Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
292
Bu yaklaşımı benimseyen teistler, evrende tasarımı göste-
ren delilleri sadece ‘tasarım delili’nin doğruluğunun ispatı ola-
rak görmezler, aynı zamanda ‘tasarım delili’nin ispatını Evrim
Teorisi’nin yanlışlanması olarak gördükleri için, bu deliller ile
Evrim Teorisi’nin yanlışlandığını da savunurlar: Örneğin gö-
zün tasarlandığını gösteren delilleri, teizmin ispatı saymanın
ötesinde Evrim Teorisi’nin reddi olarak da kabul ederler.
554
Ama Tanrı’nın yarattığı bir evrim anlayışına karşı gözün ta-
sarlandığını ve tesadüf ile doğal seleksiyonun gözü oluştura-
mayacağını söylemek anlamsızdır; çünkü bu anlayışta evrim
kabul edilse de canlıların tesadüfen değil, Tanrı’nın evrimi
bilinçli bir şekilde kullanmasıyla oluşturuldukları savunulur.
Fakat Tanrı’nın yarattığı bir evrim sürecini alternatif olarak
görmeyenler, ‘tasarım delili’ne ait verileri (bir önceki bölümde
bunların ne kadar güçlü olduğu görüldü) sadece ateizme ve
natüralizme karşı değil, Evrim Teorisi’ne karşı da kullanılır-
lar. Ben, kitabın son bölümünde, bu hataya düşmeden tasarım
delilini savunacağım.
TANRI’NIN VARLIĞI VE EVRİM TEORİSİ
BİRBİRLERİNİN ÇELİŞİĞİ MİDİR?
Burada yapılan hata ‘Tanrı vardır’ önermesi ile ‘Evrim Te-
orisi doğrudur’ önermelerinin birbirlerinin tam zıttı olarak su-
nulmasıdır; böyle bir sunumda bu önermelerden herhangi biri-
nin saçmalığa indirgenmesi (reductio ad absurdum), diğerinin
doğruluğunun delili olarak sayılır. Çünkü bu önermelerden her
biri diğerinin değillemesi olarak ele alındığı için, değilleme-
nin değillemesi öbür önermenin doğruluğunu verecektir. Man-
tık kuralları, birbirleriyle çelişik iki önermeden biri doğruysa
554 George Ayoub, On The Design of The Vertebrate Retina, (ed: James P.Gills, Tom
Woodward, ‘Darwinism Under The Microscope’ içinde) Charisma House, Flo-
rida (2002), s. 151-159.
Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi
293
diğerinin mutlaka yanlış olduğunu söyler. Bu mantığın doğ-
ruluğunu savunanlar, Tanrı kavramının açılımının Tanrı’nın
evreni tasarımladığı sonucuna götürdüğünü, Evrim Teorisi’nin
savunulmasının ise evrenin tesadüfen oluştuğunun, yani tasa-
rımlanmadığının savunulmasının tek yolu olduğunu düşünmek-
tedirler. Bu mantığın doğru bir yönü olmakla beraber önemli
bir yanlışı da vardır. Sırf maddi evren içinde kalındığında, ‘te-
sadüfen oluşum’u savunanların Evrim Teorisi’ni savunmak dı-
şında bir alternatifleri olmadığı anlaşılmaktadır. On binlerce
kez göz ve kanat gibi organların ayrı ayrı oluşumunu tesadüf-
lerle izah etmek tamamen saçma görünecektir. Bu organların
kompleks yapılarının ve mikro seviyedeki hücrelerinin içi-
nin tasarımının mükemmelliğinin anlaşılmadığı bir dönemde
kendiliğinden türeme yoluyla tesadüfî oluşum savunulmuştu.
Ancak gelişen bilimsel veriler kendiliğinden türeme ile canlı-
ların oluşumunu savunmayı tamamen imkânsız kılmıştır. So-
nuçta kendiliğinden türemeyi savunamayacak olan ateistlerin,
Evrim Teorisi’ni savunmak veya canlıların orijinini tamamen
bilinemezciliğe terk etme dışında bir seçenekleri yoktur. Can-
lıların orijinine bilinemezci yaklaşım ise sadece tavırsal bir
alternatiftir; Evrim Teorisi’ne veya türlerin bağımsız yaratılı-
şına karşı bir seçenek getirme anlamında alternatif değildir.
Sonuçta Evrim Teorisi’nin yanlışlanması, ‘Tanrısal yaratış’ dı-
şında bir alternatif bırakmadığı için Tanrı’nın varlığını ispat-
ladığı söylenebilir. Ama Evrim Teorisi’nin doğrulanmasının,
Tanrı’nın varlığını yanlışladığını söylemek mümkün değildir.
Çünkü birçok kişinin kabul ettiği gibi pekâlâ Tanrı’nın yarat-
tığı bir evrim de mümkündür.
Bazı teistler “Tanrı canlıları neden evrim ile yaratsın ki”
diye sorabilir ama kanaatimizce hiçbir teist “Tanrı, istese de
canlıları evrim yoluyla yaratamaz” diyemez ve “Tanrı canlı-
ları neden evrimle yaratmasın ki” sorusunu da aynı şekilde
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
294
sormak pekâlâ mümkündür. Sonuçta eğer Tanrı’nın yarattığı
bir evrim mümkün ise, o zaman “Tanrı vardır” ve “Evrim Te-
orisi doğrudur” önermeleri birbirlerinin değillemesi olamaz-
lar. Evrim Teorisi’nin yanlışlanması, Tanrı’nın varlığını ispat
ediyor olsa bile; bu, Tanrı’nın varlığı ispat edildiğinde Evrim
Teorisi’nin reddedilebileceğini göstermez. Fakat ‘Tanrı var-
dır’ önermesinin eğer değillemesi yapılabilirse, o zaman Ev-
rim Teorisi anlayışı alternatifsiz kalmış olur. Çünkü Tanrı’nın
yer almadığı bir ontolojide Evrim Teorisi’ne bir alternatif üret-
mek mümkün gözükmemektedir. Sonuç olarak bir teistin, Ev-
rim Teorisi’ne hem inanması hem inanmaması hem bu teoriye
karşı bilinemezci bir tavır içinde kalması mümkündür; Evrim
Teorisi’ne inanan birinin ise teist veya ateist veya bilinemezci
olması mümkündür. Evrim Teorisi’ni reddeden birinin ise ya
teist olması ya da bilinemezci bir tavır içinde kalması gerekir.
Bir materyalist-ateist (en yaygın ateist tipi), Evrim Teorisi’ne
karşı olur ise bu teorinin alternatifini savunacak bir ontolo-
jiyi göstermesi mümkün gözükmemektedir. Aynı şekilde Ev-
rim Teorisi’ni reddedenin de, Richard Dawkins’in dediği gibi,
Tanrı merkezli bir ontolojinin temellendirdiği tasarıma karşı
gösterecek hiçbir ciddi alternatifi gözükmemektedir.
555
Sonuç
olarak ‘Evrim Teorisi’ni reddeden-ateist’ kategorisinde Comte
gibi çok etkili bir ateist yer alsa da tüm kategoriler içinde en
savunulamayacak kategori budur.
Teistlerin dikkat etmeleri gerekli husus, Evrim Teorisi’ne
ateistlerin adeta mahkûm olmasının, teistlerin bu teoriyi inkâr
etmesi için yeterli sebep olmadığıdır. Asıl olan bu teorinin
doğru olup olmadığıdır. Eğer bu teori doğru ise ve teizm, sırf
ateizmin bu teoriye mahkûmiyetinden dolayı bu teoriyi redde-
diyorsa, o zaman teizmin bu teorinin yanlışlanmasına ihtiyacı
555 Richard Dawkins, Universal Darwinism, ( ed: D. S. Bendall, ‘Evolution from
Molecules to Men’ içinde) Cambridge University Press, Cambridge (1983), s.
404.
Dostları ilə paylaş: |