Etimoloji Nedir - Ne Değildir ve…
64
Aydil Erol ise kelimeyi Adlarımız
39
adlı kitabının kutay maddesinde
“1- Uğurlu, kutlu ay, 2- İpek, 3- Erkek adı, 4- Erkek soyadı” olarak
anlamlandırmıştır. Aydil Erol’a göre kutay kelimesi Eski Türkçe kut ve ay
(“30 günlük süre, yılın on ikide biri”) kelimelerinin birleşmesi ile
oluşmuştur.
Ancak “uğurlu, kutlu ay” şeklinde bir birleşim Türkçenin hiçbir
devresinde ve lehçesinde görülmemiştir. Bu açıklama bir yakıştırma, bir tür
halk etimolojisi olup gerçekle ilgisi yoktur. Maddenin doğru kısmı ise Çince
“ipek” anlamına gelen kutay sözünün Türkiye Türkçesinde kişi adı ve soyadı
olarak kullanılmış olmasıdır.
10. uzay: Bu kelimenin de etimolojisi karanlıktır. Osmanlıcadan
Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi
(1934, 235a)’nde “feza”
karşılığında verilen beş örnekte de “uzay” karşılığı geçmez.
1. Boşluk (K. T.);
2. Macit [Gökte boş yer man(asında) (Rad. IV «Uyg.»);
3. Oğan [Eski Türklerde en büyük mabut olup fezâ ve kâinattan kinâye idi (Ş.
Sami)
] (K. T.);
4. Uza (Der. Akhisar);
5. Yazı [Ova manasına (Tef.: D. L. T.) [Bak: Cev.].
Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi. Türkçeden
Osmanlıcaya İndeks
’te ise
1. Boşluk Cev, cevf, feza, halel (s. 920a);
2. Macit Feza (s. 1120a);
3. Oğan
Allah, feza, ilâh, kadir, kavi, kudretli, mabut, muktadir (s. 1127b);
4. Uza
Bait, evvel, feza (s. 1253a);
5. Yazı
Badiye, deşt, feza, cev, hat (yazı manasına), kader, kısmet, kitabet,
makale, mukadderat, mektup, nasip, sahai vasia, tahrirat, takdir,
takrir, sahra, tali(h), varaka (s. 1281b).
maddelerinde “feza” karşılığı yer almış, ancak Osmanlıcadan Türkçeye ve
Türkçeden Osmanlıcaya Cep Kılavuzları’nda “feza” ve “uzay” maddeleri
yer almamıştır.
39
Aydil Erol, Şarkılarla, Türkülerle ve Tarihî Örneklerle Adlarımız, 3. Baskı,
İstanbul 1999, s. 452.
Sertkaya, Osman Fikri
65
Sevan Nişanyan Sözlerin Soyağacı. Çağdaş Türkçenin Etimolojik
Sözlüğü
adlı eserinde “uzay Y(eni) T(ürkçe) (1937) mekân < UZA-”
açıklamasını vererek kelimeyi uza- fiilinden türetmektedir.
40
Tuncer Gülensoy ise Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken
Bilgisi Sözlüğü
’ndeki uzay maddesinde
41
“1. Bütün varlıkların içinde
bulunduğu sonsuz boşluk, feza, mekân; 2. (astr.) bütün gök cisimlerinin
içinde bulunduğu sınırsız boşluk < *uz-a-y” açıklamasını yapmaktadır.
Eğer kelime *uz isminden yapılmışsa, uz+ay; uza- fiilinden yapılmışsa,
uza-y
etimolojileri geçerli olur.
Bunlara bir etimoloji teklifi de biz ekleyelim. oz- “ayrılmak,
uzaklaşmak” fiilinden oz-ay. Abdülkadir İnan’ın telâffuzu ile de uzay. Bu
kelime oz-gay’dan > oz-ay şeklinde gelişmiş de olabilir.
11. İki ismin ilk hecelerinin birleştirilmesi ile yapılan isimler:
Cerrahpaşa Tıp Fakültesinin Göz Kliniğinde gözlük numaramı ölçen
doktorumun adı soyadı Eray Atalay idi. Kendisine adının ve soyadının
nereden geldiğini sordum. “Benim adım koalisyon hocam” diye cevap verdi.
“Babamın adı Ercan. Annemin adı Aygün. Mademki ben ikisinden bir
parçayım. “Oğlumuzun adı Eray olsun” demişler. “Kısacası benim adım
babamın ve annemin isimlerinin ilk hecelerinin birleşmesinden yani
Ercan’un ilk hecesi er ile Aygün’ün ilk hecesi olan ay’ın birleştirilmesi ile
oluşmuştur.
Buna benzer bir isim daha biliyorum. Futbolcu Suat Mamat’ın eşi
doğum yapmaktadır ama kendisi maçtadır. İlk golü Güngör, ikinci golü Suat
atar. Maçtan sonra “Gözün aydın! Bir kızın oldu derler”. O da “adı Günsu
olsun” der. Yani Güngör’ün ilk hecesi olan gün ve Suat’ın ilk hecesi olan su
heceleri bir araya getirilerek Günsu adı türetilmiştir.
12. İsimlerin birleştirilmesi ile yapılan isimler:
Yine Eray Atalay anlatıyor: “Soyadımız olan Atalay’ın nereden
geldiğini de büyük babama sormuştum. O da bana at + al (bayrak) + ay
(dede)den kısaltma yolu ile Atalay yaptığını söylemişti”.
40
Sevan Nişanyan, Sözlerin Soyağacı. Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü,
İstanbul, Ekim
2002, s. 461b.
41
Tuncer Gülensoy, Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi
Sözlüğü, II, O-Z
, Ankara, 2007, s. 983b.
Etimoloji Nedir - Ne Değildir ve…
66
13. ay “kamer”li isimler:
İki ismin birleştirilmesi ile yapılan gün+ay, öz+ay gibi isimler de
vardır. Eski Türkçede kün “güneş” ve ay isimleri ayrı ayrı kullanılmıştır.
Yenisey yazıtlarından Begre (E-11) yazıtında kün ay azdım “güneş(ten),
ay(dan) ayrıldım”; Elegeş (E-10) yazıtında kök tengride kün ay azdım “mavi
gök(yüzünden), güneş(ten ve) ay(dan) ayrıldım” ibareleri geçer. Kutadgu
Bilig
’in üçüncü beyti şöyledir:
KB 3 yağız yer, yaşıl kök, kün, ay birle tün
törütti halâyık, öd, ödlek bu kün
“Yüce tanrı) kara toprak, mavi gök(yüzü), güneş (ve) ay ile geceyi
ve bu gündüzü, zaman (ile) zamâneyi (devranı) (ve) mahlukları yarattı.”
Eski Türkçedeki kün “güneş” ve ay gibi iki ismin birleşmesi ile yapılan
isimlerden Eski Türkçe: kün+ay, k-> g- ses gelişmesi ile Türkiye
Türkçesinde gün+ay olarak kullanılır. Günay kelimesi Türkiye Türkçesinde
a) hanım adı (Prof. Dr. Günay Kut), b) erkek adı (Prof. Dr. Günay
Karaağaç
)
c)
soyadı
(Kültür
Bakanı
Ertuğrul
Günay)
olarak
kullanılmaktadır.
İki ismin birleşmesi ile oluşan bu isimleri öz + ay adı takip eder.
Türkiye Türkçesinde kullanılan ay’lı bir isim de bir TV dizi
oyuncusunun adında Serenay (Sarıkaya)’da görülmektedir. Seren kelimesi
Hasan Eren tarafından “raf”
42
, Aydil Erol tarafından ise “Silindir biçiminde
uzun ve kalın çam kerestesi, üzerine dört köşeli yelkenler açılmak üzere
direklere ortadan bağlı ve aykırı konan ağaçlar, seren yapmaya yarayan
köknar kerestesi”
43
, şeklinde anlamlandırılmıştır.
ay
’ın sıfat alarak kullanılışı da vardır. tolun+ay (Orta Türkçe, EDPT,
561a) > Türkiye Türkçesi: dolun+ay. Benzer bir şekil Kazak Türkçesinde
altın+ay
şeklinde geçiyor. Altınay ve Dolunay merhum Ahmet Taner
Kışlalı’nın iki kızının adıdır.
ay
’ın 30 günlük süre, yaklaşık olarak yılın 1/12’si olarak kullanıldığı
söylenen kelime ise sun+ay
44
’dır. Kelime Türkiye Türkçesinde a) erkek ve
dişi cinsin kişi adı ( Sunay Akın, Tanınmış şâir); b) soyadı ( Cevdet Sunay,
Türkiye Cumhuriyeti’nin 5. Cumhurbaşkanı) olarak kullanılmıştır.
42
Hasan Eren, Sırça Köşkte ..., Ankara, 2010, s. 177.
43
Aydıl Erol, Şarkılarla, Türkülerle ve Tarihi Örneklerle Adlarımız, İstanbul,
1999, s. 580.
44
Aydil Erol, a. g. e., s. 590.
Sertkaya, Osman Fikri
67
Aydil Erol sunay kelimesini “adak ayı” şeklinde anlamlandırarak
kelimenin kökünü sun- fiilinden getiriyor. Kaynaklarda geçmeyen “adak
ayı” açıklaması biraz halk etimolojisi kokmaktadır.
Pasif-meçhul fiil gövdesine -ay eki getirilerek yapılan sevil-ay adı
vardır. (Eski bir hanım Bakanın adı: Sevilay Saygın). A. Erol sevil kelimesini
“sevil ‘Koy seni sevsinler; sevgi gör’ anlamında bir kadın adı” şeklinde
anlamlandırarak sevil- fiilinin emir şekli olarak açıklıyor.
45
Benzer yapıdaki
bir isim de bir TV dizisindeki hanım oyuncunun dizideki adı olan Açılay <
Açıl-ay
’dır.
14. Sondan kafiye olarak kullanılan isimler:
Anne ve babalar çocuklarına ya baştan kafiyeli ya da sondan kafiyeli
isimler koyuyorlar. Biz üç kardeşiz. İsimlerimiz Osman, Oya ve Orhan
şeklinde baştan kafiyelidir. Ancak Orta öğretimde sınıf arkadaşım olan
rahmetli Üstünay (Akçakaya)’nın adı ile üç ablasının adı Günay, Özay,
Sunay
şeklinde sondan kafiyeli idi.
15. Sonuç olarak dokuz ayrı bölüm altında 40’tan fazla kelime ile
konuya açıklık getirdiğimizi düşünüyoruz.
DİZİNLER (EKLER ve KELİMELER)
1) İsimden isim yapma eki
2) İsimden isim yapma eki
+ay
+ey
+gay
+gey ~ +key
oñ+ay
il+ey
çal+gay
il+gey ~ il+key
kol+ay
ög+ey
bos+gay
küç+gey ~ küç+key
tolay (?)
yük+ey
öz+gey ~ öz+key
yüggey (?)
3) Tarama ile tespit edilenler
aday
güney < küney
güzey < küzey
kuzey
45
Aydil Erol, a. g. e., s. 581- 582.
Etimoloji Nedir - Ne Değildir ve…
68
4) Türetme ile yapılanlar
İsimden isim yapma eki
Fiilden isim yapma eki
+ay
+ey
-ay
-ey
yan+ay
bir+ey
açıl-ay
bit-ey
düz+ey
çarp-ay
böl-ey
eş+ey
ol-ay
dik-ey
yer+ey
saldır-ay
düş-ey
yüz+ey
sevil-ay
sun-ay
yıldır-ay
yap-ay
yat-ay
5) Etimolojileri farklı olanlar
kutay < Çin. ko-tay;
uzay (?)
6) İki ismin ilk hecelerinin birleştirilmesi ile yapılanlar
er + ay
7) İki ismin birleşmesi ile yapılanlar
kün+ay > günay;
öz+ay;
seren+ay;
üstün+ay
8) İsimlerin birleşmesi ile yapılanlar
at + al + ay > atalay
9) Sıfat alarak yapılanlar
altınay
dolunay
Sertkaya, Osman Fikri
69
KAYNAKLAR
Clauson, Sir Gerard (1972), Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth
Century Turkish
, Oxford.
Eyüboğlu, Đsmet Zeki (1988), Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü, Đstanbul, 406
s.
Gülensoy, Tuncer (2007), Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken
Bilgisi Sözlüğü
, I, A-N, II, O-Z, Ankara.
Güner, Galip (2006), “Türkiye’de kelime etimolojisi üzerine yayımlanan
makalelere dair bir bibliyografya denemesi”, Türklük Bilgisi
Araştırmaları = Journal of Turkish Studies 30/II, s. 77-93.
Korkmaz, Zeynep (2003), Türkiye Türkçesi Grameri (Şekil Bilgisi), Ankara.
Nişanyan, Sevan (2002), Sözlerin Soyağacı. Çağdaş Türkçenin Etimolojik
Sözlüğü
, İstanbul.
Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi,
İstanbul, 1934.
Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları. Tarama Dergisi. Türkçeden
Osmanlıcaya İndeks
, İstanbul, 1934.
Sertkaya, Osman Fikri (1988), “Kelime dağarcığımızdan (1): ÇIN “doğru,
gerçek”, Türk Dili, LV/436, s. 175-181.
Sertkaya, Osman Fikri (1988), “Kelime dağarcığımızdan (2): CEBELÜ
“zırhlı” ve YALAÑAÇ ~ YALI–ÑAÇ “çıplak”, Türk Dili, LVI/439, s.
1-7.
Sertkaya, Osman Fikri (1991) , “Kelime dağarcığımızdan (3): “Okay
‘Zühal/Satürn’ mü, yoksa ‘Müşteri / Jüpiter’ mi?”, Türk Dili, Cilt
LXI=1991/I, Sayı 474, s. 321-325.
Sertkaya, Osman Fikri (2001), “Kelime dağarcığımızdan (4): Sülümen
[(tatlı) Sülümen / Calomel; (ak/agu) Sülümen / Sublimé] üzerine”, Türk
Dili, 2001/II, Sayı: 598, s. 514-517.
Sertkaya, Osman Fikri (2006), “Kelime dağarcığımızdan (5): ‘Dinlemek -
Đşitmek’ üzerine yazışmalar”, Türk Dili, XCII, Sayı 656, s. 162-171.
Sertkaya, Osman Fikri (2007), “Kelime dağarcığımızdan (7): “SAĞIN
“DOKTOR / HEKĐM”, HEMŞĐRE “BACI”, Türk Dili, XCII, Sayı 665,
s. 395-403.
Etimoloji Nedir - Ne Değildir ve…
70
Sertkaya, Osman Fikri (2007), “Kelime dağarcığımızdan (6): Direk
kelimesinin kökeni üzerine düşünceler”, Türk Dili, XCIII, Sayı 662, s.
113-119.
Sertkaya, Osman Fikri (2008), “Kelime dağarcığımızdan (8): Çince Tay
“büyük” kelimesi ile yapılan Damla, Dayı, Teyze ve Dede kelimeleri
üzerine”, Türk Dili, XCVI, Sayı: 680, s. 150-159.
Sertkaya, Osman Fikri (2010) , “Kelime dağarcığımızdan (10): “Lavaş sözü
nereden geliyor?”, Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi, Sayı: 703, s. 39-
41.
Sertkaya, Osman Fikri (2010) , “Kelime dağarcığımızdan (12): Sanskrit
kökenli Çurni kelimesinin anlamı “barut” mu, yoksa “toz” mu?”, Türk
Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi, Sayı: 706, s. 349-354.
Sertkaya, Osman Fikri (2010), “Kelime dağarcığımızdan (11): Bay, Bayan,
Bayın ve Sayın kelimeleri üzerine”, Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi,
Sayı: 705, s. 195-203.
Sertkaya, Osman Fikri (2010), “Kelime dağarcığımızdan (9): “Maydanoz
etimolojisine katkılar”, Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi, Sayı: 699, s.
227-234.
Sertkaya, Osman Fikri (2011), “Kelime dağarcığımızdan (13): Vakit /
Zaman / Çağ bildiren ifadelerde kullanılan sularında kelimesinin
etimolojisi”, Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi, Sayı: 710 s. 121-128.
Sertkaya, Osman Fikri (2011), “Kelime dağarcığımızdan (14): Eski
Türkçe’de “Mızrak” anlamına gelen kelime [süg(ü)g] mü, yoksa
sügg(ü) ~ süñü mü okunmalı?”, Orhun Yazıtlarının Bulunuşundan 120
Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl Konulu III. Uluslararası Türkiyat
Araştırmaları Sempozyumu. 26-29 Mayıs 2010. Bildiriler Kitabı, Cilt 2,
Ankara, 2011, s. 721 - 725.
Sertkaya, Osman Fikri (2011), “Kelime dağarcığımızdan (15): Kiçig, küçük
ve bedük kelimeleri ile türevlerinin etimolojileri”, Türk Dili, Dil ve
Edebiyat Dergisi, Sayı: 713, s. 409-416.
Sertkaya, Osman Fikri (2011), “Kelime dağarcığımızdan (16): Kışkırtmak
kelimesinin kökeni üzerine”, Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi, Sayı:
717, s. 233-239.
Sertkaya, Osman Fikri (2011), “Kelime dağarcığımızdan (17): Torba
kelimesinin kökeni üzerine”, Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi, Aralık
2011, s. 493-499.
Sertkaya, Osman Fikri
71
Sertkaya, Osman Fikri (2012), “Kelime dağarcığımızdan (18): Erzurumlu
Emrah ile Yunus Emre’nin isimlerinin kökeni nedir? Veya Süryani
kökenli Mar “öğretmen, Üstad” kelimesi Göktürkçede geçer mi?”, Türk
Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi, Sayı: 726, s. 442-446.
Sertkaya, Osman Fikri (2012), “Kelime dağarcığımızdan (19): Tagar ve
Tagarçık kelimeleri hakkında veya Torba ve Torbalamak üzerine yeni
açıklamalar”, Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi, Sayı: 732, s. 84-90.
Sertkaya, Osman Fikri , “Kelime dağarcığımızdan (21): Adana kelimesi
üzerine yeni bir etimolojik açıklama, Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi,
(baskıda).
Sertkaya, Osman Fikri, “Kelime dağarcığımızdan (22): Elma kelimesinin
kökeni üzerine, Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi (baskıda).
Sertkaya, Osman Fikri, “Kelime dağarcığımızdan (23):Tü(rlüg) kelimesi ve
kullanımı (tü; türlüg; tü türlüg; tümen; tümen türlüg, tümen tü, tümen
ming tü), Türk Dili, Dil ve Edebiyat Dergisi (baskıda).
Sertkaya, Osman Fikri, “Kelime dağarcığımızdan (24): *TÜ- “tamamlamak,
bütünlemek” fiilinin türevlerinden TÜM”, Türk Dili, Dil ve Edebiyat
Dergisi (baskıda).
Dostları ilə paylaş: |