1-FÂTİha sûresi



Yüklə 7,02 Mb.
səhifə80/103
tarix08.09.2018
ölçüsü7,02 Mb.
#67644
1   ...   76   77   78   79   80   81   82   83   ...   103

69. HÂKKA SÛRESİ


Mekke döneminin başlarında, Mülk sûresinden sonra indirilmiştir. Adını, birinci ayetinde geçen ve Kıyâmet Gününe işâret eden “el-Hâkka: Gerçekleşen, gerçekleşmesi kaçınılmaz büyük olay” kelimesinden almıştır. 52 ayettir.

Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla!

Beni yoktan var edip üstün yeteneklerle donatan ve kulluk göreviyle yeryüzüne göderen sonsuz şefkat ve merhamet sahibi yüce Rabb’imin adıyla, O’nun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve yalnızca O’nun adına okuyor, söylüyorum:



1. Kesinlikle gerçekleşecek büyük Olay: Kıyamet!

2. Ne büyük, ne dehşetli bir hâdisedir, o gerçeğin ta kendisi olan kaçınılmaz Olay!

3. Ey insan! Gerçekleşmesi kaçınılmaz Olayın Kıyametin ne olduğunu sen nereden bileceksin? Eğer Allah bildirmeseydi, hangi ilim, hangi zekâ, hangi ideoloji sana bu hakîkati öğretebilirdi?

Bu olayı, yani kıyâmet ve hesap olayını inkâr eden zâlimleri dünya ve âhirette nasıl bir âkıbetin beklediğini öğrenmek ister misin?



4. Semud ve Ad kavimleri, her şeyi yok edecek olan bu müthiş Felaket Kıyametin gerçekleşeceğini inkâr etmiş ve korkunç bir ahlâksızlık ve sefahatin pençesine düşmüşlerdi. İşte bu yüzden:

5. Semud kavmi, ansızın dehşet verici bir gürültüyle, o azgın sarsıntı ile topyekün helâk edildi!

6. Ad kavmine gelince, azgın bir kasırga ile yok olup gitti! Öyle ki;

7. Allah onların kökünü kazımak üzere, tam yedi gece sekiz gün boyunca aralıksız olarak bu kasırga azâbını üzerlerine saldı. Eğer orada bulunsaydın, bu azgın halkın, çürümüş hurma kütükleri gibi nasıl cansız bir hâlde yerlere serildiklerini görürdün.

8. Şimdi o zâlimlerin yurtlarını bir dolaş bakalım, onlardan azaptan kurtulup geri kalan hiçbir kimse, saltanat ve azgınlıklarından bir iz görebiliyor musun? Sadece bunlar mı:

9. Ayrıca Firavun, ondan önceki kâfirler ve altı üstüne getirilen şehirlerdeki Lut Kavmi de aynı şekilde günaha batmışlardı

10. Ve Rablerinin gönderdiği Peygambere başkaldırmışlardı; bu yüzden Rabb’in, şiddetli bir darbeyle onları kıskıvrak yakalayıvermişti.

Fakat her zaman iman edenler azaptan kurtarılmıştı:



11. Nûh tufanı sırasında gökten boşanan ve yerden fışkıran sular taşıp dağları tepeleri kapladığında, sizi dalgalar üzerinde akıp giden bir gemide taşıyıp kurtarmıştık.

12. Ki, insanlık tarihinin dönüm noktası olan bu olayı sizin için bir ibret kılalım ve dinlemesini bilen kulaklar bunu kavrayıp ibret alsın. İbret alsın da, iman edip güzel davranışlar ortaya koyarak, kendisini o Büyük Güne hazırlasın:

13. Kıyâmet için sûra bir kez üflendiği,

14. Ve yeryüzü ile dağlar yerlerinden sökülerek, korkunç bir darbeyle darmadağın edildikleri zaman,

15. İşte o Gün, gerçeğin ta kendisi olan o kaçınılmaz Olay gerçekleşmiş olacak.

16. Şu üzerinizdeki gök yarılıp parçalanacak; o Gün sistem tümüyle değişecek! Gök henüz tamamen dürülmeyecek fakat gamlı, kederli, puslu bir yüz, hüzün veren bir bulut görüntüsü ile yarılıp pörsüyecek, zayıf ve cılız bir hâle gelecektir.

17. Melekler, göğün yarılan kenarlarında saf tutmuş bir hâlde Rabb’inin emrini bekleyecekler; onların da üzerinde, Rabb’inin Arş’ını, o Gün sekiz büyük melek taşıyacak. Böylece o Gün, size dünyada geçici olarak verilmiş olan gücünüz, irâdeniz ve tercih hakkınız elinizden alınacak ve ilâhî hükümranlık, tüm azamet ve ihtişâmıyla tecellî edecek!

18. İşte o Gün, ey insanlar, yaptıklarınızın hesabını vermek üzere Rabb’inizin huzuruna çıkarılacaksınız ve en gizemli sırlarınız bile gizli kalmayacak. Ve Mutlak Hâkim olan Allah en âdil hükmü verecek:

19. Kitabı sağından verilen dürüst ve erdemli kişi, sevinçle haykıracak, “Gelin bakın, şu kitabımı okuyun!”

20. “Ben zaten, böyle güzel bir hesapla karşılaşacağımı anlamıştım!”

21. Böylece o, ebedî olarak mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayacak.

22. Yüce ve değerli bir cennette,

23. Meyveleri, ellerini uzatsalar alabilecekleri kadar yakın olan hârika bahçelerde.

24. O Gün onlara, “Geçmiş günlerde bu günü düşünerek yapmış olduğunuz iyilik ve hayırlardan dolayı, şimdi dilediğiniz gibi afiyetle yiyin, için!” denilecek.

25. Kitabı solundan verilen zâlim kişiye gelince, “Eyvah!” diye feryat edecek, “Keşke bu kitabım bana hiç verilmeseydi!”

26. “Ve hesabımın ne olduğunu hiç öğrenmeseydim!”

27. “Ah, keşke ölüm her şeyi bitirmiş olsaydı da, toprak olup gitseydim!”

28. “Çünkü o çok güvendiğim malım mülküm beni Allah’ın azâbından kurtaramadı!”

29. “Ve bütün güç ve otoritem, bir anda yok olup gitti!”

Bunun üzerine, Allah cehennem meleklerine emredecek:



30. “Yakalayın onu ve ellerinden ayaklarından demir kelepçelerle bağlayın onu!”

31. “Sonra alev alev yanan cehennem ateşine atın onu!”

32. “Ardından da, yetmiş arşın boyunda bir zincire vurun onu!”

33. “Çünkü o, azamet sahibi Yüce Allah’a O’nun istediği gibi iman etmiyordu!”

34. “Ve bunun doğal sonucu olarak, yoksulları doyurmak için en ufak bir istek ve gayret göstermiyordu!”

35. “Bu yüzden onun, bugün burada ne kendisine yardım edecek bir dostu olacak,”

36. “Ne de karnını doyurabileceği bir yiyeceği; ancak cehennemliklerin yaralarından fışkıran kan, irin ve kusmuk karışımı bir yiyecek vardır ona!”

37. “Yalnızca günahkârların mecburen yiyeceği iğrenç bir bulamaç!”

38. Hayır! İş sizin zannettiğiniz gibi değil, ey inkârcılar! Yemin ederim, görebildiğiniz her şeye!

39. Ve bütün göremediklerinize ki,

40. Bu Kur’an, şerefli bir Elçi olan Cebrail’in getirdiği, Allah’ın sözüdür. Cebrail, onu doğrudan Allah’tan alıp Muhammed’in kalbine indirmiştir.

41. Açık yüreklilikle onu okuduğunuzda siz de göreceksiniz ki, o kesinlikle bir şâir sözü değildir; ne kadar zayıf bir inancınız var sizin!

42. O bir kâhin sözü de değildir fakat siz, kulağınıza küpe olması gereken bu hikmetli sözlerden ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!

43. Evet, bu Kur’an ne bir şiirdir, ne de bir kehanet; o, âlemlerin Rabb’i tarafından gönderilen hikmet dolu bir hidâyet rehberinden başka bir şey değildir! Dolayısıyla, Muhammed’in kendi sözleri değildir!

44. Çünkü şâyet o, kendi uydurduğu sözleri Bize yakıştırmaya kalkışsaydı,

45. Biz derhal onun gücünü ve yeteneklerini elinden alarak onu sağ elinden yakalar,

46. Sonra da herkese ibret olması için onun can damarını koparıp oracıkta canını alırdık!

47. Ve hiçbiriniz onu elimizden kurtaramazdı! Fakat öyle olmadı; Muhammed, Rabb’inden aldığı mesajı size olduğu gibi ulaştırdı:

48. Doğrusu bu Kur’an, dürüst ve erdemlice bir hayatı tercih ederek kötülüklerden titizlikle sakınanlar için bir öğüt ve uyarıdır.

49. Bununla birlikte, ey insanlar, aranızda bu mesajı yalanlayan bedbaht kimseler olduğunu ve kıyâmete kadar da olacağını çok iyi biliyoruz!

50. Fakat bu yalanlama ve yüz çevirme, Hesap Günü inkârcılar için onulmaz bir pişmanlık, acı ve üzüntü kaynağı olacaktır.

51. Çünkü bu Kur’an, inananları sonsuz mutluluğa, inkâr edenleri de azâba götüren açık ve kesin bir gerçektir!

52. Öyleyse, ey müslüman! Sonsuz kudret ve azamet sahibi Rabb’inin ismini hem kalbinle, hem de söz ve davranışlarınla anıp yücelterek, en içten duâ ve yakarışlarla tesbih et!

Yüklə 7,02 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   76   77   78   79   80   81   82   83   ...   103




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə