Evrim Teorisi'nin Ortaya Konması
111
O, Evrim Teorisi’nin tam zıttı olan, türlerin değişmediği gö-
rüşünü kabul ediyordu, hayvanların taksonomik sınıflaması
gözlem yoluyla yapıldığı için, bunu pozitif yöntemin başarısı
olarak kabul ediyordu.
237
Bu, ‘evrim’ ile ‘Evrim Teorisi’ni ka-
rıştırarak, evrende veya insan kültüründe saptanan evrimsel
gelişme yüzünden canlıların evrim geçirdiği sonucuna mut-
laka ulaşılacağını sananların, hatasını gösteren çok önemli bir
örnektir. Canlıların oluşumunu açıklayan Evrim Teorisi, fizik-
sel ve kültürel dünyadan farklıdır; bu teori biyoloji alanıyla
ilgilidir. Fiziksel ve kültürel dünyada evrimi saptayıp Evrim
Teorisi’ni delillendiremeyeceğimiz gibi, fiziksel ve kültürel
dünyada evrim olmadığı sonucuna vararak Evrim Teorisi’ni
yanlışlayamayız.
William Dembski, Darwinci Evrim Teorisi’nin, 19. yüz-
yılda yükselen değer olan pozitivizmle uyuştuğunu belirte-
rek ‘Eğer Darwin olmasaydı pozitivistler onu icat etmeliydi’
der.
238
Dembski, Evrim Teorisi dine karşıt olarak konumlandı-
rıldığı için -birçok Evrim Teorisi’ne inanan böylesi bir konum-
landırmayı haklı olarak reddetmiştir- ve de böylelikle poziti-
vizm ile aynı ‘düşman’a karşı ittifak ettirildikleri için haklıdır.
Fakat Comte’un çizdiği epistemolojik (bilgi teorisindeki) tab-
loya; Evrim Teorisi’nin, tekrarlanamaz (deney yapılamaz) ve
gözlemlenemez (tüm süreci ve büyük değişiklikleri kastedi-
yorum) özellikleriyle ne kadar uyduğu tartışılmalıdır. Ayrıca
Comte, biyolojinin matematiği kullandığı ve model aldığı öl-
çüde başarısızlıklarını gidereceği kanaatindedir;
239
bu yak-
laşım, fizikteki teoriler gibi matematiksel yasaları olmayan
Evrim Teorisi için ciddi bir sorundur. (Kitabın 3. bölümünde
Evrim Teorisi bilim felsefesi açısından incelendiğinde bu ko-
nuya dönülecektir.) Ayrıca Evrim Teorisi’nin, Tanrı’nın etkin
237 Auguste Comte, Pozitif Felsefe Kursları, s. 62.
238 William Dembski, Intelligent Design, s. 84.
239 Auguste Comte, Pozitif Felsefe Kursları, s. 18.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
112
olmadığı bir süreç olarak ele alındığı pozitivist yorumun sa-
dece belli bir yorum şekli olduğu ve bu görüşe karşı poziti-
vizme zıt bir şekilde Tanrı’nın gerçekleştirdiği bir evrime ina-
nanların da zannedilenden çok daha fazla olduğu ilerleyen
bölümlerde gösterilecektir.
Tüm bunlara karşın pozitivizm ile Evrim Teorisi’nin aynı
paradigmada buluşması, 19. yüzyılın koşullarının ve o döneme
ait sosyolojik ortamın etkisiyle oluşmuş bir süreçtir. Thomas
Kuhn’a kulak vererek; paradigmayı anlamak için, onu oluş-
turanları ve onun oluştuğu ortamı tanımak zorunda olduğu-
muza dikkat etmeliyiz.
240
Bunu ilerleyen sayfalarda ayrıntılı
bir şekilde yapmaya çalışacağım.
DARWIN’İN YAŞAM ÖYKÜSÜ:
DOĞUMUNDAN ‘TÜRLERİN KÖKENİ’NE
Her ne kadar Darwin’den (1809-1882) önce canlıların evrim
geçirdiği ortaya konmuş, Darwin’den sonra genetikteki iler-
lemelerle uygun düzeltmeler yapılmış olsa da ‘Evrim Teorisi’
birçok kişinin zihninde Charles
Darwin ile özdeşleşmiştir, hatta
birçok kişi ‘Evrim Teorisi’ ifadesi
yerine ‘Darwinizm’ demeyi ter-
cih etmektedir. Darwin’den sonra
Evrim Teorisi üzerinde genetik
bilimi doğrultusunda düzeltmeler
yapılınca, teori ‘Yeni-Darwinci-
lik’ (Neo-Darwinizm) diye anıl-
maya başlanmıştır. Günümüzde
birçok kişi Darwinizm ifade-
sini, Yeni-Darwincilik yerine de
240 Thomas S. Kuhn, Bilimsel Devrimlerin Yapısı, çev: Nilüfer Kuyaş, Alan Yayıncı-
lık, İstanbul, (2000).
Evrim Teorisi'nin Ortaya Konması
113
kullanmaktadır. Kısacası günümüzde ‘Evrim Teorisi’, ‘Dar-
winizm’ ve ‘Yeni-Darwincilik’ isimlendirmeleri, birçok defa
birbirleriyle aynı anlamı ifade etmektedirler. Darwin’in Ev-
rim Teorisi’ne giriş yapmadan önce hayat hikâyesinden kısaca
bahsetmek yerinde olacaktır.
12 Şubat 1809’da Shrewsbury’de doğan Charles Darwin,
doktor Robert Waring Darwin’in (1768-1848) oğludur. Doktor
Robert Darwin ise daha önce bahsedilen doğabilimci, doktor ve
şair olan Erasmus Darwin’in oğluydu. Charles, babasına büyük
saygı duyar ve ondan söz ederken “Benim babam, tanıdığım
en akıllı insandır” der.
241
1817’de Charles 8 yaşındayken ölen
annesi Susannah Wedgwood (1765-1817) hakkında ise çok az
şey hatırlar. Charles, daha küçük yaşta doğal nesneleri topla-
maya başladığını, bitki çeşitleri ile ilgilendiğini; ayrıca gürül-
tücü ve çok yalan söyleyen bir çocuk olduğunu yaşam öykü-
sünde anlatır.
242
Charles altı kardeşten biriydi. Üç ablası vardı:
Marianne (1798-1858), Caroline (1800-1888), Susanne (1803-
1866) ve bir de kız kardeşi vardı Emily Catherine (1810-1866);
ayrıca dedesinin adını taşıyan Erasmus (1804-1881) adında bir
de erkek kardeşe sahipti. 1876’da (67 yaşında) yazdığı yaşam
öyküsünde Tanrı’ya çocukken ettiği duaları ve karşılığını al-
dığını şöyle anlatır: “Okul yaşamımın ilk günlerini anımsıyo-
rum; zamanında varmak için çok hızlı koşmak zorunda ka-
lıyordum; hızlı bir koşu genelde başarılı olmama yetiyordu.
Bununla birlikte, kuşku içinde kalıp bana yardım etmesi için
Tanrı’ya dürüstçe yakardığım zaman, hızlı koşmanın değil, ya-
karmanın bana nasıl yardımcı olduğunu anımsıyorum. Bana
nasıl yardımcı olunduğu genelde hayret vericiydi.”
243
241 Francis Darwin, Charles Darwin Yaşamı ve Mektupları, çev: Hüsen Portakal,
Düşün Yayıncılık, İstanbul, (1996), s.11-12.
242 Charles Darwin, Özyaşam, çev: Hüsen Portakal, (ed: Francis Darwin, ‘Charles
Darwin Yaşamı ve Mektupları’ içinde) Düşün Yayıncılık, İstanbul, (1996), s. 15-
16.
243 Charles Darwin, Özyaşam, s. 18-19.
Dostları ilə paylaş: |