GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
77
Çünkü Cenabı Hak “Biz insanları, cinleri halk ettik ki, bizi mabud
bilsinler
4
”. Bize itaat etsinler. Bir hadis-i kutsi var: Burada da
buyuruyor ki: “Biz bir gizli hazineydik. Aşikar olmamız için
insanları
halk ettik
5
”.
Yani, biz bu insanlar, Allah’a şükür bak, Müslüman’ız, inanmışız.
Fakat inanan var, inanmayan var. Bakın inanmayan Allah'ı inkar
edip, tabiattan biliyor, tabiattan diyorlar. Ama inananlar için bütün
bu varlıklar Allah’ın varlığına bir ispattır, bizim için delildir.
Bunlar olmasaydı, biz olmasaydık, bu kainat olmasaydı, Cenabı
Hak zatıyla beraber kalırdı, onun varlığı bilinmezdi.
Demek ki bütün bu mükevvenatın halk edilmesi, Allah’ın varlığını
evvel bildiriyor, sonra da aşikar ediyor.
Ama şeriat bildiriyor, tarikat aşikar ediyor.
“Biz bir gizli hazineydik. bilinmemiz için insanları halk ettik”
buyuruyor. Bu tarikattır işte.
Çünkü ancak “Bir gizli hazineydik” fermanında nerededir? Bu
gizli
hazine Allah ise, bu gizli hazine nerededir?
Cenabı Hak: “Ben arşa, kürse, hiçbir yere sığmam” diyor. Ama
yalnız bak amentü billah ben Allah'a inandım, Allah vardır, birdir,
ortağı, şeriki yoktur, mekandan münezzehtir değil mi? Böyle ama,
Cenabı Hak “hiçbir mekana sığmam, mü’min kulumun kalbine
sığarım” diyor. Onun için burada Allah ilmiyle de eşyayı ihata
emiştir, azametiyle de ihata etmiştir.
Ama, ne zaman ki insanlar şeriat, tarikat, hakikate malik olursa,
hakikate ulaşırsa bir insan, fenafillah olursa bir insan. Neye benzer
biliyor musunuz? Bir nehrin gidip deryaya karışması gibidir. Nehir
deryaya karışmadan evvel onun bir cismi vardı, gücü vardı, sesi
vardı, hareketi vardı. Deryaya karıştıktan sonra bunun daha gücü
var mı? Var ama deryadan alıyor o gücünü. Gücü de derya, sesi de
4 Zariyat 51:56
5 Fususül Hikem Trc. C.1 S.43
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
78
derya, vücudu da derya değil mi? Öyle oluyor. İşte insanlar da;
Allah'tan gelen ruh Allah'a ulaşırsa, işte insanlar ne oluyor o
zaman? Büyük varlık ve kıymetli varlık oluyor. Ki Allah’ın
zatından sonra o insan büyüktür.
Böyle bir insan için işte vahdet-i vücut deniliyor. Vahdet-i vücut
olmuş böyle bir insan için ne olmuş?
“Ölmeden önce ölmüş”. Böyle bir insan için ne olmuş?
Cem’ü’l-cem olmuş. Allah’ın azametinde birleşmiş.
Evet.
Bu insan için bu eşya, bu kainatta her şey yok oldu.
“Küllü şeyin halikün illa vechehu
6
” emr-i fermanı onda tecelli etti.
Bu ferman bir afakta tecelli eder, bir de enfasta.
Enfas
demek yani her nefiste, her şahısta.
Afak demek de, yani bütün kainatta tecelli eder.
Bu nasıl?
“Küllü şeyin halikün illa vechehu” emr-i fermanı; İsrafil aleyhi’s-
selamı Allah iki görev için halk etmiş. Bir üfürmesinde bütün her
şey yok olacak. Tekrar ikinci bir üfürmesinde var olacak. Ama bu
afakta, mükevvenatta, halkiyatta.
Cenabı Hakkın halkiyatı, mesnuâtı kaça ayrılıyor? Üçe ayrılıyor.
Cemadât, nebâtat, mahlukât.
Cemadât: Yer cinsi, Nebâtat:
Bitkiler, Mahlukât da canlılar.
Canlı olarak haşarattan, vahşi hayvanlardan, insanlardan, cinlerden,
meleklerden, yani bütün bunlardır. En ufak böcekten başlar bunlar
en büyük bir cisim sahibine kadar canlılardır, mahlukattır.
Ama insan da bir mahluk değil mi?
Mahlukatın hepsinin ma fevki insandır.
6 Kasas 28:88