cinin peşinde koşmaz; ondan dilediği, istediği hiç bir
şey yoktur, ille uyansın, aydınlansın diye de üstelemez;
öğrenci kendi özgür istenciyle gelir ve gene kendi öz
gür istenciyle gider. Ama eğer ustadan bir şey öğren
mek istiyorsa ustanın usta olduğunu yani ustasının öğ
rencinin öğrenmek istediği ve şimdilik bilemediği şeyi
bildiğini iyice aklına yerleştirmesi gerekir.» Ustanın
«sözlerle anlatabileceği bir şey de yoktur. Kutsal bir
doktrin olarak öğretebileceği bir şey de... Bu sözleri
onaylasanız da onaylamasanız da otuz sopa, susmakta
yok konuşmakta (39)». Zen ustası bir yandan anlamsız
akla uymayan otoritenin karşısında olmasıyla belirgin
leşirken, bir yandan da kaynağını gerçek görmüş geçir-
mişlikten olan zorlamasız bir otoriteyi de sıkı sıkıya
destekler.
Gerçek içgörünün ancak karakter değişimiyle elde
edilebilecek bir şey olduğu iyice kafaya sokulmadan
Zen’in anlaşılabilmesi kesinlikle olanaksızdır. Kökleri
ni Budist düşünceden alan Zen görüşüne göre kurtulu
şun değişmez koşulu karakteri değiştirmektir. Mal mülk
tutkusu ya da başka şeylerin tutkusu, kendini beğen
mişlik, kendini yücelmiş görmek, bütün bunlar geride
bırakılmalıdır. Geçmişe bakış açısı şükran, şimdiye hiz
met, geleceğe de sorumluluk olmalıdır. Zen’i yaşantı
durumuna getirmek hem kendine, hem dünyaya en
büyük sevgiyi duyan, en büyük değeri veren bir zihin
sel tutum izlemekle olabilir. Öyle bir tutum ki bu tutu
mun altında «Zen uygulamasının tümüyle kendine öz
gü özelliği olan gizli erdem yatsın. Bu erdem doğal kay
naklan boşuna harcamamak, ister manevî, ister ekono
mik olsun, yolumuza çıkan her şeyi yeterince değerlen
dirmek demektir.»
(39) D. T. Suzuki, Introduction to Zen Buddhism, S. 43.
81
Zen’in bize kazandırmak istediği şey, hayat yolunu
izlemek içiîı bize gösterdiği hedef, «her türlü güvensiz
liği ve korkuyu yenmektir», bağımlılıktan özgürlüğe
doğru yol almaktır. «Zen akıl işi değil, karakter işidir.
Bunun anlamı şudur : Zen, yaşamın birinci ilkesi olan
istençten büyür, gelişir (40).»
82
(40) Aynı yapıt, S. 131.
VI. BASKININ YOKEDİLMESİ VE
AYDINLANMA
Psikanaliz ve (41) Zen Budizm konularında yaptı
ğım incelemeler ikisinin arasındaki ilişki bakımından
bizi nereye getirmiş oldu?
Artık okuyucunun, Zen Budizmle psikanaliz ara
sında bir uyum bulunamayacağı görünümünün, her
ikisine de yüzeyden bakılmış olmasından ileri geldiğini
iyice kavramış olacağını sanıyorum. Tam tersine ikisi
nin arasında çok açık bir yakınlık olduğu göze çarpıyor.
Bu ayrımda bu yakınlığı ayrıntılarıyla açıklamaya ça
lışacağım.
Şimdi Zen’in amacı konusunda Dr. Suzuki’nin yu-
karlarda alıntı olarak sunduğumuz sözlerini anımsa
yalım. «Zen, öncelikle, bir kimsenin kendi yaradılışının
niteliğini görebilme sanatıdır. Zen bağımlılıktan özgür
(41)
Bu ayrımda psikanalizden söz açtığım zaman anlatmak is
tediğim şey Freud’çu psikanalizden gelişmiş olan insancı psikanaliz
dir. Ancak bu deyimi Freud’çu psikanalizin insancı psinkanalizin
köklerini oluşturan yanlarını da kapsayacak şekilde kullandım.
83
lüğe giden yolu işaret eder... Zen hepimizin içinde ye
terli oranda ve doğal olarak varolan, ama normal ko
şullar altında eyleme dönüşebilmek için uygun bir yol
bulamadığından sıkışıp kalmış olan enerjinin açığa çık
masına olanak sağlar... Öyleyse Zen’in amacı aklımızı
kaçırmaktan ve zihinsel olanaklarımızı yeterince kul
lanamamak yüzünden bir kötürüm, bir yarım adam
olmaktan bizi korumasıdır. Özgürlük diyerek anlatmayı
amaçladığım şey budur, her zaman içimizde zaten doğal
olarak varolan, bütün yaratıcı, iyiliğe dönük güçlere
kendilerini açığa çıkartmak olanağı tanımak anlamın
dadır. Mutlu olabilmek, birbirimize sevgi duyabilmek
için bütün yeteneklerimiz var da genellikle bu gerçeğe
gözlerimizi kapıyoruz.»
Zen’in amacını açıklayan bu sözleri hiç bir şey de
ğiştirmeden, olduğu gibi psikanalizin başarmayı um
duğu şeyi anlatmak için de kullanabiliriz; bir kimsenin
kendi iç yapısı konusunda içgörü kazanması, özgürlüğe,
mutluluğa ve sevgiye ulaşması, enerjinin ortaya çıka
bilmesine olanak sağlanması, aklını kaçırmaktan ya da
olanaklarını tam kullanamayan bir kötürüm, bir ya
rım adam durumuna düşmekten kurtulmak...
Bu en sondaki aydınlanma ya da aklını kaçırma
gibi bir seçenekle karşı karşıya bırakılmış olduğumuz
konusundaki sözleri yadırgamış olabilirsiniz. Ama ba
na kalırsa bu sözler gözlenebilir gerçeklere dayanmak
tadır. Psikiyatri bazı kimselerin akıllarını kaçırma ne
denleriyle ilgilenir, ama asıl sorun insanların çoğunlu
ğunun neden akıllarını kaçırmadığıdır. İnsanın dünya
daki durumunu, ayrıklığını, yalnızlığını, güçsüzlüğünü
ve bütün bunların da ayırdmda oluşunu göz önünde tu
tacak olursak, bunların insanların taşıyabileceklerin
den daha ağır yükler olduğu ve bu yüklerin altında
84
Dostları ilə paylaş: |