  tarafından  algılanışı  çerçevesinde  şekillenmektedir 
(Onat, 2006:123) 
Kimlik ve Kişilik 
Kimlik kavramı ele alınırken kimlikle ilgili kişilik üzerinde durmak gerekir. 


Yüklə 3,79 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   166   167   168   169   170   171   172   173   ...   179




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə