Yazı işleri: Rüzgarlı Sokak Ovehan Kat daire Tel : 18992 P. K. 582 Ankara • İdare



Yüklə 0,97 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə21/23
tarix19.07.2018
ölçüsü0,97 Mb.
#56882
növüYazı
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   23

KİTAPLAR 

SANERA 

(Suzan Sözenin romanı, İnkilâp 

Kitabevi, Hamle Matbaası, İstanbul 

1959, 176 sayfa, 500 kuruş). 

uzan Sözen adı son yıllarda ameri-

kanvari reklâmlarla parlamış bir 

ad. Kendisinden "Türk Saganı" diye 

bahsediliyor. Fransızların meşhur 

romancısı Collette'ten sonra birden 

yükselen ve neslinin hikâyesini yazan 

Françoise Sagan'a benzetilerek ve­

rilmiş bir isim. Ancak Suzan Sözen 

kendisine "Türk Sağan" ı denilme­

sinden hoşlanmıyor. Nev-i şahsına 

münhasır bir şahsiyet olmak iddia­

sında. Doğrusu bunu beceriyor da. 

Yazdığı romanların edebi kalitesinin 

hakikaten Françoise Sagan'ınkilerle 

uzaktan, yakından bir ilgisi yok. Su­

zan Sözen daha ziyade bizim meşhur 

"Daktilo Kızlar Romancısı" Esat 

Mahmut Karakurt tipinde romanlar 

yazıyor. Üstelik Esat Mahmut gibi 

son derece de velût. Gençlik yılla­

rını daha yeni arkada bırakıp orta 

yaşa henüz girdiği halde kitap ha-

linde neşredilmiş eserlerinin sayısı 

yedi. Bunların da altısı roman, biri 

şiir kitabı. 

Kitap halinde yayınlanmış tek şi­

ir kitabı "Pas Damlası"nda Suzan 

Sözen ihtiraslı bir kadının hislerini 

dile getiren bir şair olarak bun­

dan on, onbeş sene sonra şiirle­

rinde terennüm etmeye çalıştığı ih­

tirasından başka bir şeyin geride kal­

masına imkân ve ihtimal yok. Suzan 

Sözenin şimdiye kadar yayınlanmış 

olan Rahika, Kiralık Ruh, Sahibini 

Arayan Kadın, Sana Döneceğim, Be­

ni Unut, Sanera ve halen bir gaze­

tede tefrika edilmekte olan Siyah 

Zambak adlı romanlarında ise, tek 

şiir kitabı olan Pas Damlasındaki 

şansı da yok görünüyor. Zira Suzan 

Sözenin yazdığı tarzdaki romanları, 

piyasadaki kadın romancıların hemen 

hepsi şimdiye kadar bol bol yazmış­

lardır. Fotoğraflarının göz zevkini 

son derece okşayan fotoğraflar ol­

ması, bunların bütün gazeteler tara­

fından paylaşılmasına yetiyor. Sa­

nera işte bu güzel romancı hanımın 

son eseri. 

Saneranın hikâyesi kısaca şu: Sa­

nera, Suzan Sözenin kafasında yarat­

tığı ve başkaca hiçbir yerde duyul­

mayan bir kadın adı -Suzan Sözen 

hemen bütün romanlarında zaman­

dan ve mekândan tecerrüt ettiği gibi, 

roman kahramanlarının adlarını da 

kendisi uydurur-. 176 sayfalık ro­

manda Saneranın yaşı hakkında bir 

fikir edinmenin imkânı yok. Sanera 

20 yaşında bir genç kadın mıdır, 30 

una gelmiş bir dişi midir, yoksa 40 

ında bir azgın mahlûk mudur? Bu 

suallerin cevabını, kitabı başından 

sonuna kadar dikkatle okuyan bir in­

san için vermek mümkün değildir. 

Sanera bekâr mıdır, evli mi, dul mu? 

Bu sualin de cevabını romanda boşu­

na, araştırıp durun! 

Romanda çizilen tipe göre Sanera 

güzel, hem de son derece güzel bir 

kadındır. -Suzan Sözenin bütün ro-

manlarındaki kadın kahramanlar ve 

-bizzat Suzan Sözen gibi-. Sanera ma­

ceraperest bir kadındır -Suzan Söze­

nin bütün romanlarındaki kadın kah­

ramanlar gibi.- Sanera son derece 

şehvet düşkünü bir kadındır ve yata­

ğını paylaşmak için arabacıdan şo­

före, şoförden krala kadar hiçbir er­

kek arasında fark gözetmez. -Suzan 

Sözenin diğer romanlarında yarattığı 

kadın kahramanlar gibi— Sanera 

için mühim olan, kendisini kolları a-

rasına alacak, sıkacak, ezecek, hır-

palıyarak sevecek bir erkeğin mev­

cudiyetidir. Bir erkek olsun da, bu 

kim olursa olsun. İster bir kayıkçı, 

ister zenci bir çiftlik amelesi, ister 

milyoner bir salon adamı, ister vahşi 

bir şeyh, ister bir yamyam kabile re­

isi. Sanera kitapta bütün bunlarla 

yatar. Yeter ki Sanerayı erkekler ar-

zulasınlar, ona, şayet tatmadığı zevk­

ler, şehvetler varsa tattırsınlar. 

Romana adını veren Saneranın 

asrımızda yaşayan bir kadın olduğu, 

kitabın sadece bir yerinde zikredili­

yor. Suzan Sözen devrik değil, yıkık 

cümlelerle yazdığı romanının bir ye­

rinde boş bulunmuş ve zamanla me-



Suzan Sözen 

Güzel romancı 

kandan kurtulmak arzusunu unuta­

rak Saneranın yaşadığı devrin "tay­

yare devri" olduğunu açıklamış. De­

mek ki Suzan Sözenin romanının 

kahramanı günümüzün kadınlarından 

biri. 

Yaşının ve medeni durumunun 



ne olduğu belli olmayan Sanera, ne­

reden ve nasıl başladığı meçhul bir 

yolculuğa çıkar. Bir vapurla bir li­

mandan ayrılmış, bir başka limana 

gitmektedir. Ancak ne vapura bindi­

ği, ne de yanaşacağı limanın adı bel­

lidir. Suzan Sözenin tâbiri ile Sanera 

"Kozasından yepyeni kanadı ile gü­

neşe çıkan bir kelebek" gibidir. Ge­

çen seneleri ve vapura bininceye ka-

dar geçirdiği hayatı geride bırakmış-

tır. O, başı belli olmayan bir hayat­

tan, sonu belli olmayan bir hayata 

doğru giden genç ve maceraperest 

bir kadındır. Onu geriye bağlayan 

hiçbir bağ, hiçbir hatıra yoktur. Her-

şey onun için yaşadığı andadır. Onun 

için ne ahlâk, ne cemiyet kaideleri 

bahis mevzuudur. İki saat ara ile hem 

babanın, hem oğlun koynuna girebi­

lir. Yeter ki bundan zevk alsın. Evli 

ve evine bağlı bir kocayı baştan çı-

karmak için türlü cilveler yapabilir, 

yeter ki erkeği arzulasın. Kendini 

Tanrısına hasretmiş bir din adamını 

baştan çıkarmak için saatlerce ö-

nünde çırılçıplak kıvranabilir. yeter 

ki istesin. Sanera kadın değil, şehvet-

tir. Şehveti için yapamıyacağı şey 

yoktur. Tek kelime ile Sanera şey­

tanın kendisidir. 

İşte Suzan Sözenin çizdiği Sane­

ra tipi. Bunun dışında romancı, Sa­

neranın boyu posu, saçının rengi, te­

ninin parlaklığı hakkında herhangi 

bir açıklama yapmak lüzumunu his­

setmemiş. Sanera için, güzel demekle 

yetinmiş. 

Mazisinin defterini kapatmış Sa­

nera bindiği vapur bir limana gelip 

demir attığında rıhtıma çıkar. Çıkar 

ama geride, kendisini arkasından 

hayran gözlerle seyreden genç bir 

kaptan kalır. Sanera kaptanın mah­

zun olmasına rıza göstermez, geri 

döner ve kendisini ona ikram eder. 

Böylece kitabın daha ilk sayfasında 

vuslat başlar. Kaptanın gönlünü ya­

pan Sanera bu sahneyi şöyle anlatır: 

"Dün geceyi vapurun genç kaptanı 

ile geçirdim. Ansızın, son dakikada, 

rıhtımdan ayrılırken aklıma geldi 

onunla buluşmak. Yeni bir şehir, ye-

ni bir muhit, serbest, tamamiyle ba­

ğımsız, genç, sıhhatli bir kadın. Ta-

bii bir davranış değil miydi  b u ? " 

Sanera, vapur kamarasındaki 

maceradan sonra indiği şehrin Ra-

soldor adlı oteline yerleşir. -Tabii 

otel adı da Suzan Sözenin bütün ro­

manlarındaki isimler gibi muharrire-

nin muhayyilesinde yarattığı bir 

isimdir-. Otelde genç ve güzel kadın 

30 

AKİS, 27 OCAK 1960 

pecya



Yüklə 0,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   23




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə