www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
V-09 [Laparoskopi]
Laparoscopic repair of a symptomatic post-cesarean section isthmocele: a video case
report
Gürkan Arıkan, Payam Hacisalihoglu, Ayşe Kafkaslı
Yeniyüzyıl University, Gaziosmanpaşa Hospital, Department of Obstetrics and Gynecology
INTRODUCTION: Hysteroscopic repair of a cesarean scar defect or isthmoplasty is associated
with some improvement in uterine bleeding and infertility. The efficacy
of laparoscopic repair
seems to be superior to hysteroscopy.
STUDY OBJECTIVE:To describe the technique for laparoscopic management of post-cesarean
section isthmocele.
DESIGN:Surgical video article.
PATIENT AND METHODS: A 35-year-old patient with a history of a previous cesarean delivery was
admitted to clinic with menometrorrhagia, persistent postmenstrual spotting and chronic pelvic
pain. Under transvaginal ultrasound examination, a cesarean scar defect of 10 × 30 mm was identified.
Isthmocele diagnosis was revealed by hysteroscopy. The dehiscence seemed to stretch through
the whole cesarean scar and the isthmocele seemed to be filled with whitish necrotic scar
tissue, that was firmly connected to myometrium. It was not possible to fulfill the treatment
hysteroscopically. The laparoscopic procedure initiated by a cautious
mobilization of the bladder
from its adhesions with the site of the previous cesarean scar. Subsequently, the isthmocele site
was identified. The necrotic tissue, filling the ısthmocele, was gently removed. After its excision,
reddish healthy myometrium was visualized. Finally, the myometrial repair was performed with
the use of a double layer of continious sutures (The V-Loc™, Covidien). Operation time was 40
minutes. No complication occurred and the patient was discharged on postoperative day 1.
At 90-day
postoperative follow-up, transvaginal and transabdominal ultrasonography showed
complete anatomic repair of the uterine defect. At 9-month follow-up, the patient reported
resolution of menstrual abnormalities and chronic pelvic pain.
CONCLUSION: Laparoscopic repair is an effective tool for treatment of large post cesarean scar
defects and is superior to hysterectomy.
Keywords: Laparoscopic repair, post-cesarean section isthmocele,
case report
21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
V-10
Kronik adneksiyel torsiyon olgusunun laparoskopik yönetimi
Dogukan Yildirim
Sbü Kanuni Sultan Süleyman EAH, İstanbul
27 yaş, G0P0 primer infertil hasta (erkek faktörü) 1 aydır devam eden karın ağrısı ile jinekoloji
polikliniğine başvurdu. Yapılan ultrasonografi (USG) ve magnetik rezonans (MR) görüntülemede
sol adneks kaynaklı 14x12 cm, bilobüle, içerisinde papiller yapı ve solid
alan içermeyen kistik kitle
izlendi. CA 125: 320, diğer markerlar normaldi. Hikayesi ve hastane kayıtlarından hastanın 1 ay
önce acil polikliniğine bulantı-kusma ve karın ağrısı ile başvurduğu öğrenildi. Acil başvurusunda
tanısı konulamayan hastanın takip eden günlerde karın ağrısı azalarak devam etmişti. Pelvik
doppler değerlendirmede kitlenin akımının olmadığı izlendi. Benign olarak değerlendirilen
ve torsiyone olmasından şüphelenilen kitle için laparoskopi kararı alındı. Direkt trokar girişini
takiben kitle ile omentum ve batın ön duvarı arasında adezyonlar olduğu izlendi. Uterus ve sağ
adneks doğal olarak izlendi. Kitle keskin diseksiyon ile adezyonlardan serbestleştirildi.Kitlenin
köküne gelince sol adneksin total olarak torsiyone olduğu izlendi.
Aradan geçen sürede nekroz
geliştiği düşünülerek salpingoooferektomi kararı alındı. Solda üreter diseke edilerek visualize
edildikten sonra adneks kökünden mühürlendi ve salpingoooferektomi yapıldı. Kitlenin büyük
olması ve düşük de olsa malign olma ihtimali göz önünde bulundurularak mini-laparatomi
yapıldı ve kitle endobag içerisinde batın dışına çıkartıldı. Frozen sonucu benign olarak gelmesi
üzerine operasyona son verildi. Hasta postoperatif 2. günde taburcu edildi. Kesin patoloji sonucu
“total hemorajik nekroza uğramış seröz kistadenom” olarak geldi.
Anahtar Kelimeler: torsiyon, laparoskopi,
mini-laparatomi
www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
V-11
Laparoskopik Burch
Pınar Kadiroğulları, Hüseyin Kıyak, Kerem Doğa Seçkin
İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Kliniği, İstanbul
AMAÇ: Çalışmamızda adneksial kitle tanısı ile laparoskopik unilateral salpingooferektomi
yaptığımız hastada eş zamanlı üriner inkontinans olması nedeniyle yaptığımız laparoskopik
burch operasyonunu göstermeyi hedefledik.
GEREÇ VE YÖNTEM: 43 yaşında kasık ağrısı olan hastaya adneksial kitle tanısı ile laparoskopik
unilateral salpingooferektomi yapıldı. Hastaya standart laparoskopi prosedürü uygulandı.
Hastanın salpingooferektomi sonrasında ameliyatına, kliniğinde stress üriner inkontinansı olması
nedeniyle burch operasyonu ile devam edildi. Retzius aralığından girilerek paraüretral alan açıldı.
Retropubik alan diseksiyonundan sonra endopelvik fasya ortaya çıkarıldı ve suturasyon yapıldı.
BULGULAR: Postoperative ikinci gününde hasta şifa ile taburcu edildi. Hastanın
poliklinik
takiplerinde şikayetlerinin geçtiği ve idrar kaçırmadığı izlendi.
TARTIŞMA VE SONUÇ: Burch operasyonu eskiden daha sık uygulanan bir ameliyat türü
olmakla birlikte, günümüzde laparoskopinin yükselen trend olması ve burch operasyonunun
laparoskopik yapılabiliyor olması nedeniyle yeniden gündeme gelmiştir. Başarılı bir operayon
gerçekleştirmek için paraüretral ve retropubik alanın iyi diseke edilmesi ve endopelvik fasyanın
net ortaya çıkarılması önemlidir. Üretra lateraline vicyrl ile kalıcı sütürler atılabilir. Retzius aralığına
giriş, operasyonun basamakları ve mesane boynu ile midüretraya suturasyon videomuzdan net
olarak görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Laparoskopi, İnkontinans, Burch