brinell hardness test. brinell sertlik testi
brinell test brinel deneyi
bring getirmek
bring to front öne getirmek
bring to front, to öne getirmek
briquet briket, kesek, kalıp
briquetting/binderless briketleştirme/yapıştırıcısız
briquetting/hot briketleştirme/sıcak
briquetting/with binders briketleştirme/yapıştırıcılı
British Association (B.A.) Screw Thread ‹ngiliz vida dişi cemiyeti
British Standard ‹ngiliz standartları
British Standard Brass Thread ‹ngiliz pirinç diş standardı
British Standard Channel ‹ngiliz yiv standardı
British Standard Cycle Screw Thread ‹ngiliz daire (çember) vida dişi standardı
British Standard Fine (B.S.F.) Thread ‹ngiliz ince vida dişi standartı
British Standard Pipe (B.S.P.) Thread (British Standard Gas Thread) ‹ngiliz boru dişi standart
British Standard whitworth Thread. bkz. whitworth Screw Thread
British Standard Wire Gauge (Imperial) (S.W.G.). ‹ngiliz tel kalınlığı, tel maştan, standartı
British Standards Institution (BSI) Britanya Standardtlar Enstitüsü
brittle gevrek, kırılgan
brittle fracture gevrek kırılma
brittle lacquer tochnique. gevrek cila tekniği, test edilecek parça gevrek cila ile kaplanır ve
parçaya kuwet uygulandığında cilada çatlamalar oluşur
brittle laquer gevrek cila
brittle materials gevrek malzemeler
brittle structure kırılgan yapı
brittleness. gevreklik, malzemenin alçak kuwet altında deformasyona uğramadan çatlaması
broach broş
broach şişleme, perdahlama
broach broşla boşaltmak
broach. ucu sivri kazık, biz, şiş, çivi, iğne, iğ, törpü, taşçı kalemi, uç, diş, tarak dişi, sekiz köşeli
direk, zımba, rayba, iğne, delik, tesviye makinesi, çekme malafasi, kilit dili, anahtar çivisi, fıçı tıpa
törpüsü, kebap şişi. şişlemek, perdahlamak, düzeltm
broaching şişleme, rayba salma
broaching machine broş tezgahı
broaching machine. şişleme makinesi
broaching. şişleme, rayba salma
broad enli, geniş
broad gauge ray mastarı/standart
broad gauge ray arası ölçüsü
broad gauge. geniş demir yolu hattı, geniş hat
broad side yansıtıcı ‐ yayındırıcı
broadband genişbantlı
broadband amplifier genişbantlı yükselteç
broadband antenna genişbantlı anten
broadband communication genişbantlı iletişim
broadband, wideband geniş bant
broadcast yayımlamak
broadcast bands yayın bantları
broadcast medium yayın ortamı
broadcast message yayın iletisi
broadcast station yayın istasyonu
broadcast studio yayın stüdyosu
broadcast topology yayın topolojisi
broadcast transmission radyo yayın,
radyofonik yayın
broadcasting network yayın ağı
broadcasting service yayın hizmeti
broaden genişlemek, genişletmek
broadside antenna enine ışımalı anten
brochure broşür
brocot suspension. saatlerde sarkacın
ayarlandığı askı
broken kırık
broken back curve hemen arka arkaya aynı yönde dönen iki kurb
broken coke kırılmış (kırma) kok
broken line kırık çizgi, kırık hat, kesik çizgi
broken sliding surface kırılmış kayma yüzü
broken stone kırma taş, kırılmış taş
broken word bölünmüş sözcük
bromethyl etil bromür
bromic brom’la ilgili
bromic acid bromür asidi, asid bromik
bromide bromür asidinin tuzu
bromine br sembolü ile bilinen atom no:35 ve atom ağırlığı; 80 olan kimyasal element, brom
bromine brom
bromism brom zehirlenmesi, brom bileşiklerinin devamlı kullanımı sonucu meydana gelen
kronik zehirlenme
bromum bkz. bromine
bronze bronz, tunç
bronze bushing bronz kovan, bronz burç,
bronz yatak
bronze electrode bronz elektrot
bronze lead krank mili veya eksantrik mili gibi dönen yerlerdeki yatakların dökümünde
kullanılan bir nevi yumuşak yatak metali, kurşun bronz alaşım
bronze plate bronz levha
brook çay, dere
broom süpürge
broom, finish bkz. finish broom
broom, rotary bkz. rotary broom
brooming ahşap kazık başının eğilmesi
brow 1. kaş; 2. alın
brown kahverengi
Brown and Sharpe Wire Gauge (B.W.G.). Amerikan tel mastarı standartı, çapların sınıflaması 48
(0.0315 mm) den 0000 (11.648mm) ye kadar değişen değişik standarttadırlar
brown coal kahverengi kömür veya linyit (Avustralya’da, Rusya’da ve Almanya’da çıkarılan,
turbadan daha yoğun fakat kömürden daha az yoğun bir kömür)
brown paper ambalaj kağıdı
brownian movement brown devinimi, brown hareketleri
browse göz atmak, rastgele gözden geçirmek
browse, to göz atmak, gözle taramak
browser göz atıcı, tarayıcı
bruch holder kömür yuvası
bruise 1. . yaralamak, ezmek; 2. çürümüş noktalar, döküm madendeki karınca ve çukurlar
bruise n.&v. 1. bere, çürük; 2. berelemek, çürütmek;
3. kontüzyon, dağılma
brush kömür, fırça
brush fırça, karbon fırça, kolektörün kömürü
brush fırça, elleri veya diğer bir oluşumu (diş v.s.) temizleme amacıyla kullanılan sert kıldan
yapılmış araç
brush fırçalamak
brush filter fırçalı filtre
brush flame hamlaç alevi, şaloma
brush guard kolektör kömürü mahfazası
brush guard fırça muhafazası
brush holder kömür yuvası
brush holder kömür tutucu yuvası
brush holder kömür tutucu
brush hook çalı kancası
brush knife çalı bıçağı
brush of bristle kıl fırça
brush off fırçayla temizlemek
brush, soldering acid bkz. soldering acid brush
brushing taze betonu süpürge ile pürüzlendirme
brushless fırçasız
brushless DC motor fırçasız doğru akım motoru
BS (bkz. British Standard) ‹ngiliz standartları
BSEC bkz. Black Sea Economic Coope‐ration
BSI bkz. British Standards Institution
BTU (British Thermal Unit) ‹ngiliz Isı Birimi (BTU)
bubble hava kabarcığı, kabarcık
bubble kabarmak, köpürmek (içinde hava bulunan mazotun sistemden boşaltılması sırasında
köpürmesi)
bubble board kabarcık bellek kartı
bubble flow hava kabarcıklarının akışı
bubble flow kabarcıklı akım
bubble memory kabarcık bellek
bubble of the level düzeç kabarcığı
bubble sort elemeli sıralama
bubble tube kabarcıklı düzeç, silindirik düzeç
Dostları ilə paylaş: |