Eti maden maden terimleri SÖZLÜĞÜ muammer öcal*, GÜltekin güNGÖR ve mahmut şÜKRÜ GÖK


GEOMETRİK ŞEKİLLİ OLMAYAN BİR YÜZEYİN ALANI



Yüklə 2,68 Mb.
səhifə15/48
tarix25.06.2018
ölçüsü2,68 Mb.
#51300
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   48

GEOMETRİK ŞEKİLLİ OLMAYAN BİR YÜZEYİN ALANI, 1) Düzgün geometrik şekillere bölünemeyen yüzey alanının hesaplanması. Bunun için ya şeklin yüzeyi eşit ve dar şeritlere bölünürerek,

h0+hn

F= b (h1+h2+h3+...+hn-1+ —————)

2

(b genişlikleri eşit)



formülü uygulanır veya alan planimetre aleti ile ölçülür. F: alan, b: şeridin dar kenarı, h: şeridin uzun kenarı. 2) Düzgün olmayan bir yüzeyin alanı. —> Şekil.

GERÇEK DAMAR KALINLIĞI, Sondajda veya mostrada tesbit edilen damar kalınlığının, damar meyli dikkate alınarak hesaplanan damarın tavan ve tabanına dik kalınlığı. Rezerv hesaplarında damarın gerçek kalınlığı dikkate alınır. —> Damar kalınlığı, İşletilen ortalama damar kalınlığı m= gerçek damar kalınlığı, m’= Mostrada görünen veya sondajda kesilen kalınlık = Damar meyil açısı a- Mostradan m=m’.sin  b- Sondajdan m=m’.Cos . —> Şekil.

GEREKÇE RAPORU, Genel olarak hazırlanacak projenin esaslarına ilişkin açıklamaları, bu esasların kabulü için zorunlu nedenlerle teknik ve ekonomik hesapları gösteren rapor.

GERİDEN KESTİRME, Aynı doğru üzerinde bulunmayan koordinatları belli üç noktadan ve bu noktaları gören bir noktaya alet kurup gözlem yaparak okunan açılar yardımı ile gözlem yapılan noktaya koordinat nakli. —> Kolins metodu.

GERİ FIRLATMA SERTLİĞİ, Sertliği bilinen özel bir çekicin belirli yükseklikten malzeme üzerine düşürülmesi sonucu çekicin geri sıçrama yüksekliği ölçülmek suretiyle tesbit edilen sertlik ölçüsü.

GERİLİM, 1) İki nokta arasındaki elektrik akımını sağlayan neden. 2) Potansiyel farkı. 3) Voltaj.

GERİ TEPME, 1) Denge durumundan harekete başlayan bir cismin kendine uygulanan kuvvete ters yönde bir kuvvet uygulaması. 2) Patlayıcı madde doldurulan delik ateşlendiği zaman gazın istenen işi yapmayıp delikten geri püskürmesi.

GEVŞEME, Tabii konumundaki kitlenin çatlak, yarık ve klivaj gibi ayrılma yüzeyleri nedeniyle mukavemetlerini kaybetmesi hali.

GEVŞETMELİ ORTA, Alında ikinci bir serbest yüzey yaratmak amacı ile birbirine yakın ve paralel delinmiş lağım deliklerinden bazılarının boş bırakılması ile oluşturulan orta düzeni.

GEYZER, Kızgın su, buhar ve bazı durumlarda çamuru devamlı, kesikli veya infilak şeklinde dikey olarak püskürten kaynak. Geyzer sularından çökelen silisli tortuya geyzerit denir.

GEYZERİT, Bileşimi hidrate silis olup, kaynaçların silisli sularının çökelmesinden meydana gelen kayaç. Tüflere benzeyen bu kayaç bileşimi dolayısı ile mineralojide opal’in bir türü olarak kabul edilmektedir. Geyzerite kaynaçtaşı da denir.

GEZER AKTARICI, Döner kepçeli ekskavatör bant örtükazı yönteminde ana nakil bandı ile dökücü alış bandı arasındaki bağlantıyı sağlayan paletli veya raylı mobil aktarıcı.

GİDAJ, —> Kayıt.

GİYDİRİLMİŞ YEVMİYE, Çıplak yevmiye + Sosyal giderler.

GİZLİ KRİSTALİN KUARS, Kristalleri ya mikroskopik büyüklükte veya daha küçük olan kuars türleri. Kalsedonlar, çakmak taşları, çertler, akik taşları, melinit, oniks, krisopras, karnalin ve jasp bu gruba girer.

GLAUBERİT, —> Glauber tuzu.

GLAUBER TUZU, Kimyasal formülü Na2 SO4. Ca SO4 olan doğal sodyum sülfat minerali. Glauberit de denir. Saf glauber tuzu teorik olarak % 44 Na2 SO4 içerir.

GLORİ HOL, 1) Bir açık işletmeyi yeraltı taşıma galerisine bağlayan kısım. 2) Bir kapalı işletmede maden yatağında çalışılan panonun alt kısmında bulunan ve içerisinde gravite ile nakliyat yapılan bür. —> Yeraltı Huni Açıkayak İşletme Metodu, Glori hol nakil yöntemi.

GLORİ HOL NAKİL YÖNTEMİ, Yeraltı huni açık ayak işletme metodu veya açık işletmede yapılan üretimin ocağın tabanında ve merkezi bir yerinde açılan kuyu vasıtasıyla yeraltı malzeme kırma, hazırlama ve nakil galerisine sevk edilerek buradan direkt bandla ocak dışındaki fabrika sahasına nakledilmesi yöntemi. —> Şekil.

GNAYS, a) Granitin ve magmatik veya tortul kayaçların başkalaşıma uğramasından dolayı meydana gelen metamorfik kayaç. Muskovitli gnays, granit-gnays, hornblendli gnays, enjekte gnays türleri mevcuttur. b) Mika kristalleri, kuars ve feldispat içeren ve tabakalanmış bir görünüm arzeden başkalaşım kayacı.

Gnayslar, içerdikleri minerallere, oluşum süreçlerine, kimyasal bileşimlerine ve başkalaşım sürecinden önceki ana kayacın türüne göre ortognayslar ve paragnayslar olarak ikiye ayrılır. Ortognayslar korkayaçların, paragnayslar ise özellikle tortul kayaçların başkalaşıma uğraması sonucu oluşur.



GODE ZİNCİRİ, —> Zincirli bager.

GOIC, Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin üyesi bulunduğu endüstriyel müşavirlik konularında körfez organizasyonu teşkilatı.

GONYOMETRE, Kristal eksenlerine göre mineral yüzeylerinin açılarını ölçmeye yarayan araç.

GOSSAN, —> Demir şapka.

GÖBEK, 1) Demiryolu makaslarında makasın ortasında birbirini kesen rayların birleştiği yer. Göbek yardımı ile araba tekerleği aynı ray üzerinden öbür ray üzerinde bulunan aralıktan geçerek gidiş yönünü muhafaza eder. 2) Orta çekme. Orta.

GÖÇERTMELİ AYAK İŞLETME METODU, 1) Altı kesilmiş cevherin kendi ağırlığı, üstteki tabakaların ağırlığı veya her ikisinin birden etkisi ile parçalanıp akması veya maden alınırken tavanın göçertilmesinin sağlanması suretiyle kömür ve metalik cevher yataklarına uygulanan tahkimatlı yeraltı (üretim) işletme metodu. Göçertmeli ayak işletme metodları uzun ayak, yatay (tavandan tabana üstten kesme) dilimli, meyilli dilimli, arakatlı, blok göçertmeli (normal, ızgaralı, skrey perli) ayak işletme metodu diye sınıflandırılabilir. 2) Çalışılan alın tahkimatı arkasında tavan tabakaları kontrollu olarak göçertilen ayak.

GÖÇERTMELİ BADAMALI (SUN’İ TAVANLI) UZUN AYAK METODU, —> Dilimli göçertmeli ayak işletme metodu. Badama tabiri, hazırlanan üst dilim ayağın çalışılması sırasında tabana 200 x 17 x 5 cm boyutlarındaki kalasların yerleştirilip bunların üstüne çapraz olarak 15 cm genişliğinde ve 3 cm kalınlığında tahtaların çakılması ile daha sonraki ayağın tavanı olarak hazırlanmış olan sun’i tavanı ifade etmektedir.

GÖÇERTME USULÜ, Genel olarak üretim yapılan yerde meydana getirilen boşluğun göçertilmesine dayanan üretim yöntemi. —> Şekil. Bu yöntemde cevheri veya kömürü alınan boşluğa dolgu yapılmaz ve tahkimat malzemeleri alındıktan sonra tavan çökertilir veya göçmeye terkedilir.

GÖÇME, —> Heyelan.

GÖÇÜK, 1) Yeraltı imalatında tahkimatın yetersizliği veya eskiyip dayanıklılığını kaybetmesi sonucu tavanın göçmesi hali. 2) Çökme. —>Tasman.

GÖKTAŞI, 1) Gezegenler arasında hareket eden ve gaz haline geçmeden yeryüzüne ulaşan taş ve maden parçası. 2) Meteor.

GÖKYAKUT , %80-93 nisbetinde Al2 O3 ihtiva eden korindon. Muhtemelen pegmatitlerden ayrışmışlardır. Bünyesine giren Fe ve Ti nedeniyle açık maviden çivit rengine kadar değişen renklerde bazen de menekşe rengini alan, nadiren saydam ve genellikle saydam görünüme sahip, korund türü bir mineral. Ayrıca korindon zefir veya safir olarak da adlandırılır. Asterizm (altışualı yıldız) özelliği diğer korindonlara göre daha açıktır. Kızdırılınca rengi kaçar, soğuyunca eski rengini almaz. Taşın değeri rengine, temizliğine ve iriliğine göre değişir. Saat fabrikalarında ve ince teknik işlerde kullanılır. Sentetik safir imali, tabii safirin fiyatını düşürmüştür. Sertliği 9 olup, elmastan sonra gelir.

GÖL KALKERİ, İçinde tatlı su midye ve gastropot fosillerine rastlanan ve gölde teşekkül etmiş yoğun ve ince tabaka halinde bulunan kalker. Kireçli suların göllere dökülmesi halinde bazı göl kalkerleri travertenler şeklinde çökelir.

GÖMLEK, 1) Pompalarda, patlamalı motorlarda, buhar makinelerinde pistonun içinde çalıştığı sabit veya değiştirilebilir silindirlerin (gömlek) aşınmalarından sonra, silindir kalibrasyonunun müsaade edilen toleranslar içinde tutulabilmelerini sağlamak amacıyla, imal edilen ve silindir boşluğuna çakma suretiyle yerleştirilen silindirik parça. Bunlar çelik, paslanmaz çelik, bronz, zırhlanmış çelik (sinter bazalt kaplama), porselen vb. maddelerden imal edilirler.

GÖNYELEME, Mermer işletmeciliğinde taşın bir kenarının doğrultularak gönye tatbiki ve gönyeye göre diğer kenarının izlenmesi.

GÖRÜNÜR REZERV, Ana kuyu, tali kuyu, galeri, kılavuz, başyukarı, başaşağı, desandri, yarmalar vasıtasıyla dört yanı; devamlılık arzeden muntazam yataklarda ise üç yanı (diğer bir yanı birkaç sondajla) açılmış bulunan maden kesimlerini belirleyen rezerv kavramı. Görünür rezerv kısmında istihsal için gerekli olan bilgilerin tesbit edilmiş olması istenir. Bu bilgiler genellikle; maden kalitesi, hidrojeolojik şartlar, yataklanma durumu ve rezerv sınırı, mineralizasyon durumu ve dağılışı, tektonik karakterler, jeolojik faktörler hakkındadır. Görünür rezerv işletmelerde ihzarat durumuna göre; “çıkarılmaya hazır” ve “çıkarılmaya hazır değil” (belirli) diye iki ayrı rakamla ifade edilir. Pratikte görünür rezervin hata sınırı, çok iyi bilinen yataklarda ± % 5, genellikle ± % 20 olarak kabul edilir.

GÖTÜRÜ İŞ ANLAŞMASI, İşveren ile işçi arasında yapılan (kesene) iş anlaşması. Arkadaşlık grubu ve tek adam türlerinde olabilir. Bu anlaşmada yapılan iş miktarı, duruma göre; malzeme kullanımı, vagon adedi, uzunluk (cm, m), yüzey (m2), hacim (m3) ve zaman ölçülerine göre tesbit edildiği gibi, vagon adedi ve karışık biçimde ölçü birimleri ile de tesbit edilir.

GÖZENEKLİLİK, —> Prozite.

GÖZENEKLİ SERAMİK ÜRÜN, Bünyele-rinde porlar yani boşluklar bulunan, topraksı bir kırılma gösteren ve gazları, sıvıları, yağları geçirme özelliğine sahip seramik ürünler. Bunlara poröz seramikler de denir ve üç türü vardır:

1- Demir oksitle az veya çok kırmızıya boyanmış geçirimli hamurdan yapılan parçalar arasında pişmiş toprak kaplar, silisyum ve alkali maddeli veya kurşunlu sır vurulan çömlekler, hamurun rengini örten kalayoksit temelli saydam olmayan emaye ile kaplanmış kalaylı çiniler gibi.

2- Isıya dayanıklı ürünler, tuğla gibi.

3- Beyaz ve ince hamurdan yapılmış geçirimli ürünler ; bunlar pişmiş toprak parçalarından daha yüksek ısıda pişirilir ve saydam bir emaye ile kaplanır, ince çini, pipo toprağı gibi.



GÖZLEMSEL EPİSANTR, Depremin ardından yapılan gözlemsel incelemede, maksimum şiddetin çevrelediği alanın merkezi.

GÖZTAŞI, Halk arasında öldürücü bir zehir olarak bilinen bakır sülfattan ibaret mavi renkte zehirli tuz.

GRABEN, Her iki tarafı faylarla yükselmiş veya çevresine göre çökmüş arazi kitlesi. —> Horst.

GRADEN, —> Basamak.

GRAFİT (C), Metal parlaklığında gri siyah renkli yumuşak ve kolayca ufalanabilen, kırılgan, elle dokunulduğunda yağlı hissi veren, kağıda sürüldüğünde iz bırakan, çözücülerde çözünmeyen ergimeyen ısı ve elektriği iyi ileten sertlik derecesi; özgül ağırlığı 2,0 , çizgisi kül renginde, toprak gibi veya pul pul ince tabakalı altıgen yapraklar biçiminde kristallenen karbon minerali.—> Kömür diyağramı.

Grafit mağmatik ve metamorfik kayaçlarda şist ve mermerler içinde yeni gnays, şist kuarsit, mermer, granit, pegmatit, karbonlu killi ardavaz ve yaşlı kristalin kayaçlar içinde bağımsız bölümler, büyük kütleler ya da damar halinde bulunur. Grafit karbonlu maddeler içeren tortulların başkalaşım geçirmesi veya mağma içindeki karbonların kristallenmesi ile de oluşur.

Yüksek ısılı mağmanın kömür yataklarını kesmesiyle mağma etrafında da grafit teşekkül edebilir.

Yapay olarak amorf kömürlerin elektrik fırınlarında ısıtılmasıyla da grafit elde edilebilir.

Kurşun kalemlerin temel malzemesi olan grafit, ayrıca pota yapımında, döküm kabı astarlarında, cilalarda, elektrot olarak ark lambalarında, pillerde ve elektrik motorları fırçaları yapımında, galvano plastide, çekirdek reaktörlerinde motron yavaşlatıcı olarak kullanılır. Grafit sıcaklığa direnci nedeniyle çeşitli yağlayıcılara dakatılır.

GRANAT, —> Grena.

GRENOT,—> Grena.

GRANİK APLİT, İnce taneli granitik tekstürü olan ve tamamen açık renkli minerallerden genellikle kuvars ve ortoklastan oluşmuş dayk. —> Pegmatit.

GRANİTİK DOKU, —> Granitik tekstür.

GRANİT, Bünyesinde kuars, feldspat, pljioklaz, ortoklaz, mika, hornblend, ojit gibi mineraller bulunan magmatik- derinlik kayaç gurubu. (Bulundurduğu minerallerin çokluğuna göre granit; amfibollü, pioksenli, siyah mikalı, beyaz mikalı, çift mikalı (granülit) adını alır. Plajiyoklaza ortozun eşlik edip etmemesine göre granite “ plajiyoklazlı” veya “ alkali” granit denir. “Monzonitli” granit, alkalili bir granittir ve bulunan feldispatlar (plajioklazlı ve alkali) oranı eşittir.

Bu gruba giren kayaçlar silis ve alkalilerce (feldispatlar) zengin; kalsiyum, demir ve mağnezyumca (biyotit, amfibol v.d.) fakirdir .

Granitin rengi genellikle feldispat etkisinde belirmiş olup kırmızımsı, sarımsı, beyazımsı veya kahverengimsidir. Granit; yapı taşı, döşeme taşı, kaldırım kenar taşı ve dekoratif taş olarak inşaat sektöründe kullanılır.

Ticari piyasada aralarında siyenit, serpantin, diyabaz gibi kayaçların da bulunduğu “ silisli sert taşlar” alt sınıfı kapsamında yer alır.

Dekoratif amaçla istenen granitin, bir diğer farklı granit rengi ile veya başka bir dekoratif kayaçla (mermer gibi) renk uyumu, ahenk, fiziki görünüm gibi kriterlere göre kambinezonu yapılır. Aşağıdaki çizelge böyle bir çalışmanın sonucunu göstermektedir.

GRANİT PEGMATİT, —> Pegmatit,

GRANİTİK STRÜKTÜR, Jeolojik bir zaman zarfında yavaş yavaş kristallenen ve kristalleri gözle görülebilecek büyüklükte (granitte olduğu gibi) olan kayaçların yapısı.

GRANİTİK TEKSTÜR, 1) Granitin içindeki elemanları gözle görülebilecek derecede ve aynı büyüklükte olmakla beraber, bunlardan kuarsın en son kristallenmesi nedeniyle diğer elemanları kaplayıp ve kayacın iskeletini teşkil etmesi suretiyle oluşan doku. —> Şekil. Bu nedenle granitteki kuarsların diğer mineraller gibi düzgün kristalleri yoktur. Bunlar sanki yalnız bir kristalden ibaretmiş gibi aynı optik doğrultuya sahiptir. 2) Granitik yapı.

GRANİTİK YAPI, —> Granitik strüktür.

GRANÜLASYON, Malzemelerin kum veya ince taneler haline getirme işlemi.

GRANÜLİTİK DOKU, —> Granülitik tekstür.

GRANÜLİTİK TEKSTÜR, Granitik dokunun aksine kuvars da dahil birbirine bitişik kristallerden ibaret kayaç dokusu. —> Şekil Bu nedenle mikroskopla incelenen bir granülit plağı değişik renkli bir mozaik görünümünde olur.

GRANÜLOMETRİ, —> Elek analizi.

GRAVAK, 1) İçinde kuars, bazan feldspat ve mika ile killi şist vb. parçalar bulunan gre, puding, breş ve şistler arasında bir kayaç. 2) Yığıntı teşkil eden çeşitli tane büyüklüğünde taş (kuvarsit, gnays, diyabaz) kırıntı ve parçaları az killi bir çimento (mika, kuvars, karbonat) maddesi içinde şistik bir taşlaşmaya dönüşmüş paleozoik yaşlı, kendine has bir kayaç.

GRAVİMETRE, 1) Cisimlerin, özellikle sıvıların özgül ağırlıklarını ölçen cihaz. 2) Yerçekiminin etkisini yani ivmesini ölçmeye yarayan taşınabilir jeofizik cihazı.

GRAVİMETRİ METODU, Yerkabuğu içinde bulunan yoğunluğu çevresine göre az veya yüksek bir kütle o yörenin yerçekimi ölçümlerinde farklılıklara sebep olması esasına dayanılarak yeryüzünün muhtelif noktalarında yerçekimi ölçülüp farklılıklarının saptanmasıyla kabuk içinde mevcut olabilecek bir kütlenin tespitine dayanan jeofizik maden arama metodu.

GRAVİTE, 1) Suyla, mukayeseli olarak irtibatlandırılan bir sıvının yoğunluğu veya özgül ağırlığı. Antuvan Bome sıvıların yoğunluğu konusunda bir sistem ortaya koydu. 1921 yılından beri petrolün Bome skalasının yerine API skalası geçmiştir. Bome derecesinin formülü şöyledir:

140


= ------------------------- - 130

Sp. Gr. 60½F



Sp. Gr . 60½F fahrenheit derecesinde sıvının özgül ağırlığı veya yoğunluğu demektir. —> API Gravite. 2) Bome.

GRAVİTE NAKLİYAT, Yerçekiminden yararlanılarak yapılan taşıma.

GRAVİTE RAMBLE (DOLGU), Graviteden (yer çekiminden) yararlanılarak yapılan (ramble) dolgu.

GRAVİTE YÖNTEMİ, Minerallerin özgül ağırlıklarının farklı olmasından yararlanarak yapılan zenginleştirme. Gravite zenginleştiril-mesinde, özgül ağırlık farkından kaynaklanan, akışkan ortamda hareket farklılığı yanında, şekil ve tane büyüklüğü de önemlidir. Gravite ile zenginleştirmede konsantrasyon; ağır ortam ayırmasında yüzme-batma esasına göre; jiglerde basma ve emme hareketlerinin etkisiyle oluşan tabakalaşma sayesinde; “Reichert konisi” ve “Humphreys” spirallerinde sabit bir yüzey üzerindeki akışkan ortamda özgül ağırlık farklılıklarından oluşan sıralanma sayesinde; sarsıntılı masalarda ise yüzeye sarsıntı veya orbital hareket verilmesi suretiyle sağlanır.

GRE, 1) Doğal çimentonun kum tanelerini birleştirmesi ile meydana gelen kayaç. Bunların çimentoları silisli, killi, kalkerli, dolomitli, marnlı, demirli ve jipsli olabilir. 2) Kumtaşı.

GRENA, Genel formülü A3 B2 (Si 04)3 olan, aynı fiziksel özelliklere ve kristal yapısına sahip kompleks silikat mineralleri grubunun genel adı. Genel formülde görülen A: Ca, Mg, Fe,veya Mn, B ise Al,Fe,Cr,Ti olabilir. En yaygın grena türleri almandin Fe3 Al2 (Si O4)3-ve Pirop- Mg3 Al2 (Si O4)3 dır. Almandin koyu kırmızıdan kahverengi siyaha, pirop ise kankırmızısı renkte kristallidir. Grena içinde mavi hariç tüm renkleri görmek mümkündür. Kübik sistemde, kristalleşir.Grena süs taşı ve sertliği 7 civarında olduğundan aşındırıcı olarak kullanılır. Yüksek kalitedeki endüstriyel grena aşındırıcı toz olarak ve aşındırıcı kaplamaların elde edilmesinde; düşük kalitedeki grena hava püskürtme suretiyle yüzey temizleme ve su filitrasyonu ortamlarında kullanılır. Kaplanmış aşındırıcılar için ANSI 874,18-1977; parlatma ve diğer genel endüstriyel kullanım amaçları için ANSI 874,12-19976; askeri amaçları için MİL-A- 22262 (SH) standartlarına uygun olarak ticari işlem görür. Grena; almancada “Granat”, ingilizcede “Garnet”, fransızcada “Grenot” olarak tanımlanır ve Türkçede de tüm bu isimler kullanılmıştır. Ayrıca grena Ural zümrütü olarak da bilinir. Grenaya halk dilinde “Nartaşı” ve “Süleyman taşı” da denir.

GRES POMPASI, 1) Gresör. 2) —> Yağlama sistemleri.

GRES YAĞI, sabun ve madeni yağın emülsiyonundan elde edilen ürün. Gresyağı (kolot yağ) yavaş dönen, kaba ve aşınmanın fazla rol oynamadığı ve çok tozlu yerlerde çalışan makinelerde kullanılır. Gres yağı akmaz, yatak içinde dönen muylunun sürtünmesi sonucu oluşan ısının gres yağını eritmesi ile yağlama gerçekleşir.

GREYDER, Zemini düzeltmek için geliştirilmiş, özellikle yop yapımında kullanılan özel iş makinesi.

GRİ DÖKME DEMİR, Bileşimindeki karbon, grafit halinde bulunduğu için, kırıldığı zaman gri renkte görünen —> Dökme demir olup, yeterli miktarda silisyumla birlikte yüksek fırının sıcak (yüksek oranda kok ve çok sıcak hava) olarak çalıştırılması sonucu elde edilir. Buna karşılık beyaz dökme demirlerdeki silisyum oranı çok düşüktür ve fırının nisbeten soğuk olarak çalıştırıldığını ve süratli bir soğuma hızını gösterir.. “ Sıcak dökme demir”, “ Soğuk dökme demir” deyimleri de bundan ileri gelir.

GRİZU, Metan gazının hava ile muayyen bir nisbette karışımından oluşan patlayıcı ve yanıcı (ocak gazı) gaz. Metan gazının hava ile karışımı hacim olarak % 0-5 ve % 14-28 arasında yanma, % 5-14 arasında patlama özelliği gösterir. En şiddetli patlama havadaki metan gazı oranı % 9,5 iken olur. 15 m3/da dan fazla veya verilen havanın % 0,025’i kadar metan gazı çıkan veya herhangi bir bacasına günde birkaç defa metan toplanabilen maden ocağı, grizulu ocak sayılır. —> Metan.

GRİZU ALARM AYGITI, Havadaki grizu oranının, önceden saptanmış sınırına ulaşması halinde ışıklı (optik) ve/veya sesli (akustik) olarak uyarı yapan aygıt.

GRİZU PATLAMASI, —> Grizu.

GRİZULU OCAK, —> Grizu.

GRİZU MUAYENESİ, 1) Ocaklarda işyerlerinde grizu olup olmadığının tesbiti için yapılan iş. 2) Grizu kontrolu.

GUANO, sahil ve adalarda rastlanan azot ve fosfat bakımından zengin deniş kuşu dışkıları.

GÜCÜK, Tahkimat direkleri hazırlanırken direk uçlarından kesilen fazla parçalar.

GÜÇ FAKTÖRÜ, Bir alternatif akım devresinde elektrik akımının enerji olarak kullanılan kısmının payı. —> Şekil. Güç faktörü kilovat’la (kW) ifade edilen “gerçek” iş yapan gücün, kilovoltamper’le (kVA) ifade edilen “zahiri” güce oranlaması ile bulunur. Gerçek güç kW, zahiri güç kVA ve reaktif güç (kVAr) bir dik üçgenin kenarları olarak gösterilir. Böylece gerçek güç kW’nin, zahiri güç kVA’e bölümü bu iki güç arasındaki ø açısının kosinüsü (Cos ø) “güç faktörü” diye isimlendirilen oranı verir. kVAr miktarı azaldıkça, ø açısı küçülür ve kVA’nın büyüklüğü kW’a yaklaşır. Bir tesiste manyetik özellikleri olan motorlar, tarnsformatorlar ve kaynak makinelerinin kullanımı arttıkça kVAr ve dolayısıyla ø açısı büyür, bunun sonucu olarak da Cos ø küçülür. Reaktif güç büyüdükçe elektrik üretim ve iletim şebekesinin faydalı olarak kullanılabileceği güç kısmı küçülmekte ve iletimdeki elektrik enerjisi kayıpları artmaktadır. Bu nedenle güç faktörü düşük olan tesislerde güç faktörünü yükseltmek (iyileştirmek) için “kompanzasyon kondansa-törleri” kullanılması gere-kir. En ideal güç faktörü 0,92-0,95 arasıdır.

GÜÇ FAKTÖRÜNÜN İYİLEŞTİRİLMESİ, Elektrik şebekesinin —> güç faktörü cos ø’yi yük-sek tutmak için yapılan ça-lışmalar.

GÜHER, Cevher.

GÜHERÇİLE, Patlayıcı madde ve gübre imalinde hammadde olarak kullanılan azotlu tuz. (NH4NO3).

GÜLBAHAR TOPRAĞI, Boya hammaddesi olarak kullanılan demiroksit.

GÜL DİYAGRAMI, Maden ocakları, taş ocakları, ayaklar veya herhangi bir arazide tesbit edilen çatlak ve fayların istikametlerinin istatistik yöntemiyle değerlendirilmesi sonucu çizilen ve o yerin tektonik yapısını değerlendirmeye yarayan gül şeklindeki diyagram. —> Şekil. Bu değerlendirmede fay atımları da dikkate alınabilir. Eğer arazide 1 kuvvet çifti etkisi ile kıvrılma meydana gelmişse, gül diyagramında 3 ayrı fay sistemi görülür. Gül diyagramında en kesif olan fay istikameti “kıvrım faylarını” bunlarla 45½ açı yapan faylar, “köşegen faylarını”, kıvrım faylarına dik ve sayıları en az olan faylar da “çatlak faylarını” teşkil eder. Faylar bu şekilde isimlendirildikten sonra arazinin hangi istikametten gelen kuvvetlerle kıvrılmaya tabi olduğu söylenebilir.

GÜMÜŞ (Ag), Beyazımsı, gri renkte, parlak, kolay işlenebilen, tel haline gelen değerli metal. Özgül ağırlığı 10,5 kg/cm3 dur, 960°C de erir. Gümüşe doğada serbest halde rastlanıldığı gibi (+1) ve (+2) değerli bileşikler halinde de rastlanır. Duyarlı bileşiklerinde genelde (+1) değerlidir. Diğer yandan Ag iyonu, Cu, Pb-Zn ve Sb elementleriyle de yer değişimi yapabildiğinden bu elementlerin bünyesinde de, belirli oranlarda gümüşe rastlanır. En önemli gümüş bileşikleri, arjantit (Ag2 S) ve gümüş klorür (Ag Cl) dür. Uluslararası piyasalarda saf gümüş değeri 1000 kabul edilir. Ticari gümüş ise enaz 999 saflıktadır (% 99,9 Ag). Ayrıca “ Sterling Silver “ diye bilinen ve özellikle süs eşyalarında kullanılan cinsi vardır ki, 925 kalite diye bilinir. (% 92,5 Ag, % 7,5 Cu).

Gümüşün % 40-50 kadarı fotoğraf sanayiinde, % 20-30 kadarı elektronik sanayiinde, % 3-5 kadarı para imâlinde, % 10 kadarı süs eşyası ve takılarda, % 5 kadarı alaşımlarda, % 5 kadarı dişçilikte ve % 5 kadarı yapay yağmur yağdırma işlerinde tüketilir.



Yüklə 2,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   48




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə