Diyanet iŞleri başkanliği yayinlari 1273 Halk Kitapları : 279 Yayın Yönetmeni Dr. Yüksel salman



Yüklə 6,82 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə11/46
tarix06.05.2018
ölçüsü6,82 Kb.
#42788
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   46

   KİTAP VE CAMİ EKSENİNDE BİR MEDENİYET TASAVVURU   
41
bir mahalle bir abide eser inşa edilmiştir. Mescid-i Nebevi’nin 
dâhilinde Hz. Peygamber tarafından başlatılan ve devam etti-
rilen faaliyetler bu cuma camilerinde de aynen sürdürülmüş, 
cemaat kalabalıklaştıkça cami merkezli olmak üzere etrafında 
inşa edilen diğer binalarla bu model günümüze kadar gelmiş-
tir. Mescid-i Nebevi sadece mekân olarak insanlara iki temel 
özelliği hatırlatıyor. Bunlardan birisi taharet, diğeri yönelmedir. 
İnsanın yaşamak için mutlaka bir mekâna ihtiyacı vardır. Pey-
gamber mescidi, yaşamayı yani hayatı maddi ve manevi yönleri 
ile bir bütün olarak ele alan bir mekândır. Bütün insanlara ve 
özellikle Müslümanlara yukarıda işaret ettiğimiz iki hususu 
hem maddi hem manevi manada ihtar etmektedir. Taharet ve 
yönelme bu iki özellikle birbiri ile yakından ilişkilidir. Tam bir 
yönelme olabilmesi için taharet ön şarttır. Lügat manası ile kir-
lerden azade olmak anlamına gelen taharet, hem bedensel kiri 
hem görsel ve işitsel kirlenmeyi hem zihni kirlenmeyi hem de 
kalp kirliliğini kapsayan şümulü ve muhtevası çok geniş ve de-
rin olan bir kavramdır. Hakkıyla yönelme yani ilahi varlığa olan 
tevci ancak böyle bir taharet sayesinde mümkün olur. İslam 
medeniyetinin peygamber mescidini örnek alarak daha sonra 
inşa ettiği cuma camileri, ulu camiler ve külliyelerde bu iki şart 
özellikle ve öncelikle aranmış ve yerine getirilmiştir. Yukarıda 
sözü edilen zengin kültürel miras öyle bir yoğunluğa erişmiştir 
ki bugün böyle bir mahalle giren insan dünyevi endişelerle ne 
mertebede dolu olursa olsun kendisini temiz ve yönelmiş bir 
ortamda hissetme ve bu doğrultuda bir gayret içinde bulunma 
ihtiyacını duymaktadır.
Yukarıdaki satırlarda Mescid-i Nebevi’nin anlamını ve işle-
vini elimizden geldiğince dile getirmeye çalıştık. Zamanımızda 
onun izdüşümü olarak inşa ettiğimiz camilerdeki mihrap hiç 
unutulmamalıdır ki Hz. Peygamberin bize emaneti ve maka-
mıdır. Bu makamda ilahi kelamı cemaate tebliğ eden imamlar 
ise onun vekilleridir. Toplumsal ölçekte mekânı ve mihrabın-
daki imamı bu boyutta algıladığımız zaman camilerimiz ve 
CAMİ VE KİTAP.indd   41
29.09.2016   15:34:16


  CAMİ VE KİTAP  
42
imamlarımız bize İslam’ın büyük muştusunu sunacaklardır. 
Bugün modern ve post modernin karışık yaşandığı dünyamız-
da caminin içerisindeki öğreti caminin dışındaki hayata yansı-
mamaktadır. Yukarıdaki gerçekliği bir kez daha hatırlatmakta 
fayda görüyoruz. Mescid-i Nebevi şehrin merkezindeydi ve 
içinde oluşan öğreti dışarıdaki hayatın eylemlerini bütünüyle 
biçimlendirmekteydi. Bugün çağdaş insan caminin içinde bir 
öğreti ile karşılaşıyor, ona inanıyor ama dışarıda bir başka ey-
lemler bütününün çarkında yuvarlanıp gidiyor. Bu eylemler 
bütünü modernite dediğimiz yaşama biçiminin tüm dünyaya 
dayattığı bir olgudur. Her yaşama biçiminin ardında bir dü-
şünce ve duygu tercihi olduğu için modernitenin ardında da 
rasyonel ve seküler bir felsefi sistem diğer bir deyişle inanılan 
benimsenen ve bir din gibi algılanan bir düşünce sistemi vardır. 
Çağdaş Müslümanın sıkıntısı cami içinde peygamber öğretisi 
ile mutmain olduğu halde dışarıda rasyonel ve seküler bir di-
nin eylemlerine katılmaktan ileri geliyor. İslam dünyası cami 
içindeki öğretiyi cami dışına taşıyıp eylemlerine merkez yapma 
başarısını gösterebilirse yeni bir medeniyet açılımına öncülük 
edecektir. Şurası muhakkaktır ki bütün insanlığın böyle bir 
açılıma şiddetle ihtiyacı vardır.
CAMİ VE KİTAP.indd   42
29.09.2016   15:34:16


CAMİ VE KİTAP.indd   43
29.09.2016   15:34:16


İslam ilim anlayışında da merkezinde camiinin 
olduğu külliyeler her dönem çok önemli bir 
yer tutmuştur. İslam tarihinde bu faaliyetin 
ilk nüveleri İslam’ın müesses bir yapıya 
dönüşmeye başladığı Medine safahatının 
daha ilk yıllarında kendisini göstermiştir. Zira 
Peygamber (s.a.s.) Medine’ye hicretinin hemen 
akabinde bir mescit inşa ettirmiş; bu mescidin 
ilave odalarından birisini de sadece ilimle 
meşgul olan talebelere tahsis etmiştir.
CAMİ VE KİTAP.indd   44
29.09.2016   15:34:16


45
Bir Kitap ve Müessese Medeniyeti 
Olarak İslam
Yrd. Doç. Dr. Ergin ÖGCEM 
D.P.Ü. İlahiyat Fakültesi
Felsefe ve Din Bilimleri Öğretim Üyesi
V
ahiy  geleneği  çerçevesinde  düşünüldüğünde  ilim 
veya hikmet sahibi olmak, bir bakıma insanın ilahi 
merkez vasıtasıyla bilmediği hakkında malumatlandırılması 
hadisesi olarak da anlaşılır. İlim, ilahi kaynaktan gelen hik-
met  olması  münasebetiyle,  modern  dönemin  sığ  ve  sınırlı 
pozitif  bilgi  anlayışını  aşan  bir  karaktere  sahiptir.  Gelene-
ğimizde  ilme  ve  hikmete  tanınan  yüksek  mertebe;  âlimle-
re  gösterilen  hürmet  de  aslında  ilmin  aşkın  olan  bu  yönü 
 itibariyledir.
Teistik ulûhiyet anlayışını benimsemiş inanç sistemlerine 
göre varlığı vücuda getiren, düzenini, devamını ve kaderini 
belirleyen nihai mercii Allah’tır. Yarattığı ve akıl vermek sure-
tiyle kendisine muhatap kıldığı insanı; varlık (eşya) hakkında 
bilgilendiren de yine O’dur. Allah (c.c.), vahiy dediğimiz ilahi 
mekanizma vasıtasıyla, hemcinsleri arasından seçtiği müstesna 
kişiler (peygamberler) aracılığıyla bilgi ve hikmeti insanlara 
ulaştırmıştır. Dolayısıyla peygamberler Allah’tan gelen mesaj-
ları insanlara iletme, izah ve tatbikini ifa etme noktasında ilk 
öğretmenlerdir.
Her peygamber aynı zamanda bir muallimdir. Tarihin hiç-
bir döneminde insanlık kâinatın ve yaşamın hikmetini anlama 
noktasında bu elçilerden mahrum bırakılmamıştır. Allah (c.c.), 
elçileri vasıtasıyla hayatın gerçek mahiyeti noktasında insanla-
CAMİ VE KİTAP.indd   45
29.09.2016   15:34:16


Yüklə 6,82 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə