bubble, air bkz. air bubble
bubbling pressure kabarcıklanma, hava giriş basıncı
bubukle kara kabarcık
buck saw çerçeveli bıçkı
bucket kova, su tulumbasının pistonu, ekskavatör kepçesi
bucket kova ile çekmek
bucket air pump. piston dip ve baş valfli buhar makinası, hava pompası
bucket and plunger pump. kova ve dalma pistonlu pompa
bucket capacity kepçe kapasitesi
bucket controls kepçe kumandaları
bucket conveyor. kovalı konveyor, bir çift sonsuz zincir dişli tekerlekleri üzerinde hareket
ederek, boşaltma ucunda otomatik olarak ters donen bir seri kovayı taşıyan sistem.
bucket cylinder kepçe silindiri
bucket dredger (bucket‐ladder dredger). kovalı tarak makinası
bucket dump / close kepçe boşaltma, toplama
bucket elevator kepçeli elevatör
bucket elevator kovalı asansör
bucket for general purpose genel hizmet kepçesi
bucket for multipurpose çok amaçlı kepçe
bucket for rock kaya kepçesi
bucket for slag cüruf kepçesi
bucket ladder excavator. zincirli kovalara sahip, taşıt yüklemesinde kullanılan mekanik bir iletici
(ekskavatör)
bucket loader kepçeli yükleyici
bucket pin kepçe pimi
bucket positioner kepçe otomatiği
bucket pump. kepçeli su çarkı, kovalı su çarkı
bucket range kepçe seçenekleri (gamı)
bucket side cutter kepçe kenar bıçağı
bucket valve. bir çeşit gidip gelen kaldırma pompalarında piston ve kovaya tutturulan tek yönlü
çarpma valfi
bucket with side dump yandan dökme kepçe
bucket. kova, bakraç, çanak, kepçe, kanat (su türbinlerinde), kazan, tulumba pistonu
buckle 1. burkulmak, flambaj yapmak; 2. bağlamak, kenetlemek; 3. toka, bağlantı, vida dişlileri
vasıtasıyla iki parça arasındaki mesafeyi ayarlamaya yarayan parça (mazot enjektör
kremayerinde olduğu gibi)
buckle of seat belt emniyet kemeri tokası (dil yuvası)
buckling burkulma, flambaj
buckling buruşma
buckling failure burkulma veya flambajla kırılma
buckling load, critical bkz. critical buckling load
buckling of piles kazığın burkulması
buckling of the model model bükülmesi
buckling stress burkulma gerilmesi, flambaj gerilmesi
budget bütçe
buffer 1. ara bellek; 2. baba; 3. tampon, tampon vazifesi gören parça, takoz, dayanak
buffer kimyasal reaksiyonun hızını yavaşlatan madde, eriyik’te bulunduğu zaman pH değişimini
önleyen kimyasal madde, tampon madde, buffer (proje yönetimi) yedek zaman aralığı
buffer amplifier yastık yükselteç
buffer box tampon kutusu
buffer disc tampon levhası, tampon aynası
buffer memory yastık bellek
buffer occupancy yastık bellek doluluğu
buffer register yastık saklayıcı
buffer rod. tampon çubuğu.,
buffer screw tampon vazifesi gören vida
buffer spring tampon yayı
buffer stock yedek stok
buffer storage ara bellek
buffer tank tampon tankı
buffering arabelleğe alma
buffers. tampon, top, top geri tepme freni, elektrik devre ayırıcı, cila makinası, perdah makinası
buffing wheel parlatma çarkı, taşlama tezgahına takılan macun sürülmüş bez disk, taşlama çarkı
buffing. meşin, deri kazıntısı, deri kazma, perdahlama, masatlama
bug çapar, yanlış
bug dust bitümlü kömür tozu
build yapmak, inşa etmek, imal etmek
build operate transfer (BOT) yap‐işlet‐devret
build own operate (BOO) yap‐sahiplen‐işlet
build together sökülen parçaları yerine takmak, monte etmek
build transfer operate (BTO) yap‐devret‐işlet
build up 1. birikmek, çoğalmak; 2. doldurarak düzeltmek, bir parçanın aşınan yerlerini takmak,
kaynakla doldurulup torna etmek suretiyle yenilemek building area bina alanı
building automation system yapı otomasyon sistemi, bina otomasyon sistemi
building block yapıtaşı
building by‐law yapı şartnamesi, yapı yönetmeliği
building code yapı şartnamesi, yapı yönetmeliği
building connection bina bağlantısı
building construction bina yapımı, yapım
building control system bina kontrol sistemi
building control system yapı kontrol sistemi
building cost yapı maliyeti
building design bina projesi, bina hesabı, bina tasarımı
building element bina elemanı
building element yapı elemanı
building energy management control system binanın enerji kullanımı kontrol sistemi
building energy management system bina enerji yönetim sistemi
building envelope bina kılıfı
building envelope yapı dış yüzeyi
building envelope void yapı kılıfı
building envelope void yapı dış yüzey boşlukları
building license yapı ruhsatı
building line bina cephe çizgisi
building management system yapı yönetim sistemi
building management system bina yönetim sistemi
building material yapı malzemesi
building motion. iğ tezgahı ve dönen makinalarda ipliğe yön veren veya onu saran ve onu yumak
haline getiren mekanizma
building mover (U.S.). geniş tekerlekli veya paletli
ağır yük taşıyıcı
building permit yapı ruhsatı
building pit temel çukuru, kazı
building plot imar parseli
building project bina projesi
building site inşaat sahası, şantiye
building space bina hacmi
building stone inşaat taşı, yapı taşı
building thermal load bina ısı yükü
building volume (see building space) bina hacimi
build‐ups betonarme kazığın kolon şeklinde devamı
built in yerleşik, ana parça içine önceden
yerleştirilmiş
built in gömme, gömme tip
Dostları ilə paylaş: |