Eylül 2016 İstanbul/Türkiye



Yüklə 4,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə30/238
tarix14.06.2018
ölçüsü4,91 Mb.
#48762
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   238

86  

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî

eksiklikleri ya da yöneldikleri hususların içeriği ve bu çalışmaları yapanların 

yaklaşım ve yöntemi de buradan hareketle ortaya konulmuştur. Yani bu çalış-

mada, iktidar tarafından iç edilerek kurulan ve bir süre meşruiyeti tartışılma-

yıp mutlak doğru olarak kabul edilen ilimlerin ihsa edilmesi ve usulü çeper ve 

çevresine dikkat ederek konunun kendi imkânına yönelmiştir. Böylece olunca 

da şu ana kadar Yesevîlik hakkında araştırma yapan çevrelerin, Yesevîlik ve 

ardıllarını “Sünnilik” dışında ya da heteredoks, senkretik şeklinde adlandır-

malarına karşın, bu çalışmadaki yaklaşımı takip etmeleri güçleşmiş ve tabi 

bir itirazda bulunmaktadırlar. Çünkü konunun malzemesine yönelik yapılan 

gayreti yöntemine dair yapılmamaktadır. Bu durum da ilgili çevrelerin iktidar 

ve araçlarına kısa bir zaman sonra dönüştüklerini göstermektedir. 

Yesevîlik, kendi ortaya çıkıp geliştiği alanın sınırlarını zorlardı. Nihayetin-

de içerisinde büyüdüğü havzanın etrafına taştı veya taşmayı arzuladı. Bir süre 

sonra Yesevîlik, bu aktörler tarafından yeni bir dil ile yeni mekânlara aktarıldı. 

Hâlbuki Ahmed Yesevî, Tasavvuf ve Tarikat tarihi ilim alanı içerisinde hangi 

başlıklar altında neler yapmış, hangi yenilikleri getirmiş ve hangi kavramsal 

alanı nasıl bir anlam dünyası kurarak ortaya koymuştur? Bütün bunlar için 

hangi yöntemi önermiş gibi temel prensiplere yönelip ortaya koyduğu esaslar 

daha belirgin hâle getirilmeliydi. Yesevî ve ardıllarının takip ettiği program ve 

bu programın yöntemi başlı başlına bir konu olması hasebiyle bu pratiklerden 

yola çıkarak yeni bir Tasavvuf ve Tarikat Tarihi yazılmalıdır? Ya da Yesevî ve 

ardıllarının takip ve tatbik ettikleri esaslar etrafında yeni bir kavramsal alan 

ve yöntem kurulmalıdır

7



Konu bu sorularla işaret edilen bir yerden ele almaktan daha ziyade tarih 

ya da sosyal tarih ve sosyal tarihin kazandırıldığı kavramsal alanı üzerinden 

hareket edilerek neticeye varılmaktadır. Bu durum da yerleşik olan Tasavvuf 

ve Tarikat kavramsal alan ve başlıklarına yaklaştırmaya ya da benzetilmeye 

zorlanmaktadır.  Bir  şekilde  iktidar  elinde  ve  ihsa  edilen  ilim  merkezinden 

çıkarak yapılan değerlendirme alanın uzmanlarını çıkış noktalarına getirmek-

tedir. Doğal olarak Yesevîlik üzerine yapılan çalışmalar, başladığı yere çekil-

7

  Hayati Bice, Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî, Istanbul: Insan Yayınları, 2011, s. 324-329; 



Mustafa Kara, “Yesevîyye’nin Temel Kitabı Cevâhiru’l-Ebrâr min Emvâci’l-Bihâr”, Ahmed-i 

Yesevî Hayatı Eserleri Tesirleri, Hazırlayan Mehmet Şeker-Necdet Yılmaz, Istanbul: Seha Neş-

riyat, 1996, ss. 241-269. Burada konunun anlaşılmasına kolaylık sağlayacak konu başlıkları 

arasında özellikle “zaman, mekân, ihvan ve sultan” gibi dörtlü bir tasnifin üzerinde durulması 

veya buna dikkat edilmesi önerilir.  



Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 87


mekte ve bir adım ileriye gitmemektedir. Çünkü vardığı nokta, çıkış yeriy-

le  aynıdır.  Giderek  önerdikleri  yerine,  hangi  şahıs  kadrosuyla  hareket  edip 

nerelerde  nasıl  yerleştikleri  hakkında  bilgi  verilmekte  ve  mevzunun  içeriği 

hakkında izah edilmekten kaçınılmaktadır. Netice itibariyle Yesevî’nin hayatı 

ve hikmetlerinde aktarılan marifet ile Rum ve Balkanlarda günümüze kadar 

etkisi süren irfanın kavram ve anlam dünyası üzerinde durulmamıştır. Çünkü 

bu kurucu şahıs ve onlara ait yazılı ve sözlü metinlerin inşa ediciliği, konunun 

aktarıcıları tarafından dikkate alınmamakta hatta bilinçli olarak bu alandan 

kaçıldığı izlenimi de vermektedir

8



Yesevîlik hakkında yapılan çalışmalarda bir şekilde ele alınan konu ve baş-

lıklar, tarih ve sosyal tarih çerçevesinde şahıs kadrosuna yönelmektedir. Bu 

durum Yesevî irfanının kendisine özgü bir alanının var olduğuna dair çıkar-

sama da bulunulup kaynağına da ilişkin çok farklı sonuçlara ulaşılmaktadır. 

Yesevîlik’in  bir  bütün  olarak  kurulu  kavramsal  alanı  ile  bu  alanı  oluşturan 

parçaların birinden diğerine aktarılan anlam dünyası arasında kurulmamak-

tadır. Doğal olarak kurulamayan bu ilişki başka alanlardan medet umut edip 

yönelerek bütünlükçü yaklaşımdan uzaklaşılmasının getirdiği birikimle farklı 

alanlara başvurmaktadır. Buradan elde edilen parçalı bilgi ve bilgi arasında-

ki ilişkisizliğe ihtimam gösterilmeden diğer veya öteki uzak bir alana taşın-

maktadır.  Böylece  alan  genişletilerek  takibi  ve  ilişki  kurmak  imkânsız  hâle 

gelmektedir. Bu taşıma da daha çok heyecan verici olması hasebiyle batıni ve 

gulat topluluklar olmaktadır.

9

Sonuç  olarak  Yesevîlik  araştırmalarının  temel  problemi  Yesevî  marifeti-



nin  kurulu  kavram  ve  anlam  dünyasının  ortaya  konulamaması,  kavram  ve 

anlam dünyası arasındaki ilişkinin sağlanamaması ve daha da ötesi anlamın 

kaybolması ve belirsizliğinin takip edilip görülememesidir. Bu temel sorun 

genel olarak doğu, Türk veya Müslüman dünyada klasik metinlerin kavram 

ve  anlam  dünyasının  kavranması  ve  aktarılması  hususunda  sosyal  bilimler 

8

  Umay Günay, “Ahmed Yesevî’den Hareketle Yazılı Kültürün Sözlü Kültüre Etkisi Konusunda 



Tespitler”, Milletlerarası Ahmed Yesevî Sempozyumu Bildirileri, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 

1992, ss. 25-31. 

9

  Irene Melikoff, “Ahmed Yesevî ve Türkler’de Islâmiyet”, Milletlerarası Ahmed Yesevî Sem-



pozyumu Bildirileri, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1992,  ss. 61-67; Irene Melikoff, Uyur 

Idik Uyardılar, Istanbul: Cem Yayınevi, 1993, s. 167-182; Ahmet Yaşar Ocak, “Anadolu Türk 

Halk Sûfîliğinde Ahmed-i Yesevî Geleneğinin Teşekkülü”, Milletlerarası Ahmed Yesevî Sem-

pozyumu Bildirileri, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1992,  ss. 75-84.




Yüklə 4,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   238




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə