Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
298
reddetmemesi; sınıflamada Papa’yı ‘Evrim Teorisi’ne karşı bi-
linemezci-teist’ sınıfa sokmama sebep olmaktadır.
Popper ve diğer felsefecileri takip ederek Evrim Teorisi’nin
yanlışlanamayan bir teori olduğunu söyleyerek Evrim Teorisi’ne
karşı bilinemezci bir tavır geliştirenler de olmuştur. Buna göre
Evrim Teorisi ile ilgili iddialar, kendine özgü tek bir süreçle
ilgilidir, bunlar ne test edilebilir, ne de bilimsel bir kanun ola-
bilir.
557
Evrim Teorisi’nin yanlışlanamayacağını ileri sürenler-
den bir kısmı, bu teorinin yararlı bir hipotez olduğunu ileri
sürmek eğilimindeyken,
558
bir kısmı ise yanlışlanamayan bir
teorinin bilimselliğin kriterlerine uymadığı için tamamen or-
tadan kalkması gerektiğini savunmaktadırlar.
559
Görüldüğü
gibi Evrim Teorisi’nin bilimselliğin kriterlerini karşılamadı-
ğını söyleyenlerin hepsinin Evrim Teorisi’ne yaklaşımı tama-
men aynı değildir. Evrim Teorisi’nin bu kriterlere uymadığını
söyleyenler, bu teoriye karşı bilinemezci bir tavır da alabilirler.
Gerek Evrim Teorisi’ne karşı bilinemezci yaklaşım, gerek
Tanrı inancına karşı bilinemezci yaklaşım ile ilgili tespitlerde
bulunmakta, açıkça kabul veya redde nazaran bazı zorluklar
vardır. Bilinemezci yaklaşımın sahipleri, iki şıkkın dışında
üçüncü bir şıkkın varlığına inanmazlar. Bu, mantıken de müm-
kün değildir; çünkü bir önermenin kendisi veya değillemesin-
den biri mutlaka doğrudur. Bu yüzden ‘Evrim Teorisi doğru-
dur’ ve ‘Evrim Teorisi doğru değildir’ önermeleri ile ‘Tanrı
vardır’ ve ‘Tanrı var değildir’ önermelerinden birer tanesi mu-
hakkak doğrudur. Mantık kuralları açısından çelişik önerme-
lerden biri doğru ise diğeri mutlaka yanlıştır.
560
Bilinemezci
yaklaşım, birbirinin değillemesi olan önermelerin dışında bir
557 Karl Popper, Tarihsiciliğin Sefaleti, çev: Sabri Orman, İnsan Yayınları, İstanbul
(2000), s. 113.
558 Karl Popper, Darwinism As A Metaphisical Research Program, s. 147-148.
559 Henry M. Morris, Scientific Creationism, s. 6-7.
560 Necip Taylan, Mantık Tarihçesi Problemleri, s. 118.
Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi
299
şıkkın doğruluğunu ileri sürmez; fakat bu şıklardan hangisi-
nin doğru olduğunun bilinememe haline işaret eder. Biline-
mezcilerin bir kısmı, ‘Ben bilmiyorum’ diyerek pozisyonla-
rını belirlemişken, bir kısmı ise ‘Bu bilinemez’ diyerek kendi
bilinemezci tavırlarının herkesin paylaşması gerekli doğru ta-
vır olduğunu iddia ederler. ‘Bu bilinemez’ diyenler, ortaya sü-
rülen iki şıkkın dışında üçüncü bir şıkkın doğruluğunu ileri
sürmeden, iki şıkkın da doğrulanamayacağını savundukla-
rından böylesi bir yaklaşım gösterirler. Felsefi açıdan daha
çok dikkate alınması gerekli bilinemezci tavır budur. Bu tav-
rın içindeki herkes de aynı değildir. Bir kısmı teori ve pratik
ayırımı yapmadan bilinemezci tavır içindeyken, bir kısmı ise
teori ve pratik ayırımı yaparlar ve teoride bilinemezci kalıp,
pratik alanı fideist bir yaklaşıma açarlar. İkinci tavrın, Tanrı
inancı konusundaki en meşhur örneği Kant’tır;
561
teorik bili-
nemezciliğin pratik alandaki tavırdan ayrılması yaygın bir ta-
vırdır. Herkesin yaklaşımı, Kant kadar detaylı incelenmemiş
ve sistemli olarak ifade edilmemiş olduğundan, bazen bir ya-
zısında bilinemezci bir tavır gösteren kişinin, başka bir yazı-
sında değişik bir tavır gösterme sebebini anlamakta zorluk-
lar olabilmektedir. Bu zorluk; incelenen şahsın, teori ve pratik
ayırımı yapmasından da bilinemezci olmakla beraber iki şık-
tan birine daha çok sempatisi bulunmasından da sonraki fi-
kirlerinin öncekilerden farklılaşmış olmasından da veya kişi-
nin kendi içinde çelişkide bulunmasından da olabilir.
Gerek Evrim Teorisi’ne gerekse Tanrı inancına karşı bili-
nemezci tavır içinde olanlar ile ilgili tespit, kabul veya redde-
denlere dair tespitlerden daha zor olmaktadır. Fakat iki şıkkı
da kabul veya reddetmeden, bu şıkların dışında kalmak hem
Evrim Teorisi hem de Tanrı inancı açısından var olan bir ta-
vırdır. Bu yüzden Evrim Teorisi açısından üçlü bir ayırım,
561 Immanuel Kant, Pratik Usun Eleştirisi, s. 23-37.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
300
Tanrı inancı açısından üçlü bir ayırım yapıp; ikisi açısından
ise dokuz tane kategori kabul ederek bu konuyla ilgili yakla-
şımların sınıflandırılmasını öneriyorum.
NEDEN BU KONUYLA İLGİLİ TEOLOJİK
AGNOSTİSİZMİ ÖNERİYORUM?
Bugüne kadar okuduğum Evrim Teorisi ile ilgili gerek bi-
limsel gerek felsefi gerek teolojik kitaplarda Evrim Teorisi’ne
ve Tanrı inancına karşı yaklaşımlar üzerine ayrıntılı bir sınıf-
landırma yapıldığına tanık olmadım; diğer yandan böyle bir
sınıflandırma yapılmamasının eksikliklerini hisseden biri ola-
rak bu sınıflandırmayı önermeyi gerekli buldum. Diğer kitap-
larda yapılan geniş sınıflandırmalar bile ‘Evrim Teorisi’ne ina-
nan ateistler’, ‘Evrim Teorisi’ni reddeden teistler’ ve Tanrı’nın
yarattığı bir evrim sürecini kabul eden ‘evrimci teistler’ ola-
rak üçlü bir sınıflandırmayı kullanmaktalar. Bu sınıflandır-
malarda Evrim Teorisi’ne karşı bilinemezci bir tavır içinde ka-
lınabileceği ihtimali tamamen yok sayılmaktadır.
Daha önceden ‘Evrim Teorisi’ne karşı bilinemezci-teist’ sı-
nıflamasına dâhil ettiğim Papa II. John Paul’u örnek olarak ele
alalım. Bu kitapta önerilen sınıflamayı kullanmayanlar Papa’yı,
ya ‘Evrim Teorisi’ni reddeden teist’ ya da ‘evrimci teist’ sınıf-
larından birine dâhil edecekler ya da en iyi ihtimalle Papa’nın
bu iki düşünceden hangisinin doğru olduğu konusunda tered-
dütlü olduğunu söylemekle beraber, bu tarz bir yaklaşımın ayrı
bir sınıf olarak değerlendirilebileceğini göz ardı edeceklerdir.
Aslında böyle bir sınıflamanın yapılmamış olması, Papa gibi
açıklama yapanların, ne söylediğinin anlaşılmasını da güçleş-
tirmektedir. Böylesi bir yaklaşımda, Evrim Teorisi’nin dinsel
inanç ile uzlaşabileceği söylenirken, Evrim Teorisi’nin doğ-
ruluğuna veya yanlışlığına dair bir şey söylenmemektedir.
Dostları ilə paylaş: |