01 eski dostum indd



Yüklə 17,16 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix11.01.2018
ölçüsü17,16 Kb.
#20372


ŞEBNEM İŞİGÜZEL • 

Eski Dostum Kertenkele


ŞEBNEM İŞİGÜZEL 1973 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde antropoloji okudu. 

İlk kitabı Hanene Ay Doğacak 1993 yılında yayımlandı. Aynı yıl Yunus Nadi Öykü 

Ödülü’ne değer bulundu. Sonra sırasıyla Öykümü Kim Anlatacak (öykü, 1994), Eski 

Dostum Kertenkele (roman, 1996), ağırlıklı olarak Radikal İki’de yayımlanan yazılarını 

topladığı Neşeli Kadınlar Arasında (deneme, 2000), Kaderimin Efendisi (öykü, 2001), 



Sarmaşık (roman, 2002), Çöplük (roman, 2004), Resmi Geçit (roman, 2008) ve 

Kirpiklerimin Gölgesi (2010) adlı kitapları yayımlandı. Hayatını yazarak sürdüren 

Şebnem İşigüzel bir kız çocuğu annesidir.

Can Yayınları, 1996

Everest Yayınları, 2001

İletişim Yayınları 1523 • Çağdaş Türkçe Edebiyat 211

ISBN-13: 978-975-05-0812-7

© 2010 İletişim Yayıncılık A. Ş.

1. BASKI 2010, İstanbul



EDİTÖR 

Belce Öztuna



KAPAK

 Suat Aysu



KAPAK RESMİ

 Pieter Bruegel, “The Fall of the Rebel Angels”, 1562



UYGULAMA

 Hüsnü Abbas



DÜZELTİ 

Defne İpek



BASKI ve CİLT

 Sena Ofset

Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi B Blok 6. Kat No. 4NB 7-9-11

Topkapı 34010 İstanbul Tel: 212.613 03 21



İletişim Yayınları

Binbirdirek Meydanı Sokak İletişim Han No. 7 Cağaloğlu 34122 İstanbul

Tel: 212.516 22 60-61-62 • Faks: 212.516 12 58

e-mail: iletisim@iletisim.com.tr • web: www.iletisim.com.tr




ŞEBNEM İŞİGÜZEL

Eski Dostum 

Kertenkele

i

l



e

t

i



ş

i

m




Manuel’e...


7

Her şey, her şey o kadının yüzünden oldu. Ne güzel pa raları 

göğsüme bastırmıştım. Yumuşacıktılar. Başparmak ıslık ça-

lar çalmaz dışarıdaydım. Sanki bir kuklaymışım, bacakla-

rım tahtaymış gibi gümüş rengi yolda koşuyor dum. Birden o 

uğursuz kadın çığlığı dolaştı tahta bacakla rıma. Rüzgârımla 

mavi yağmurluğum şişti. Tanrı’dan, rüz gârla şişen yağmur-

luğumun bir çift kanat olmasını dile dim. Olmadı. Balon da 

olabilirdi. Bir karış açık ağzımdan içime yanan bir kibrit çö-

pü salınıverdi. Ciğerlerim, boom! Göğüs boşluğum bir bar-

dak sıcak su içmiş gibi yandı. Koşmaya devam ediyordum ve 

her şeyi çift görmeye baş lamıştım. Önümde iki gümüş rengi 

yol uzanıyordu. Karşımda iki köprü vardı. Meydandaki hey-

kelin yanında ay nısından bir tane daha vardı.

Tavşan kaç, tavşan kaç...

Tavşan kaç, tazı tut.

Tavşan kaç, tazı tut.

Çocukluğumdan hatırladığım bu çığlıklar arasında be-

nimki de olmalı. Çocuk çığlıkları ağzımdan girip patla yan 



8

ciğerlerimin yerine yerleşiyor. Bir soluk daha. An cak çocuk-

lar ikiyüzlü. “Taşvan kaç, tazı tut,” diyorlar. Tazılar beni ya-

kalıyor.


Karakolda bacaklarım titriyor. Korktuğumu düşünü-

yorsanız yanılıyorsunuz, tazı beyler. Korkan kim? Korksam 

bu soygunu yapar mıydım?

Tanrı’dan, titreyen tahta bacaklarımın birer koltuk değ-

neği olmalarını diliyorum. Dileğim yerine geliyor, ama on-

lar bile beni ayakta tutmaya yetmiyor. Kopuyorum. Her şe-

yi hatırlar hale geldiğimde kendimi bir san dalyenin üzerin-

de oturur buluyorum. Komiser soru so ruyor. Cevap vermek 

yerine başımla yamuk bir daire çi ziyorum. Başım öne düştü-

ğünde görüyorum ki, önce tahta bacağa, sonra koltuk değ-

neğine dönüşen bacakla rım birer sandalye bacağı olmuş. 

Bu duruma çok üzülüp ağlamamak için dudağımı ısırıyo-

rum. Hırsızlık yapmaya kıçı yeten adam ağlar mı? Hiç böy-

le bir adam, hapisha neye mi gideceğim, ne olacak diye dü-

şünüp ağlar mı? Ama hırsızlık yapan adam, bacakları otur-

duğu sandalye nin bacakları olmuşsa ağlayabilir. Ben de bu-

nun için ağ lıyorum. Sonra beni yakalayan tazı beylerin sesi-

ni duyu yorum:

“Götürelim komiserim, daha on altı yaşında.”

“Arkadaşını benzin istasyonunun sahibi yakalamış. ‘Ko-

miser, bunu da göndersin,’ diyormuş.”

Mavi yağmurluklu tavşan, kafesine girip oturmuş. Son-

ra çok uykusu gelmiş, yağmurluğunu çıkarıp katla mış, başı-

nın altına koymuş ve uyumuş. Kendime anlattı ğım masalda-

ki gibi uykum gelmiyor. Annem ve dayım gelene kadar mavi 

yağmurluklu tavşan masalını kendi me anlatıp duruyorum. 

Tam masalın, “Mavi yağmurluk lu tavşan o parayı ne yapa-

cakmış?” sorusunun geçtiği yerine geldiğimde annemle da-

yımın geldiğini haber veri yorlar.

Karşılıklı oturuyoruz. Dayım, tazı beylerden rica edi yor:



Yüklə 17,16 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə