72
tornacılığı, duvarcılığı, kürek sallamayı, taş kırmayı kendi yaşamının ortaya konması
olarak, yaşamak olarak mı görür? Tam tersine, onun için yaşam, bu işin bittiği yerde,
masada, kahvede, yatakta başlar. Öte yandan, bu oniki saatlik emek, kendisi için dokuma,
eğirme, yol açma vb. olarak değil, kendisini masaya, kahveye, yatağa
götüren
kazanç olarak anlam taşır (Marx, 2012b: 29).
Marx’a göre gerçek zenginlik, tüm bireylerin gelişmiş üretici güçleridir. “
Zengin
insan, insanca hayat etkinlikleri toplamına
gerekseme duyan insandır - kendi
gerçekleşmesi bir iç zorunluk,
gerekseme şeklinde var olan insan” (vurgular
orijinalinde) (Marx, 2012a: 121). Kapitalist üretim tarzında, yığınların artık-emeğinin
genel zenginliğin gelişiminin önkoşulu (Marx, 2008: 559) olduğu ve sadece belirli
birkaç işi yapan uzmanlaşmış “parça insanların” zorunlu emek süresinin kısalmasının
işçilerin boş zamanlarının değil artık emeğin artırılmasına hizmet ettiği ölçüde bu
mümkün değildir. Kapitalist tarzda kullanımla en gelişmiş makine “işçiyi bir vahşinin
çalıştığından ya da kendisinin en basit, en kaba aletlerle çalışacağından daha fazla
çalışmaya zorlar” (ibid, s. 563), “makine kötüye kullanılır” (Marx, 2011: 403).
[İ]şçi bütün hayatı boyunca emek gücünden başka bir şey değildir; bunun için de,
kendisinin kullanılabilir bütün zamanı, hem doğal nedenlerle hem de hukuken emek-
zamandır, yani sermayenin değerlenmesine aittir. İnsanın insan haline gelmesi, ruhen
gelişmesi, toplumsal işlevlerini yerine getirmesi, fiziksel ve ruhsal yaşam güçlerini
özgürce kullanması için gereken zaman ve hatta pazar gününün dinsel tören zamanı -
haftanın bir gününün dinlenmeye ayrılmasının kutsal sayıldığı bir ülkede bile olunsa- tam
anlamıyla safsatadır! Ama sermaye, ölçü tanımayan hırsıyla, artık emeğe duyduğu
kurtlara özgü açlıkla, iş gününün manevi üst sınırını
aşmakla kalmaz, fiziksel üst sınırını
da aşıp geçer. İnsan bedeninin büyümesi, gelişmesi ve sağlıklı tutulması için gereken
zamanı gasp eder. Sermaye, temiz hava alması ve güneş ışığı görmesi için gereken zamanı
işçinin elinden zorla alır. Sermaye, yemek saatlerinden tırtıkladığı zamanları her fırsatta
üretim sürecine katar; öyle ki, sadece bir üretim aracı durumunda bulunan işçiye, yemeği,