Bu eser, Gönüller Sultanı Abdurrahim Reyhan (Erzincanî)



Yüklə 1,89 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə72/89
tarix01.08.2018
ölçüsü1,89 Mb.
#60441
növüYazı
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   89

                         GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4   -  www.gonullersultani.net 
                
280 
Öyle  bir  şey  ki;  insanlarda  nefis  var,  ruh  var.  Yaratılış  itibariyle 
nefis  köpek  tabiiyetli,  ruhsa  koyun  tabiiyetlidir.  Şimdi  köpek 
tavlanınca  azgınlaşıyor,  zayıf  olunca  sakinleşiyor.  Koyun  da 
tavlanınca  ağırlaşıyor,  zayıf  olunca  azgınlaşıyor,  oraya  buraya 
saldırıyor. Öyleyse burada insanlar yediğini hem nefsine yediriyor, 
hem ruhuna yediriyor.  
Gafil yerse nefsine yedirir, huzurla yerse ruhuna yedirir.  
Bizde riyazet huzurdur.  
“Yiyin,  için  israf  etmeyin
4
”,  yalnız  lokmanız  helal  olsun  ve  gafil 
yemeyin, bu şarttır. Çünkü bir nimetin nuru vardır, zulmeti vardır. 
Eğer  gafil  yerse  o  nimetin  zulmünü  gidermiş  değildir  ve  bu  da 
şudur:  Cenabı  Hak  “beni  yerken  zikredin,  beni  içerken  zikredin, 
beni  alırken  zikredin,  verirken  zikredin,  yatarken  zikredin, 
kalkarken zikredin
5
” buyuruyor.  
Yapabiliyor muyuz?  
Biz  yapamıyoruz  ama  yapanlar  var.  Yapanlar  için  ne  buyuruyor 
Cenabı  Hak,  “benim  öyle  kullarım  var  ki  onların  ticaretleri 
zikirlerine mani olmaz. Yerler beni zikrederler, içerler zikrederler, 
alırlar,  verirler,  yatarlar,  kalkarlar,  gezerler  beni  zikrederler
6
”, 
buyuruyor. 
Mademki öyleyse huzurla, zikirle bir nimeti yedikse onda zulumat 
olmaz. Onun zulmetini giderir nuru kalır. O nur ise ruhun gıdasıdır, 
nefis  ondan  gıda  alamaz.  Burada  demek  ki  nefis  köpek 
tabiiyetlidir,  o  yedikçe  azgınlaşıyor,  onu  aç  bırakmak  lazım.  Aç 
bırakmak  lazımsa  riyazet  tarikatları  var,  haktır.  Onlar  nefisleri 
ölmeyecek  kadar  yerler,  çok  basit  şeyler  yerler.  Onlar  nefsin 
arzularını terk ederler.  
                                    
4 Araf 7:31 
5 Al-i İmran 3:191 
6 Nur 24:37 


                         GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4   -  www.gonullersultani.net 
                
281 
Nefsin arzuları deyince bir meşru, bir de gayr-i meşru arzuları var. 
Gayr-i meşru olan nefsin arzularını Allah zaten yasaklamıştır. Ama 
meşru  olan  şeyleri de  terk  edecek  ki o  zaman  nefsin  arzularından 
geçsin. Nefsin arzularından geçmezse bir insan aşka duçar olamaz.  
Öyleyse bizim tarikatımızda bu böyle değildir. Bizim tarikatımızda 
buyuruyorlar ki;  
—Oğlum ne yersen ye lokman helal olsun. Ye gafil yeme, yediğin 
zaman huzurlu ye.  
Bizde huzur rabıtadır.  
Sen  sofrada  yediğin  zaman  o  sofra  şeyhin  sofrası  olsun.  Sanki 
şeyhinle  beraber  yiyormuşsun  gibi  şeyhini  unutma.  Eğer  şeyhin 
yediğini gördünse onun yemesine yemeni benzet. İçtiğini gördünse 
içtiğini  içtiğine  benzet.  Her  ne  gibi  hareketini  gördünse  bütün 
hareketlerini ona benzet. Bu insibahtır. Çünkü bakın;  
Taklîd'den  tahkîke döndür Sâlih'i  
Buyrulmuş, taklitten tahkike...  
Âteş-i aşkınla yandır Sâlih'i 
Şarâb-ı lebinle kandır Sâlih'i   
Taklîd'den  tahkîke döndür Sâlih'i  
Afv eyle hizmette noksânımız var 
Bu taklitten tahkike dönmek var ama burada taklit ikidir. Bir taklit 
var ki hicvedenler alay edenler. Onlar şunlardır; 
Ârifin Hak iledir Hak'tır özü 
Anların kıblesidir şeyhin yüzü  
Kavm-i Nemrûdîler istemez bizi  
Bakın dikkat edin Kavm-i Nemrudiler, diyor. 
Anların kıblesidir şeyhin yüzü  


                         GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4   -  www.gonullersultani.net 
                
282 
Burada  yanlış  anlaşılmasın,  talibin,  müridin  iki kıblesi  vardır.  Bir 
cisminin cesedinin kıblesi, bir de ruhunun kıblesi var.  
Tarikata  girmeyenler  bu  ruhun  kıblesini  bilemiyorlar,  ruhun 
kıblesini  bulamıyorlar.  Bu  ayetle  sabit,  bir  insan  zahirde 
Mutesimbihablillah, batında Bihablillah olacak. Ayet bunlar.  
Mutesimbihablillah;  zahir  emirleri  harfiyen  yerine  getirecek, 
zahirde  bir  eksikliği  olmayacak.  Yani  bütün  zahirdeki  emirler, 
ameller kıbleye yönelmektir. Kıbleye yönelmeden bir amel makbul 
oluyor mu? Olmaz. 
Ama  batında  Bihablillah;  müridin  sadece  hedefi  Allah'ın  zat-ı 
bahti'dir.  Allah'ın  zatından  başka  bir  arzusu,  isteği  olmayacak. 
Allah'ın  zatı  varsa,  sıfatı  varsa;  sıfat-ı  subutiyesi  varsa,  sıfat-ı 
zâtıyesi varsa, başka isteği olmayacak.  
Sıfat-ı subutiyesi sekiz, bu sıfatları insanlara da vermiş.  
İnsanların  da  bir  görmesi  var,  işitmesi  var,  iradesi  var  değil  mi? 
İlmi  var,  bunlar  var.  Allahın  sıfatları  insanlara  da  vermiş  ama 
Allah'ın  sıfatına  karşı  insanlardaki  sıfat  okyanusa  karşı  bir 
damladır.  Katre,  yağmur  katresi  ile  bir  derya  okyanus  bir  olabilir 
mi? Onun için bak; 
Seni katre iken ummân eder şeyh 
 
Buyurmuş. Bir de ne buyuruyor kelamı kibarda; 
Seni hayvân iken insân eder şeyh 
Gönüller şehrine mihmân eder şeyh 
 
İçirip bir kadeh aşkın meyinden 
Gedâ iken seni sultân eder şeyh 
Haber verir hakîkat illerinden  
Sana çok tuhfeler ihsân eder şeyh 
 
Olursun "men aref" sırrından âgâh 
 
Seni katre iken ummân eder şeyh 
 


                         GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4   -  www.gonullersultani.net 
                
283 
Evet, bu katre nedir?  
Bizdeki  işte  cüzi  irade,  cüzi  akıl,  görmek,  işitmek,  konuşmaktır. 
Bunlar  cüzidir.  Bizde  var  ama  küllisi  Cenabı  Hak’ta  Allah’tadır. 
Bunlar  bizdeki  görmeler,  işitmeler;  sekiz  sıfat,  Allah'ın  sıfatlarına 
karşı bir okyanusa karşı bir katredir.  
Bütün  bu  yerdeki  akan  suların  aslı  deryadır.  Bu  sular  deryadan 
geliyor ve gökten yağan rahmetler, yağmurların seli, gölü meydana 
getiriyor.    Fakat  bunlar  deryayı  çoğaltıyor  mu?  Bunlar  deryadan 
ayrılıyor ama deryayı eksiltiyor mu?  
Bunlar deryaya gidiyor deryayı bunlar çoğaltıyor mu? Çoğaltmaz.  
Cenabı Hakk'ın sıfat-ı zatiyesi var.  
En evvel Cenabı Hak vücut sahibi.  
Vücut sahibi ise zatının nuru var. 
Cenabı Hak zatı bir vacibü'l-vücut. Vücut sahibi, vücudu var ama 
onun  vücudu  akla  gelmez,  onun  vücudu  kıyas  edilemez, 
düşünülemez.  
Çünkü  görülen  bir  şey  düşünülebilir.  Görülmeyen  bir  şey 
düşünülebilir mi?  
Bilinen bir şey düşünülebilir, bilinmeyen bir şey düşünülebilir mi?  
Bir  de  var  ki;  bilmiş  ama  göremiyor.  O  bildiğinden  de  misaller 
verir ama bildiğini bildiremez.  
Onun  için  burada  Cenabı  Hakk'ın  zatından  bahis  yoktur, 
sıfatlarından vardır.  
Bütün  ilim,  amel,  hikmetler,  kudretler,  olaylar  bütün  Allah'ın 
görünen  hep  sıfatlarının  asarıdır  ama  bu  sekiz  sıfat  da  zatının 
asarıdır.  
Zatı  birdir.  Öyleyse  Cenabı  Hakk'ın  zatı  birse  bir  insan  da  esma 
nuruna geçerse, sıfat nuruna geçerse, zat nuruna geçerse ne olur? O 
zaman Salih Baba'nın emri; 


Yüklə 1,89 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   89




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə