142
Tepecik Eğit Hast Derg 2010; 20 (3): 142-6
OLGU SUNUMU
YÜKSEK RİSKLİ İKİ HASTANIN ALT
EKSTREMİTE CERRAHİSİNDE PSOAS
KOMPARTMAN VE SİYATİK SİNİR BLOĞU
İKİLİSİ
i
COMBINED PSOAS COMPARTMENT AND SCIATIC BLOCK FOR LOWER
EXTREMITY SURGERY IN TWO HIGH-RISK PATIENTS
Kasım TUZCU
Emin SİLAY
ÖZET
87 ve 89 yaşlarında yüksek riskli iki kadın hastanın alt ekstremite cerrahisinde psoas kompartman ve siyatik sinir bloğunu
birlikte uyguladık. İlk olguda yineliyen kalça çıkığına açık redüksiyon, ikinci olguda ise popliteal arter embolisi nedeniyle
embolektomi ve trombektomi ameliyatı uygulandı. İlk ameliyat 75, ikincisi ise 100 dakika sürdü. Olgularda operasyon
boyunca ağrı olmadı ve hemodinamik değişiklikler çok azdı. Operasyonlar başarılı bir şekilde sonuçlandırıldı. Postoperatif
dönemde ilk hastada beşbuçuk, ikinci hastada ise 7 saat boyunca ağrı kesici gerekmedi. Psoas kompartman ve siyatik sinir
bloğu ikilisi, yaşlı ve yüksek riskli olguların alt ekstremite cerrahisinde genel anestezi veya diğer bölgesel santral bloklara
karşı seçenek olarak düşünülmelidir.
Anahtar sözcükler: Açık redüksiyon, Ameliyat riski, Anestezi riski, Embolektomi, Yaşlılık.
SUMMARY
We applied combined psoas compartment and sciatic nerve block in two high-risk women, who are 87 and 89 years old. First
operation was an open reduction of recurrent luxation of the hip, while the second was an embolectomy- thombectomy
following femoropopliteal bypass. There was no pain during operations. Hemodynamic changes were minimal. The operation
were succesfully concluded. There was no postoperative analgesic requirement within first five and half hours in the first
case, and 7 hours in the second one.
Combined blocks such as psoas compartment and sciatic nerve is a good choice for lower extremity operations in elderly and
high risk patients.
Key words: Anesthesia risk, Embolectomy, Open reduction, Operation risk, Senility
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi. Anesteziyoloji Anabilim Dalı ANTAKYA
(Yrd. Doç. Dr. K. Tuzcu)
Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji Kliniği KAYSERİ
(Uz. Dr. E. Silay)
Yazışma: K Tuzcu
Tepecik Eğit Hast Derg 2010; 20 (3)
143
GİRİŞ
Anestezi yönteminin seçilmesinde dikkat edilmesi
gereken önemli noktalar; tekniğin cerrahi girişimin
tipine uygunluğu, cerrahın tercihi, anestezistin
deneyimi ve hastanın fizyolojik ve mental durumudur.
Günümüzde periferik sinir blokları hem anestezik
amaçlı hem de postoperatif analjezik amaçlı olarak
kullanılmaktadır. Genel durumu bozuk olan ileri yaş
grubu hastalarda kardiyopulmoner, nörolojik ve diğer
hastalıkların sık görülmesi nedeniyle klasik anestezik
yöntemlere (genel anestezi, bölgesel santral bloklar )
seçenek olabilmektedir. Alt ekstremitenin tümünü
lumbosakral pleksus inerve eder. Lomber pleksus
bloğu ile siyatik sinir bloğu birlikte tüm alt
ekstremitede cerrahi anestezi sağlayabilir.
OLGU 1
Sağ intertorakanterik femur kırığı nedeniyle parsiyel
protez operasyonu yapılan, 87 yaşında, 60 kg
ağırlığındaki kadın hastada postoperatif dönemde 20.
ve 22. günlerde 2 defa kalça çıkığı gelişti. Gelişen
kalça çıkığı propofol ile sedasyon yapılarak kapalı
redüksiyon ile düzeltildi. Kalça çıkığının yeniden
tekrarlaması üzerine postoperatif 35. günde açık
redüksiyon için operasyon planlandı. Hastanın
preoperatif olarak ilk değerlendirilmesinde atriyal
fibrilasyon, konjestif kalp yetmezliği ve hipertansiyon
tespit edilmişdi. İlk operasyondan sonraki postoperatif
süreçde hastanın genel durumu daha da bozuldu. Bu
dönemde mide kanaması geçiren hastada BUN,
kreatinin değerleri yükselmeye başladı ve trombosit
değerleri 69 bine kadar düştü. EKG’sinde yeni olarak
sol dal bloğu gelişen hastanın hemodinamik değerleri
bozuldu. Bu bulgularla hasta kalb açısından yüksek
risk grubu ve ASA IV olarak değerlendirildi.
Hasta ve yakınları bilgilendirilerek hastanın anestezik
açıdan yüksek risk grubu olduğu anlatıldı. Periferik
sinir bloğu uygulaması için onamları alındı. Operas-
yon odasına alınan hastaya takipneik olması nedeniyle
nazal maske ile 2-4 lt/dk’dan oksijen başlandı. EKG,
noninvaziv arteriyal kan basıncı ve periferik oksijen
satürasyonu ile izlendi (Petaş KMA 800). Operasyon
öncesi bazal değerleri; nabız: 110 atım/dk, kan
basıncı: 90/50 mmHg, solunum: 20/dk, SpO2: %92’
idi. Hastaya opere edilecek ekstremite üstte olacak
şekilde yan yatar konuma getirildikten sonra her iki alt
ekstremite kalça ve diz ekleminden mümkün olduğu
kadar fleksiyona getirildi. Gerekli asepsi ve antisepsi
sağlandıktan sonra ilyak kanatların tepe noktaları,
lomber vertebraların spinöz çıkıntıları, spina ilyaka
posterior superior çıkıntı anatomik işaret noktaları
olarak belirlendi. Winnie yaklaşımı ile L4 vertebranın
spinöz çıkıntısının yaklaşık 4 cm laterali iğne giriş
yeri olarak işaretlendi. İntradermal yerel anestezi 2 ml
%2’lik prilokain ile sağlandı. Sinir uyarıcı cihazına
(Stimuplex HNS 12; B.Braun) bağlı 10 cm uzun-
luğundaki özel bir iğne (100mm 21G; Stimuplex A: B.
Braun) ile deriye dik olarak girildi. L4’ün transvers
çıkıntısına değene kadar ilerletildi. Daha sonra iğne
geri çekilerek transvers çıkıntı geçilecek şekilde
kaudale doğru yönlendirildi. Kuadriseps kasında kasıl-
malar görülene kadar ilerletildi. Kasılmalar gözlen-
dikten sonra cihazın uyarıcı akım şiddeti 0.5 mA’e
düşürüldü. Kasılmaların sürmesi üzerine iğne ucunun
lomber pleksus ile uygun konumda olduğu kabul
edilerek 20 ml %0.25 levobupivakain ve 10 ml %1
lidokain HCI ikilisi damar içine girişi önlemek
amacıyla sık aspirasyon ile yavaş bir şekilde verildi.
Daha sonra aynı konumda siyatik sinir bloğuna
geçildi. Trohanter majörün uç noktası, spina ilyaka
posterior süperior çıkıntı, hiatus sakralis anatomik
işaret noktaları olarak belirlendikten sonra arka
yaklaşım (Labat tekniği) seçildi. Giriş noktasına yerel
anestezi için 2ml %2’lik prilokain uygulandı. Uyarıcı
iğne ile deriye dik olarak girildi. Sinir uyarıcı cihaz ile
siyatik sinir bulunduktan sonra akım şiddeti 0.5 mA’e
düşürüldü. Ayaktaki plantar fleksiyon hareketinin
devam etmesi üzerine iğne ucunun siyatik sinir bloğu
için uygun konumda olduğuna karar verilerek 20 ml
%0.25 levobupivakain ve 10 ml %1 lidokain HCl
ikilisi damar içine kaçışı önlemek amacıyla sık aspi-
rasyon ile yavaş bir şekilde verildi. Blok sonrasında
duyusal seviye iğne ucu yardımıyla değerlendirildi.
Motor blok kalça çıkığı nedeniyle değerlendirilemedi.
İşlemden 20 dk sonra L1 düzeyinde duyusal blok
oluşması üzerine, operasyona başlama izni verildi.
Diğer bacakta duyusal veya motor blok olmadı. Ope-
rasyon sırasında hastanın ağrısı olmadı. Ek analjezik
gerekmedi. Operasyon 75 dakika sürdü. Operasyon
sırasında hemodinamide bozulma olmadı. Operasyon-
da kan kaybı 350 cc civarında oldu. Kan transfüzyonu
yapılmadı. Operasyon sırasında herhangi bir kompli-
kasyon gelişmeyen olguda ameliyat başarılı bir şekilde
sonuçlandırıldı. Postoperatif dönemde hastaya ilk
analjezik 5.5 saat sonra gerekti.
OLGU 2
89 yaşında 65 kg ağırlığında femoropopliteal baypaslı
kadın hastaya ayak iskemisi nedeniyle operasyon
planlandı. Hastanın preoperatif olarak değerlendiril-
mesinde kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve koroner
arter hastalığı olduğu tesbit edildi. Hastanın sağ bacağı
diz altı seviyesinden itibaren soğuk ve soluktu.
144
Tepecik Eğit Hast Derg 2010; 20 (3)
Malleollerin distalinde yer yer ve parmaklarda siya-
noz vardı. Kapiller dolaşım yoktu. Ayak topuğunda
4X4 cm’lik derin nekroze yarası vardı. Femoral nabızı
var, popiteal nabızı yoktu. Hasta asetilsalisilik asit
(Coraspin 300mg tb, Bayer), isosorbit-mononitrat
(Monodur 60mg tb, AstraZeneca) ve düşük molekül
ağırlıklı heparin (Clexane 0.2 ml, Aventis) kulanı-
yordu.
Genel durumu düşkün olan hastanın yakınlarına bilgi
verilerek periferik sinir bloğu uygulaması için onam-
ları alındı. Operasyon odasına alınan hastanın rutin
izlemi yapıldı. Operasyon öncesi; nabız: 83 atım/dk,
kan basıncı: 149/70 mmHg, solunum: 14/dk, SpO2:
%93’idi. Hastaya opere edilecek ekstremite üstte
olacak şekilde yan yatar konuma getirildikten sonra
her iki alt ekstremite kalça ve diz ekleminden müm-
kün olduğu kadar fleksiyona getirildi. Steril koşullarda
sinir uyarı cihazı yardımıyla Winnie yöntemi
kullanıldı. 20 ml %0.25 levobupivakain ve 10 ml %1
lidokain HCl ikilisi verilerek psoas kompartman bloğu
ve arka yaklaşım (Labat) tekniği ile 20 ml %0.25
levobupivakain ve 10 ml %1 lidokain HCl ikilisi
verilerek siyatik sinir bloğu uygulandı. İşlemden 25 dk
sonra bloğun oturması ile operasyona başlama izni
verildi. Diğer bacakta duyusal veya motor blok
olmadı. Operasyon sırasında hastanın ağrısı olmadı ve
ek analjezik gerekmedi. Hemodinamide bozulma
olmayan hastanın ameliyatı 100 dakika sürdü. Operas-
yon sırasında herhangi bir komplikasyon gelişmeyen
olguda arteryel embolektomi-trombektomi ameliyatı
başarılı bir şekilde sonuçlandırıldı. Postoperatif
dönemde ilk analjezik 7 saat sonra gerekti.
TARTIŞMA
Periferik sinir blokları son yıllarda anestezik ve/veya
analjezik amaçlı olarak sık kullanılmaya başlanan
tekniklerdir. Lomber pleksus bloğu ile siyatik sinir
bloğunun birlikte uygulanması halinde alt ekstremi-
tedeki tüm cerrahi girişimler yapılabilir. Lomber
pleksus bloğu ilk kez Winnie ve arkadaşları tarafından
1973 yılında tanımlanmıştır (1). İlk dört lomber sinirin
ön dalları ( L1-2-3-4 ), 12 nci torakal sinirin bir dalı ile
birleşerek lomber pleksusu oluşturur. Lomber pleksus:
n. iliohipogastrikus (L1), n. İlioinguinalis (L1), n.
genitofemoralis (L1-2), n. kütaneus femoris lateralis
(L2-3), n. femoralis (L2-3-4) ve n. obturatorius (L2-3-
4) sinirlerinden meydana gelir. Lomber pleksus
anterior ön (üçlü blok) veya arka yaklaşımla (psoas
kompartman bloğu) bloke edilebilir. Siyatik sinir ise
dört ve beşinci lomber sinirler ile bir, iki ve üçüncü
sakral sinirlerin ön dallarının birleşmesi ile oluşan
vücuttaki en kalın sinirdir. Biz olgularımızda psoas
kompartman bloğu ile siyatik sinir bloğu ikilisini
kullandık.
Periferik sinir bloklarının genel anesteziye göre en
önemli avantajları solunum sistemine etkisinin az
olması, genel anesteziye bağlı erken postoperatif
hipoksi riskinden kaçınılmış olması, hemodinamiye
etkisinin çok az olması, derlenme süresinin kısa
olması, bulantı kusma insidansının az olması ve
postoperatif analjezik etki sağlaması ile opioid
tüketimini azaltmasıdır (2,3).
Günübirlik diz artrokopisi cerrahisinde psoas kom-
partman bloğu, spinal anestezi ve genel anestezi top-
lam 60 hastada karşılaştırılmış, psoas kompartman
bloğu ve spinal anestezi gruplarında genel anestezi
grubuna göre derlenme sürelerinin daha kısa olduğu,
hasta memnuniyetinin daha yüksek olduğu ve posto-
peratif ağrı skorlarının daha düşük olduğu bildiril-
miştir (3).
Genel anestezi, epidural anestezi ve genel anestezi ile
psoas kompartman bloğu birlikteliğinin total kalça
protezi ameliyatlarında derin ven trombozu ve kan
kaybındaki etkileri araştırılmış, psoas kompartman
bloğu yapılan grupda gerek derin ven trombozu
gerekse kan kaybı daha az olarak bulunmuştur (4).
Yaşlı hastalardaki kalça kırığı cerrahisi anestezisinde
psoas kompartman bloğu ile siyatik sinir bloğu ikilisi
genel anestezi ile karşılaştırılmış, psoas kompartman
bloğu ve siyatik sinir bloğu ikilisi uygulanan hasta-
larda operasyon sırasında hipotansiyon gelişme sıklığı
ve ameliyat sonrası yoğun bakım gereksiniminin daha
az olduğu bildirilmiştir (5). Olgularımızda da hemo-
dinami dengeli seyretti. Hipotansiyon olmadı. Birinci
olgumuzda postoperatif ilk 5.5 saat, ikinci olgumuzda
7 saat analjezik gerekmedi. Postoperatif dönemde
yoğun bakım gerekmedi.
İleri yaşlı hastalarda, sepsisli hastalarda, diabetes
mellituslularda, kararsız kalp damar sistemi hastalık-
larında santral bloklar kan basıncında aşırı düşmelere
neden olabilirler. Bu hastalarda çoğunlukla kan
basıncını desteklemek için vazopresör ilaçlar kullan-
mak gerekebilir. Psoas kompartman bloğunda ise çok
az hemodinamik değişiklikler vardır. Çünkü lomber
pleksus bloğunda sadece sınırlı tek taraflı sempatik
blokaj olur (6). Ortalama en yüksek duyusal seviye T8
olan kataterli spinal anestezi uygulanan kalça kırığı
operasyonlarında arteriyal kan basıncındaki düşüşün
ortalama %30 olduğu bildirilmiştir (7).
Kırıklı hastalarda santral blokları uygulamak, omur-
gayı fleksiyona getirmek ağrılı olduğu için zordur.
Spinal kalsifikasyon ve dejeneratif spinal hastalıklar
Tepecik Eğit Hast Derg 2010; 20 (3)
145
da bu zorluğu arttırır. Psoas kompartman bloğu yan
yatarken, hastada fleksiyon gerekmeden kolayca yapı-
labilir. Ayrıca santral bloklara göre idrar retansiyonu
daha az görülür (6).
Total kalça operasyonlarında kataterli psoas kompart-
man bloğu, tek injeksiyon siyatik sinir bloğu ve
propofol sedasyonu ile birlikte uygulanmış, çalışma-
daki on hastada da başarılı anestezi elde edilmiş hiçbir
hastada genel anesteziye geçilmemiştir (8). Femur
boyun kırığı operasyonlarında psoas kompartman
bloğu, siyatik sinir bloğu ve propofol sedasyonu
birlikte uygulanmış, onbir hastanın dokuzunda yeterli
cerrahi anestezi elde edilmiş, bir hastada yerel
anestezik toksisitesi bulguları meydana gelmiştir (9).
Proksimal femur kırığı cerrahisi için spinal anestezi ile
psoas kompartman bloğu, siyatik sinir bloğu ve ilyak
kanat bloğu ikilisi karşılaştırılmış, spinal grupta hiçbir
hastada yetersiz anestezi oluşmamışken, diğer grup-
taki onbeş hastanın dördünde (% 27) yetersiz anestezi
oluşmuştur. Bu dört hastanın üçünde oluşan insizyon
ağrısı tek doz 250µg alfentanil ile önlenmiş, diğer
hastada ise sedasyon gerekmiştir. (10). Olgularımızda
ise operasyon sırasında hiç ağrıları olmadığı gibi
sedasyon da gerekmemiştir.
Bloğun daha hızlı başlaması, etkinin daha uzun sür-
mesi ve toksik doz yerel anestezik düzeyinden
kaçınmak için bloklarda tek yerine iki ajan (levobu-
pivakain ve lidokain) kullandık. Farmakokinetik çalış-
malar psoas kompartman bloğunda hem bolus hem de
infüzyon şeklinde uygulandığında yerel anestezik
kullanımının güvenli olduğunu göstermektedir. Bununla
birlikte yayınlanan yerel anestezik toksisitesi de
gözardı edilmemelidir. Toksik doz bilinmeli, yerel
anestezik kardiyotoksisite dozundan daha düşük
miktarlarda kullanılmalıdır (11).
Psoas kompartman bloğu alt ekstremite cerrahisinde
postoperatif analjezi için etkili ve güvenli bir yöntem-
dir. Büyük alt ekstremite cerrahisinden sonra ağrı
önlemede opioidlerden ve üçlü femoral blokdan daha
iyi, epidural blokla eşdeğer bulunmuştur. Bu analjezik
etkinlik katater tekniği kullanılarak 8 saatten daha da
uzun olabilir. Psoas kompartman bloğu, üçlü femoral
bloğa göre lomber pleksusun tüm dallarını bloke
etmede daha iyidir. Psoas kompartman bloğunda lateral
kütanöz femoral ve obturator sinirde daha yüksek
oranda duyusal ve motor blok oluşur. Psoas kompar-
tman bloğu ve siyatik sinir bloğu grubu ile femoral ve
siyatik sinir bloğu grubu artroskopik diz cerrahilerinde
karşılaştırılmış, psoas kompartman bloğu grubunda
daha düşük ağrı skorları elde edilmiştir. Ayrıca psoas
kompartman bloğunda lateral kütanöz femoral ve
obturator sinirde daha yüksek oranda duyusal blok
elde edilmiştir (12). Total kalça protezlerinde kataterli
psoas kompartman bloğu ile epidural blok karşılaş-
tırılmış, ağrı skorlarında ve analjezik tüketiminde
istatiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (13).
Psoas kompartman bloğunun komplikasyon oranı
düşüktür. Başlıca komplikasyon olarak epidural yayı-
lım tanımlanmıştır. Diğer potansiyel komplikasyonlar
total spinal blok, renal yaralanmalar, retroperitoneal
hematomdur. Komplikasyonlardan kaçınabilmek için
anatominin iyi bilinmesi, yerel anestezik injeksiyo-
nunun yavaş yapılması ve sık aspirasyon yapılması,
sinir uyarı cihazı kullanılarak kuadriseps kasında
belirgin kontraksiyon görülmesi önerilir. Son yıllarda
ultrasonografi kullanılarak çevre yapılar daha iyi
görülüp, daha az yerel anestezik kullanılarak blok elde
edilebildiği bildirildiği için ultrasonografi kullanımı
daha güvenli olabilir (14). Psoas kompartman bloğun-
da epidural yayılım sıklığı % 9 civarındadır. Epidural
blok gelişiminin mekanizması direk epidural aralığa
injeksiyondan çok yerel anesteziğin paravertebral
alanın proksimaline yayılımı ile meydana gelmektedir.
Epidural yayılımı engellemek için ilaç miktarı 30-40
ml’yi aşmamalıdır (9,11).
Psoas kompartman bloğu hem intraoperatif anestezi
hem de postoperatif analjezi için uygundur. Posto-
peratif analjezide ilk 8 saat etkilidir. Süreyi uzatmak
için kateter kullanılabilir. Devamlı infüzyon ile opioid
tüketimi azaltılmasına rağmen tamamen giderileme-
mektedir. Muhtemelen sakral pleksusun inerve ettiği
yapılardan kaynaklanan ağrı nedeniyledir. En iyi
sonucun elde edilmesi için psoas kompartman bloğu
siyatik sinir bloğu ile birleştirilmeli veya sistemik
analjezik kullanılmalıdır. Ayrıca genel anesteziye ek
olarak kullanıldığında daha az anestezik ajan kulla-
nılacağı ve daha az kan kaybı olacağı bilinmelidir.
Sonuç olarak anestezi yöntemi seçimi her hasta için
ayrı değerlendirilmelidir. İdeal anestezide önemli olan
en az yan etki ve yüksek hasta memnuniyetidir. Psoas
kompartman bloğu, genel anestezi ve santral bloklarla
karşılaştırıldığında hemodinamik denge açısından
daha iyidir. Alt ekstremitenin tüm cerrahi girişimle-
rinde yüksek risk grubu yaşlı hastalarda psoas
kompartman ve siyatik sinir bloğu ikilisi başarı ile
uygulanabilir.
KAYNAKLAR
1. Kaya M, Özalp G, Tuncel G, Canoler Ö, Turgut S, Şavlı S. ve
ark. Total kalça protezi cerrahisinde hasta kontrollü rejyonal
analjezi: psoas kompartman ve üçlü femoral sinir blokajının
karşılaştırılması. Anestezi Dergisi 2006; 14 (1): 43-7.
146
Tepecik Eğit Hast Derg 2010; 20 (3)
2. Bahçeci F, Erkalp K, Başaranoğlu G, Yangın Z, Çömlekci M,
Bay B, Saidoğlu L. Lomber pleksus bloğu ile birlikte siyatik
sinir bloğunda bupivakain / lidokain ve alkalinize bupivakain /
lidokain kombinasyonlarının etkinliğinin karşılaştırılması.
Türkiye Klin. Anest Reanim. Derg. 2009; 7 (3): 123-9.
3. Jankowski CJ, Hebl JR, Stuart MJ, Rock MG, Pagnano MW,
Beighley CM etal. A comparison of psoas compartment block
and spinal and general anesthesia for outpatient knee
arthrascopy. Anesth Analg 2003; 97: 1003-9.
4. Hoek JA, Henny ChP, Knipsscheer HC, Cate H: The effects of
different anaesthetic techniques on the incidence of thrombosis
following total hip replacement. Thrombosis Haemostasis
1991; 65 (2): 122-5.
5. Naja Z, Hassan MJ, Khatib H, Ziade MF, Lonnqvist PA.
Combined sciatic-paravertebral nerve block and general
anaesthesia for fractured hip of the elderly. Middle East J
Anesthesiol 2000; 15: 559-568.
6. Ben-David B, Lee E, Croitoru M. Psoas block for surgical
repair of hip fracture: A case report and description of a
catheter technique. Anesth Analg 1990; 71: 298-301.
7. Van Gessel EF, Forster A, Zdravko G. Surgical repair of hip
fractures using continuous spinal anesthesia: comparison of
hypobaric solutions of tetracaine and bupivacaine. Anesth
Analg 1989; 68: 276-81.
8. Buckenmaier CC, 3rd, Xenos JS, Nilsen SM. Lumbar plexus
block with perineural catheter and sciatic nerve block for total
hip arthroplasty. J Arthroplasty 2002; 17:499-502.
9. Gaillat F, Thibault S, Scemama F, Joly F, Paladini M, Auffray
J. Bloc lombaire et sciatique posterieur pour fracture du col du
femur du sujet age: experience clinique. Cah Anesthesiol 2002;
50: 99-104.
10. Visme V, Picart F, Le Jouran R, Legrand A, Savry C, Morin V.
Combined lumbar and sacral plexus block compared with plain
bupivacaine spinal anesthesia for hip fractures in the elderly.
Reg Anesth Pain Med 2000; 25: 158-62.
11. Farny J, Girard M, Drolet P. Posterior approach to the lumbar
plexus combined with a sciatic nerve block using lidocaine.
Can J Anaesth 1994; 41: 486-91.
12. Ganidağlı S, Cengiz M, Baysal Z, Baktıroğlu L, Sarban S. The
comparison of two lower extremity block techniques combined
with sciatic block: 3-in-1 femoral block vs. psoas compartment
block. Int J Clin Pract 2005; 59: 771-6.
13. Türker G, Uçkunkaya N, Yavaşcaoğlu B, Yılmazlar A, Özçelik
S. Comparison of the catheter-technique psoas compartment
block and the epidural block for analgesia in partial hip
replacement surgery. Acta Anaesthesiol Scand 2003; 47: 30-6.
14. Kirchmair L, Entner T, Kapral S, Mittersschiffthaler G.
Ultrasound guidance for the psoas compartment block: an
imaging study. Anesth Analg 2002; 94: 706-10.
İLETİŞİM
Yrd. Doç. Dr. K.Tuzcu
Tel: (533) 6139556
E.posta: tuzcuoglu01@gmail.com
Başvuru : 25.08.2010
Kabul : 03.11.2010
Dostları ilə paylaş: |