Yazı işleri: Rüzgarlı Sokak Ovehan Kat daire Tel : 18992 P. K. 582 Ankara • İdare



Yüklə 0,97 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə20/23
tarix19.07.2018
ölçüsü0,97 Mb.
#56882
növüYazı
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   23

K A D I N 

Toplantılar 

"Happy Birth - Day To You" 

ürk ve Amerikan milletlerini bir-

birlerine yaklaştırarak dostluğu 

ve ittifakı kuvvetlendirmek maksa­

dıyla sarfedilen gayretlerden kadın­

ların hissesine düşeni mütevazı bir 

çapta başarmağa çalışan bir teşkilât 

var: Geçenlerde on yaşına basan Türk 

-Amerikan Kadınlar Kültür Derneği. 

Ankaranın Nermin Abadan, Beria Ke­

rem, Zekiye Dranas, Alageyik Lostar, 

Nezihe Türegün gibi tanınmış hanım-

ları ve Türkiyedeki misyonlarda vazi-

feli Amerikalıların eşleri tarafından 

1950 de kurulan derneğin gayesi, 

Türk âdet ve an'anelerini Amerika­

lılara, Amerikan âdet ve an'anelerini 

de Türklere tanıtmak. Dernek, mak­

sat ve gayesine ulaşmak için sanat ve 

el işleri, arkeoloji, müzik, edebiyat, 

dahili dekorasyon, kitap konuşmala­

rı, tabii ki moda gibi sahalarda faali­

yet gösteriyor. Ücretsiz lisan dersleri 

büyük rağbetle karşılanıyor. 

On yaşına basması dolayısıyla 

Derneğin geçen hafta içinde Ankara 

Palasta tertiplediği müzikli öğle ye­

meği, sosyal bir hadise oldu. Başkan 

Suzan Pamir ile Yardımcısı Mrs. 

Wrinkle'ın açılış, Bayan Lostarın 

programı takdim ve Bayan Abada-

nın Derneğin tarihçesi hakkındaki 

konuşmaları başarılıydı. Muazzam 

bir beyaz yaş pastası, Türk ve Ame­

rikan bayrakları ile donatılmış sa­

londa, en mutena yerdeki masaya 

yerleştirilmişti. On eski başkan, be­

yaz yaş pastasına birer mum diktiler. 

Kocalarının vazifelerinin sona erme­

si münasebetiyle Türkiyede bulun­

mayan Amerikalı eski başkanlar, ü-

zerlerinde isimleri yazılı kartlar gö­

ğüslerine iliştirilmiş Amerikalı üye­

ler tarafından temsil ediliyorlardı. 

Beyaz yaş günü pastasının etrafında 

hep bir ağızdan söylenen "Happy 

Birth - Day to You" şarkısı, müzikli 

öğle yemeğinin samimiyetini arttır-

dı. Müteakiben Yetimler Yurduna 

gönderilen beyaz yaş günü pastası, 

daha ziyade kimsesiz yavrucukları o 

gün de sevindirmek niyetiyle düşü­

nülmüştü. Günün orijinalitesini, mü-

zikli öğle yemeğinin bitiminde gelen 

tatlı tabaklarının kenarına oturtulan 

sarı mumlar teşkil  e t t i . 

O gün Derneğin hayır faaliyetle­

ri de bulunduğu belirtildi. Parasız 

dikiş-nakış derslerinde hazırlanan 

parçalar, el işi sergilerinde satışa çı­

karılır. Zaman zaman resim sergile­

ri de tertiplenir. Toplanan teberrü-

ler ve geliratla, Keçiörendeki Yetim­

ler Yurduna ve fakir kadın hastalara 

yardımlar yapılır. Cebecide açılan 

gece okuma-yazma kursu halen fa­

aliyet halindedir. Derneğin okuttuğu 

ve okutmakta olduğu 22 kız talebe­

den halihazırda 10 tanesi, ha­

yata atılmıştır. Geçen tedris senesi 

sonunda en muvaffak üç kız lise ta­

lebesine, 500 er lira mükâfat veril­

miştir. 

Derneğin, bir araya gelebilmek 

ve gelir sağlamak amacıyla tertiple­

nen toplantıları vardır. Ev davetleri, 

özel yemekler ve briç partileri neşeli 

bir gece kazandırır. 23 Nisan bay­

ramlarında, çocuklar için eğlendirici 

partiler tertiplenir. 

Sadece yüksek sosyeteye inhisar 

eden faaliyetlerin, ileride daha aşa­

ğıdaki tabakalara inmesi, Derne­

ğin maksat ve gayelerine daha fazla 

hizmet edecektir. 

AKİS, 27 OCAK 1960 

pecya



Yeni İstanbul gazetesindeki haber. 

Kimse söylemezse, kendim söylerim. 

ek çok siyaset adamının aradığı 

rahatın ve huzurun sırrını İpek­

çilerin sevimli damadı -ve amatör 

ressam- Nuri Pınar bulmuş. Geçen­

lerde, Ömer İnönünün 36. yaş günü 

dolayısıyla evinde verdiği neşeli 

partide bu sırrı açıkladı. Nuri Pınar 

sinema tenkitçilerine evvelden kı­

zarmış. Bunlardan bazıları en güzel 

filmlere dahi, tutar "boş yıldız" ve-

rirlermiş. Halbuki halk, o filmin 

gösterildiği salonu doldururmuş ve 

üstelik aynı filme yabancı tenkitçi­

lerin verdikleri yıldızlar da ekseriya 

"dolu yıldız"lar olurmuş. Böyle hal­

lerde Nuri Pınarın cinleri başına çı­

karmış. Günün birinde Nuri Pınar, 

bir gazetecinin bir sözünü okumuş. 

Gazeteci diyormuş ki, "Gazeteciler­

den şikâyet edenler onları susturmak 

için sarfettikleri gayretin yüzde bi­

rini onların yazdıklarına tahammül 

etmek için sarfetseler hem kendileri 

rahat ederler, hem gazeteciler.." 

Şimdi Nuri Pınar gazeteleri gönül 

huzuru içinde okuyor ve "Ne yapa­

lım, onun da görüşü buymuş" deyip, 

"boş yıldız" veren tenkitçilere kız­

mıyor. Ömer İnönünün partisinde, 

iki viski kadehi arasında "Bilmezsi­

niz, ne kadar rahatım" dedi, "Oh! 

Dünya varmış, yahu.." 

Kendisini dinleyenler gülümseye-

rek mırıldandılar: "Darısı başkala­

rının da başına.. Darısı başkalarının 

da başına.." 

eçen hafta içinde bir öğle vakti 

İstanbulda iki kişi meşhur lüks 

Yeniköy lokantasına yemek yemeğe 

gittiler. Biri bir şişe bira, öteki bir 

şişe maden suyu içti. Deniz kenarın­

da -ve lüks lokantada- olduklarını 

düşünerek midye tavası istediler, 

"yok" cevabını aldılar. Midye dol­

masına razı oldular, garson bir tek 

midye getirerek ikiye böldü, yarısını 

birine, yarısını ötekine verdi. Daha 

sonra küçük bir ıstakozu aynı şekil-

de paylaştılar. Listede "Karışık tat­

lı" görerek onu sordular, cevap ge­

ne "yok" oldu. Ahbaplardan biri bir 

tabak bezelyeli pilâv yedi, mütea­

kiben şeftali kompostosu istedi. Lüks 

lokantanın garsonu, konserve kom­

posto bulunduğunu söyledi. Nihayet, 

birer fincan kahve içtiler. 

Hesap: 96 Türk lirası! Yüz lira 

verdiler, üstünü almadılar. 

üyük bir resim. Büyük başlıklar: 



Kurucumuz Habib Edip Törehanın 

bağışı büyük memnuniyet uyandır­

dı! 

Alta bir yazı "YENİ İSTANBUL" 



kurucusu Habib Edip Törehanın Es-

kişehirde bir ilkokul inşa edilmesi 

için yaptığı 200 bin liralık bağış bu 

şehrimiz halkı tarafından büyük bir 

memnuniyetle karşılanmıştır. Oku 

yucularımız bugün üçüncü sahifede 

arkadaşmız Muzaffer Soysalın Es-

kişehire dair röpörtajında bu bağış­

lar ilgili tafsilâtı ve Eskişehirli şair 

Cevdet Savgar Kıratlının bu müna­

sebetle yazdığı İstikbal gazetesinde 

neşredilen (Habib Edip Törehana 

şükran) başlıklı bir şiiri bulacaklar­

dır. Resimde Yeni İstanbul kurucu­

su Habib Edip Töreban görülüyor." 

İşin komik tarafı: Bunları yayınlı-

yan gazete Yeni İstanbulun ta ken­

disi. Hayranlık uyandıran bağış ol 

madı, bağıcı yapan zatın beyazın 

oldu. 


Babilon adındaki gece klübünde 

viskisini yudumluyordu. Bu sırada 

Mefharet Atalay türkçeye adapte et-

tiği sevilen parçalardan birini oku-

maktaydı. Adanalı D. P. li parçayı 

dinledi, sonra : "Yahu burası alafran­

ga değil  m i ? " dedi Bir tesadüf Mef-

haret Atalay parçanın ikinci kısmı­

nı ingilizce söylemeğe bağlamıştı. 

Zengin D. P. li kırdığı potu an­

ladı ve kıs kıs gülen arkadaşına 

"Amma karışık şarkı bu yahu, bizim 

il teşkilâtına benziyor" dedi ve kah­

kahayı bastı. 

eçen hafta içinde, Ankaranın lüks 



gece klüplerinde en çok bahsedi­

len isim İzmir Milletvekili Osman 

Kapani idi. Eski Devlet Bakanının 

isminden bu kadar çok bahsedilme-

sine sebep, japonyada halâ aydınla-

namıyan bir hâdise neticesinde boşa­

lan Büyük Elçilik binasının doldu-

rulmasıydı. Kapaninin evvelki hafta 

Tokyo büyük elçiliğine tâyin edile­

ceği haberi ortaya atılmış, fakat pek 

fazla rağbet görmemişti. Ama geride 

bıraktığımız hafta selâhiyetli ağız­

lardan -Ankaranın elek üstü hanım­

ları- dedikodu duyulmağa başlanınca 

büyük bir alâka topladı. 

Dedikoduyu duyanlar, birçok 

bakımlardan İzmir Milletvekilinin bu 

makama getirilmesini haklı görüyor­

lardı. Bir kere Kapani yakışıklı bir 

adamdı. Gösterişi, iyi giyinmesi, ne­

zaketi ve protokol bilgisi yeşil göz­

lü milletvekilinin büyük elçilik için 

biçilmiş kaftan olduğunu belli edi­

yordu. Saniyen Kapani bekârdı... 



AKİS, 27 OCAK 1960 

29 

CEMİYET 









danalı zengin D.P. lilerden biri, 



pecya


Yüklə 0,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   23




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə