Yerel Dış Politikanın temelleri 93
(
sovereignty-invested) olarak belirlenecek ve şeklin ortasında
gösterilecektir.
2. İkinci çemberde, devlet adına uluslararası ilişkiler alanında
kısmen yetkilendirilen, yani görevleri itibarıyla devlet adına
uluslararası düzeyde az ya da çok faaliyet gösteren, görev
tanımlarında belirli uluslararası boyutu bulunan çeşitli diğer
merkezî yönetim kurumlar yer almaktadır.
50
Bunlar, görevi-
ni “egemenlik-yetkilisi” ile koordinasyon halinde yürütmek
durumunda olup, onun “yörüngesinde” hareket eden diğer
merkezî yönetim birimleri, yani bakanlıklar ve ajanslar-
dır.
51
Uluslararası alanda
“egemenlik-bağlı aktör” (sovereig-
nty-bound) tanımı bunlar için uygun düşmektedir.
3. Üçüncü çemberde, önceki bölümde yapılan değerlendirmele-
rin ışığında,
“egemenlik-şartlı” (sovereignty-conditioned) aktör-
ler olarak ulus-altı (yerel ve bölgesel) yönetimler yer almaktadır.
Zira bunlar, ülke-içi düzlemde merkezî yönetim ile hiyerarşik
bir bağ içinde olmayıp ondan “ayrı” düzeyde olan, ülke-dışı
düzlemde ise şartlandırma/sınırlandırma ve zımnî bir yükümlü-
lük altında bulunan kurumlardır. Ancak, Salomon (2011:47)’un
işaret ettiği, yerel ve bölgesel yönetimler egemenlik ilişkisinin
derecesi bakımından farklı olduğu tespiti de göz önünde bulun-
durularak, egemenlik-şartlı kategoride bölgesel yönetimlerin iç
haklaya daha yakın, yerel yönetimlerin ise dış halkaya daha
yakın olduğu ifade edilmelidir. Zira birçok ülkede bölgesel yö-
netimler ulusal dış politikanın yapım sürecine çeşitli istişare-
ler yoluyla veya, federal devletlerde olduğu gibi, uluslararası
antlaşmaların onaylanmasında iç düzeyde muvafakat vermeleri
suretiyle katılmaktadır.
52
ile bağlantılı olarak yurtdışında yürütülen faaliyetlerin Hükümetçe saptanan dış politikaya
uygunluğunu gözetmek, bu faaliyetleri koordine etmek ve bunlara katılım sağlamak” görevi
vardır. Diğer ülkelerde de dışişleri bakanlıkların benzer bir konumda oldukları söylenebilir.
50 Bkz. 4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat Kanunu, md. 14/a “ülkemizin..
değerlerinin.. yurt dışında tanıtımını yapmak..” vb. maddeler. Veya 656 sayılı Türk İşbirliği
ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının Teşkilatı Hakkında KHK’da muhtelif maddeler. Diğer
ülkelerde de benzer kurumlar mevcuttur.
51 Dipnot 49’da zikredilen Dışişleri Bakanlığı Teşkilat Kanunu maddelerinin yanı sıra bkz. 1173
sayılı Kanun, md.1/1: “Türkiye Cumhuriyetinin yabancı devletlerle, bunların temsilcilikleri ve
temsilcileri ile, milletlerarası kurullarla… temas ve müzakereleri Dışişleri Bakanlığı eliyle, ilgili
bakanlıklarla işbirliği yapılmak suretiyle yürütülür.”.
52 Burada, ulus-altı yönetimler içerisinde bölgelerin/eyaletlerin dış politikada doğrudan
94 Yerel Dış Politikanın temelleri
4. Kamu tüzel kişiliği haiz ulus-içi (yani coğrafî olarak ulusal ve
bölgesel ölçekte kurulan) yerel yönetim birlikleri de üçüncü
çemberde,
egemenlik-şartlı aktör çemberinde yer almaktadır.
Zira Türkiye’de MİBK’e göre kurulan bu kurumlar, yerel yöne-
timler ile aynı kurallara ve sınırlamalara tâbidirler.
5. Kamu tüzel kişiliği bulunmayan, dernek benzeri ulus-içi (coğ-
rafî olarak ulusal ve bölgesel ölçekte kurulan) yerel yönetim
birlikleri, özel hukuka tâbi olduklarından kamu idaresinin
doğrudan etkisi ve denetimi alanında değildirler.
53
Ayrıca,
STK olmanın verdiği operasyonel kolaylıklara (mesela esnek
personel rejimi gibi) sahiptirler. Bu açıdan bu aktörler “ege-
menlik-dışı” konumundadırlar. Ancak, temsil ettikleri üyele-
rin (yani yerel yönetimlerin) her birinin egemenlik-şartlı aktör
olduklarından, ülkelerinin dış politikaları ve millî menfaatleri
bu aktörler üzerinde yönlendirici etkiye sahiptir (Gordenker
ve Weiss’in davranış ile ilgili mülahazası burada hatırlana-
caktır). Bu nedenle bu kuruluşlar,
“egemenlik-şartlı davranış
sergileyen egemenlik-dışı aktör” (sovereignty-free actors with
sovereignty-conditioned behaviour) olup dördüncü çemberde
yer almaktadır.
6. Uluslararası birlikler ise, her ne kadar yerel yönetimleri temsil
etseler de, egemenlik ile ilgili sınırlamalara tâbi olmadıkların-
dan ötürü egemenlik bağı şartına uymamaktadır. Yani birçok
ülkenin yerel yönetimlerini aynı anda temsil ettiklerinden
yetkilendirilmemiş kurumlar olması bakımından bazı istisnaî durumların mevcut olduğunu
ifade etmekte fayda vardır. Federe devletlerin azamî ölçüde yetkilendirildiği ve federal merkezin
zayıfladığı (hatta zaman zaman bölünmenin gündeme geldiği) Belçika’da, ulus-altı federe
yapıların belki de egemenlik-şartlı kategoriyi de aşarak egemenlik-bağlı kategoriye yakınlaştığı
söylenebilir. Zira 1988 ve 1993 yıllarında yapılan reformlarla federal devleti oluşturan topluluk
yönetimleri ve bölge yönetimleri, kendi yetki alanları ile ilgili olarak yurtdışı ilişkilerinde de
münhasır yetkiye sahip olmuşlardır. In foro interno in foro externo prensibi olarak adlandırılan
bu yetkiye göre, misalen münhasır olarak bölge yönetiminin sorumlu olduğu bir konuda artık
uluslararası ilişkilerde de aynı konuda söz konusu yönetim doğrudan (federal düzeyin onayı
veya dahli olmadan) politika yürütme yetkisine sahiptir. Bu durum Belçika federalizmine
özgü olan, hukuk düzeyleri arasında hiyerarşik bir ilişkisinin bulunmaması, federal ve federe
hukukların eşit düzeyde olması özelliğinden kaynaklanmaktadır. Belçika’da federal hükümet,
birçok siyaset/hizmet alanları ile ilgili olarak yurtdışında temsil imtiyazını kaybetmiştir (Bursens
ve Massar-Piérard, 2009: 96,97). Burada, giriş bölümünde açıklanan protodiplomasi kavramı
hatırlanacaktır.
53 Kamuya yararlı dernek veya benzer statüde olan birliklerin devletin özel denetimine tâbi
olmaları, yine de genel olarak bunların “kamu dışı” bir konumda oldukları gerçeğini
değiştirmez.
Dostları ilə paylaş: |