FOREX KAZANÇLARINDA VERGİ BELİRSİZLİĞİ
Güray Öğredik
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Mazars / Denge Vergi Departmanı, Kıdemli Müdür
Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi
Mart 2014 Sayısında Yayınlanmıştır
1. FOREX NE DEMEK?
1
Esas itibariyle forex, bir ülkenin para birimi karşılığında başka bir ülke parasının alımı ya da
satımı olarak tanımlanmaktadır. Forex, yani döviz alım satım işlemleri ticari, yatırım, riskten
korunma ya da spekülatif amaçlarla dövize duyulan ihtiyaçtan dolayı yıllardır uluslararası
kambiyo piyasalarında gerçekleştirilmektedir. En basit ifadesiyle, 1 ABD Doları=1.50 TL
kurundan 150 TL karşılığı 100 ABD Doları alınması bir forex işlemidir.
Son yıllarda geleneksel kullanımından farklı bir şekilde yatırım amaçlı yapılan döviz işlemleri
tüm dünyaya yayılmış ve yatırımcılar tarafından büyük rağbet görmüştür. Forex olarak
adlandırılan bu işlemlerde iki ülke parasının birbirine ya da petrol, altın gibi emtia ve kıymetli
madenlerin bir ülke parasına göre değeri alım satıma konu olmakta ve yatırımcılara
yatırdıkları teminatın belirli bir katına kadar işlem yapma olanağı verilmektedir.
Kaldıraç oranı olarak adlandırılan bu oran, bazen 1’e 50, 1’e 100 ve hatta 1’e 400’lere kadar
ulaşabilmektedir.
Peki kaldıraç oranı yatırımcılara ne sağlar?
Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse; Kaldıracın söz konusu olmadığı bir forex işleminde 1
ABD Doları=1,50 TL ise, elinizdeki 100 TL yaklaşık olarak 67 dolar alırsınız. Dolardan kar
elde etme düşüncesiyle bu işlemi yaparsanız, beklentiniz doların TL karşısında değer
kazanmasıdır. Dolar 1.70 olursa, o zaman elinizdeki 67 dolarla 67*1.70=114 TL almanız
mümkün hale gelir. Yani 14 TL kar elde etmiş olursunuz.
Kaldıracın varlığı halinde ise; 1’e 100 kaldıraç oranıyla forex işlemi yaptıran kuruluş
yatırımcısına şöyle bir teklifte bulunur:
1.000 TL karşılığında ben sana 100.000 TL’lik işlem yaptıracağım ve döviz satacağım. Ama
dövizi banknot olarak vermeyeceğim. İşlemi yaptığın kur üzerinde meydana gelen
değişiklikler neticesinde bir kar oluşursa onu ödeyeceğim. Yani 100.000 TL’yi vermiş ve
karşılığında 1 ABD Doları=1.50 TL den 66.667 dolar almış gibi olacaksın. Kur 1,60 olursa o
zaman, 66.667 Dolar karşılığında 106.667 TL alacaksınız. Yani, 1.000 TL’lik teminatla 6.667
TL kar elde etmiş olacaksınız.
Forex işlemlerini tüm dünyada cazip kılan da, yukarıda açıklandığı üzere, az
miktardaki yatırımla yüksek kar elde etme ÜMİDİDİR.
Birçok yatırımcı, sürekli kar elde edildiği gibi gerçeğe aykırı reklam, ilan ve
duyurulardan etkilenerek, ellerindeki sınırlı tasarrufları bu alana yönlendirmekte,
1
http://www.spk.gov.tr/displayfile.aspx?action=displayfile&pageid=836&fn=836.pdf
(Erişim: 04.10.2013)
ancak kar elde edemedikleri gibi, tasarruflarını tümüyle kaybedebilmektedirler. Çünkü
kurların, yatırımcıların beklentilerinin aksine hareket etmesi durumunda, büyük zararlarla
karşılaşılması kaçınılmazdır.
Yukarıda yer verdiğimiz örnekten hareket edersek, 1.000 TL teminat yatırarak, 1’e 100
kaldıraç oranıyla, 1 ABD Doları =1.50 TL’den yapılan 100.000 TL’lik bir dolar alım
işleminde, fiyatın 1.40 seviyesine düşmesi durumunda, 6.667 TL zararla karşılaşılacaktır.
Kurdaki düşüşün birden değil de, kademe kademe olduğunu göz önünde bulundurursak,
yatırımcının pozisyonu fiyat 1.40’a dahi ulaşmadan 1.000 TL’lik teminatının tükendiği
seviyede kapatılacak, yatırımcı yatırımının tümünü kaybedecektir.
Döviz piyasasının, dünya üzerindeki birçok gelişmeden etkilendiği ve fiyatların
değişkenliğinin oldukça yüksek olduğu göz önüne alındığında, fiyatların yatırımcıların
beklentilerinin aksi yönde değişmesi ve yatırımcıların bu piyasalarda para kaybetmesi
sıklıkla yaşanmaktadır. Bu nedenle, tasarruflarını kaldıraçlı alım satım işlemlerine
yönlendirmeyi düşünen yatırımcıların, bu işlemlerin yüksek oranda risk içerdiğini, döviz
piyasaları ile ilgili bilgi ve tecrübe sahibi olmayı gerektirdiğini ve yatırımlarının tümünü
kaybetme olasılığı ile karşı karşıya kalabileceklerini dikkate alarak karar vermeleri gereklidir.
Forex piyasasında ortaya çıkan tek risk fiyatların beklentilerin aksine değişmesi sebebiyle
zarar etme riski değildir. Bu işlemlerin yetkilendirilmemiş, hiçbir denetim ve gözetime tabi
olmayan kurumların sağladığı platformlar üzerinden yapılması durumunda, bu işlemler
aslında yurt dışında yerleşik ve kim olduğu dahi bilinmeyen kişilerle yapılmakta ve
yatırımcılar kar elde etseler dahi, çeşitli gerekçelerle karları ödenmeyebilmektedir. Bu
nedenle, yatırımcı işlemlerinin, söz konusu hizmeti sunmak üzere yetkilendirilmiş, gözetim ve
denetime tabi olan kurumlar nezdinde gerçekleştirilmesi en önemli hususlardan biri olarak
karşımıza çıkmaktadır.
2. SERMAYE PİYASASI DÜZENLEMELERİ
Kaldıraçlı Alım Satım (forex) piyasasına ilişkin Sermaye Piyasası düzenlemelerine kısaca
bakmakta yarar var. Forex işlemleri hakkında ilk yasal düzenleme “sermaye piyasası
faaliyetleri” kapsamında mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda yapılmış ve
27.08.2011 tarihli Resmi Gazete’de “Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri
Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ” yayınlanmıştı. 6362 sayılı
yeni Sermaye Piyasası Kanunu’nda ise forex işlemlerine yönelik yeni düzenlemeler yapılmış,
11.07.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan
Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ” ile kaldıraçlı işlemler hakkında uygulamaya dair
yeni düzenlemelere yer verilmiş, yukarıda anılan tebliğ ise yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni
tebliğde kaldıraçlı işlem; “yatırılan teminat tutarı karşılığında, döviz ve kıymetli madenler ile
Kurulca belirlenecek diğer varlıkların kaldıraçlı olarak elektronik ortamda oluşturulmuş bir
platformda alım satımı işlemleri” şeklinde tanımlanmıştır.
3. FOREX KAZANÇLARININ VERGİLENDİRİLMESİ
Forex (kaldıraçlı alım satım) işlemlerinden elde edilen kazançların vergilendirilmesine dair
mevcut vergi mevzuatımızda somut ve özel bir düzenleme bulunmamakta, bu konuda farklı
görüşler bulunmaktadır. 19 Ocak 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 89 seri numaralı
gider vergileri genel tebliğinde “kaldıraçlı alım satım işlemlerinin vergilendirilmesi” başlığı
altında forex işlemleri yalnızca Banka Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) açısından
düzenleniyor. Bu durumda forex işlemlerinden elde edilen kazançların genel vergi
düzenlemeleri kapsamında ele alınması gerekiyor.
Tam mükellef kurumlar: Elde ettikleri kazanç ticari kazanç kapsamında değerlendirilmek
suretiyle kurumlar vergisine tabi kazanca dahil olacaktır.
Tam mükellef gerçek kişiler: Sermaye tahsisi yapılmış ticari bir organizasyon dahilinde
yapılmadığı sürece, bir yılda birden fazla defa yapılan forex işlemi, gelir vergisi kanununun
(GVK) ticari kazanç başlıklı 37/5 maddesinde yer alan “Kendi nam ve hesaplarına menkul
kıymet alım-satımı ile devamlı olarak uğraşanların bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazanç
ticari kazançtır” hükmü kapsamında “devamlılık” arz eden bir ticari faaliyet olarak
değerlendirilemez kanaatindeyiz. Kaldı ki 37/5. madde lafzen açıkça devamlık arz eden
“menkul kıymet alım satım” işlemlerini düzenliyor. Oysa forex işlemlerinde menkul kıymet
alım satımı söz konusu değil. Döviz, mal veya kıymetli madenlerin paritelerindeki
değişiklikler neticesinde daha çok spekülatif amaçlı kazanç sağlanması söz konusudur.
GVK’nun 75’inci maddesinde menkul sermaye iradı kapsamı içinde forex işlemleri yer
almadığı için bu işlem kazançları menkul sermaye iradı olarak da değerlendirilemez.
GVK Geçici 67’inci madde de forex işlemlerine özel bir düzenleme bulunmayıp; bu
maddedeki menkul kıymet ve sermaye piyasası aracı tanımlarının da forex işlemleri açısından
geçerli olmayacağı düşüncesindeyiz.
GVK’nun mükerrer 80’inci maddesinde ise “sermaye piyasası araçlarının elden
çıkarılmasından sağlanan kazançlar” değer artış kazancı olarak kabul ediliyor. Forex
işleminde (her ne kadar Sermaye Piyasası Mevzuatı gereği forex işlemleri “sermaye piyasası
faaliyeti” olarak kapsama alınmış olsa da) elde edilen veya elden çıkarılan bir “sermaye
piyasası aracı” olmadığı için elde edilen kazancın “değer artış kazancı” olarak da
değerlendirilemeyeceği kanaatindeyiz. Bununla birlikte yaygın görüş forex işlemlerinden elde
edilen kazançların değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi gerektiği yönündedir
diyebiliriz.
Gelir Vergisi Kanununun 82/1. maddesinde “Arızî olarak ticarî muamelelerin icrasından veya
bu nitelikteki muamelelere tavassuttan elde edilen kazançlar” arızi kazanç olarak kapsama
alınıyor. GVK’nun 37/5 maddesi kapsamında ticari bir organizasyon dahilinde yapılmayan
forex işlemlerinin, aynı kanunun 82/1. maddesi gereği arızi ticari kazanç olarak
değerlendirilmesi
gerektiği
görüşü
de
bulunuyor.
Ancak,
82/1.
kapsamında
değerlendirilebilmek için de forex işleminin “ticari muamele” olarak tanımlanması gerekiyor.
Bir diğer ifadeyle, nitelik olarak GVK madde 37 kapsamına giren ancak devamlılık unsuru
taşımayan bir ticari faaliyetin, ticari işlemin olması gerekiyor.
Bize göre forex işlemlerinin vergilendirilmesi açısından yasal boşluk bulunuyor. Bununla
birlikte mevcut mevzuatımız açısından zorlayıcı bir yorumla forex işlem kazançlarının GVK
82/1. kapsamında arızi kazanç olarak değerlendirilmesi muhtemeldir denilebilir.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde yayınlanan özelgeler arasında konu hakkında
verilmiş iki adet özelge tespit edilmiştir. 14.08.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-125[6-
2012/55]-2569 sayılı özelgede
,
forex kazançları üzerinden GVK Geçici 67 kapsamında vergi
tevkifatı yapılıp yapılmayacağı sorusuna, söz konusu işlemlerin GVK Geçici 67. Madde
kapsamında değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla vergi tevkifatı yapılmayacağı yönünde cevap
verilmiştir. 14.08.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-120[37-2012/281]-2554 sayılı
özelgede ise, forex kazançlarının beyan edilip edilmemesi hususunda iletilen soruya verilen
cevapta söz konusu kazançların GVK Mükerrer Madde 80 ve Geçici Madde 67 kapsamında
olmadığı, dolayısıyla vergi tevkifatı yapılmayacağı ve değer artış kazancı hükümleri
kapsamında beyanname verilmeyeceği; ancak, “söz konusu faaliyetin ticari organizasyon
içerisinde devamlılık arz edecek şekilde yapılması durumunda ticari faaliyet olarak
değerlendirilmesi ve bu faaliyetler neticesinde elde edilen kazancın, Gelir Vergisi
Kanununun ticari kazançlara ilişkin hükümleri çerçevesinde beyan yoluyla
vergilendirilmesi gerekmektedir” görüşüne yer verilmiştir. Maliye İdaresi iki şartın; “ticari
organizasyon” ve “devamlılık” tespiti halinde forex kazançlarını ticari kazanç hükümleri
kapsamında vergileneceği yönünde görüş açıklamıştır. “Ticari organizasyon” ve “devamlılık”
unsurlarının tespiti tartışmalı ve farklı yorumlara açık konular olup, bu yazımızın sınırlarını
aşmaktadır.
Dar mükellef kurumlar: Yukarıda forex kazançların mevcut vergi mevzuatımız itibariyle
nitelik olarak arızi kazanç kapsamında değerlendirilmesinin muhtemel olabileceğini
belirtmiştik. Arızi kazançlar GVK’nda “diğer kazanç ve iratlar” başlığı altında
düzenlenmiştir. Bu kabulden hareketle, KVK’nun 26. maddesine göre dar mükellefiyete tabi
yabancı kurumların vergiye tabi kazancının GVK’nda yazılı diğer kazanç ve iratlardan ibaret
bulunması halinde, dar mükellef kurum adına hareket eden veya bu kazancı sağlayan
Türkiye’deki kişi, kazancın elde edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde özel beyanname
verecek ve %20 vergi ödeyecek, ayrıca vergi sonrası kazanç üzerinden de 30/6 gereği %15
vergi kesintisi yaptıktan sonra kazancı yurt dışına transfer edebilecektir. Bununla birlikte,
çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması mevcut ise, anlaşma hükümleri de bilahare dikkate
alınmalıdır.
Diğer taraftan, Maliye Bakanlığı özelgeleri kapsamında hareket edilecek olursa, yani ticari
organizasyon ve devamlılık unsurlarının varlığı tespit edilir ve bu kazançlar ticari kazanç
olarak kabul edilirse, söz konusu yabancı kurumlar, Türkiye’de dar mükellef kurum
statüsünde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettireceklerdir.
Dar mükellef gerçek kişiler: Forex işlemlerinden doğan kazancın arızi kazanç olarak kabulü
varsayımıyla, dar mükellef gerçek kişi tarafından forex işlemlerinden sağlanan kazançların
ilgili kişi ya da Türkiye’de kişi adına hareket eden kimse tarafından GVK’nun 101’inci
maddesine göre, bu kazançların elde edilme tarihinden itibaren 15 gün içinde münferit
beyanname ile beyan edilmesi ve beyan edilen verginin de aynı sürede ödenmesi gerektiği
görüşündeyiz. Bununla birlikte, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması mevcut ise, anlaşma
hükümleri de bilahare dikkate alınmalıdır.
Diğer taraftan, Maliye Bakanlığı özelgeleri kapsamında hareket edilecek olursa, yani ticari
organizasyon ve devamlılık unsurlarının varlığı tespit edilir ve bu kazançlar ticari kazanç
olarak kabul edilirse, söz konusu yabancı gerçek kişiler, Türkiye’de gelir vergisi mükellefiyeti
tesis ettireceklerdir.
Bize göre mevcut GVK’da forex kazançları yönünde yasal boşluk bulunmaktadır. Bu
konudaki genel yaklaşım da bu yöndedir.
2
2
Bayram Koçak, “Foreks Gelrinin Gelir Vergisi Karşısındaki Durumu”, Vergi Sorunları Dergisi, Mart 2013.
Yeni Gelir Vergisi Kanunu’nun yazımının devam ettiği bugünlerde, kanuna forex
kazançlarının vergilendirilmesine yönelik hükümlerin eklenmesi tereddütleri giderecek,
konunun özelge bazında çözümü yerine kanun dahilinde yasal alt yapısı sağlanmış olacaktır.
Bize göre forex kazançları için değer artış kazançları bölümünde bir düzenleme yapılması
uygun olacaktır.
4. BSMV MEVZUATINDA FOREX İŞLEMLERİ
19 Ocak 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 89 seri numaralı gider vergileri genel
tebliğinde “kaldıraçlı alım satım işlemlerinin vergilendirilmesi” başlığı altında; banka, banker
ve sigorta şirketleri tarafından yapılan fiziki teslimatlı döviz alış ve satış işlemleri, kambiyo
işlemi olduğundan sıfır oranında BSMV'ye tabi olduğu, üzerlerinden BSMV
hesaplanmayacağı, ancak, nitelik itibariyle banka muamele ve hizmetleri kapsamında olduğu
kabul edilen foreks işlemleri, dayanak varlıktaki fiyat değişimlerinden fiziki alım satım
olmaksızın yararlanmayı amaçladığından, kambiyo alım satım işlemi olarak
değerlendirilemeyeceği, buna göre;
- Banka ve sigorta şirketlerinin foreks işlemleri dolayısıyla lehe aldıkları paraların,
- İlgili kanunlarla yetkilendirilmek veya izin verilmek suretiyle 6802 sayılı Kanunun 28 inci
maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas iştigal konusu olarak yapan ve banker
kapsamında BSMV mükellefi olanların foreks işlemleri dolayısıyla lehe aldıkları paraların,
- Yetkili kuruluşlar banker kapsamında BSMV mükellefi olup kendileri veya başkaları
hesabına yaptıkları foreks işlemleri dolayısıyla lehe aldıkları paraların,
6802 sayılı Kanunun 28’inci maddesi uyarınca BSMV'ye tabi bulunduğu açıklandıktan sonra,
BSMV mükellefleri tarafından Türkiye'de kurulu borsalarda yapılacak kaldıraçlı alım satım
işlemlerinin, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri mahiyetinde olmadığı, 6802 sayılı
Kanunun 29’uncu maddesinin (p) bendi kapsamında değerlendirilemeyecekleri, buna bağlı
olarak Türkiye'de kurulu borsalarda yapılan foreks işlemleri dolayısıyla lehe alınan paraların
tamamının %5 oranında BSMV'ye tabi tutulacağı yönünde düzenleme yapılmıştır.
5. SONUÇ
Bize göre mevcut GVK’da forex kazançları yönünde yasal boşluk bulunmaktadır. Yazımızda
yer verdiğimiz özelgeler mevzuat açısından tartışmaya açıktır. Yeni Gelir Vergisi
Kanunu’nun yazımının devam ettiği bugünlerde, kanuna forex kazançlarının
vergilendirilmesine yönelik hükümlerin eklenmesi tereddütleri giderecek, konunun özelge
bazında çözümü yerine kanun dahilinde yasal alt yapısı sağlanmış olacaktır. Bize göre forex
kazançları için değer artış kazançları bölümünde bir düzenleme yapılması mümkün olmakla
birlikte, bu alanda işlem yapan pek çok kişiyi beyanname verme külfeti ile karşı karşıya
getirmek yerine, GVK Geçici 67. maddede forex kazançlarının vergi tevkifatı kapsamına
alınması en basit ve pratik çözüm yolu olacaktır kanaatindeyiz.
Dostları ilə paylaş: |