Eti maden maden terimleri SÖZLÜĞÜ muammer öcal*, GÜltekin güNGÖR ve mahmut şÜKRÜ GÖK



Yüklə 2,68 Mb.
səhifə14/48
tarix25.06.2018
ölçüsü2,68 Mb.
#51300
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   48

FOSFORİT, —> Fosfat.

FOSFAT, 1) Fosforik asitten (H3 PO4) türeyen tuz ya da ester yapısındaki kimyasal bileşiklerin ortak adı. Tuzların bileşiminde fosfat iyonu (P O43), hidrojen fosfat iyonu (HPO42) ya da (H2PO4¯2) gibi eksi yüklü iyonlar ile sodyum ya da kalsiyum gibi artı yüklü iyonlar bulunur. Esterler ise; fosforik asitteki hidrojen atomlarının yerine etil (C2 H5) ya da fenil (C6 H5) gibi organik grupların geçmesi ile oluşur. 2) İçerisinde kalsiyum fosfat bulunan tortul kayaç.

Yerkabuğunda bulunan ve P2 O5 oranı % 1’i geçen 200 den fazla fosfat minerali bulunur. Yerkabuğunun ortalama P2 O5 tenörü % 0,23 civarındadır. Canlıların gelişmesinde etkin bir madde olan fosfata, açlıkla mücadele bağlamında stratejik bir hammadde olarak bakılmaktadır. Üretilen fosfat cevherinin % 86 kadarı gübrede, % 9,5 kadarı kimya sanayiinde (özellikle kir sökücü olarak), % 4 kadarı hayvan yemlerinde, % 0,5 kadarı ise besin sanayiinde kullanılır. Fosfat cevheri en çoğu ABD olmak üzere Tunus, Ürdün, İsrail,Togo ve Güney Afrika’da üretilir. Toprakları gübrelemek için doğal fosfat, normal süper fosfat; tripl süper fosfat, doğal fosfatın fosforik veya sülfürik asitte kısmen erimesiyle elde edilen karışım, kalsiyum hidrojen fosfat, susuz çökelti hâlindeki fosfat, parçalanmış fosfat, kireçli alüminyum fosfat, süperfosforik asit ve amonyum fosfat çeşitli varyasyonlarla kullanılır. Ekonomik anlamda, genellikle sedimanter yataklardaki oluşumlara fosfat kayacı, magmatik yataklardakilere ise apatit terimleri kullanılır. Fosforit terimi fosfat eşanlamlı olup, çoğunlukla denizsel kökenli fosfat kayaçları için kullanılır.

Fosfat tane tipine göre de tarif edilebilir. En çok bilinenler; olitik, pelletal ve nodüler tip fosfatlardır. 2 mm’den küçük çaplı, kolofan (izotropik apatit) ve frankolitin (anizotropik apatit) hakim olduğu fosfatlara pelletal tip, tane çapı 2 mm’den büyük olanlara ise pizolotik tip fosfat denir.

Fosfat kayacının kalitesini belirtmek için aşağıdaki terimler kullanılır.

a) BPL (Bone phosphate of lime), kirecin kemik fosfatı.

b) TPL (Triphosphate of lime), kirecin trifosfatı.

c) P2 O5 (Phosphours pentaoxide), fosfat pentaoksit.

d) P (Phosphours), fosfat (genellikle kullanılmaz).

Bunların kendi aralarındaki oran ise şöyledir: P2 O5 / BPL= 2,18 BPL/P=5.

Fosfat kayacı standartları BPL ve P2 O5 olarak aşağıdaki gibi belirlenmiştir.



% BPL % P2 O5

73 - 75 33,4 - 34,3

70 - 72 32,0 - 33,0

68 - 70 31,1 - 32,0

66 - 68 30,2 - 31,1

64 - 66 29,3 - 30,2



64 29,3

P: 0,4366 P2 O5; BPL: 0,4577 P2 O5; P2 O5: 2,185 BPL.Ticari işlemler için hazırlanan cevher konsantrelerinin P2 O5 içeriğinin % 30’dan yüksek, CO2 miktarının % 1,5’dan az, fluor miktarının % 4,5’den az, klorun % 0,006’dan az olması istenir. Demir ve aluminyum yüzdesinin 1,5’dan fazla olmaması gerekir. Organik madde miktarı ise % 1’den fazla olmamalıdır. Fiziksel özellikleri arasında nem önemlidir. Nemin % 4’den fazla olmaması istenir. Cevherin tane iriliği de homojen olmalıdır. Hacmin % 90'ının 149 mikronluk elekten geçmiş olması kabule şayandır.


FOSFAT KAYACI, —> Fosfat.

FOSFORESAN MİNERALLER, —> Ultraviyole ışın.

FOSİL, Tortul kayaç tabakaları arasında zamanla taş halini almış hayvan ve bitkilerin kavkı, kemik, diş, gövde, yaprak vb. kısımlarıyla bunların her türlü kalıp ve izleri. Jeolojik devirlerde yaşamış olan canlıların öldükten sonra bazı fiziksel ve kimyasal olayların yardımıyla fosil haline geçmelerine de fosilleşme denir. Fosiller genellikle gömülü bulundukları kayaçlarla yaşıttırlar.

FOSİLBİLİM, Paleontoloji. —> Jeoloji.

FOSİL YAKIT, Jeolojik devirlerde bitki ve hayvan artıklarının sedimantasyon (yataklanma) ve fosilleşmesi (taşlaşma) suretiyle meydana gelen kömür, petrol, yergazı ve turba. Nükleer yakıt ve odun, fosil olmayan yakıttır.

FOSİL YAKITLAR, Turba, linyit, kömür, ham petrol veya doğal gaz gibi; bitki ve hayvan kalıntılarından oluşan yakıt türü.

FOTOGRAMMETRİ, Ölçülecek objenin şekil ve konumunun fotoğraflarla saptanma metodu. Diğer ölçü metotlarındaki gibi birçok noktayı ölçme zahmetine girmeden ve obje ile direkt temasa gerek kalmadan üç boyutlu olarak, fotogrammetri kısa zamanda ölçme avantajına sahiptir. Değerlendirme, analog (benzerlik) metoduna göre değerlendirme cihazında orijinal resmin dönüştürülmesi suretiyle yapılmaktadır. En sık kullanılan, stereoskopik resimlerin stereoskopla değerlendirilmesi uygulamasıdır. Daha büyük bilgi işlem makinelerinin devreye girmesi ve rakamlı değerlendirmelerde şu avantajlar elde edilmektedir: 1. Resimler her çeşit fotoğraf makinesi ile çekilebilmektedir. 2. Alet hataları büyük ölçüde bertaraf edilmektedir. 3. Topografik temel ölçülerin alanı genişlemektedir. 4) Ölçü geometrisi serbest ve amaca uygun seçilebilmektedir. Yakın çevrede kullanılan yersel fotogrammetrinin uyumlu ve randımanlı bir ölçü sistemi olduğu, galeri ve kuyulardaki deformasyonların ölçümlerinde  1 mm hassasiyet sağlamasından dolayı, fotogrammetrik ölçümler tasmandan doğan konut, temel duvarları, köprü, vinç köprüleri zararlarının saptanmasında yeterli olarak kabul edilmektedir.

FOTOJEOLOJİ, Hava fotoğrafları (stereos-kopik) yardımıyla yeryüzünün jeolojik karakterlerinin tespitine ve yeraltı zenginliklerinin belirlenmesi için yapısal, litolojik, jeolojik haritaların ve maden prospeksiyonlarının yapılmasına yarayan jeloji dalı. —> Sekil.

FOYA, Daha parlak bir görünüm kazandırmak için süs taşlarının, özellikle elmasın, altına konan metal varak.

FRANKOLİT, —> Fosfat.

FRAS (YÖNTEMİ) METODU, Klasik madencilik metotlarıyla geçilmesi zor veya imkansız örtü tabakası altında bulunan, eritilmeye müsait kükürdün yatağına kadar sondaj yapılıp borulanmasından (iç içe üç boru) sonra yüksek basınçla 160½-170½C suyun borularla kükürt yatağına yollanması, erimiş kükürdün basınçlı hava ile yeryüzüne çıkarılması esasına dayanan üretim metodu.

FREN DİSKLİ KONVEYÖR, Bir oluk içerisine yerleştirilmiş ve belirli aralıklarda diskle donatılmış bir zincirin hareket ettirilmesiyle mâlzemenin sürüklenerek taşınmasını sağlayan konveyör.

FRENO, 1) Varagelde yapılan nakliyatı sağlayan ve fren düzeni olan molet tertibatı. 2) Kasnaklı fren düzeni. Freno sistemini çalıştırana frenocu denir. —> Sekil.

FRENOCU, —> Freno.

FRENOLU KUYU, Dolu kafesin aşağıya indirilmesini sağlayan freno düzenli kuyu.

FREN SAHANLIĞI, Kuyu veya dikbaşyukarı graviteden yararlanılarak maden veya ramble malzemesi taşımada sür’at kesmek için kuyu veya dikbaşyukarı içine yapılan kısmi perde (sahanlık).

FRİT , 1) Firit, sır, 2) Seramik mamûllerinin en üst tabakasını teşkil eden yani bu mamûllerin kaplanmasında kullanılan, ihtiyaca göre seçilen ve çabuk eriyen minerallerden (Flux Minerals) oluşturulan sır maddesi. 3) Seramik fabrikalarında talebe göre terkibi yapılarak ambalajlanmış bir şekilde piyasa sürülen tuz veya un görünümünde ticari madde 4) Perdahlı tuğla, sırla kaplanmış bir tuğla olup ilkel anlamda sır, tek maddeden ibarettir.

FRİTLİ PORSELEN, Kum, soda, tuz,şap ve alçıtaşı karışımından meydana gelen bir frit sayesinde camlaşan ve yumuşama derecesine kadar pişirilen —> Porselen.

FUEL OIL, Ham petrolün damıtılması sonunda elde edilen ve yakıt olarak kullanılan rafineri ürünü.

FÜLLER TOPRAĞI, Ana içeriği montmorillonit olan ve esas değişebilir katyonu Ca ++ olan kil. Birçok ülkede kalsiyum —> Bentonit bu isimle belirtilir. Absorbant ve adsorbant olarak sıvı ve katı yağların renklerinin giderilmesinde kullanılan killerdendir.

Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - G


GABARİ,
Taşıtlarda yükün yükseklik ve genişlik ölçüsü.

GAGAT, —> Oltu taşı.

GALEN (GALENİT), Ağır, çabuk kırılabilen, gümüşgrisi renginde, kübik sistemde kristallenen ve kusursuz kübik yüzeylerde dilinimi olan, sertlik derecesi 2,5 ve yoğunluğu 7,5 gr/cm3 kuvvetli metal cilalı, kurşun (gümüş) grisi renginde, çizgisi grimsi siyah, hamlaçta çatırdayarak eriyen kurşun tanesi veren, kömür üzerinde sarı iz bırakan, ekseriyetle bünyesinde gümüş izomorf mahlût halinde veya mekaniki karışmış olarak bulunan, hidrotermal olarak filonlarda çinko blend (ZnS), gümüş madenleri, pirit, barit, kalsit, kuars vb. minerallerle birlikte veya metazomat teşekkül olarak kalsit ve dolomit arasında bulunan “ kurşun sülfür” (PbS). Eskiden galen kristalleri radyo imalinde de kullanılıyordu.

GALERİ, 1) Bir tarafı kapalı tünel. 2) Yeraltında açılan geçit yolu.

GALERİ AÇMA MAKİNESİ, Lağımların, yolların ve tünellerin açılmasında karşılaşılan kayaçların ve madenin tam mekanize olarak kazılıp yüklenmesi işini yapmaya yarayan iş makinesi. Galeri açma makineleri tam kesit ve bum tiplerinde imal edilir.

GALERİ ATEŞLEMESİ, Açık işletmelerde büyük miktardaki kitlenin kazısını sağlamak için cevher veya kayaç içinde T şeklinde galeri sürmek ve bu galerilerin ucunda oluşturulan ceplere patlayıcı madde yerleştirilmek suretiyle yapılan ateşleme usulü.

GALERİ TAHKİMATI, Galeriyi çalışılabilir duruma sokmak ve açık tutmak için ağaç, demir ve beton kullanarak yapılan bağ. Ağaç tahkimatta boyunduruk ve direk birbirine dik olarak vurulduğunda “Polonya tahkimatı”, eşkenar yamuk biçimde vurulduğunda “Alman tahkimatı” isimlerini alır.

GALVANİZLEME, 1) Madeni bir parçayı korozyondan korumak için bir çinko tabakasıyla kaplama usulü. Galvanizleme, ya madeni parçayı erimiş çinko banyosuna batırmak (sıcak galvanizleme) veya elektrolizle (soğuk galvanizleme) yapılır. 2) Galvanizasyon.

GALVANOMETRE, Elektrikli cihazları, elektrik akımı devreleri ve madencilikte özellikle elektrikli kapsüllerle teşkil edilen devrelerin kontrolunda kullanılan ohmmetre.

GALVANOPLASTİ, —> Galvanoteknik.

GALVANOSTEJİ, —> Galvanoteknik.

GALVANOTEKNİK, —> Elektroliz yoluyla cisimler üzerine metalik kaplama işlemi. Galvanostejide üzerine kaplama yapılacak metal cisim bizzat katod olarak kullanılır. Metal cisim, metal tuzu konulmuş bir kap içinde asılır ve katoda bağlanarak galvanik banyo içindeki anod plâkaları veya kafesinden çıkan iyon akımına maruz bırakılır. Cisim üzerine çökelen metal önce çözeltiden gelir, çözeltiden katoda giden metal tekrardan anod metalinden çözünerek çözeltiye katılır. Kaplama kalınlığı, akım şiddeti ve geçen zamana bağımlıdır. Galvanoplasti ile ağaç, jips ve mum (vaks) modellerin metal kopyaları elde edilir. Bunun için cisimler üzerine ince bir grafit tabakası serpilerek iletken hâle getirilir. Bundan sonraki işlemler galvanostejide olduğu gibidir. İşlemden sonra oluşan yeterli kalınlıktaki örtü, modelden ayrılarak içine genellikle yumuşak kurşun dökülür. Bu metodla örneğin plâkların orijinal master kalıpları ve matbaa yazılarının kopyaları elde edilir. Galvanoplasti ile şekil ve profil verilir; metal olan veya olmayan parçalar metal veya alaşım tabakasıyla kaplanarak korunur. Son derece ayrıntılı yüzeylerin kopya edilmesi, madalya türü mâlzemelerin yapımı ve duyarlı boyutlardaki boruların üretimi vb. ürünler bu şekilde elde edilir. Galvanoplastide elektroliz kabının uçları arasındaki gerilim, anotların çözünür olması veya olmaması durumuna göre değişir. İşlemin süresi ve verimi, katoddaki akımın yoğunluğu ile ters orantılıdır. Bununla beraber akım şiddetinde aşırı bir yükselme, hidrojen iyonlarının oluşmasına yol açarak işlemin verimini düşürür. Gümüş kaplamada gümüş ve potasyum çift siyanürü, gümüş siyanür, gümüş nitrat ve potasyum siyanür eriyik olarak kullanılır. Gümüş kaplamada katot akımının şiddeti, anotlar ince gümüş ise, bir voltluk gerilim altında desimetre kare başına 0,01 ve 0,045 amper arasındadır. —> Elektrotipi.

GANG, 1) Bir cevher yatağında cevherle birlikte bulunabilen ve ekonomik değeri olmayan madde. 2) Damar taşı. 3) Sokma.

GANG SİSTEMİ, Çok sayıda damarın basit veya kompleks şekilde birbirlerine paralel veya birbirlerini keser durumunda bulunmaları halinin meydana getirdiği görüntü.

GARNET, —> Grena.

GAYRİ ŞEFFAF MİNERALLER, —> Opak mineraller.

GAYT, —> Kayıt.

GAZ, 1) Genellikle sabit bir şekli ve belirli bir hacmi olmayıp, sınırsız olarak yayılabilen ve basınç artması veya sıcaklık azalmasının etkisi ile sıvı veya katı hale getirilebilen madde. 2) Petrol menşeli fiziksel hali gaz olan hidrokarbonlardan propan, propilen, normal butan ve izobutan bileşikleri veya bu bileşiklerin karışımları. 3) Kerosen (gazyağı)nın halk dilindeki adı.

GAZ ALEVLİ KÖMÜR, Bünyesinde % 30-45 uçucu madde ihtiva eden kömür.

GAZ BOŞALMASI, —> Gaz intişarı.

GAZ ÇIKIŞI, —> Gaz intişarı.

GAZ DEDEKTÖRÜ, Havada bulunan gaz oranlarını saptamaya yarayan optik veya yanma esasına dayalı ölçü yapan aygıt. —> Riken gaz dedektörü, MSA (Metan dedektörü). Drager (CO dedektörü) —> Şekil. Periyodik ölçme yaparak kayıt yapanları ve uzaktan ölçü yaparak bilgileri yerüstünde kurulan erken uyarı istasyonunda bulunan kaydediciye gönderen sistemler de gereken yerlerde emniyet bakımından kurulmaktadır.

GAZ DEDEKTÖR SİSTEMLERİ, Propan ve bütana uygun, muhafazası sızdırmaz tipte, çalışması esnasında dış yüzey sıcaklığı hiçbir zaman 300°C’u geçmeyen, sanayi tipi, sertifikalı, bütan ve/veya propan kaçağını algılayarak bu gazların havadaki alt, patlama sınırının en fazla %20’sine ulaşıldığında yangın ikaz ve emniyet sistemlerini çalıştıran sistemler (TS 144 RG, 6.5.1998)

GAZ DİNAMİĞİ, —> Aerodinamik.

GAZ DRENAJI, Çevredeki formasyonlarda bulunan metan gazının, ocak havasına karışmadan önce emilmesini sağlamak amacıyla yapılan işlem.

GAZ EMME, —> Absorpsiyon.

GAZ GALERİLERİ, Metan drenajı amacıyla, kömür tabakalarının tavanından vaya tabanından tabakalara paralel sürülen ve giriş tarafı bir barajla kapatılan galeriler.

GAZ İNTİŞARI, 1) Kömür veya yan kayaçtan gelen ve uzun bir süre devam eden gaz çıkışı. 2) Gaz boşalması.

GAZ KAPTAJI, İntişar eden gazı, boru içine almak suretiyle zararsız hale getirilerek atılacağı yere veya ekonomik olarak kullanılacağı yere kadar sevkini sağlama.

GAZLI KÖMÜR, Yağlı kömürler ile gaz alevli kömürler arasında % 15-30 uçucu madde ihtiva eden kömür.

GAZ MASKESİ, Zehirli gazlardan korunmak amacı ile, özel olarak yapılmış gereç.

GAZ NUMUNESİ ALMA, —> Numune.

GAZ ORTAM SAHALARI, —> Patlayıcı gaz ortamı.

GAZ PATLAMASI, Hava ve gaz karışımının infilak etmesi.

GAZ TÜRBİNLİ SANTRALLAR, —> Elektrik enerjisi üretim tesisleri.

GECİKMELİ KAPSÜL, —> Kapsül.

GECİKMESİZ KAPSÜL, Ateşlenmesi ile patlaması aynı anda olan kapsül. —> Kapsül.

GEÇ BAŞLAMA ZAMANI, —> Şebeke planlaması.

GEÇ BİTİRME ZAMANI, —> Şebeke planlaması.

GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK, İş kazası veya meslek hastalığı dolayısiyle, personelin işinde geçici bir süre çalışamayacağının hekim raporuyla belirtilmesi hali.

GEÇİCİ TAHKİMAT, Ana tahkimat öncesi yapılan tahkimat. —> Muvakkat tahkimat.

GEÇİRİMSİZ SERAMİK ÜRÜN, Özelliklerini hamurun yüksek sıcaklıkta ergiyerek yumuşamasından ve camlaşmasından kazanan seramik ürünler. Bunlar sinter seramikler olarak da bilinir ve türleri şunlardır :

1- Kumtaşı parçalar mamülü ürünler . Bunların hamuru serttir ve saydam değildir.

2- Porselenler. Bunların hamuru sert, beyaz, yarı saydamdır ve kendi aralarında iki türe ayrılır :

a) Sert porselenler ki bunların, hamuru ve sırı feldispat veya feldispat-kalker karışımından hazırlanır. b) Yumuşak porselenler ki bunların hamurunda suni (frit) veya fosfatik bir eritici bulunur ve sırı, kurşun bileşiklerinden yapılır.

3- Sıhhi tesisat porselenleri. Bunlar camlaşmış ürünler serisinde, kumtaşı parçalarla porselen arasında yer alır ; pişim usülleri ve görünüşleriyle de ince çini ve porselen arasında ara ürün niteliği taşır ; hamurları gözenekli ve yarı saydamdır.

GEÇİŞ KÖPRÜSÜ, —> Take.

GEÇMELİ HOBEL İŞLETMECİLİĞİ, —> Hobel işletmeciliği.

GEİGER SAYACI, Uranyum ve toryum yataklarının yani radyoaktif maden yataklarının aranmasında kullanılan cihaz. Sayacın esasını, ekseninde negatif elektrik yüklü tel bulunan içi radyasyonla iyonize olan gaz dolu tüp ve sinyal tertibatı teşkil eder.

GEM, 1) Ziynet eşyası olarak işlenmek üzere kesilen ve parlatılan elmas, yakut, topaz vb. dayanıklı, nadir, kıymetli ve yarı kıymetli taşlar için kullanılan genel terim. 2) Mohs’a göre mineralojik anlamda kuvarsı çizen ve sertliklerine göre birbirinden ayrılan, ışığı yansıtan parlak ve güzel mineraller. 3) Arkeolojik anlamda oyulup işlenmiş taş. Gem’i konu alan bilim dalına “Gemoloji” denir. 4) At koşumunun bir parçası.

GEMOLOJİ, —> Gem.

GEMTAŞI, —> Gem.

GENEL EĞİM AÇISI, 1) Basamakları teşkil edilmiş şekilde açılmış bir açık işletmenin heyelan yapmadan durabilmesini sağlayan, basamak köşelerinden geçtiği varsayılan doğruların yatay düzlemle yaptığı dar açı. 2) Şev.

GENEL GİDERLER, Maden işletmesinin yönetimi ile ilgili ücretler; mühendislik, fenni nezaret, topografya, etüd-arama, kırtasiye, kira, haberleşme ve ulaşım giderleri; sigorta ve ısıtma-aydınlatma ücretleri; vergi-resim harç; yatırım ve işletme giderlerinin faizleri, verilen teminatların masraf ve komisyonları, dava takip, istişare ve denetim giderleri.

GENEL İŞLETME RANDIMANI, Tüm satılabilir üretim miktarının üretimle ilgili olarak yapılan yevmiyelerin tamamına veya işçi saatine bölümü ile elde edilen değer. Birimi kg/yev. t/yev. veya kg/saat, t/saat. Tüm yevmiye adedi = İçeri A + Dışarı B + (Lavvar-Harman) C.

Not: Türkiye’de kazmacı ve bacacı randımanları tuvönan üretime, içeri ve umumi randıman hem tuvönan ve hem de satılabilir üretime, genel işletme (harman sonu) randımanı ise yalnız satılabilir üretime göre hesaplanır. Bu randımanların birimi kg veya ton/yevmiye olarak tanımlanır.



GENEL JEOLOJİ, —> Jeoloji.

GENEL MEYİL AÇISI, Açık işletmede en alt basamak (graden) ile en üst basamağın kenarlarını yani basamak alın düzlemi ile basamak tabanını teşkil eden yatay düzlemlerin ara kesiti doğruları arasına çizilen dik doğru parçasının yatay düzlemle yaptığı dar açı. Genel meyil açısı, cevher ve örtü tabakasının yapısına, yerinde yapılan gözlemlere ve tecrübeye dayanılarak tek bir genel meyil veya değişen tabaka, cevher veya kömür karakterine göre birkaç ayrı genel meyil açısı şeklinde tesbit edilir. İşletme buna göre projelendirilir.

Genel meyil açısı aşağıdaki şekilde hesaplanır:

N : Basamak sayısı

h : Basamak yüksekliği (m)

a : Basamak genişliği (m)

b : Basamak meyilli alnının izdüşüm

genişliği (m)

 : Genel meyil açısı (½)

(N-1) . a + N . b

Cos  ---------------------------

N . h

a = b = h şeklinde düzenlenmiş basamaklarda genel meyil 29½ . 44’ 30½’dir. —> Şev, Şev açısı, Genel eğim açısı.



GENERATÖR, 1) Gaz tekniğinde generatör gazı veya odun gazı elde etmek için kullanılan fırınlar. 2) Elektroteknikte mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren makine. Mekanik enerjinin elektrik enerjisine dönüştürülmesinde üç şartın birarada olması lazımdır. Bu şartlar da; a) Manyetik alan, b) Bu alanda bir bobin, c) Ya mıknatısta veya bobinde hareket olmasından ibarettir.

Dalgalı akım elde edilen makinelere “Alternatör”, doğru akım elde edilenlere de “Dinamo” denir. Manyetik alanda dönen bobinde oluşan akım, sinüs eğrisi karakteri gösterir. Sinüs eğrisinin tam bir devri gösteren kısmına peryot, saniyedeki peryot adedine de frekans denir. Dalga şeklinde olan sinüs eğrisinin alt yarısı bir komutator (kollektör) vasıtası ile yukarı katlanırsa sıfırdan yukarı yükselip alçalan bir doğru akım meydana gelir. Bunu tam bir doğru akım haline getirmek için çok sayıda birbirinden ayrı, izole edilmiş sargılar aynı alan içinde döndürülür. Bu husus dinamonun çalışma prensibini gösterir.



GENERATÖR GAZI, Yanan bir kömür yatağı içine sıcak hava ile buhar sevk edilerek elde edilen ve içinde % 20-30 CO, % 10-12 H2, % 2-5 Co2, % 50-55 N2 ve % 10 civarında hidrojen bileşikleri ve içinde bulunabilecek oksijen % 0,5’ten aşağı olan yanıcı gaz. Koktan elde edilen generatör gazının kalorifik değeri 1050 kcal/m3 civarındadır.

GENİŞ ÇAPLI SONDAJ, Yeraltı madencili-ğinde başyukarı ve kelebelerin açılması veya körkuyuların kazılmasında kolaylık sağlamak üzere kullanılan özel sondaj makinesi. Geniş çaplı sondajı gerçekleştirebilmek için iki kat arasında evvela bir pilot sondaj yapılır. Geniş çaplı kesici kafaların çalıştırılmasında bu pilot sondajdan yararlanılır. Geniş çaplı sondaj makinelerinin kesici kafaları tam kesit, kademeli veya karot şeklinde kesme yapabilecek sistemlerde imal edilir.

GENİŞ LAĞIM ATEŞLEMESİ, Çapı 50 mm ile 350 mm arasında olan lağım deliklerinin patlayıcı madde ile doldurularak ateşlenmesi tarzında uygulanan bir ateşleme metodu.

GENLEŞTİRİLMİŞ PERLİT, Tasnif edilmiş perlitin 850-1150 C°’de ısıtılması sonucu, hacmi büyümüş, düşük yoğunlukta materyal.Genleşmiş perlit en yaygın olarak inşaat sanayiinde sıva agregası, yalıtım betonu ve hazır yapı elemanları hazırlanmasında; kimya sanayiinde, dolgu maddesi, katalizör, pigment taşıyıcı olarak; gıda sanayiinde, özellikle şeker ve bira üretiminde filtre malzemesi olarak; çelik endüstrisinde döküm sonrasında çeliğin sıcak tutulması işleminde; makine sanayiinde, titreşim damperlerinde; tarım sektöründe genel olarak toprağın havalandırılması, nemli tutulması işlemlerinde, fide ve fidan yetiştirmede kullanılır. Genleştirilen perlit yoğunluğuna ve kullanım yerlerine göre aşağıdaki isimler altında pazara sunulur :

a-) Genleştirilmiş Perlit : Normal perlit (80 kg/m3),

Standart perlit (80-120 kg/m3) ve

Süper perlit (120-150 kg-m3)

b-) Hazır Sıvalar : Çimentolu kaba izosıva (450 kg/m3),

Çimentolu ince izosıva (1150 kg/m3),

Alçılı kaba izosıva (450 kg/m3),

Alçılı ince izosıva (500 kg/m3),

Derz harcı (900 kg/m3),

Yüzey düzeltme (900 kg/m3)

c-) İzo beton : (Yalıtım betonu, 400 kg/m3)

d-) Blok tuğla : (8x50x33,3 cm, 0, 166 m2)

e-) Etiper pano : (6x60x250-300 cm)

f-) Mikronize perlit : 150-300 mikron (150 kg/m3)

50-150 mikron (200 kg/m3)

g-) İzoşilte : (0,5 m2)



GEOİD, Yerçekimi ölçümlerinin sonuçlarına göre yer küresinin şeklini ifade için kullanılan terim. Geoid şekli, dünya denizleri yüzeyleriyle aynen çakışmaktadır. Geoid, dönen bir elipsoidin şeklinden biraz sapmaktadır. Geoide en yakın şekil —> Sferoid dir. Bu nedenle ölçümbilimde standart referans yüzeyi olarak sferoid kullanılır; bununla beraber, geoid ve sferoid yüzeyleri arasında yer yer -90 ve x50m arasında oynayan farklar vardır.

Yüklə 2,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   48




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə