Hacılar,
Karapapak Türk Mitolojisinin Yapısı Üzerine Araştırmalar
89
ilgili motifler, diğer masallarda da (örneğin “Ovçunun Nağılı’nda”)
konunun
gelişip yeni boyutlar kazanmasında büyük rol oynamıştır.
Bugüne kadar gelip ulaşan masallar içerisinde en ilgi çekici olanlardan birini de
“Hıdır İlyasın Nağılı” oluşturur (Hacılar 1996: 81-83). Hıdır İlyas (Hızır İlyas)
motofinin Türk boylarının folklorunda “sıkıntıları bitirici ruh”, “yardım eden”,
“mitik koruyucu” şeklinde yer aldığı bilinmektedir. Türk boylarının masallarında
ve mitlerinde Hızır İlyas, ölümsüzlük suyunun sahibi, göze görünmeyen ve güç
yetmeyen bir kahraman olarak nitelendirilir. O,
zaman zaman göze gürünse de
çok çabuk kaybolur. Konu kendi içinde o kadar çeşitlilik arz eder ki, burada
bunların üzerinde tek tek durmak mümkün değildir. Ancak bir iki cümleyle de
olsa (“Hızır İlyas Nağılı”ndan hareketle) bu kahramanın özelliklerini açıklamaya
çalışacağız. Masalda şunlar kaydedilmektedir:
Bir gün padişah vezirine Hızır ile görüşmek istediğini söyler. Vezir
yoksul birini bulur. O da otuz dokuz gün yiyip içtikten sonra kırkıncı
gün cezasını öğrenmek üzere padişahın yanına gelir. O anda adamın
yanında bulunan bir çocuk bir söz söyleyip kaybolur. İkinci
vezir yok-
sul adamın derisini soydurup içine saman konularak meydanda asıl-
ması gerektiğini söyler. Söz konusu çocuk da ortaya çıkıp aynı sözleri
tekrar eder ve kaybolur. Üçüncü vezir ise padişahın yoksul adımı ba-
ğışlamasını öğütler. O anda yine çocuk ortaya çıkar ve aynı sözleri
tekrar eder. Bunun üzerine padişah onu çağırıp kim olduğu sorar.
Çocuk: “Sen bu yoksul kimseye Hızır İlyas’ı bulmasını söyledin. İşte
geldim. Benim Hızır İlyas. Bu dünyaya darda kalanlara yardım etmek
ve onları zor durumdan, beladan kurtarmak için geldim.” der.
Efsanelere göre Hızır ölümsüzlük suyunu içmiş olan tek varlıktır. Ölümsüz unvanını
kazanmış olan bu varlığa ulaşmak, araştırdığımız kaynaklar içerisinde yalnızca
Başkırt destan kahramanı Uralbatır’a kısmet olmuştur. Uzun sıkıntılardan sonra
ölümsüzlük suyunu bulan Uralbatır’a Hızır bu sudan içmemesini öğütler. Çünkü
kendi bu sudan içmiştir; şu an ölmek istemektedir ancak bir türlü ölememektedir
(Başkirskiy Narodnıy Epos 1977). Oysa hayatın kanunu böyledir:
Bir gün doğan
bir gün ölmelidir. Bir gün gelen bir gün mutlaka gitmelidir.
Yardımsever koruyucu, göze görünmeyen sorun bitirici Hızır, Türkler’le kom-
şu olan halkların folklorunda da yer alır. Bu bakımdan Buryat destanı “
Geseriada”yı araştıran S. Ş.Çagdurov’un ileri sürdüğü görüşler ilgi çekicidir:
“Böylelikle en eski Midya-Türk-Moğol kökenli olan kat, kas, kes, het, get,
(“güçlü”, “sağlam” kişilere ait) ve daha eskilere bağlı olan “sahip”, “hami”,
“hakim” anlamlarına gelen “Orta Asyalı” kadir, hedir, hezir –“iyiliksever ruh”
(eski-“kötülüksever ruh”) büyük bir ihtimalle mitik İran Kasuru’nun ve elbette
ki Altay coğrafyasındaki boy ve kabilelerin atası sayılan uluslararası epik
Kesar’ın / Qeser’in ortaya çıkmasına sebep olmuştur” (Çaqdurov 1980: 51).
Görüldüğü gibi eski mitolojik ögelerle örtüşen ve geniş bir coğrafyayı kapsayan
Hızır motifinin bir takım fonksiyonları yukarıda anılan
masalda da yer almakta-
bilig, Bahar / 2009, sayı 49
90
dır. Bunlardan en başlıcası hiç kuşkusuz ki, “ iyiliksever” ve “kurtarıcı ruh”tur.
Bu özelliklerinden dolayı “Hıdır İlyasın Nağılı / Hızır İlyas Masalı”, Dede Korkut
hikâyelerinin birincisi içinde yer alan Hıdır İlyas motifi ile örtüşür. Araştırmacılar
Dede Korkut hikâyelerinin bu boyunu kaynak itibarıyla en eski
Oğuznameler’den sayarak onu Orta Asya bölgesine ait gösterirler. “Hıdır
İlyasın Nağılı”nı Türkler’in en eski mitolojik görüşleriyle
örtüşen bir örnek ola-
rak değerlendirmek bilimsel ölçülere tamamen uygundur.
Bugün Gürcistan sınırları içinde yer alan Borçalı bölgesi, eski Türk etnik-
medeni sisteminin bilimsel yönden açıklanması için değerli bilgileri üzerinde
barındırmaktadır. Bu bölgeden derlenip toplarlanan mitolojik metinlerin
araştırılıp incelenmesi sonucunda da hem Türk yaşayış ve inanışının
birçok
bilinmezi aydınlanacak hem de Türkler’in bu coğrafyayla olan ilişkisi gözler
önüne serilecektir.
Kaynak kişiler:
Qurbanov, Semed Dursunoğlu (1983). Anlatıcı, Yaş: 60. Başgeçit, Az-Geyliyen Köyü.
Hacılar, Fatma Yusufkızı (1984). Anlatıcı, Yaş: 61. Bolnis, Darvaz Köyü.
İsmayılov, Reşid Elioğlu (1985). Anlatıcı, Yaş: 61. Marneul, Sarvan Köyü.
Tanrıverdiyev, İdris Mustafaoğlu (1984). Anlatıcı, Yaş: 80. Başgeçit, Saatlı Köyü.
Kaynaklar
Acalov, Arif (1988).
Azerbaycan Mitoloji Metinleri. Bakü: Elm Yay.
Aliyev, Oruc (1998).
İdeyno-Hudojestvennıye Osobennosti Azerbaydjanskih
volşebnıh skazok. Avt. Kand. Diss. Bakü: AEA.
Alyılmaz, Semra (2003).
Borçalılı Bilim Adamı, Eğitimci, Şair Valeh Hacılar. Ankara:
Devran Yay.
(2004).
Borçalı Mifik Tefekküründen Poetik Gerçekliğe. Tiflis: Gürc. Yaz. Birl.
Azeri Bölm. Yay.
Başkirskiy Narodnıy Epos (1977). Moskova: Nauka Yay.
Çaqdurov, S. Ş. (1980).
Proishojdeniye Geseriadı. Novosibirsk: Nauka Yay.
Çikovani, Mihail (1979).
Korkutun Kitabı ve Gürcü Kahramanlık Destanı. Dil ve
Edebiyat Serisi 3. Tiflis: Mesniereba Yay.
Ehmedoğlu, Osman (1988).
Anahatır. Tiflis: Sovyet Gürcistanı Gazetesi, 10 Eylül.
Eski Gürcistan (1907). C.II, Böl. IV. Tiflis.
Hacılar, Valeh (1996).
Azerbaycan Folkloru Antologiyası. C. II. Bakü: Azerneşr Yay.
Levi-Stros, K. (1970).
Sıroye i Varennoye, İz Kniqi “Mifoloqiçnoye”, - İssledovaniya
po Semiotike İskusstva. Moskva-Leningrad.
(1978). “Mif, Ritual, Genetika”.
Priroda 1.
(1983). “Struktura i Forma”.
Semiotika. Moskova: Raduga Yay.???
Meletinski, Y. M. (1977). “Mif i İstoriçeskaya Poetika Folklora”.
Folklor. Poetiçeskaya
Sistema. Moskova: Nauka Yay.
Prop, Vladimir (1928).
Morfologiya Skazki. Leningrad: Akademiya Yay.