Fəlsəfə tarixi
- 71 -
etkileyecek olanın şiir olduğunu söylemiştik. Strauss’un açıklamalarını takip
ettiğimizde Platon tarafından da felsefenin çoğunluğa hitap etmediğinin en
azından üstü kapalı olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Felsefe ve retorik
bir şekilde en iyi yönetimde bir arada bulunmalıdır.
1
Bir tarafta çoğunluğa
uygulanan retorik diğer tarafta elit bir kesime hitap eden felsefenin kaçınıl-
maz çatışması bir asil aldatmacaya (noble deception) ihtiyaç duymaktadır.
Strauss’a göre bunun sebebi bir tarafta evrensel bir siyasî düzen ile kapalı
bir toplum arasındaki gerilimdir. Toplum düzeni, sunduğu adaletle insanlar
arasındaki çatışmayı engellemeye çalışır ve bu anlamda adaletin evrensel
olarak faydalı olduğunu belirten Strauss,
Politeia’da bu düşünce zincirinin
bir süre sonra bırakıldığını ve en iyi şehri koruyacak muhafızlardan bahse-
dildiğini hatırlatır. Strauss’un göstermeye çalıştığı husus, en iyi yönetimin
düşmanlarının olacağıdır ve bunların güç yoluyla itaat ettirileceğidir.
Strauss’a göre Platon, tıpkı Ksenofon gibi, Sokrates’i, beyefendilere övgü
yağdırmaya, aşağı olanların ise itaat ettirilmesi gerektiğine vurgu yapmakta-
dır ki bu yolla aslında hem Platon hem Ksenofon aklın ve söylevin siyasî
anlamdaki sınırlılığını kabul etmiş olmaktadırlar.
2
Siyasî anlamdaki mevcut sınırlılığı aşmanın yolu felsefeden geçmek-
tedir. Ancak felsefe için her bireyin doğası uygun olmadığından, oluşturula-
cak en iyi düzende felsefeye sahip olmayan çoğunluğun da dikkate alınması
gerekmektedir ki bu konuyla, Strauss’un işaret ettiği üzere,
Politeia’da Pla-
ton, üstü kapalı olarak ilgilenmektedir. Strauss, Platon’un açık bir şekilde
siyasete adanan eserinin
Yasalar olduğunu ancak onda da Sokrates’in bulun-
madığını hatırlatmaktadır. Bu noktada Strauss şu soruyu sormaktadır: bu
durumda Aristofanes’in sunduğu
Sokrates, Platon tarafından onaylanmış
olmuyor mu? Çünkü Aristofanes, Sokrates’i pratik olanla ilgilenmemekle
suçluyordu ve siyaset felsefesi de pratiğe yönelikse, Platon’un siyasete dair
eserinde Sokrates’i anmaması Aristofanes’i onaylar gözükmektedir. Ancak
1
Burada Strauss’un önemli bir tespitine değinmeliyiz. Strauss’a göre Thrasymachus’un
yolu ile Sokrates’in yolunun birleşmesi gerektiğini anlayan tek filozof Fârâbî’dir.
Strauss’un Fârâbî hakkında burada ayrıntısına girmeyeceğimiz yorumları için bkz; Leo
Strauss, “Farabi’s Plato”,
Louis Ginzberg Jubilee Volume, New York: American Academy
for Jewish Research, 1945, s. 383.
2
Strauss, “The Origins of Political Science…”, s. 186.