GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
310
Bizim zerre kadar da aklımız yoktur, arı gibi koku alamıyoruz.
Niye? Bu kadar sen; arı bu mayayı nasıl yapıyor, getirmiş olduğu
çiçekleri nasıl bala çeviriyor, bak bulamıyoruz, tespit edemiyoruz.
Neyse bu dört şahtan murat nedir?
Bilinmez âlemin sırrı nihansa, dört şahın hükmüyle dönen cihansa,
sen de cihansın. Ama büyük cihansın, ama küçük cihansın. Bu dört
şahla senin küçük cihanlığın büyük cihana dönecek. Bu da nedir?
Kitap sünnet, icma, kıyas.
Farz, vacip, sünnet, müstehap.
Şeriat, tarikat, hakikat, marifet.
Bu dört şah; herkesin bileceği anlayacağı ve buna ulaşacağı
zahirdeki anlamı.
Ama bunun anlamı tarikattaki bu değildir. Tarikattaki anlamı dört
şahtan murat sen de bir âlemsin, sende de bu sırlar var. Bu sırları
neyle açılacak, neyle elde edilecek? Dört şahın hükmüyle;
Muhabbet, ihlâs, adap, teslim.
Şimdi zahirde farz, vacip, sünnet, müstehap veya kitap, sünnet,
icma, kıyas ne yapıyor?
İnsanı hayvan sıfattan beşerî sıfata geçiriyor. Eğer bir insan edille-i
şeriyyeyi yaşamazsa farzı, vacibi, sünneti, müstehabı veyahut da
işte kitap, sünnet, icma, kıyası bunları yaşamazsa insan, insan
sayılmıyor. İnsan değildir o. İnsan olmak için bunları yaşayacak.
Bunları yaşamazsa insan değil, çünkü farz Allah'ın emridir.
Allah'ın emri ise inananlaradır. Kitap inananlara inmiş,
inanmayanlar zaten kitaba inanmıyorlar. Sünnet yine inanana,
Peygamber inananların Peygamberi; inanmayanların peygamberi
değil ki.
İşte zahirde insan hayvani sıfattan beşeri sıfata geçmek için edille-i
şeriye tamam olacak. Beşeri sıfata geçer ama beşeri sıfat yine
noksan sıfat. Beşeri sıfattan melekî sıfata geçmek için tarikatı
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
311
tamam olacak. Tarikatın şartlarını toparlayacak, elde edecek. Sade
bilmek değil yaşayacak. Tarikatın şartları ne? Demek ki burada;
Dört şâhın hükmüyle döner cihândır
Evvela edille-i şeriyeyle hayvani sıfattan beşeri sıfata geçecek;
olmazsa geçemiyor. Beşeri sıfattan geçmek için dört şart. Bu da
nedir?
Muhabbet, ihlâs, adap, teslim. O da nedir?
Muhabbet ne?
Meşayihe olan sevgi.
İhlâs ne?
Meşayihi büyük görmek.
Âdâp ne?
Meşayihi nerelerde olursa olsun, nerede olursa olsun, meşayih ne
kadar ırakta olursa olsun o beni görüyor. Iraklık bende onda değil.
Iraklık irade sahibindedir. İradeden kurtulan kimsede ıraklık
olmaz.
Bir yerdesin her yerdesin;
Her yerdesin bir yerde değilsin .
Bak bu rumuzlu bir kelam. Bir'den mana ne?
Allah'ın birliğine ulaştıysan her yerdesin sen.
Eğer her yerde olursan Allah'ın birliğine ulaşamazsın. O zaman her
yerde olursan bir yerde olamazsın, orada, burada, her yerde sen
gezemezsin ama gönlün her yerde. Her yerdeysen bir yerde
değilsin.
Ne zaman ki bir yere bağlandın. Bir yer ne? Bir Allah'ı, tek olan
Allah'ı gönlünde yaşatıyorsan, onunla yaşıyorsan sen bir yerdesin.
O zaman sen her yerdesin. Allah sana her yeri musahhar eder.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
312
Onun için veliler zamandan, mekândan kurtulmuşlar. Onlar için
zaman mekân olmaz. Zaman, mekân bizlerde. Onun için onlarda
işlem de olmaz. Onlarda emirdir; kün, kün emri onlarda. Kün
emrine karşı dağlar yerinden oynar gider. Niçin Mevlana Hazretleri
buyurmuş ki; “Himmetü'r-rical tahlatü'l-cibal”
Ne buyuruyor? Erlerin..
Er ne?
Er ki nefsini yenen, güçlü olan.
Erlerin himmeti dağları pamuk gibi yerinden kaldırır, savurur. Bir
de ne buyrulmuş;
Yek nazar eylese arifibillah
Asl-ı kemhareyi mücevher eyler
Asl-ı kemhare ne?
Kara taş. Kara taşı mücevher altın yapar.
Kim?
Arifibillah, Allah'tan ayık olanlar; yek nazar; bir bakışta kara taşı
mücevher, altın yapar.
İşte dört şahtan murat; zahirde edille-i şeriyeye tâbi olunacak ki
hayvani sıfattan kurtulabilelim. Tarikatta bu dört şahtan murat;
muhabbet, ihlâs, adap, teslim. Bunlar olacak ki beşeri sıfattan
melekî sıfata geçebilelim. Ne oluyor o zaman?
Dört şâhın hükmüyle döner cihândır
O zaman arif oluyor.
Ârif olanlara özge seyrândır
O ariflerin ayrı bir seyri var. O eşyada isim olarak, cisim olarak
onların ayrı bir seyri var.
Nedir onlardaki seyir?
Onlardaki seyri söylemeyle biz ifade edemeyiz ama;
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
313
Kâmile her eşyâ olmuş bir evrâd
Kamile bütün isim, cisim taşıyan her eşya ne olmuş?
Kamiller için zikir olmuş.
Öyledir niye olmasın. Cenabı Hak buyuruyor ki “sizin o cansız
gördüğünüz taşlar da beni zikreder”. Bu Kur'an'da ayetle sabit,
“sizin cansız gördüğünüz taşlar da beni zikreder”. Öyleyse bu eşya
zikirdir, kâmiller için her eşya zikirdir, tevhittir, “La ilahe illallah”.
Zaten;
La'yı iskat eyleyenler daim illa hu çeker
“La” ne?
“La” yani her şeyi iskat, çıkarttı, her şeyi gönlünden çıkarttı.
Her şey yok olsa kim kalır?
İsim cisim taşıyan hiçbir şey yokken bütün mükevvenatta kim
vardı?
Allah vardı.
Bunlar hep yok olunca kim kalacak?
Allah kalacak.
Bütün “Lâ” her şeyi iskat yapmak lazım gönülden, atmak lazım ki
o gönlün sahibi Allah'tır, orada Allah kalır. Onlar için bütün eşya
tevhittir, bütün eşya zikirdir.
Peki buna ulaşır mıyız?
Amennâ hepimiz ulaşırız.
Ulaşamaz mıyız?
Ulaşamayız, ulaşırız.
Allah'ın fazlu tevfiki olacak, kulun da sa'yı olacak.
Ama Allah'ın kula büyük fazlu tevkifi nedir?
Şeyhim benim sultân imiş
Dostları ilə paylaş: |