92
Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
Bu nedenle alabilir, ama kabul ede-
mezdi.
Farkında olma düzeyindeki farklılık
da bir derece farklılaşmasıdır. Soren
Kierkegaard’ın dediği gibi:
“Gerçek
(Soren Kier-
kegaard, Ölümcül Hastalık Umut-
suzluk, Çev. Mukadder Yakupoğlu,
Doğu-Batı Yay. Ancak şu kadarı da
söylenebilir: Normal bir çatışma bü-
tünüyle bilinçli olabilir. Normal bir
insan çatışmasının farkında olmasa
bile bunu oldukça az bir yardımla
sağlayabilir. Bireyin gerçekten de
arzu edilir bulduğu iki olasılık ya
da gerçekten değer verdiği iki inanç
arasındaki güncel bir seçimle ilgi-
lidir. Bu nedenle onun için zor olsa
ve bir tür vazgeçmeyi gerektirse de
akla yatkın bir karara varması olası-
dır. Karşıt doğrultulardaki eşdeğerde
zorlayıcı olan güçler tarafından gü-
dülenmektedir ve bunların hiçbirisini
izlemeyi istememektedir. Dolayısıy-
la genel anlamda bir karara varması
olanaksızdır. Ortada kalmıştır, hiçbir
çıkar yolu yoktur. Çatışma ancak, bu
eğilimlerden hepten vazgeçebilmesi
için bireyin kendisiyle ve başkalarıy-
la olan ilişkilerini değiştirerek gerçek
anlamda yeniden çözülebilir.
der, Karen
Horney (K. Horney, Ruhsal Çatışma-
larımız (Yapıcı Bir Nevroz Teorisi),
Çev.
Selçuk Budak, Öteki Yay.).
Çoğunlukla, bir çeşitli etkenler top-
lamı büyük ve derin
alanları
yaratır. Basit bir ketlemeyi anlamak
ve sonunda ortadan kaldırmak için
genellikle, tartışılan bütün açılardan
yaklaşarak ketlemeye tekrar tekrar
dönmek zorunda kalırız.
Enerjinin boşa harcanması ya da
yanlış yönlendirilmesi, hepsi de çö-
zülmemiş çatışmaların birer belirtisi
olan üç ana rahatsızlıktan kaynakla-
nabilir;
(Karen Horney,
, Çev. Selçuk Budak, Öteki
Yay.)
Zen Budist yazılarında geçen
içten
na
dair kıssada;
der (Thich Nhat
Hanh,
, Çev.
Fezal Gülfidan, Kuraldışı Yay.)
İçtenlik, yani aldatmamak,
“İçinde
hiçbir şeyin alıkonmadığı, hiçbir şe-
yin kılık altında dile getirilmediği,
hiçbir şeyin boşa harcanmadığı ve
teknik açıdan
(D.T. Suzuki
,
Çev. M.
Celal, Yol Yay.)
Benmerkezcilik, diğer insanları ken-
di ihtiyaçlarının hizmetine koşmayı
içerdiği ölçüde bir ahlâk sorunudur.
Birey onları birer insan olarak de-
ğerlendirip onlara birer insan gibi
davranmak yerine, onları bir amaca
yönelik araçlar olarak kullanır. Onlar,
insanın kendi kaygısını dindirmesi
uğruna yatışmak ya da hoşlanılmak
zorundadırlar; onlar, insanın kendi
öz-saygısını yükseltmesi uğruna et-
kilenmek zorundadır; o
kendi sorum-
luluğunu üstlenemediği için ayıplan-
mak zorundadır, onun zafer ihtiyacı
için yenilmek zorundadırlar;
Nâzım Hikmet’in 1925 yılı, 23 ya-
şında kaleme aldığı “O Duvar” şiiri,
içinde bulunduğu ve algıladığı dün-
yasına bakışını hepimiz adına serim-
ler. Bireyleri kendilerini çevreleyen
nesnel koşullar içine yerleştirirken
onların bireyselliklerini yadsıyama-
yız. İnsanları kuklalaştıramayız. Nâ-
zım Hikmet, her türlü ucuz duygusal-
lıktan, sulu gözlülükten uzak olarak
insanı savunması, gayet iyi bildiği,
çok iyi kavradığı hayatın nesnelliği-
nin bir koşuludur.
“
ünlü kahramanlarından Kam-
bur Kerim, “tipik” kavramının ve
“tip”in gerçeklikle ilişkisinin Nâzım
Hikmet’teki yorumuna güzel bir ör-
nektir. O bir “kahraman”dır, kelime-
nin akla getirdiği ilk manada kah-
ramandır. Fakat Kerim, koşulların
ürünüdür, özdeşleşme,
ve
(
) sağlamaz, kaçı-
nılmaz yazgısıyla “buruk gerçek”in
göstergesidir:
Anadolu Aydınlanma Vakfı
Düşünüyorum Bülteni
Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
93
Kahraman kahramanlığı, hepimizi
bir kandırmaca içine sokan, yanlış
bir oyunu oynamak zorunda bırakan
modern insanın yazgısına isyandan
gelir;
Nâzım Hikmet’in “kahraman” figü-
rü, varoluşunda bireysel özelliklerle
tipik yanlar arasında diyalektik bir
ilişkiyi taşımaktadır.
gibi,
gibi, değer bilmez, adil
olmayan dünyaya
tanınmış, ayrıcalıkları olan ama
gerçekliğin ağır belirleyiciliğinden
sakınılmadıkları için, çıkışı olmayan
insanlardır. Yaşanan sorunların, ge-
lecekte tarihin kendi içinde çözümle-
neceği umudunu büyük coşkunlukla
dile getiren Nâzım Hikmet, günün
gerçekleri karşısında;
-
-
Gerçeklikle bu hilesiz yüzleşebilme
kabiliyeti, “Bir sanatçının ilerleme
uğruna yaptığı hizmetin, kendi dü-
şüncelerinden ve yakınlık duyduğu
şeylerden çok, toplumsal gerçeğin
çatışma ve sorunlarını anlatmadaki
gücüne bağlı olduğu” saptamasını
N
â
zım Hikmet’e benzer biçimde Os-
car Wilde yapmaktadır (Oscar Wilde,
ın
, çev. Nihal
Yeğinobalı, Can Yay.).
Stefan Zweig, Stendal ve Balzac’ın
olduklarını
söylüyordu. Balzac, sosyal tabakaları
ve onların
nu,
paranın egemenliğini, siyasal meka-
nizmayı büyüteç altında inceleyerek;
“insan kalbinin gözlemcisi” olan
Stendhal ise
insanı
başarmıştı bunu. Balzac’ın
keskin dünya görüşü çağımızı
“his-
, Stendhal’in sezgisi ise o ça-
ğın insanını
tir. N
â
zım
Hikmet’te bu iki meziyet bir arada-
dır;
,
hem de
.
23 yaşında yazdığı “O Duvar” şi-
iri yaşadığı dönemin sınırlarının
eleştirel bir gözlemcisi konumuna
getirmektedir. Bütün bunlar, yapı-
tı, edebi söylemin “gerçekliği” ve
“göndergesi” sorununda daha açık
seçik çözümlenebilir kılmaktadır. Bu
kesişme noktasından kaynaklanan ve
beslenen reel ve geniş kapsamlı bir
‘iç’, öznel bir şiir yeterliliğinde, şiir
gücünde uygun ve dinamik karşılığı-
nı bularak “O Duvar”da bir genel in-
sanlık serüveni, ulusal, yerel, somut
ve aynı zamanda genel bir insanlık
imgesi haline dönüşmüştür.
Bu yüzden “O Duvar”ın temel gücü-
nü öncelikle muhtevasından aldığını
söylemek yanlış olmaz. Ve büyük bir
şairin kendi sınırlılıklarının insanları-
na yönelmedeki coşkusunu, dolulu-
ğunu, yalınlığını, diriliğini taşıyan bu
şiir, yaratışının içten ve direkt tavrı
ile gelenek ve insan birikiminin oluş-
turduğu duyarlılığıyla olağanüstü bir
etki gücüne ulaştığı da söz götürmez.
“Biz,
-
Nâzım Hikmet, İlk Şiirler, YKY. 1.cilt
Nâzım Hikmet,
YKY.
J. J .Rousseau,
, Çev. İsmail Yerguz,
Say Yay, 2012
Platon,
, Çev. Candan Şentuna, Saffet
Babür, Kabalcı Yay. 2012
Platon,
, Çev. Sabahattin Eyüboğlu,
M.Ali Cimcoz,
Remzi Kitabevi, 1975
Thomas Hobbes,
, Çev. Semih
Lim, YKY. 2.Baskı, 2008
Platon,
, Çev. Halil Vehbi Eralp,
MEB Yay, 1945
Platon,
, Çev.
Furkan
Akderin, Say Yay, 2014
Platon,
, Çev.
Furkan Akderin, Say
Yay, 2012
Platon,
Kriton, Çev. Furkan Akderin, Say
Yay. 2014
Platon,
, Çev. Furkan Akderin,
Say Yay. 2014
Soren Kierkegaard, Ölümcül Hastalık
Umutsuzluk, Çev. Mukadder Yakupoğlu,
Doğu-Batı Yay.
Thich
Nhat Hanh,
,
Çev. Fezal Gülfidan, Kuraldışı yay.
Friedrich
Nietzsche,
ın
, Çev. Ahmet İnam,
Say Yay. 2015
Karen Horney,
, Çev.
Selçuk Budak, Öteki Yay.
Stefan Zweig,
Çev.
Gülperi Sert, T. İş Bank. Yay.
Stefan Zweig, Üç Büyük Usta
Çev.
Nafer Ermiş, T. İş
Bank. Yay.
Joseph Cambell,
, Çev. Sabri Gürses, Kabalcı Yay.
2013
Mircea Eliade,
, Çev. Fuat Aydın, Kabalcı Yay.
2015
Anadolu Aydınlanma Vakfı
Düşünüyorum Bülteni