Ajit-e: Online Academic Journal of Information Technology 017 Winter/Kış – Cilt/Vol: ‐ Sayı/Num: 30



Yüklə 1,27 Mb.
Pdf görüntüsü
tarix17.11.2018
ölçüsü1,27 Mb.
#80952


AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology 

2017 Winter/Kış  – Cilt/Vol: 9 ‐ Sayı/Num: 30 

DOI: 10.5824/1309‐1581.2018.1.006.x 

http://www.ajit‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313 

Received  : 06.02.2018 

Editorial Process Begin: 08.02.2018 

Published: 12.02.2018 

 

 



 

Ölümsüzlük ve Yapay Zekâ Bağlamında Trans-hümanizm 

 

Aysel DEMİR, Yrd. Doç. Dr., Kırıkkale Üniversitesi, Felsefe BölümüKırıkkale-TÜRKİYE 

 

ayselmus1@hotmail.com

ORCID iD: 0000-0001-7283-1565 

 

Öz  

Bu çalışmada, trans-hümanizm hareketi temelinde ortaya çıkan ölümsüzlük, yapay zekâ bağlamında yeni bir 

varoluş aşamasına giren insanın durumu incelenip, gelecekte yeni insan varoluşunu nelerin beklediği, devlet 

yapısı ve siyasetin bu insan varoluşunu nasıl kullanacağı hümanizm, trans-hümanizm ve post human (insan 

sonrası) varlık temelinde incelenmiştir. İçinde bulunduğumuz yüzyıl insana, insanlığa çok büyük gelecekler vaat 

etmektedir. Bu vaatler, ileri teknolojinin etkisiyle insan aklının sınırlarını aşan, hatta insan aklını teknoloji 

aracılığıyla kontrol altına alan gelişmeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Hümanizm, insanın değerini kabul eden 

ve insanı insan olma bakımından konu eden bir felsefe olup, onun bir sonraki basamağı ileri teknolojiyi temel 

alan  trans-hümanizmdir.  Yaşamın  uzatılması  veya  ölüme  çare  bulunması,  yapay  zekâ  ile  zekanın  daha  da 

geliştirilip, bir üst insana ulaşma çabasını, trans-hümanizm felsefesi ileri teknolojinin ve çağın bir gereği olarak 

görür. Bununla birlikte her ne kadar ileri teknolojinin getirdikleri insanlığın geleceği için olsa da devlet ve siyaset 

yapılanması içinde bu ilerlemelerin kötüye kullanılması kaçınılmazdır.  

Anahtar  Kelimeler:  İleri  teknoloji,  trans-hümanizm,  hümanizm,  post  human,  ölümsüzlük,  yapay  zekâ,  üst  insan, 

siyaset 

 

Trans-Humanism in the Context of Immorality and Artifical Intelligence 

 

Abstract 

In this study, it is analysed that artificial intelligence, immortality on the basis of trans-humanism and 

examined the situation of Human being who has a new  existence stage.  It is searched what human 

being  expected  in  future, how  the state  and  politics  will  use  this  new  existence  stage  according  to 

humanism, trans-humanism and post human. This century has a promising future to human being and 

humanity. This promising is appearance as developments which are transcendent, even control the 

human  mind  with  the  effect  of  advanced  technology.  Humanism is  a  philosophical  stance  that 

emphasizes  the  value  and  agency  of  human  beings  and  its  next  stage  is  trans-humanism.  Trans-

humanism philosophy takes the advanced technology as a necessity of age which in struggling to reach 

a  upper  man  through  the  prolongation  of  life,  the  remedy  for  death  and  the  artificial  intelligence. 

However, although high tech brings new developments for the future of mankind, it is possible to use 

the high tech in state and politics negatively. 

Key Words: Advanced technology, trans-humanism- humanism, post-human, immortality, artificial intelligence, upper 

human, politics. 

 

GİRİŞ 

 

Yirmi  birinci  yüzyıl  insana  ve  insanlığın  geleceğine  dair  farklı  seçenekler  sunmaktadır.  Bu 



seçenekler,  ileri  teknoloji  aracılığıyla  zihnin  sınırlarını  zorlayan,  hatta  onu  aşan  ve  teknoloji 

aracılığıyla  insan  aklını  kontrol  altına  alan  gelişmeler  olarak  karşımıza  çıkmaktadır.  Bilgisayar 

teknolojisi  ve  bioteknolojinin  durdurulamaz  yükselişi,  bizi  trans-hümanizm  konusu  ile 

tanıştırmaktadır. Trans-hümanizm, teknoloji çağının getirdiği yeni bir felsefi kavram ve harekettir. 




AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology 

2018 Kış/Winter – Cilt/Vol: 9 ‐ Sayı/Num: 30 

DOI: 10.5824/1309‐1581.2018.1.006.x 

 

 



http://www.ajit

‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313 

96

 



Bu hareketin temelinde, insandaki temel  özelliklerin geliştirilmesini amaç edinen felsefi bir akım 

olan  hümanizm  bulunmaktadır.  Trans-hümanizm  gelecek  hakkında  bir  düşünme  yoludur 

(Bostrom, 2003: 4).  Hümanizm, insanın değerini her şeyin temeli kabul eder ve insanın insan olma 

bilincini konu eden bir felsefe alanı olarak ortaya çıkar (Abbagnano, 1992: 763). Hümanizm’in bir 

sonraki  basamağı  ise  trans-hümanizmdir  ve  bu  noktada,  teknolojinin  insan  üzerinde  birebir 

uygulanmasıyla  beraber  insanoğlu,  bir  üst-insana  dönüşme  aşamasına  girer.  Bu  anlamda,  trans-

hümanizm  felsefesi  teknolojinin  varlığıyla  kendine  anlam  katar.      Buna  göre,  öncelikle  trans-

hümanizm kavramının içeriğini belirlemekte fayda vardır. 

Trans-hümanizm;  insanın  fiziksel  ve  bilişsel  yeteneklerinin  arttırılması,  yaşlanma  ve  hastalanma 

gibi  istenmeyen  yönlerinin  ortadan  kaldırılması  amacıyla  teknoloji  ve  bilimden  faydalanılması 

gerektiğini öne süren bir düşünce hareketidir (Bilgen, 2016). Trans-hümanist düşünürler ise insan 

geliştirme tekniklerini, yüksek teknolojiyi insanlar üzerinde kullanabilmeyi ve bu durumun olası 

sonuçlarını  tartışmaktadırlar.  Diğer  bir  ifadeyle,  trans-hümanizm;  nanoteknoloji,  gen  klonlama, 

yapay zekâ vb. gibi ileri teknolojilerin insan üzerinde detaylı bir biçimde kullanılmasını destekleyen 

kültürel bir hareketliliktir. Bunlar,  insanların ileri teknoloji  ile daha da geliştirilmesinin çağın bir 

gerekliliği olduğunu, hatta bir zorunluluk olduğunun kabul edilmesinin gerektiğini ileri sürerler. 

Trans-hümanizm  fikri  üç  teknolojik  ilerlemeyle  bağlantılıdır.  İlki,  radikal  nanoteknolojinin  bir 

türüdür.  İkincisi,  yaşam  süresinin  uzatılması  temelinde  yaşlanma  ve  ölüme  çare  bulunmasıdır. 

Üçüncüsü  ise  bilgisayarın  gücünün  yapı  değiştirmesiyle  yapay  zekâ  ve  ileri  nanoteknoloji 

aracılığıyla  üst  insan  seviyesine  ulaşmaktır  (Jones,  2016:  9).  Buna  göre  hümanizm,  insanın 

gereksinimleri olan toplum içindeki bireyi temel alan, her şeyi insanın hak ettiği biçimde yaşaması 

gerektiğini  savunan  düşünceyken,  trans-hümanizm  için  sadece  insanca  yaşamak  yetmeyip 

teknolojik  olanaklar  imkân  verdiği  sürece,  insanın  ve  insanlığın  daha  üst  düzeye  çıkmasının 

mümkün olduğunu savunan düşüncedir.  

Trans-hümanizm düşüncesini savunanların asıl amacı; fiziksel ve zihinsel olarak insanları geliştirip, 

bir anlamda varoluşun yaşam sınırlarını daha iyiye doğru genişletmektir. Diğer bir anlamda amaç, 

insan hayatı ile insan olmayı daha da iyileştirmek ve bunu da aşkın bir yolla yapmaktır. Bu durum, 

dolaylı  yönden  insanlığı  mutluluğa  götürür.  Bununla  birlikte,  tarihsel  sürece  baktığımız  zaman 

mutluluğa ulaşmanın Eski Yunan ve Helenistik felsefede temel amaç olduğunu görürüz. Orta çağda 

mutluluk, tanrıya ulaşmakla bir sayılırken, 17. ve 18. Yüzyıllarda mutluluk ‘iyi olma’ durumu olarak 

tanımlanmıştır.  19.  Yüzyıl  ile  birlikte  mutluluk,  utilitarianizm  temelinde  bireysel  mutluluğa 

odaklanmıştır. Örneğin Jeremy Bentham için, bizim yapmamız gereken şeyleri acı ve zevk belirler. 

Mutluluğa neden olan şey ise onlar arasındaki dengenin bilimsel analizidir. Bentham, düşünce ve 

eylemlerinde  “en  çok  sayıda  insan,  en  yüksek  düzeyde  mutluluk”  ilkesiyle  hareket  etmektedir 

(Bentham, 1996: 36-7). Trans-humanist deklarasyon doğrudan doğruya mutluluk  ile uğraşıp  onu 

tartışmaz.  Bununla  birlikte,  temel  amaç  yine  de  daha  iyiye,    daha  mutlu  eden  şeylere  insanı 

ulaştırmaktır. Trans-hümanist düşünce, 19. Yüzyıl mutluluğunun hedonist anlayışının genişletilmiş 

halini bize verir. Kişisel tatmine odaklandıkları için, Modernizm öncesi kabul gören mutluluk ve 

erdem  arasındaki  bağlantıyı  trans-hümanistler  dikkate  almazlar  (Hansell  and  Grassie,  2010:  38). 

Trans-humanistler; yaşamdan memnun olma, kendini  tatmin etme ve kendini gerçekleştirmeden 

söz ederler. Mutluluğun objektif veya sübjektif yönü arasındaki ilişkinin analizini yapmak peşinde 

olmayıp, temel amaçları, insan yaşam süresinin  en iyi biçimde uzatılması ve ölümün bir anlamda 

ertelenmesidir (Hansell and Grassie, 2010: 39).  



 

 

Ölümsüzlük ve Yapay Zekâ Bağlamında Trans-hümanizm 

A. DEMİR 

 

 



http://www.ajit

‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313 

97

 



Ayrıca  trans-hümanistler,  ölümsüzlüğün  olabilirliğini  teknoloji  aracılığıyla  ortaya  koymak 

istemektedirler.  Her  ne  kadar,  her  birimiz  yeni  doğan  nesillerimizle  ölümsüz  olmanın  tadına 

varmak  istesek  de  bunu  gerçek  anlamda  gerçekleştirmemiz  daima  çok  uzak  ve  hatta  imkânsız 

görünmüştür.    Bununla  birlikte,  21.  Yüzyılda  ileri  teknoloji  bize  neredeyse  imkânsızı  sunup, 

zihnimizde  ‘acaba  böyle  bir  şey  gerçekten  olabilir  mi  veya  olmakta  mıdır?’  sorusunu 

uyandırmaktadır. Elbette trans-hümanist teknolojiler bize  bu durumun gerçekliğini  göstermekte, 

yaşam  ve  yaşam  sürelerini  insanın  hem  lehine  hem  de  aleyhine  olarak  değiştirme  olanağı 

sağlamaktadır.  

Trans-hümanizmde, insan zihninin ve bedeninin birtakım kodlamalarla kontrol altına alınması ve 

gerektiğinde  en  ileri  teknolojiyle  hazırlanmış  organların  asıllarıyla  yer  değiştirmesi  düşüncesi 

oldukça istenilen bir durumdur. Ölümsüzlüğe ulaşma düşüncesiyle hareket eden insan, bu yolda 

zekâ seviyesini artırarak ve yaşam süresini beden üzerinde uyguladığı yeni yöntemlerle uzatarak 

hümanizmden  trans-hümanizme  geçmeye,  diğer  bir  ifadeyle,  bulunduğu  durumdan  üst  bir 

seviyeye ulaşmaya çalışmaktadır. Bu da tam anlamıyla dönüşümün kendisidir ve bu dönüşümde, 

‘teknolojik  insan’  hedef  noktasıdır.  Teknolojik  insan,  insan  organizmasının  dışında  yapay  olarak 

üretilmiş  ve  organizmaların  yerine  geçecek  olan  teknolojik  uzantıların  anlam  kazandırdığı  bir 

varlıktır.   

Ölümsüzlüğe  ulaşma  çabasında  insan  ömrünü  uzatmak,  insan  zihnine  yapılan  teknolojik 

yüklemelerle çok süper zeki insanlar tasarlamak ‘acaba bu durum insanlığın sorunlarını çözmede 

ne  derece  bize  katkı  sağlamaktadır?’  sorusunu  sormaya  zorlamaktadır.  İnsanlığın  sorunlarını 

çözmek için süper zeki insanlar tasarlamak bir zorunluluk mudur? Peki gen teknolojisi aracılığıyla 

yaratılmak  istenen  üst  insan,  yaşamımızdaki  problemleri  gerçekten  çözer  mi  yoksa  kendisi  bir 

problem olarak mı ortaya çıkar? Bu noktada, teknoloji ile beyinleri kontrol altına alınan insanlık için 

‘insanlar mı robot olur yoksa robotlar mı insana dönüşür?’ sorusu, en can alıcı soru ve sorun olarak 

ortaya çıkmaktadır. 

İnsanlığın iyiliğine odaklanan hümanizmden sonra trans-hümanizm, bizi üst insanın yaratılmasına 

götürürken, aynı zamanda bizi post human ile, diğer bir ifadeyle insan sonrası varlıkla karşı karşıya 

bırakmaktadır. Max More’a göre trans-hümanizm, insanın Homo Sapiens olması ve gelecekteki post 

human hali arasındaki yerdedir (More, December 2004). Bu anlamda trans-hümanizm, hümanizmin 

sonunu getiren ama post human’ı başlatan bir aracıdır. Bununla birlikte üst insan ile post-human 

arasında  bir  takım  aşama  ve  bilinç  farkları  bulunmaktadır.  Üst  insan,  insan  olmayı  zekanın 

sınırlarını  aşarak  çözen  ama  insanlıktan  ve  insan  olmaktan  duygularıyla  ve  yaşamıyla  henüz 

çıkmamış  kişi  demektir.  Ancak  hem  zekâ  hem  de  yaşam  bakımından  bu  gelişim  süreci 

tamamlandığında ortaya çıkan ‘süper yapay zeka’ artık insan türünden farklı bir tür olacaktır.  Post 

human olarak adlandırılan insan sonrası tür, artık bildiğimiz anlamdaki Homo Sapiens olmaktan 

çıkacaktır.  Çünkü  bu  süreçte,  Homo  Sapiens’in  yapı  ve  biçimiyle  organik  anlamda  oynanmıştır. 

Buna  göre  de  ontolojik  açıdan  varlığın  hem  yapısı  hem  de  içeriği  değişecektir.  Bu,  bir  anlamda 

varlığın  dönüşümü  ve  varlık  tanımlamasının  da  değişimi  anlamına  gelmektedir.  Bu  durum  ise 

insanlar  üzerinde,  Trans-hümanizm’in  insanı  insanlıktan  çıkarıp,  teknolojik  canavarlar  yarattığı  

düşüncesine yol açmaktadır. Oysa istenilen durum tam aksinedir. Trans-hümanizm de insanın her 

yönüyle iyileşmesi ve gelişmesi esastır.  Amaç; uzun ömürlü, üstün zekalı ve üstün güçlere sahip 

süper  sağlıklı  insanlar  yaratmaktır,  insan  beynini  bilgisayara  veya  robotlara  yükleyerek  onları 

makinelerle değiştirmek değil.

1

  



                                                 

1

 Ancak elbette iktidarın teknolojinin aracılığıyla bu durumu kötüye kullanması beklenilebilir bir olaydır. 




AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology 

2018 Kış/Winter – Cilt/Vol: 9 ‐ Sayı/Num: 30 

DOI: 10.5824/1309‐1581.2018.1.006.x 

 

 



http://www.ajit

‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313 

98

 



Trans-hümanizm sadece ve sadece teknolojiyi en iyi yönde kullanmak istemektedir, asla aksi bir 

düşünce  düşünülmemelidir.  Bununla  birlikte,  elbette  diğer  her  alanda  olduğu  gibi  kötü  ellere 

hizmet  etme  ihtimaline  de  açıktır.  Özellikle  gelecekte,  yapay  zekâ  ve  ölümsüzlüğü  bir  devlet 

yapılanması içinde kontrol altına alma durumu, belki de tek tür robotların ortaya çıkmasına neden 

olacak,  devlet  yönetiminde  bulunan  kişi  bütün  zekâ  kontrolünü  elinde  bulunduracak  ve 

ölümsüzlüğün bulunması ile de iktidar, devlet yönetiminde elinde bulundurduğu kontrolü ve gücü 

asla  bırakmak  istemeyecektir.  Kendi  iktidar  ve  çıkarına  göre  kendi  adaletini  kurma  çabasına 

girişecektir.  J.  Baudrillard,  Simgesel  Değiş  Tokuş  ve  Ölüm  adlı  eserinde  bu  düşünceleri  destekler 

nitelikte şu söylemlerde bulunmuştur: “Ölüm sonrası yaşam düşüncesinin ortaya çıkışı  iktidarın 

doğmasına  yol  açan  asal  olaydır.  Çünkü  bu  düzenek,  sadece  bu  dünyada  zahmete  katlanma 

zorunluluğu  ve  bunun  karşılığında  öteki  dünyada  ödüllendirilme  gibi  bir  şantaja  yol  açmakla 

kalmayıp, aynı zamanda bilinç altına yerleştirilmeye çalışılan ölme yasağıyla birlikte, bir de bu ölüm 

yasağını denetleyen bir iktidar süreci de oluşturulmuştur” (Baudrillard, 2011: 227). 

Bu anlamda, insanlığın idealist eğilimleri her ne kadar daima iyiye, güzele yönelse de insanoğlunun 

aklının  bir  köşesinde  daima    negatif  düşüncelerin  ve  distopyaların  bulunduğu  da  bir  gerçektir.  

Ancak,  bu  negatif  bakış  açısı  ve  ihtimaller  senaryolarından  dolayı;  gelişimi,  değişimi  ve  hatta 

dönüşümü göz ardı ederek teknolojinin getirdiklerine gözleri ve kapıları kapatmak insanlık adına 

yanlış  bir  adım  olacaktır.  Bu  teknolojik  ilerlemelerin  getireceği  pozitif  yönler  de  kabul  etmemiz 

gereken  gerçekler  olarak  karşımıza  çıkmaktadırlar.  İnsanlar  başlangıçta,  çoğunlukla  teknolojinin 

insan  zihnine  ve  bedenine  getirdikleri  yeniliklere  ve  değişikliklere  karşı  çıkma  eğilimindedirler. 

İnsanoğlu bir alışkanlıklar varlığıdır. Özellikle teknoloji aracılığıyla alışkanlıklarının, benliklerinin 

yok  edildiğini  düşünürler.    Ancak,  daima  felsefi  bağlamda  iyiye  yönelme  çabası  içinde  olan 

insanoğlu,  olması  gereken  bağlamında,  teknolojiden  vazgeçmeksizin  de  iyiye  yönelerek  yaşama 

katkı sağlayabilir. Bu anlamda genellikle bilim ve felsefe insanları, teknolojiden yararlanırken ortaya 

çıkan etik ve insan hakları bağlamında karşılaşılan negatif sorunlara dikkat çekerler. Elbette ileri 

teknolojinin getirdiği bir takım etik ve insan hakları sorunları göz ardı edilemez. Nasıl teknolojideki 

gelişmeler, insanoğlunu değiştirip ve dönüştürüyorsa, insan haklarında da değişen duruma ayak 

uydurma söz konusu olmalıdır. Örneğin, hak bağlamında ötenazi ve kürtaj olayları hala etik olarak 

tartışılsa  da  teknolojinin  gelişmesiyle,  sağlıklı  yaşam  sürecinin  uzatılması  temelinde  özellikle 

“sağlıksız bir çocuğa sahip olmama hakkı” nın varlığı gündeme gelmiş ve o da ötenazi gibi bir trans-

human  hakkı  olarak  ortaya  çıkmıştır.  Buna  göre  öncelikle,  hümanizm  temelinde,  insanın  insan 

olması  bakımından  hakları  vardır.  Daha  sonra,  teknolojinin  etkisiyle  ve  bireysel  hakların 

genişlemesiyle  bu  günkü  trans-human  haklarına  kadar  gelinmiştir.  Bundan  sonraki  süreç  post-

human  haklarının  uygulanmasına  kadar  gitmektedir.  Post-hümanizm  sürecinde,  yapay  zekâ  ve 

ölümsüz insan temelinde insan haklarının yerini, basit anlamda birey hakları, geniş anlamda ‘üst 

insan’ hakları alacak gibi gözükmektedir.  

İnsanoğlu tarihsel süreç boyunca, bilinçli veya bilinçsiz olarak ‘üst insan’ olma peşinde koşmuştur.  

Özellikle mitolojik hikâyelerde, tanrı ve yarı tanrılara üstün nitelikler verilerek bir anlamda en iyi 

olanın tanımlamaları yapılmıştır. Örneğin, Eski Yunan da Zeus, tanrıların tanrısı olarak en üstün 

nitelemesini  kazanırken,  aşk  tanrısı  Eros  yarı  tanrı  yarı  insan  nitelemesinde  yine  bize  üst  insan 

örneğini vermektedir. Trans-hümanizm her ne kadar yeni bir kavram olsa da onun izleri Gılgamış 

Destanına  kadar  gitmektedir.  Gılgamış  Destanı, Nuh  Tufanı'nın  anlatıldığı  ilk  yazılı  eser  olup, 

burada ölümsüzlüğü arayan bir kralın öyküsü aktarılır. Gılgamış, tanrılar gibi ölümsüz ve üstün 

olmak ister. Yarı insan yarı tanrı olan Gılgamış, karada ve denizde olan biten her şeyi bilen başarılı 




 

 

Ölümsüzlük ve Yapay Zekâ Bağlamında Trans-hümanizm 

A. DEMİR 

 

 



http://www.ajit

‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313 

99

 



bir yapı ustası ve yenilmez bir savaşçıdır. Gılgamış’ın tanrısı Enlil, Gılgamış’a insan oğlunun ancak 

büyük  bir  eser  bırakarak  ölümsüzlüğe  erişebileceğini  öğütler  ve  bunun  üzerine  Gılgamış 

ölümsüzlüğe  ulaşma  serüvenlerine  başlar.

2

   Utnapiştim  ölümsüzlüğün  sırrını  bilen  bir  bilgedir. 



Utnapiştim’i  bulan  Gılgamış,  onun  verdiği  ölümsüzlük  otuyla  gençliğine  yeniden  dönecek  ve 

ölümsüzlüğe  kavuşacaktır.  Ama,  Gılgamış  ölümsüzlük  otunu  yemeye  fırsat  bulamadan  onu  bir 

yılana kaptırır ve böylece ölümsüzlük elinden kayıp gider. Yine bu mitolojik hikâyeye göre Tanrı, 

insanları engellemiş ve tek bir yerde toplanıp büyük bir medeniyet kurup kendi katına erişmeye 

cüret edemesinler diye dünyanın dört bir tarafına dağıtıp farklı farklı lisanlara bölmüştür (Battero, 

2015: 58-.120).  

Bu dünyaya fırlatılan insanoğlu ölümlü, sonlu bir varlık olması bakımından ölümsüzlüğün daima 

peşinde koşmuş ama ölümlülüğünü aşamayınca, üreyerek kendinden bir nesil bırakmakla bu açığı 

kapatmaya çalışmıştır. Günümüzde teknoloji, bu istence karşılık verebilecek düzeye gelmiş, kendini 

aşan  aşkın  bir  varlıkla  bizi  yüz  yüze  getirmiştir.  İşte  trans-hümanistler,  insanoğlunun  bu 

ihtiyaçlarının  gerçekleştirilmesi  için  bilim  ve  teknolojinin  kapılarının  sonuna  kadar  açılması 

gerektiğini  düşünürler.  Trans-hümanizm’in  genel  düşüncesi;  insanların  daha  sağlıklı  ve  uzun 

ömürlü  bir  hayat  sürmesi,  daha  zeki  ve  akıllı  olması  için  teknolojinin  olanaklarından 

faydalanmalarıdır. Bu noktada üst insan, aşkın insan geleceğe yönelik insandır ve temelde her şey 

insanlık içindir. 

Görüleceği  üzere günümüz dünyasında,  insanın ölümsüzlük arzusu ve teknolojinin gelişmesiyle 

yapay zekâ trans-hümanizm gibi yaklaşım tarzlarıyla boyut değiştirmiştir. Bu arayışlar, geleneksel 

ölümsüzlük  anlayışının  tasvir  edildiği  ‘öbür  dünya’  düşüncesinin  tersine,  varlığın  bu  dünyada 

ölümsüzlük  kazanması  anlayışını  dile  getirmektedir.  Bu  düşünceyle,  şimdiye  kadar  kabul  gören 

dualist dünya görüşü yerini tekrar materyalist dünya görüşüne bırakmaktadır. Trans-hümanistlerin 

üstün insanı ortaya koymalarının yolu, yapay zekâ ve sentetik biyolojiden geçmektedir. Teknoloji 

aracılığıyla  yeni  bir  insan  tasarımı  ortaya  konmakta,  insanlık  kendini  farklı  yapısal  özelliklerde 

tanımlamaya başlamaktadır ve böylece, varlığın özü ontolojik anlamda değişmektedir.  

Bu anlamda da insan bedenini değiştirme düşüncesi kutsal bir tabu olmaktan çıkmakta, insan da 

kendi istencine göre kendisinin yaratıcısı olmaya başlamaktadır. Özellikle sentetik biyoloji ile aşkın 

üst insan gücü eline almaya başlayacaktır. Bu noktada, üst insan hem yaratıcı hem yok edici özellik 

kazanarak kontrolü eline alan önemli bir  ‘güç’ haline gelmektedir. 

Ölümü Yenmek  

Yaşanılan  süreçte,  henüz  ölümü  yenme  aşamasında  değiliz  ancak  teknoloji  ile  yaşamı  daha 

katlanılabilir  haline  getirerek,  ömrü  uzatma  gücünden  de  yoksun  değiliz.  Belirtildiği  üzere, 

insanoğlunun üstün insan olma ve ölümü yenme düşünceleri potansiyel olarak daima var olmuştur 

ancak bu düşüncelerin aktüel hale gelecek aşamaya ulaşması, insanı beklenmedik çatışmalarla da 

baş  başa  bırakacaktır.    Artık  vücudun  mekanik  bir  yapıyla  etkileşime  geçip  biyolojik  sınırları 

zorlaması olağan bir durum olacaktır. Ancak, bu süreçte trans-hümanistlerin yapmak istediklerini 

                                                 

2

 İlk serüven Gılgamış ile Gök tanrısı Anu arasında geçer. Halkına acımasız davrandığı için Gılgamış’a öfkelenen Anu, 



onu öldürmek için vahşi bir hayvan olan Enkidu’yu üzerine salar. Enkidu ile Gılgamış arasındaki savaşta Gılgamış üstün 

gelir. Daha sonra Enkidu Gılgamış’ın en yakın dostu ve yardımcısı olur. Bunun ardından gelen serüven Gılgamış ile aşk 

tanrıçası İştar arasında yaşanır. İştar Gılgamış’a evlenme önerisinde bulunur. Gılgamış bunu reddeder. Onuru kırılan İştar 

Gılgamış’ı  öldürmek  için  yeryüzüne  bir  boğa  gönderir.  Gılgamış,  Enkidu’nun  da  yardımıyla  boğayı  öldürür.  Enkidu 

rüyasında,  boğayı  öldürdüğü  için  tanrılar  tarafından  ölüme  mahkum  edildiğini  görür.  Destanda  Enkidu’nun  ölümünü 

Tufan öyküsü izler. Tufan, yeryüzünün sularla dolup taşmasının öyküsüdür. Gılgamış destanında Tufan’ı tanrıça İştar ve 

Bel’in başlattığı anlatılır. Gılgamış, Tufan’dan kurtularak sağ kaldığını öğrendiği Utnapiştim’i bulmak üzere yola çıkar 

(Battero, 2015: 58-.120). 




AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology 

2018 Kış/Winter – Cilt/Vol: 9 ‐ Sayı/Num: 30 

DOI: 10.5824/1309‐1581.2018.1.006.x 

 

 



http://www.ajit

‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313 

100


 

sadece robot gibi hareket eden insanlar yaratmak olarak görmek yanlıştır. Aşkın insan yetiştirmek 

ayrı, yapay insan yaratmak daha ayrı bir konudur.  

