GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
284
Aynı da değil gayri de değil ol buna agâh
O zaman, o zahirde bir cisim taşır. Peygamber Efendimiz zahirde
Allah mıydı? Değil hâşâ.
Ama Allah'tan gayrı mıydı? Değil hâşâ.
Delili de ne?
“Kâbe kavseyni ev ednâ
7
” İşte delili de budur. “Habibim sen bana
iki kaşın yaklaştığı kadar yaklaştın”.
Yani bir kaşın biri Allah, bir kaşın biri Resulullah oluyor.
Fakat sadece bu ifade ile bilinmez. Zatı, sıfatı anlamak için; bak
nasıl anlaşılır zat ile sıfat?
Kuvve-i kudsîden edip imdadı
Bize haber verdi zatı sıfatı
Ol zaman anladık sırr-ı Ahmed'i
"Küntü kenz" esrârın beyan eyledi
Bakın demek ki bu zat ile sıfatı insanlar kitap ve ilimle tarif
edemez, bilemezler. Ancak hepsi sıfattan bahsederler, zattan
edemezler. Zatı, sıfatı o zaman birbirinden ayırırlar.
Hâlbuki zat var sıfat var ama bunlar birbirinden ayrı değil.
Zattan mana Hazreti Allah,
Sıfattan mana Resulullah.
Zattan mana sende bir ruh var,
Sıfattan mana bir ceset.
Cesedin ayrı, ruhun ayrı mı senin cevap ver?
7 Necm 53:9
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
285
Değil; ama ruh ile cesedin bir anlaşması var. Bak ceset ruhtan
alıyor iktidarını, fakat ceset ruhu bilemiyor, bilmiyor. Ama bilecek
mi? Bilecek. Ne zaman bilecek? Ne zaman ki;
Kuvve-i kudsîden edip imdadı
Bize haber verdi zatı sıfatı
Ol zaman anladık sırr-ı Ahmed'i
"Küntü kenz" esrârın beyan eyledi
Kuvve-i kutsi ne?
Yani kutsal manevi kuvvetiyle, manevi gücüyle, kutsal nefesleriyle
bildirdi, diyor.
Neyi? Zatı, sıfatı bildirdi.
O zaman da zatı, sıfatı anlayınca, sırrı Ahmedi anlayabildik.
Allah'ın Resulü olan sırrı Ahmedi anlayabildik. O da şudur ki;
Semada ismi Ahmet'tir
Bu âlemde Muhammet'tir
Ehaddan vahidiyettir
Ehad: Allah, vahidiyet yani Allah'ın zatından (muhabbetinden) var
oldu.
Evvel Allah Resulullah'ı var etti ve onun varlığı ile mükevvenatı,
seni beni var etti.
Onun için işte tarikatın esrarları nimetleri bunlardır. Bunlar
söylenir ama yine söz ile anlaşılmaz;
Söz ile her kalbe doğmaz ledünni
Fakat tarikatta bunlar yaşanır yaşanmaz değil yaşanır ama görür
gösteremez, bilir bildiremez.
Diyen bilmez bilen demez.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
286
Ama ne zaman ki biz insanlar olarak yaşarsak, biliriz. Şeyh Şibli
Hazretleri evlenmemiş. Sormuşlar, demişler;
—Niçin evlenmedin?
Bak şöyle bir ifade kullanıyor:
Dediler niçin evlenmedin sen
Dedim ki henüz baliğ olmadım ben
Veliliğe varınca baliğ olur
Velilik olmazsa o oğlancık olur
İnsanlarda üç türlü baliğ vardır.
Bir on beş yaşında mükellefiyeti vardır.
Bir de velilerin, nebilerin kırk yaşında baliğ olmaları var. Onlara
nübüvvet kırk yaşında gelmiş. Velilere de kırk yaşında velayet
verilmiş. Kırk yaşından evvel olmuyor, olmaz.
Bir de avamın on beş yaşında mükellef olduktan sonra kırk yaşına
kadar gençlik yaşı var ve inancını yaşamadı. Genç ise bu dünya
gençlere kancayı takmış, ihtiyarlardan kancasını çekiyor, alıyor,
koparıyor. Çünkü o da gençliğinin icabı gezmesi, tozması, yemesi,
zevki sefası gençliğinin icabıdır. Kırk yaşında bir ayılma oluyor.
Nasıl ki kırk yaşında nebiler nebi oluyor, veliler veli oluyor her
inanan da, avam da kırk yaşında düzeldiyse düzeldi; düzelmediyse
kırk yaşından sonra düzelse de kıymeti yok, kıymet ifade etmez.
Çünkü gençliğini zayi ediyor. Demek ki bir on beş yaşında baliğ
olmak var, bir de avamlar için kırk yaşında baliğ olmak var.
Fakat nebiler için buna manevi buluğ deniliyor. Onlar nebi olunca
o zaman manevi buluğ olmasıyla, ruh ile cesedin evliliği oluyor.
Yani ruhla cesedin anlayışıdır, birbirine muhalefeti kalkıyor
ortadan, mutabık oluyor. Yani o zaman ruh ceset ile anlaşabiliyor,
o zamana kadar anlaşamıyorlardı.
Anlaşamamaları ne?
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
287
Ruhtan almış olduğu bir iktidar ile ruha bu ceset bu nefis ihanet
ediyor. O zaman o ihanetlik ortadan kalkar. Buna manevi buluğ
deniliyor ki bu da nebilerde, velilerde olur. O zaman ceset ruhu
anlıyor. Ruh da cesetle o zaman anlaşabiliyor. O zaman ne oluyor
işte şu kelam onu ifade ediyor;
Bu berzah âlemin geç gör neler var
Eriş nûra ki sende kalmaya nâr
Olursun âlem-i ruhtan haberdar
Berzah âlemi bir defa dünyadır, bu cesettir, bir de insanlarda olan
gaflettir. Berzah demek karanlık demektir.
Eriş nûra ki sende kalmaya nâr
Nurdan mana cennettir, nurdan mana Allah'ın rahmetidir.
Nardan mana cehennemdir, Allah'ın gazabıdır. Ama
Olursun âlem-i ruhtan haberdar
O zaman ruh âleminden haberdar olursun ama haberdar edemezsin,
bilirsin bildiremezsin, görürsün gösteremezsin. İşte kelamı kibarda
geçer;
Ayni de değil gayri de değil ol buna agâh
Bu Evliyaullah’a buyrulmuştur.
Evliyaullah Allah mıdır? Değil.
Allah'tan gayrı mı? Değil.
Fakat bunu idrak etmek çok çetindir. Bu ihvanlar arasında
söyleniyor ama bunu izah edemezlerse o zaman çapak alırken göz
çıkarırlar. Bunlardan ruhtan böyle bahis yapmayın, ruhun esrarı
anlaşılmaz ve çözülmez ve ifade edilmez. Onun için nemize lazım
bizim için Allah'ın emri var, nehyi var, şeriat var, tarikat var.
Şeriat nedir?
Dostları ilə paylaş: |