624
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
Divan-ı Hikmet’te Göre Öğrencinin Özellikleri
Ahmet Yesevî, günümüzde kullanılan öğrenci kavramı yerine “talip” “za-
kir” “sufi” kavramlarını kullanmıştır.
Ahmet Yesevî öğrenciye, iyi bir eğitimci bulması için çağrıda bulunur, eği-
timcinin yol gösterici, rehber olması gerektiğini dile getirir: “Ey tâlip, eğer
Hakk’ı bulayım desen, öyle pîre el ver (uzat) ki şeriatte ârif bi’llah olsun,
tarikatte sırlara vâkıf olsun, hakikatte tam mânasiyle olgun olsun, mârifette
büyük bir deniz olsun… Öyle pîre el ver (uzat) ki işin saadet olsun… Eğer
mürit şeriat ilmini bilmese, şeriat ilmini (ona) öğretsin. Eğer tarikatte bir hal
meydana gelse, tarîkat ilmi ile yola salsın ve hakikat yönünden müride yol
göstersin ve mârifette ilâhî cezbe meydana getirsin.”
34
Yesevî’ye göre, eğitimciden istifade etmenin yolu, ona sonsuz güvenden,
sorgusuz sualsiz bağlılıktan geçer. Hatta bu konuda o kadar ileriye gitmiştir ki
eğitimcinin hoşnutluğunu kazanmayan öğrencinin, durmadan ibadet etmesi-
nin, zikir çekmesinin, aç-susuz kalıp oruç tutmasının bir değerinin olmadı-
ğını hikmetlerinde şöyle dile getirmiştir; “Allah de ki cânın yanıp ateşler çıksın,
“Hû” dediğinde kemiklerin hepsi kırılsın, Bağrın deşip dalağın şişip eriyip aksın, Aksa
olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.”
35
“Pîr rızâsı Hakk rızâsı olur dostlar; Hakk Taâlâ
rahmetinden alır dostlar;”
36
Buradan da anlaşılacağı üzere Yesevî’nin öğrencilere
tavsiyesi; öncelikle üstün vasıflara haiz bir eğitimci bulması, ikincisi ise ona
sonsuz güven ve itaat etmesidir. Bütün bunlar da öğrenci için yeterli değildir.
Öğrencinin haram, hile ve desiselerden uzak durması gerekir: “Pîr hizmetini
kıldık” deyip “tâlibim”deyip yürürler; Yiyip Harâm, mekruhu, torbalarına vururlar,
Gözlerinde yaş yok, halka içine girerler, …”
37
Öğrenci; kalbini hıyanetten, kinden, hasetten, kötü ahlaktan arındırmalı-
dır.
38
Gerçek ilme talip olan öğrencilerin kalpleri nur ile dolu, içi dışı bir, yalan-
sız, riyasız, göründüğü gibi, sırları olmayan, kıyamet günü kaygısı yaşamayan
pak kişiler olmalıdır: “…Gerçek tâlibi sorarsanız, içi dışı gevher-inci, Hakk’a açık
34
Kemal Eraslan, Yesevî’nin Fakr-namesi, Hoca Ahmet Yesevî Uluslararası Türk-Kazak Üniver-
sitesi Inceleme - Araştırma Dizisi, Ankara, 2016, s.49.
35
Hoca Ahmed Yesevî, Divan-ı Hikmet, Ed. Tatcı M., Hoca Ahmet Yesevî Uluslararası Türk-
Kazak Üniversitesi Inceleme - Araştırma Dizisi, Ankara, 2016, s. 257.
36
Aynı eser, s. 228.
37
Aynı eser, s. 87.
38
Bedruddin Ibn Cemaa el-Kinani, Çev.M. Ş. Aydın, Islami Gelenekte Eğitim Ahlakı Öğretmen
ve Öğrenci Adabı, Türkiye Diyanet Vakfı, Ankara, 2012, s.135.
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
625
sırları, yedikleri safâ-nûr, Görünüşü sûfiye benzer, kîyâmetten korkmazlar;Günâh ve
harâm hâsılı, günâhlardan ürkmezler, Riyâ tesbîhi elinde, ağlayıp yaşını dökmezler;”
39
Ahmet Yesevî’ye göre, ilim talep eden öğrencinin istekli ve derse konsan-
tre olması, öğrenmede önemli bir etkendir:
“Bismillah deyip beyân ederek hikmet
söyleyip; Taleb edenlere inci, cevher saçtım ben işte;… Sözü söyledim, her kim olsa ce-
mâle tâlib;..Ümmet olsan, gariblere uyar ol, Âyet ve hadîsi her kim dese, duyar ol…”.
40
Divan-ı Hikmet ve Din Eğitimi
Allah’ın uluhiyet (Tanrılık) sıfatlarından biri “Rab” tır. Rab, terbiye etmek,
büyütmek, yetiştirmek anlamına gelir. Rab kelimesinde bir yetiştiricide bu-
lunması gereken merhamet, şefkat, yakın ilgi gösterme ve doğru yola iletme
anlamları da gizlidir. Peygamberimiz de Allah’ın bu eğitici yönünü yakinen
bildiği için “Rabbim beni ne güzel terbiye edip yetiştirdi.” demiştir. Islam
dinine göre ilk eğitici Allah’tır. Onu peygamberler ve onlara indirilen kitaplar
takip eder.
41
Ahmed-i Yesevî, peygamber mirası eğitimi hayatına mal etmiş, hikmetleri
vasıtasıyla öğrenim gördüğü yazılı kültürü, sözlü kültür hâline dönüştürmüş-
tür.
42
Bu bakımdan Ahmet Yesevî, Türk ve Islam kültür tarihinde önemli bir
şahsiyet hâline gelmiştir. Yesevî’nin şahsiyetiyle toplumda oluşturduğu say-
gınlık sonucu, Yesi’de tarikatını kurup bölgenin sosyal ve kültürel şartlarına
uygun metotlar geliştirerek saf Türkçe ile Islam inanç, ahlak ve kültürünü
tebliğ etmesi, O’nu Türk toplumları nezdinde bir cazibe merkezi hâline getir-
miş, bu sayede Türkler arasında Islamiyet hızla yayılıp benimsenmeye başla-
mıştır. Hoca Ahmed Yesevî’nin faaliyetleri sayesinde Türkler, bir takım batıl
mezhep ve düşüncelerin etkisinden korunmuş ve Ehl-i Sünnet itikadına bağlı
bir Islam inancına sahip olmuşlardır.
43
Divan-ı Hikmet’ten anlaşıldığı üzere Ahmet Yesevî’nin, olayları yorumla-
madaki basit ve anlaşılır ifadesi, nasihatlerinde ağır edası, hemen hiç değiş-
memiş, en galeyana gelmesi gerekli yerlerde bile sakinliğini ve soğukkanlılı-
39
Hoca Ahmed Yesevî, Divan-ı Hikmet, Ed. Tatcı M., Hoca Ahmet Yesevî Uluslararası Türk-
Kazak Üniversitesi Inceleme - Araştırma Dizisi, Ankara, 2016, s. 87.
40
Divan-ı Hikmet, Haz. Hayati Bice, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 1993, s. 3.
41
M. Dağ, R. Öymen, Islam Eğitim Tarihi, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1974, s. 1-2.
42
Kadir Özköse, Anadolu’nun Türkleşmesi Ve Islamlaşmasında Tasavvufî Zümreve Akımların
Rolü- Cumhuriyet Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Dergisi Cilt: VII / 1, Sivas, 2003, s.256.
43
Osman Türer, Hoca Ahmed Yesevî’nin Türk Tasavvuf Tarihindeki Yeri ve Önemi, Uluslararası
Türk Dünyasının Islâmiyet’e Katkıları Sempozyumu, Isparta, 31 Mayıs- 1 Haziran 2007, s.
61-62.