Trans-hümanizmde amaç, yaşlılık ve  ölüme ek olarak iş göremeyecek uzuvların sentetik biyoloji 

aracılığıyla  yeniden  varlığa  getirilerek,  biyolojik  sınırların  aşılma  çabasıdır.  Örneğin,  sentetik 

biyoloji  aracılığıyla  insanın  doğuştan  veya  sonradan  kaybedilen  organları  yeniden  vücuda 

getirilebilir. Hücreler üzerinde ihtiyaca göre yeni değişimler yapılabilir. Bu bağlamda, bio-teknolojik 

alanda  artık  kök  hücre  transferine  geçilmiş,  genetik  şifreler  çözümlenmeye  başlanmış,  genetik 

materyaller  üzerinde  oynamayla  insanın  gen  yapısı  değiştirilme  aşamasına  girmiştir.  Böylece 

hücreler  sanki  birer  makine  parçası  gibi  değiştirilebilme  imkânına  kavuşmuştur.  Artık,  yapay 

hücrelerle vücudun doğal şifresi değiştirilebilmekte ve bu anlamda, insanın genetik materyali de 

yapı değiştirmektedir.  Gen ve kök hücre transferi ile medikal anlamda birçok rahatsızlığa çözüm 

bulunmakta ve hatta vücudun yapısı  üzerine değişimlere  olanak sağlanmaktadır. Örneğin, Çinli 

bilim insanları gen teknolojisi ile daha kaslı ve yapılı av köpekleri geliştirdiklerini belirtmişlerdir 

(Maxmen, 2017).  Gen üzerinde yapılan değişimler, etik tartışmaları da beraberinde getirir ancak bu 

değişimlerin kalıtımsal hastalıklar için çözüm aracı olduğu da reddedilemez bir gerçektir. 

Teknoloji, yaşam süresini uzatabilme imkânını, insanın kendi bedeni üzerinde değişimler yapma 

veya  hiçbir  değişim  yapmama  hakkını,  isteyerek  zamana  direnip  aynı  yaşta  kalma  olanağını 

insanlığa sunmaktadır. Her ne kadar Baudrillard canlılar daha uzun süre yaşayıp, ölümden çaldıkça 

simgesel  değerlerini  yitirmektedir”  (Baudrillard,  2011:  292)  şeklinde  bir  iddia  da  bulunsa  da 

teknoloji ile yaşlanmanın durdurulması, insan ömrünün uzatılması imkanı söz konusuyken, neden 

böyle bir olanağı kendi elimizle geri çevirelim? gibi bir soru akıllara gelmektedir. Bu kadar uzun 

yaşamın  getireceği  sıkıntılar  elbette  olacaktır.  Ancak,  bunların  bize  katkılarını  veya  zararlarını 

yaşamadan, onlardan pay almadan bilemeyiz.  

İleri  teknoloji  aracılığıyla  ölümsüzlüğün  gerçekleştirildiğini  düşündüğümüzde,  bu  durumun 

getireceği sonuçları da kabullenmemiz gerekecektir. Yaşam süresinin uzatılması veya ölüme çare 

bulunması durumunda, dünyada nüfus artışı sorunuyla  karşı karşıya  kalınabilir ki bu da sosyo-

ekonomik problemleri beraberinde getirecektir. Buradaki soru ‘böyle bir durumda insanlık daha mı 

ileri gider yoksa daha mı geriye gider?’ sorusudur.  Sonsuz bir yaşam içinde hem kendileriyle hem 

de diğerleriyle ego savaşları içinde olan bireyler insanlığı daha da geriye götürebilir. Burada trans-

humanizm’i  destekliyor  olmamıza  rağmen,  getirdiği  yeniliklerin  başka  sorunlara  yol  açabilme 

potansiyelinin de farkındayız.  İleri teknolojiyle zihinlere farklı kodların yüklenmesi, yapay zekanın 

kötüye kullanılması veya organların kolayca üretilebilir hale gelmesi sorunlardan bir kısmı olarak 

görülebilir.    

21. Yüzyılda da teknoloji bu kadar hızlı ilerlemesine rağmen ve insanlığa katkı sağlamasına rağmen 

ne yazık ki insanlar bunun sonuçlarını algılamakta oldukça yavaş gözükmektedirler. Elbette burada 

toplumun  tamamının  bu  gelişmeleri  algılaması  tam  anlamıyla  beklenemez,  bu  neredeyse 

imkansızdır. İnsanlığın evrimindeki yavaşlık ile teknolojinin hızlı gelişimi birbiriyle ters orantılıdır. 

İşte  trans-hümanizm  bu  noktada  araya  girerek,  insanın  teknolojinin  hızına  yetişmesi  için  yapay 

zekaya  fırsat  tanınması  gerektiğini,  hatta  insanın  teknoloji  ile  üst  insana  doğru  geliştirilmesi 

gerektiğini  savunur.  Artık  trans-hümanizmde  teknoloji,  sadece  evrimin  bir  parçası  hatta  bir  üst 

aşaması olarak görülecektir. Bu üst aşamaya uyum sağlayamayanlar, teknolojik çağda insanlıktan 

kopmuş olarak nitelendirileceklerdir. 

Dondurulan Yaşam 



 

 

Ölümsüzlük ve Yapay Zekâ Bağlamında Trans-hümanizm 

A. DEMİR 

 

 



http://www.ajit

‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313 

101


 

“Ölüm artık bulunduğunu sandığımız yerde değildir. O artık biyolojik, psikolojik, metafizik ve hatta 

ölümcül bir şey de değildir. Ölüm, bu dünyanın sahip  olduğu belleğin tamamen sterilize edilip, 

saydam  bir  tabut  içinde  dondurulmasıdır”  der  Baudrillard  (Baudrillard,  2011:  337).    Artık 

dondurulmuş ölüm, bir anlamda yeniden yaşama dönüşün kendisi olmuştur. 

Bu bağlamda, canlı dondurma bilimi olan Kriyonik ölümü kontrol altına alma çabasındadır. Burada 

temel  fikir,  ölüleri  yeniden  canlandırmak  için  bedeni  ölümden  sonra  korumaktır.  Bu  süreçte, 

öldükten sonra vücuttaki kan tamamen boşaltılır, yerine antifriz ve koruyucuların bulunduğu özel 

bir karışım aktarılır. Soğutulduğunda ise sıvı, tehlikeli kristaller oluşturmadan camsı bir hal alır ve 

-196  ℃’de  soğutulur.  Benzer  bir  uygulama  bu  günlerde  kısırlık  tedavisinde  kullanılan  insan 

embriyolarını  korumak  için  de  uygulanmaktadır.  Bugün  bu  şekilde  korunmuş  embriyonlardan 

gelişen ve büyüyen insanlar aramızda dolaşıyor olabilir. En başarılı Kriyonik çalışma, 2015 yılında 

Alcor’da  gerçekleştirmiş  olup,  Burada  iki  hafta  boyunca  minik  bir  solucanı  camlaştırmayı 

başardıktan sonra, belleği bozulmadan onu hayata döndürme işlemi gerçekleşmiştir. Bu da umut 

vaat eden bir durumdur.

3

  Yapay  kış uykusu



4

 olarak da adlandırılan bu durum medikal  ilaçlarla 

hastanın genel soğutmasıyla ortaya çıkar. Burada tedavisi olmayan herhangi bir hastalığa yakalanan 

bir kişinin, tedavi bulunana kadar dondurulması durumu söz konusudur (Erdemir, 2011: 663-665). 

Kişinin  ölümünün  hemen  ardından  hücreler  henüz  canlı  iken  dondurma  işlemi 

gerçekleştirilmektedir.  

Bu  durum  elbette  gelecekte  birtakım  problemleri  de  beraberinde  getirecektir.  Donmuş  ölülerin, 

dondurulmadan önceki toplumun sosyal yapısından pay alma durumu ve canlandırıldıkları günkü 

yaşamsal değerler farklılaşacaktır. Bu nedenle de canlandırma işlemi gerçekleştiğinde, etik ve hak 

sorunlarıyla karşı karşıya kalınması olasıdır. 

 

 

Yapay Zeka 



Günümüzde  ve  gelecekte  yapay  zekâ  üzerine  söylenecek  birçok  şey  bulunmaktadır.  Teknoloji  o 

kadar hızlı ilerlemektedir ki gelecek yılların yapay zekâ bakımından getireceği yenilikler inanılmaz 

gözükmektedir. 

Yapay  zekâ,  bir  bilgisayarın  ya  da  bilgisayar  denetimli  bir  makinenin  yüksek  zihinsel  süreçlere 

ilişkin  görevleri  yerine  getirme  yeteneğidir  (Nabiyev,  2005:  33).  Yapay  zekâ  insan  zekasıyla 

karşılaştırıldığında,  yapay  zekânın  daha  fazla  kalıcı  olduğu,  kolaylıkla  kopyalanabilir  ve  geniş 

kitlelere  ulaştırılabilir  olduğu  görülebilir.  Oysa  insan  zekâsı,  dışarıdan  programlanmadığı  için 

karmaşık bir yapıdadır ve kontrolü oldukça güçtür (Doğan, 2002: 61-63). 

Trans-hümanizm, 1990’lı yıllarda Ray Kurzweil tarafından popülerleştirilmiştir ve Akıllı Makinelerin 

Çağı   adlı  eserinde  kendisi,  teknoloji  temelinde  2045  yılı  civarında  yapay  süper  zekânın 

gerçekleşmesini  öngörmektedir.  New  York’ta  düzenlenen  ‘Küresel  Gerçekler  Kongresi’nde 

Kurzweil; teknolojik gelişmelere bağlı olarak, insanlığın ulaşmaya çalıştığı ölümsüzlük durumunun 

dijital  dünyada  gerçek  olacağını  iddia  eder.  Teorisinde,  2045’e  gelindiğinde,  teknolojinin  insan 

beynini  aşacağını  savunur.  Kurzweil,  insan  beyninin  işleyişinin  bilgisayarlara  yüklenmesiyle, 

insanlığın dijital olarak ölümsüzlük kaynağını ortaya çıkaracağını belirtir (Özkul, 2013). Buradaki 

sorun;  teknolojik  ölümsüzlükte  ortaya  çıkacak  olan  yapay  zekâ  ve  kişiye  ait  beynin  bir  araya 

gelmesiyle oluşan Ben’in birbirleriyle özdeşlik sağlayıp sağlamayacağıdır (Aktürk, 2014: 29). Yapay 

zekâ  aracılığıyla  teknolojik  ölümsüzlük,  insanın  beyninin  bir  makine  ya  da  robota  aktarılması 

                                                 

3

 https://cosmosmagazine.com/technology/fighting-the-common-fate-of-humans-to-better-life-and-beat-death



 

4

 Hibernasyon. 




AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology 

2018 Kış/Winter – Cilt/Vol: 9 ‐ Sayı/Num: 30 

DOI: 10.5824/1309‐1581.2018.1.006.x 

 

 



http://www.ajit

‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313 

102


 

sonucunda  ulaşılan  zihinsel  ölümsüzlüktür.  Bununla  birlikte,  beyin  transferini  temele  alan  bu 

teknolojik gelişmenin bir ‘Ben’ sorununu  oluşturacağı  kesin  gibi gözükmektedir (Korlaelçi, 1995, 

38). Ayrıca, ileri teknolojinin bedenin içine girmesi ile birlikte, varoluşumuza anlam katan, insan 

olmamıza  neden  olan  duygularımızdan  uzaklaşma  tehlikesi  kaçınılmazdır.  Artık,  her  şey  yapay 

zekanın egemenliğine bırakılacak ve Ben’den vazgeçme durumu söz konusu olacaktır. Teknolojik 

ölümsüzlük, ne yazık ki maddi olmayan Ben’i askıda bırakmış gibi gözükmektedir.  

Sonuç 

Nanoteknoloji, bioteknoloji, bilgi teknolojisinin birleşmesi insanın bir dizayn projesi olduğu yeni bir 

durumu  ortaya  çıkarmaktadır.  İnsan  genom  haritasının  çıkarılmasıyla,  bugün  üretilen  yapay 

organların vücutta sorunsuz çalıştığına tanık olmak mümkündür. Bir sonraki aşamayı tahmin etmek 

hiç de güç değildir. Eğer bir insan bedeni tamamen üretilebilir ve eğer bilincin bedenden bedene 

aktarımı  da  sağlanabilirse,  insan  ölümsüzlüğe  kolayca  erişebilir.  Bunun  anlamı;  evrimin  kontrol 

edilebilir olduğu ve insanın kendi evrimine müdahale etme hakkının ortaya çıktığıdır.  

Teknoloji çağıyla insan, teknoloji ile varlığına anlam katar ve birtakım haklar edinir. İnsan olmak 

doğal bir süreçtir, bunu ne makinelerle ne de gen tedavisiyle yıkabiliriz. Bununla birlikte, üst insan 

yetiştirmede,  insanı  ileriye  taşıyacak  olan  sentetik  biyolojiyi  kullanmak  insanlık  için  faydalı 

olacaktır. Ancak, buradaki çizgi; insanı bir nesne olarak görmek değil, bir özne olarak görüp, onun 

üstün insan olma talebi ile varoluşuna saygı göstermektir. 

Trans-humanizm,  insanın  biyoteknoloji  ile  dansıdır.  Genetik  mühendisliği  trans-hümanizmin 

tetikleyicisidir.  Trans-hümanizmin  ilk  hedefi,  ölümsüzlüğü  sağlamaktır.  Trans-hümanistler,  var 

olan ve gelişmekte olan teknoloji aracılığıyla insanlığın üst insan seviyesine ulaşabileceğini ama en 

önemli sorunun dünyadaki sınırlı kaynakların yetersizliğine neden olan nüfus artışı olduğunu iddia 

ederler.  Bu  nüfus  artışıyla  birlikte  insan  ömrünü  uzatacak  genetik  müdahalelerin  yapılması 

sıkıntıları da beraberinde getirecektir. Bununla  birlikte, şimdiden dünya nüfusunun had safhaya 

ulaşması,  başka  evrenlerde  yaşam  sağlanabilir  mi  araştırmalarının  ortaya  çıkmasına  da  neden 

olmuştur.    İkinci  hedef  ise  insan  bilincini  en  üst  düzeye  çıkararak  yapay  bir  zekâ  kurulumu 

sağlamaktır.  Trans-hümanizm  ile  birlikte  yapay  zekâ  teknolojisi  egemenliğini  evrende  kurmaya 

başlar.   Bilincin tamamen dijital bir alana aktarılmasındaki neden, insanın kendi bedeninin bilincin 

gerçek  kapasitesini  sergilemesine  izin  vermediği  düşüncesidir.  Ancak  yapay  zekâ  üretilmesi, 

birtakım sorunları da beraberinde getirir. Yapay zekanın uygulanması, var olan sınıf ayrılıklarının 

daha da farklı şekiller alarak derinleşmesine neden olabilir.  

Ölümsüzlük  ve  yapay  zekâ  temelindeki  Ben  aktarımı,  evrime  karşı  bir  müdahale  olarak 

tanımlanabilir.  Özellikle,  genetiği  yapay  olarak  değiştirilen  organizmaların,  gelecekte  hem 

varoluşsal hem de siyasal bağlamda ne gibi sorunlar yaratacağı bilinmemektedir. Bu durum da her 

ne kadar trans-hümanizm insanlık için olumlu adımlar atsa da yaşam biçiminin değişmesi ve bunun 

da bazı yaşamsal belirsizlikleri beraberinde getireceği kabullenilmesi gereken bir gerçektir.  

 

 



 

 

Ölümsüzlük ve Yapay Zekâ Bağlamında Trans-hümanizm 

A. DEMİR 

 

 



http://www.ajit

‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313 

103


 

 

Kaynakça 



 

Abbagnano, N. (1992). Hümanizm. (N. Kale Çev.). Ankara Üniversitesi Dergileri. 25 (2): 763-770.  

Aksakal,  O.  (16  Kasım  2012).  Transhümanizme  Griş-1.  Erişim  Tarihi:  12.10.2017.  http://her-

an.org/2012/11/transhumanizme-giris-1/#sthash.0FPNYFEI.dpuf, 1992. 

Aktürk, E. (2014). Eskatolojik Açıdan Kişisel Özdeşlik Sorunu. Ankara: Araştırma Yayınları, 

Baudrillard, J., (2011). Simgesel Değiş Tokuş ve Ölüm, Çev: O. Adanır, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları

İstanbul. 

Bilgen, H. (, 2014). Biyoteknoloji ve İnsan Hakları: Transhümanizm Hukuk Alanına Nasıl Girdi?. 

 

Erişim  tarihi:   22.10.2017  



http://www. medikalakademi.com.tr/biyoteknoloji-ve-

insan-haklari-transhuemanizm-hukuk-alanina-nasil-girdi.  

Battero, J. (2015). Gılgamış Destanı. (Çev: O. Suda), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul. 

Bostrom, N. (, 2003)., The Transhumanist FAQ, Published by the World Transhumanist Association. 

Doğan, A. (2002).Yapay Zekâ. Kariyer Yayınları, İstanbul. 

Erdemir, A. D. ( 2011). Tıpta ve Etikte Deontoloji. Nobel Tıp Kitapevleri, İstanbul.  

ones,  R.  (2016).  Against  Transhumanism  The  delusion  of  technological  transcendence.  Erişim 

 

tarihi:   22.10.2017. 



http://www.softmachines.org/wordpress/wpcontent/uploads/2016/04/Against_Transhum

anism_1.0_small.pdf

Korlaelçi, M. (1995.). İnsan Benliği.  Felsefe Dünyası Dergisi, 15, p. 30-41,  



Maxmen  A.  (03  November  2017).  Three  technologies  that  changed  genetics.  Nature  528,  S2–S3. 

doi:10.1038/528S2a. 

Nabiyev, Y. V. (2005). Yapay Zekâ. Seçkin Yayınları Ankara:.  

Nietzsche, F. (2011). Böyle Buyurdu Zerdüşt, Panama Yayınları,  

Özkul,  İ.  S.  (31  Mayıs  2013).  2045  İnisiyatifinin  ölümsüzlük  projesi.  Erişim  tarihi:  20.11.2017, 

 

http://her-an.org/2013/05/2045-inisyatifinin-olumsuzluk 



projesi/#sthash.Ep8aiuvD.dpuf

https://cosmosmagazine.com/technology/fighting-the-



common-fate-of-humans-to-better-life-and-beat-death

  

More, 


M. 

(2004). 


Extropian 

Principles 

3.0. 

Erişim 


tarihi: 

18.01.2018. 

http://www.maxmore.com/extprn3.htm

,.  


Bentham, J. (1996), An Introduction to the Principles of Morals and Legislation (1789). (ed.: J.  H. 

Burns and H. L. A. Hart), Clarendon Press, Oxford. 

Hansell, G. R. and Grassie, W. ( 2010). Transhumanism and Its Critics, Metanexus. 

 

 



 


AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology 

2018 Kış/Winter – Cilt/Vol: 9 ‐ Sayı/Num: 30 

DOI: 10.5824/1309‐1581.2018.1.006.x 

 

 



http://www.ajit

‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313 

104


 

 

Document Outline

  • Ölümsüzlük ve Yapay Zekâ Bağlamında Trans-hümanizm
  • Öz  Bu çalışmada, trans-hümanizm hareketi temelinde ortaya çıkan ölümsüzlük, yapay zekâ bağlamında yeni bir varoluş aşamasına giren insanın durumu incelenip, gelecekte yeni insan varoluşunu nelerin beklediği, devlet yapısı ve siyasetin bu insan varolu...
  • Anahtar Kelimeler: İleri teknoloji, trans-hümanizm, hümanizm, post human, ölümsüzlük, yapay zekâ, üst insan, siyaset
  • Trans-Humanism in the Context of Immorality and Artifical Intelligence
  • Abstract In this study, it is analysed that artificial intelligence, immortality on the basis of trans-humanism and examined the situation of Human being who has a new existence stage.  It is searched what human being expected in future, how the state...
  • Key Words: Advanced technology, trans-humanism- humanism, post-human, immortality, artificial intelligence, upper human, politics.
  • GİRİŞ
  • Yirmi birinci yüzyıl insana ve insanlığın geleceğine dair farklı seçenekler sunmaktadır. Bu seçenekler, ileri teknoloji aracılığıyla zihnin sınırlarını zorlayan, hatta onu aşan ve teknoloji aracılığıyla insan aklını kontrol altına alan gelişmeler olar...
  • Trans-hümanizm; insanın fiziksel ve bilişsel yeteneklerinin arttırılması, yaşlanma ve hastalanma gibi istenmeyen yönlerinin ortadan kaldırılması amacıyla teknoloji ve bilimden faydalanılması gerektiğini öne süren bir düşünce hareketidir (Bilgen, 2016)...
  • Trans-hümanizm düşüncesini savunanların asıl amacı; fiziksel ve zihinsel olarak insanları geliştirip, bir anlamda varoluşun yaşam sınırlarını daha iyiye doğru genişletmektir. Diğer bir anlamda amaç, insan hayatı ile insan olmayı daha da iyileştirmek v...
  • Ayrıca trans-hümanistler, ölümsüzlüğün olabilirliğini teknoloji aracılığıyla ortaya koymak istemektedirler. Her ne kadar, her birimiz yeni doğan nesillerimizle ölümsüz olmanın tadına varmak istesek de bunu gerçek anlamda gerçekleştirmemiz daima çok uz...
  • Trans-hümanizmde, insan zihninin ve bedeninin birtakım kodlamalarla kontrol altına alınması ve gerektiğinde en ileri teknolojiyle hazırlanmış organların asıllarıyla yer değiştirmesi düşüncesi oldukça istenilen bir durumdur. Ölümsüzlüğe ulaşma düşünces...
  • Ölümsüzlüğe ulaşma çabasında insan ömrünü uzatmak, insan zihnine yapılan teknolojik yüklemelerle çok süper zeki insanlar tasarlamak ‘acaba bu durum insanlığın sorunlarını çözmede ne derece bize katkı sağlamaktadır?’ sorusunu sormaya zorlamaktadır. İns...
  • İnsanlığın iyiliğine odaklanan hümanizmden sonra trans-hümanizm, bizi üst insanın yaratılmasına götürürken, aynı zamanda bizi post human ile, diğer bir ifadeyle insan sonrası varlıkla karşı karşıya bırakmaktadır. Max More’a göre trans-hümanizm, insanı...
  • Trans-hümanizm sadece ve sadece teknolojiyi en iyi yönde kullanmak istemektedir, asla aksi bir düşünce düşünülmemelidir. Bununla birlikte, elbette diğer her alanda olduğu gibi kötü ellere hizmet etme ihtimaline de açıktır. Özellikle gelecekte, yapay z...
  • Bu anlamda, insanlığın idealist eğilimleri her ne kadar daima iyiye, güzele yönelse de insanoğlunun aklının bir köşesinde daima  negatif düşüncelerin ve distopyaların bulunduğu da bir gerçektir.  Ancak, bu negatif bakış açısı ve ihtimaller senaryoları...
  • İnsanoğlu tarihsel süreç boyunca, bilinçli veya bilinçsiz olarak ‘üst insan’ olma peşinde koşmuştur.  Özellikle mitolojik hikâyelerde, tanrı ve yarı tanrılara üstün nitelikler verilerek bir anlamda en iyi olanın tanımlamaları yapılmıştır. Örneğin, Esk...
  • Bu dünyaya fırlatılan insanoğlu ölümlü, sonlu bir varlık olması bakımından ölümsüzlüğün daima peşinde koşmuş ama ölümlülüğünü aşamayınca, üreyerek kendinden bir nesil bırakmakla bu açığı kapatmaya çalışmıştır. Günümüzde teknoloji, bu istence karşılık ...
  • Görüleceği üzere günümüz dünyasında, insanın ölümsüzlük arzusu ve teknolojinin gelişmesiyle yapay zekâ trans-hümanizm gibi yaklaşım tarzlarıyla boyut değiştirmiştir. Bu arayışlar, geleneksel ölümsüzlük anlayışının tasvir edildiği ‘öbür dünya’ düşünces...
  • Bu anlamda da insan bedenini değiştirme düşüncesi kutsal bir tabu olmaktan çıkmakta, insan da kendi istencine göre kendisinin yaratıcısı olmaya başlamaktadır. Özellikle sentetik biyoloji ile aşkın üst insan gücü eline almaya başlayacaktır. Bu noktada,...
  • Ölümü Yenmek
  • Yaşanılan süreçte, henüz ölümü yenme aşamasında değiliz ancak teknoloji ile yaşamı daha katlanılabilir haline getirerek, ömrü uzatma gücünden de yoksun değiliz. Belirtildiği üzere, insanoğlunun üstün insan olma ve ölümü yenme düşünceleri potansiyel ol...
  • Trans-hümanizmde amaç, yaşlılık ve ölüme ek olarak iş göremeyecek uzuvların sentetik biyoloji aracılığıyla yeniden varlığa getirilerek, biyolojik sınırların aşılma çabasıdır. Örneğin, sentetik biyoloji aracılığıyla insanın doğuştan veya sonradan kaybe...
  • Teknoloji, yaşam süresini uzatabilme imkânını, insanın kendi bedeni üzerinde değişimler yapma veya hiçbir değişim yapmama hakkını, isteyerek zamana direnip aynı yaşta kalma olanağını insanlığa sunmaktadır. Her ne kadar Baudrillard canlılar daha uzun s...
  • İleri teknoloji aracılığıyla ölümsüzlüğün gerçekleştirildiğini düşündüğümüzde, bu durumun getireceği sonuçları da kabullenmemiz gerekecektir. Yaşam süresinin uzatılması veya ölüme çare bulunması durumunda, dünyada nüfus artışı sorunuyla karşı karşıya ...
  • 21. Yüzyılda da teknoloji bu kadar hızlı ilerlemesine rağmen ve insanlığa katkı sağlamasına rağmen ne yazık ki insanlar bunun sonuçlarını algılamakta oldukça yavaş gözükmektedirler. Elbette burada toplumun tamamının bu gelişmeleri algılaması tam anlam...
  • Dondurulan Yaşam
  • “Ölüm artık bulunduğunu sandığımız yerde değildir. O artık biyolojik, psikolojik, metafizik ve hatta ölümcül bir şey de değildir. Ölüm, bu dünyanın sahip olduğu belleğin tamamen sterilize edilip, saydam bir tabut içinde dondurulmasıdır” der Baudrillar...
  • Bu bağlamda, canlı dondurma bilimi olan Kriyonik ölümü kontrol altına alma çabasındadır. Burada temel fikir, ölüleri yeniden canlandırmak için bedeni ölümden sonra korumaktır. Bu süreçte, öldükten sonra vücuttaki kan tamamen boşaltılır, yerine antifri...
  • Bu durum elbette gelecekte birtakım problemleri de beraberinde getirecektir. Donmuş ölülerin, dondurulmadan önceki toplumun sosyal yapısından pay alma durumu ve canlandırıldıkları günkü yaşamsal değerler farklılaşacaktır. Bu nedenle de canlandırma işl...
  • Yapay Zeka
  • Günümüzde ve gelecekte yapay zekâ üzerine söylenecek birçok şey bulunmaktadır. Teknoloji o kadar hızlı ilerlemektedir ki gelecek yılların yapay zekâ bakımından getireceği yenilikler inanılmaz gözükmektedir.
  • Yapay zekâ, bir bilgisayarın ya da bilgisayar denetimli bir makinenin yüksek zihinsel süreçlere ilişkin görevleri yerine getirme yeteneğidir (Nabiyev, 2005: 33). Yapay zekâ insan zekasıyla karşılaştırıldığında, yapay zekânın daha fazla kalıcı olduğu, ...
  • Trans-hümanizm, 1990’lı yıllarda Ray Kurzweil tarafından popülerleştirilmiştir ve Akıllı Makinelerin Çağı  adlı eserinde kendisi, teknoloji temelinde 2045 yılı civarında yapay süper zekânın gerçekleşmesini öngörmektedir. New York’ta düzenlenen ‘Kürese...
  • Sonuç
  • Nanoteknoloji, bioteknoloji, bilgi teknolojisinin birleşmesi insanın bir dizayn projesi olduğu yeni bir durumu ortaya çıkarmaktadır. İnsan genom haritasının çıkarılmasıyla, bugün üretilen yapay organların vücutta sorunsuz çalıştığına tanık olmak mümkü...
  • Teknoloji çağıyla insan, teknoloji ile varlığına anlam katar ve birtakım haklar edinir. İnsan olmak doğal bir süreçtir, bunu ne makinelerle ne de gen tedavisiyle yıkabiliriz. Bununla birlikte, üst insan yetiştirmede, insanı ileriye taşıyacak olan sent...
  • Trans-humanizm, insanın biyoteknoloji ile dansıdır. Genetik mühendisliği trans-hümanizmin tetikleyicisidir. Trans-hümanizmin ilk hedefi, ölümsüzlüğü sağlamaktır. Trans-hümanistler, var olan ve gelişmekte olan teknoloji aracılığıyla insanlığın üst insa...
  • Ölümsüzlük ve yapay zekâ temelindeki Ben aktarımı, evrime karşı bir müdahale olarak tanımlanabilir. Özellikle, genetiği yapay olarak değiştirilen organizmaların, gelecekte hem varoluşsal hem de siyasal bağlamda ne gibi sorunlar yaratacağı bilinmemekte...

Yüklə 1,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə