D ü Ş Ü n c e d ü n ya s I n da



Yüklə 1,74 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə106/113
tarix22.07.2018
ölçüsü1,74 Mb.
#58351
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   ...   113

236
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
Türk millî bilincinin gelişiminde çok önemli 
yeri  olan  Türk  milliyetçiliği  düşüncesi,  iki  büyük 
grup  tarafından  formüle  edilmiş  ve  yayılmıştır. 
Bunlardan  ilki  Osmanlı  aydınları,  ikincisi  de 
Rusya›dan  Osmanlı  Devletine  gelen  aydınlardır. 
Rus Çarı’nın Rusya Müslümanları hareketini baskı 
altına almasından sonra, Kırım, Tatar, Azerbaycan 
aydınlarından oluşan bir grup Türkiye’ye gelmiştir. 
1908  Devriminden  birkaç  ay  sonra,  İstanbul’da 
Yusuf  Akçura,  Ahmet  Ağaoğlu,  Abdürreşid 
İbrahimov,  Hüseyinzade  Ali,  Ayaz  İshaki,  Halim 
Sabit  gibi  aydınlara  rastlanmaktadır.  Bu  aydınlar 
tarafından  İstanbul’da  çeşitli  milliyetçi  teşkilatlar 
kurulmuştur (Uzun, 2001).
Neden Cedit Okulları?
Mektep  ve  medreseleri,  gelişmiş  milletlere 
göre  geri  kalmış  olan  Türkistan  Müslümanlarını 
birleştirerek  çağdaşlaştırmak  isteyen  İsmail 
Gaspıralı, çağdaş dünya şartlarına uygun Müslüman 
toplumunun  oluşması  için  yapılması  gereken 
yeniliklere  ilk  olarak  ilkokullardan  (mektep) 
başlanması gerektiğini düşünerek ilk adımını halkın eğitimi konusunda attı. İsmail 
Gaspıralı, halka bu ihtiyacın sadece sözlü olarak anlatılmasının güç olduğunu daha 
önce  bu  konuda  çaba  sarf  eden  Türkistan  Müslüman  âlimleri  Kursavi,  Mercani, 
Buhara  Emiri  Muzaffereddin  ve  Buhara’da  yetişmiş  İslam  âlimlerinden  tecrübe 
edinmişti. Bu sebeple bizzat kendisi yeni okulları açıp uygulamalı olarak yeniliğin 
faydalarını halka göstermek istedi.
Bu maksatla Bahçesaray’ın Kaymaz-Ağa semtinde bir mektep açarak eğitime 
başladı  (1884).  Bu  mektepte  İsmail  Gaspıralı’nın  ortaya  koyduğu  metotla  40  gün 
gibi  kısa  bir  sürede  öğrenciler  harfleri  eksiksiz  öğrenip,  yazmayı,  hızlı  okumayı, 
yüze  kadar  hesap  yapabilmeyi  öğrenip,  İslam  tarihini  genel  bir  şekilde  öğrenip, 
Kur’an’dan sure ezberlenebileceğini gösterdiler. 
İsmail Gaspıralı’nın ortaya koyduğu metodun temelini, harfleri ezberlemeden, 
ses sistemiyle harfler tanındıktan sonra heceleyerek okuma oluşturuyordu. Gaspıralı 
İsmail  Bey,  kısa  sürede  etrafına  topladığı  öğretmenlere  Usûl-i  Cedit’i  anlatarak 
gittikleri yerlerde Usûl-i Cedit mektepleri açmalarını istedi. Bunun yanında, İsmail 
Gaspıralı, Türkistan’da Cedit okullarının yayılmasına özel bir önem veriyordu. 
Bunun  için  Gaspıralı,  1893  Mayısında  Buhara’ya,  Buhara  Emiri Abdulahad 
ile  görüşmek  amacıyla  gelmiştir.  Bu  gelişinde  Türkistan’daki  eğitim  kurumlarını 
Türk millî 
bilincinin 
gelişiminde çok 
önemli yeri olan 
Türk milliyetçiliği 
düşüncesi, iki 
büyük grup 
tarafından 
formüle edilmiş 
ve yayılmıştır. 
Bunlardan 
ilki Osmanlı 
aydınları, ikincisi 
de Rusya’dan 
Osmanlı 
Devletine gelen 
aydınlardır.


237
S
İ Y A S E T   V E  
K
Ü L T Ü R  
D
E R G İ S İ
yakından inceleme imkânı bularak, bölgedeki âlimlerle istişarelerde bulunmuştur. 
Emirle  görüşmesinden  istediği  sonucu  alamayan  Gaspıralı,  tekrar  Kırım’a 
dönmüştür. Rusların Gaspıralı’yı desteklememesinin yanında, onu Çarlık yönetimi 
için  tehlikeli  olarak  görmeleri  ve  Buhara’nın  o  günkü  siyasi  ve  sosyal  durumu, 
Buhara Emiri’nin Gaspıralı’ya destek vermesini engellemiştir.
Zaten  Türkistan’da,  öğrenciler  ve  halk  arasında  eski  usul  mektep  ve 
medreselerin  durumu  biliniyor  ve  halk  bu  kurumlardan  neredeyse  bir  şey 
beklemiyordu.  Yani  bölgede  eğitim  konusunda  eski  usule  bir  güvensizlik 
duyuluyordu.  Bu  da  bölgede,  bu  alanda  bir  boşluk  ortaya  çıkarmıştı.  İsmail 
Gaspıralı’nın  fikirlerine  destek  veren  yerli  eğitimciler,  Türkistan’da  yeni  usulde 
mektepler açmaya, eski medreseleri reforma tabi tutmaya başlamışlardı. Böylelikle 
Usûl-i  Cedit  okulları,  Rusların  ve  Kadimcilerin  engellemelerine  rağmen,  XIX. 
yüzyılın son çeyreğinde Kırım’da, İdil boylarında, Azerbaycan’da, XIX. yüzyılın 90’lı 
yıllarından sonra Kazan, Ufa, Orenburg vilayetlerinde ve XX. yüzyılın ilk yıllarında 
bu bölgelere gelen Tatar aydınlarının tesiriyle tüm Türkistan’a yayıldı. Kırgızistan’da 
ise Usul-i Cedit okulları, 1901–1902 yıllarında Tokmok, Prejival’sk, Pişpek ve daha 
sonra Oş şehirlerinde açıldı. 
Usul-i Cedit Okullarında Eğitim Sistemi
Türkistan’da açılan Cedit okullarının en büyük ve temel özelliği, eski mektep 
ve  medrese  eğitiminin  tedrisatını  yenileyerek,  dinî  eğitimin  yanında  dünyevi 
ilimlere de yer verilmesiydi. 
Yeni usul mekteplerde öğrenciler, eski usulde olduğu gibi öğrenim arasında 
okula kabul edilmeyecek, eğitim başlarken ilkbaharda ve eğitimin ortasında kışın 
olmak üzere öğrenci yılda iki defa mektebe kabul edilecekti. Gaspıralı’nın eğitim 
sisteminde, ses sistemiyle alfabenin harfleri, sadece isimleri ile değil, tekabül ettikleri 
ses ile de öğrenciye tanıtılıyordu. Ayrıca, çocuklar doğrudan cümleleri öğrenmeye 
başlamıyor,  ilk  önce  hecelerden  başlayarak,  öğrendikçe  kelime  ve  cümlelere 
geçiyorlardı.
Usûl-i Cedit sisteminin getirdiği temel yeniliklerden biri de, mektebin millî 
hâle getirilmesidir. Daha önce çocuklar, Arapça olarak okuma yazma öğrenmeye 
çalışıyorlardı.  Yeni  sistem  hem  okuma  yazmanın,  hem  de  diğer  bütün  derslerin 
öğreniminde Arapçanın yerine ana dilini ikame etmiştir.
İsmail  Gaspıralı’nın  geliştirdiği  bu  sistem,  tüm  Türkistan  tarafından 
benimsenerek,  1905–1906  yıllarında  Nijniy  Novgorod’daki  Rusya  Müslümanları 
Kurultayları’nda son hâlini aldı. 


Yüklə 1,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   ...   113




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə