| Bilişsel Gelişim Açısından Din-Fıtrat İlişkisi |
ERUIFD
2012/2
47
Bebeklik ve Korunum İhtiyacı
Piaget 0-2 yaş arasını duyusal-motor evresi olarak tanımlamaktadır. Bu
dönemde çevresindeki nesnelerle ilgilenmek için bebek anlayış ve motor
fonksiyonlarını koordine etmeye ve ilkel davranış örüntülerini göstermeye başlar.
Bu davranış örüntüleri, bir nesnenin diğerinden ayrıştırma sürecini ve bunların
çocuğun duyumladığı alanın dışında da varlıklarını devam ettirdiklerini
öğrenmesini içerir.
52
Piaget nesne sürekliliği kabiliyetinin 8. Aydan itibaren ortaya çıktığını
söylese de bunun daha erken dönemlerde geliştiğini gösteren deneylerin de olduğu
iddia edilmektedir. Örneğin yeni deneysel teknik kullanılarak özel bir laboratuvar
deneyinde 5 aylık bebeklerde bunu göstermişlerdir.
53
Bu süre doğumdan iki yaşına kadar olan süredir. Bu evre, acıktığında, altı
ıslandığında veya yorulduğunda ağlama şeklinde ifade edilen içsel ihtiyaçların
ifadesi ile ve tedrici olarak dış dünyaya artan dikkat ve dış dünyanın bilişsel temsili
ile karakterize edilir. Başlangıçta ben ile dış dünya arasındaki farklılık mevcut
değildir; bebek için varlık o anda tecrübe ettiğidir. Bununla birlikte kısa bir süre
sonra çocuk, bazen kendisinin de etkisinin olduğu dışsal olayların öngörülebilir bir
kalıba sahip olduğunu öğrenir. Çocuk sahip olduğu şeyleri ve objelerin kullanımını
keşfetmek için deneme yanılma yolunu kullanmaya başlar. Hala konuşamama
nedeniyle çevre ile ilgili bilgileri izleme ve düzenlemede sınırlı bir yeteneğe
sahiptir. Altı aylık bir bebek yüksek bir sandalye üzerindeki oyuncağını
sallamaktan zevk alır. Fakat bu oyuncak yere düşerse onu aramaz. Dikkatini
görebildiği bir objeye yönlendirir. Bu evredeki bebek için gözle görülmeyen şey
zihinde de yoktur. Dış dünya ile ilgili farkındalık geliştikçe olaylar arasındaki etki-
tepki ilişkisi daha açık bir hale gelir. On sekiz aya kadar bebek, hareket halindeki
bir oyuncağın ipinin çekilmesiyle ortaya çıkan etkiyi tahmin etmeyi öğrenir ve çöp
sepetini ters yüz edildiği zaman yerde büyük bir dağınıklığı neden olabileceğini
fark eder. Hayatın ikinci yılı içerisinde keşif sistematik bir şekilde hızlıca gelişir ve
duyusal motor döneminin sonuna doğru simgesel düşünce başlar.
54
Psikoloji literatürüne baktığımızda nesne devamlılığı ile ilgili pek fazla bir
bilgiye rastlanılmamaktadır. Yalnızca nesne kalıcılığı ‘Piaget’in bilişsel gelişim
teorisine göre bir yaşlarındaki bir çocuğun bir nesnenin, görüş alanının dışına çıksa
bile varlığını devam ettirdiğinin kavranması olarak tanımlanmaktadır. Bu yeti
ileriki yıllarda bebeğin zihinsel temsillerini oluşturması için temel teşkil
etmektedir.
55
52
Ronald Goldman, Religious Thinking From Childhood to Adolescence, 1964, s.
19.
53
Renée Baillargeon; Elizabeth S. Spelke; Stanley Wesserman, “Object Permanence in
Five-Month-old Infants”,
Cognition, 20 (1985) 191-208.
54
C. Daniel Batson; Patricia Schoenrade ve W. Larry Ventis, Religion and The
Individual A Social-Psychological Perspective, New York 1993, s. 56-62.
55
Selçuk Budak, Psikoloji Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara, 200, s. 531.
| Ali KUŞAT |
ERUIFD
2012/2
48
Nesne devamlılığının veya sürekliliğinin gelişimi bilişsel gelişimin önemli bir
basamağı olarak kabul edilmektedir. Bu özelliğin kazanılması daha ileri düzeydeki
düşünceler için önemli bir basamak görevi yapmaktadır.
56
Nesne devamlılığı, kelimeleri anlamak için ön şart olarak kabul
edilmektedir.
57
Ayrıca yine nesne devamlılığı Piaget’e göre kendinin farkına
varmanın (self-recognition) gelişimi için gerekli ön şart olarak görülmektedir.
58
Bebeğin objelerle sık etkileşimi nesne devamlılığının gelişmesine yol açar.
Duyusal motor döneminin ikinci alt aşamasında bebek objenin kaybolduğu yere
bir süre bakar fakat onu araştırmaz. Eğer nesne tekrar görünmez ise, bebeğin ilgisi
kaybolur. Piaget buna pasif keşif demektedir. Çünkü bebek nesnenin yeniden
ortaya çıkmasını beklemekte fakat aktif olarak onu araştırmamaktadır. Yani
gözden ırak olan zihinden de uzaklaşmıştır. Üçüncü alt aşamada, bebek kısmen
gizlenmiş bir nesneye uzanır ve görünmeyen kısmın da görünen kısmına eklenmiş
olduğunu fark eder. Fakat eğer nesne tamamen gizlenmiş ise, bebek o nesneyi
tekrar elde etmek için bir gayret göstermez. Bu dönemin dördüncü alt aşamasında
saklanmış bir nesne bebek tarafından araştırılır, bebek gözden uzak olan şeylerin
zihinde varlığını devam ettirir. Yalnız burada bebek saklanan bir nesneyi, eski
saklandığı yerde arama konusunda ısrarcı davranır. Orada bulamadığı zaman bir
başka yerde olabileceğini kavrayamaz. On iki ay sonra yine bir bebek bir nesneyi
en son gördüğü yerde arayacaktır. Nesne devamlılığı hala tam olarak gelişmiş
sayılmaz.
59
Yaşamın ilk iki yılı içerisinde bebek dikkate değer bir gelişme gösterir.
Koordine edilemeyen refleks hareketlerden, yürüme, konuşma, yarı-sosyalleşme,
diğer canlılara göre bedeni yetenekler konusunda zayıf kalsa da entelektüel alanda
daha iyi bir gelişim göstermektedir. Bu yıllardaki pek çok gelişme, objelerin duyu
alanını dışına çıkmasıyla varlıklarını devam ettirdiklerinin keşfi kadar anlamlı ve
önemli değildir.
60
David Elkind, Piaget’in bilişsel gelişim teorisini dini gelişimi anlamak için
kullanan ilk araştırmacı olarak tanınmaktadır. Ona göre bireysel dinin bireysel
menşeinin olduğunu ve bunun da zihinsel gelişim sürecinde ortaya çıkan belli
bilişsel yeteneklere uzandığını ve bu konudan emin olduğunu iddia etmektedir.
Elkind yaşamın ilk iki yılında, henüz koordine edilemeyen refleks hareketlerden
sonra, çocuğun ayakta durması, konuşması, yarı sosyalleşme, bilişsel yetiler gibi
önemli değişikliklerin meydana geldiğini belirtmektedir. Bu dönemde meydana
gelen en önemli yeteneğin görüş alanının dışına çıkan bir nesnenin hala varlığını
devam ettirdiğinin kavranması olayı olarak görür.
61
56
Nuray Senemoğlu, Gelişim, Öğrenme ve Öğretim; Kuramdan Uygulamaya, Gazi
kitabevi, Ankara, 200, s. 47.
57
Richard Gross, Psychology, The Science of Mind and Behaviour, Hodder
Education, Fifth Edition, 2009, s. 324.
58
R.Gross, Psychology, s. 576.
59
R. Gross, Psychology, s. 583.
60
D. Elkind, The Origins of Religion In The Child, s. 36.
61
D. Elkind, “The Origins of Religion In The Child”, s. 36.(ss. 35-42).